My Authors
Read all threads
Halen et tüketen, evrimsel geçmişimizin önemli ölçüde et tüketmekle şekillendiğini ve hepçil olduğumuzun tartışması olmadığını düşünen biri olarak; gelecek nesillerin bizi, et tüketimindeki ısrarımız dolayısıyla yargılayacağını düşünüyorum.

Tıpkı köleliği yargıladığımız gibi.
Bir zamanlar yaptığımız birçok rezilliğin, o zamanlarda çok güçlü "gerekçe" ve "savunuları" vardı.

Bunların bir kısmı belki doğruydu bile!

Ama bu, bizim şimdi bu rezillikleri yargılamamız ve hatta lanetlememiz önünde bir engel değil.
Kültürel bir tür olmanın en ilginç tarafı, biyolojik temellere meydan okuyabilmek. Biz, işimize geldiğinde biyolojik kökenlerimize zıt düşmekte tereddüt etmiyoruz.

Yahu, beton binalarda ve şehirlerde yaşıyor, uçakla kıtaları aşıyor, savaşta bile kural ihlalini cezalandırıyoruz!
Bunların hiçbirinin biyolojik karşılığı yok. Ama normalleştirdik.

Et tüketimi de birçok açıdan böyle.

Bilmiyorum, belki o normalleştirmeyi mümkün kılacak dönüşümün eşiğindeyiz. Yapay et, sentetik besinler gibi teknolojiler bardağı taşıracak belki de...
Ama yeterince isteyecek olursak, çocukluk çağında olan bir hayvanı ebeveynlerinden koparmadan veya ergenlik çağına yeni ulaşmış veya daha yeni doğurmuş canlıların boğazını kesmek zorunda kalmadan kendimizi besleyecek ürünler/yöntemler geliştirebiliriz.
Belki benimkisi üşengeç bir yaklaşım, ama bu değişimin bireysel çaba ile olacağına ikna olmuş değilim (ama bireysel değişimi seçenlere saygım sonsuz).

Küresel ısınma gibi yani... Bireysel değişimler ile önlemek imkansız. Devletler arası/üstü bir işbirliği gerekiyor.
Ancak o yönde değişimi teşvik edecek seslerin yükselmesinin önemi açık. Sonuçta değişim oturduğumuz yerden olan bir şey değil.

Bu nedenle bu mesajı yazmak istedim.
Bu değişimin, biyoloji ile kavgaya tutuşarak gelemeyeceğine tamamen ikna olmuş haldeyim. Yani "İnsan aslında otçuldur.", "Et yemek zehir gibidir.", "Etin evrimimizde yeri yok." gibi hatalı argümanlar ile bir yere varamayız. Bunlar, kesinlikle daha çok zarar veriyor.
Bunun yerine çok daha yaygın beslenme bilimi eğitimi verilmesi gerekiyor. Etik gibi konuların analitik olarak gençlere öğretilmesi, doğru düşünme, doğru argümantasyon, doğru eleştiri yöntemleri öğretilmeli. Bunlarla donanan kişiler zaten en isabetli sonuçlara er geç varıyor.
Ve düşünmemiz lazım: Gelecekte de belirli hayvanların bizim tüketimimiz için yetiştirilip öldürüldüğü bir dünya istiyor muyuz, istemiyor muyuz?

Eğer biri bunda bir sakınca görmüyorsa, bence ikna çabaları anlamsız. Enerjiyi, muhtemelen daha iyi olan alternatife odaklanmak gerek.
Ben, gelecekte hayvanların biz yiyelim diye öldürülmesini istemiyorum.

Evet, geçmişimizde bu var.

Evet, bu çok doğal.

Ama hayır, biz, bundan daha iyisini başarabilecek bir türüz.

Tekrardan: Yakında, beyin bölgelerimizi regüle edecek Neuralink devreler takmaktan bahsediyoruz!
Ve eğer ki hayvanların tüketimimiz için öldürülmesini istemiyorsak ve bunu başarabileceğimize inanıyorsak (bu iki öncül yoksa tartışmanın bir anlamı zaten yok), o zaman o yönde çalıştığımızdan emin olmamız, bilimi buna teşvik etmemiz lazım.
Bunu başarmak için her ne gerekiyorsa (eğitim mi, yapay et mi, sentetik besinler mi, her neyse) bunlara erişimin olduğundan emin olmamız lazım.

Ve şu etapta belki de en önemlisi, birbirimizi anlamamız lazım.

Pek az insan cani duygularla et tüketiyor.
Pek az insan "Off ne de güzel boynu koptu da kan fışkırdı, yaa ne güzel annesinden kopardık yavruyu." der. Bunları internette diyen trollere takılmamak lazım.

Birçok insan, üzerinde düşünmüyor bile.

Ve çok agresif bir değişim talebi, çok net geri tepiyor.
Değişim, yarın olmayacak. Bunu unutmamak/anlamak lazım.

İnsanların, bireysel değişimin sonucu değiştireceğine ikna olması lazım, ben mesela henüz buna ikna olmuş değilim.

Amaç, birbirimizi sindirmek değil, daha iyi bir gelecek isteyenlerin bir arada çalışmasını sağlamak olmalı.
Bu konudaki tüm detayları bir zincire sığdırmak imkansız. İşin sosyoekonomisi var mesela, devasa bir öneme sahip.

Türkiye'de bu konu ne zaman açılsa, "Pahalılıktan et yiyebildiğimiz mi var?" argümanı geliyor mesela.
Böyle bir ortamda, Batının argümanlarını olduğu gibi halka dayamak gülünç sonuçlar doğuruyor.

Veya Dünya'da 1 milyar kadar insanın hayvancılık sektöründe istihdam edildiği gerçeği var.

İşin psikolojisi var, beslenmesi var, gıda erişilebilirliği var, var oğlu var.
Her neyse, burada her detayı tartışamayacağım elbette. Ama hazır, ekstradan/yaygın et tüketimini teşvik eden özel bir günde, nasıl bir gelecek istediğimiz konusunda belki biraz daha fazla kafa yorar, biraz daha öz eleştiri yaparız diye aklıma gelen birkaç noktayı yazmak istedim.
Herkese iyi bayramlar.

Lütfen sosyal mesafeye dikkat edin, mümkünse aile ziyareti yapmayın, evden eve geçmeyin. Yoksa bu, virüs için bayram olur.
Not: Buraya kadar okuyanlara sormak istedim:

Eğer gerçek etten ayırt edilemeyecek ve beslenme açısından farkı olmayan yapay etler yaygınlaşırsa, sadece/çoğunlukla yapay et tüketmeyi tercih eder misiniz?
Not 2: Belki Robert Zubrin'in Mars kolonisi için söylediği o harika söz, bu zinciri özetlemekte kullanılabilir:

"İnsanlar olarak elimizde muhteşem bir şeyler yapma gücü varsa, onu başarmalıyız."
Kitlesel olarak hayvan katliamı yapmadan dünyayı besleyebilme, hatta belki daha kontrollü ve sağlıklı besleyebilme gücü, tüm zorluklarına rağmen elimizde veya erişim alanımız dahilinde diye düşünüyorum.

Söylemek istediğim, bunu yapmazsak, torunlarımızın bizi yargılayacağı...
Not 3: Bu zincire ot tüketimine, ot ağırlıklı beslenmenin faydalarına, vs. odaklanmadım, çünkü onlar zaten yaygın tartışma noktaları. Ancak bunlardan söz etmeden bile hayvan tüketimi etiğinin tartışılabileceğini ve hatta karşıtlığın savunulabileceğini göstermek istedim biraz.
Merak edenler için vejetaryen veya vegan beslenme ile ilgili zaten bolca kaynak var.
Not 4: B12 vs. detayları zaten yakından takip ediyorum. Bu tür detaylara da girmek istemedim burada. Her beslenme biçiminin artıları eksileri var zaten ama ben daha sentetik beslenmeye odaklanmak istedim. Bu, o sorunları zaten çözüyor.
Not 5: Bitki "nörobiyolojisi" benim de daha önceden yazdığım, bilimsel gelişmelere kulak vermekte fayda olan bir saha, ancak et tüketimi karşıtı argümanlara karşı ileri sürülen en zayıf argümanlardan biri olduğu kanaatindeyim.
Zaten sentetik beslenmeye odaklanma sebebim o. Amaç, kültür/teknoloji sayesinde diğer canlılara verilen zararı minimize etmek zaten. Sıfırlamak belki imkansız (örneğin her türlü, "bakterileri sömürmek" zorunda kalabiliriz). Bu, minimizasyon çabaları önünde engel değil.
Not 6: Burada "Şu doğrudur." veya "Şu yanlıştır." demekten ziyade, insanlığın gelişim oku yönünde bir anlığına ileri sıçrayıp, sonra o noktadan geçmişe (bugüne) baktığımızda, hakkımızda ne düşünüleceğine yönelik bir düşünce cimnastiğini ve potansiyel anlamlarını hedefledim.
Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh.

Keep Current with Çağrı Mert Bakırcı

Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!