1957 yılının 11 Eylül Çarşamba gününde Ankara şehri, tarihinin en büyük doğal afetine şahit olmuştur. Sayısı halen bilinmese de 200’den fazla şehir sakini sel sularına karışmıştır.
Öğlen saatlerinde Hüseyin Gazi Dağı’nın üzeri birden bire kararmış, Elma Dağı üzerinden Ankara’ya kara bulutlar gelmiş ve Ankara’nın kuzey kesimlerine şiddetli sağanak yağmıştır. Yağmur, şehirde fark edilmemiştir.
Elma Dağı, Çubuk, Esenboğa, Mamak ve Kayaş boyunca başlayan sağanak, bu hatta ceviz büyüklüğünde doluya dönüşerek etkisini göstermiştir. Esenboğa’ya yağan doludan hava alanı pisti buz içinde kalmış ve pist temizleninceye kadar uçuşlar yapılamamıştır.
Elmadağ’a yağan dolular yaklaşık yarım metrelik bir tabaka oluşturmuştur. Asıl felaket; bu dolu tabakası eriyip, dere ve sel yataklarından Hatip Çayı’na karışınca kendini göstermiştir.
Sel ile ilgili ilk ihbarı yapan, saat 14:00 sıralarında Elma Dağ üzerinden geçmekte olan bir askeri uçak olmuş ve telsizle Elma Dağ’dan Ankara’ya doğru bir selin geldiğini bildirmiştir. Seli ilk görenlerden biri de demiryolu bekçileri olmuştur.
Bekçiler de, Emniyet’e haber vererek selin varlığını ve geldiğini bildirmişler. Sel, demiryolu hattının 325 metrelik kısmını kopararak sürüklemiş, Mamak ve Kayaş arasındaki tren seferleri yağmur sonrası sel başladığı andan itibaren durmuştur.
Sel, ağaçları yıkıp, çukurları doldurarak Elmadağ’dan Lalahan’a ve vadi boyunca Hasanoğlan, Kayaş ve Ankara’ya doğru ilerlemiştir. İlk su baskınına uğrayan yerlerden biri Lalahan olmuştur. Kayaş sular altında kalınca, Belediye Başkanı Orhan Eren selden haberdar edilmiştir.
Başkan, yola çıkıp sele doğru gitmeye çalışmışsa da, Kayaş’ta tahribat yapan selin Ankara’ya büyüyerek devam ettiğini görmüş, şehre geri dönerek yol üzerindeki evleri ve Mamak’taki askeri birlikleri haberdar etmiştir.
Başbakan Adnan Menderes, Meclise uğramadan yola koyulmuştur. Menderes selin bir tarafında kalmış, diğer tarafa da geçemediği gibi Ankara’ya da geri dönememiştir. Nehrin sağ sahilinde Mamak, Hatip Çayı, Bent Deresi ve Kazıkiçi Bostanları’ndaki çalışmalara katılmıştır.
Menderes, geceyi Altındağ’daki Tiftik Çiftliği’nde geçirmiştir. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, saat 17:30’da nehrin sol sahilinde yer alan Saimekadın’a kadar gidebilmiş, yollarda selin yaptığı tahribat nedeniyle daha ileriye gidememiştir.
Sel çok hızlı ilerlediği için, Saimekadın İstasyonu’nun ayaklarının altındaki toprağı oymuş, banliyö treninin hareketini engellemiştir. Burada şehre içme suyu veren şebekenin ana boruları sele kapılmıştır.
Bayar, köprü ayaklarının sağlam olmaması ve banliyö treninin geçidi kapaması nedeniyle, ancak köprüye kadar ulaşabilmiştir. Daha ileriye gitmek istese de, gidememiştir. Saimekadın ve Konservatuar civarını incelemiş, halkı dinleyip ve çeşitli direktifler vererek şehre dönmüştür.
Hatip Çayı’nın yatağında ilerleyen sel hızla akarken, bazı yerlerde evlerin boyunu aşmış ve önüne çıkan canlı cansız her şeyi sürüklemiştir. Dere yatağındaki tarlaların hepsi tahrip olmuş ve mahsuller zarar görmüştür. Ağaçlar gibi elektrik ve telefon direkleri de yıkılmıştır.
Sel güzergahında yer alan yerleşim birimlerinin hem elektrikleri kesilmiş hem de iletişim olanakları tamamen ortadan kalkmıştır. Ankara’nın şehir içi telefon görüşmeleri güçlükle yapılmaya çalışılırken Adana, Sivas ve Diyarbakır ile telefon irtibatı kesilmiştir.
Sel mağdurları kaderleri ile baş başa kalmıştır. Sel felaketi duyulduktan sonra Gençlik Parkındaki tüm eğlence yerleri tatil edilmiş ve Lunapark kapatılmıştır. Radyo müzik yayınını kesmiş ve yaşanan felaketle ilgili bilgilendirme yapmıştır.
Kayaş, Üreğil, Mamak, Saimekadın, Gülveren, Bent Deresi, İsmetpaşa Mahallesi, Atıfbey, Dışkapı, Kazıkiçi Bostanları ve Akköprü su altında kalmıştır. Sel iki kola ayrılmış, bir kolu Demirlibahçe’yi basmış, diğer kolu ise Gülveren üzerinden Dışkapı ve Akköprü’ye doğru ilerlemiştir.
Selden en çok etkilenen yer Demirlibahçe olmuştur. Sel felaketinde su altında kalan Kazıkiçi Bostanları ve Demirli Bostanları, Ankara’nın en önemli bostanlarından ikisidir ve yüzyıllardır Bent Deresi’nin suyu ile doğal yollardan sulanabilmektedir.
İlk etapta Verem Savaş Hastanesi tarafındaki bostanlık alanları dolduran sel, burada 7-8 metreye kadar yükselmiştir. Su altında kalan evlerin çatısına çıkan insanlar; Gençlik Parkı’ndan getirilen sandal, kayık ve motorlar yardımıyla kurtarılmıştır.
Gençlik Parkı’ndaki kayıklar, cemselerle sel alanına götürülmüştür. Sel alanındaki kurtarma faaliyetlerine katılan sandalları Gençlik Parkı’nda işleten kendi personelleri kullanmış, gece çalışmasını kolaylaştırmak için gece projektörlerinin ışığı kullanılmıştır.
Demirlibahçe’deki Yozgat Talebe Yurdunda kalan öğrenciler, suya girerek, sele kapılan çok sayıda çocuğu kurtarmıştır. İlerleyen günlerde yurdun sel felaketzedelerine ilgisi ve yardımı devam etmiş, günlük iaşe desteği yanında yurdun bir katı felaketzedelere tahsis edilmiştir.
Demirlibahçe’de de suyun şiddetine dayanamayan kerpiç evler, kurtulma ümidi ile üzerlerine çıkan vatandaşlarla beraber sel sularına gömülmüştür. Demirlibahçe’nin çukur arazi yapısı ve sel sularının hızla bölgeyi doldurması nedeniyle felaketin bölgedeki boyutu yıkıcı olmuştur.
Selin diğer kolu Bent Deresi ve Varlık Mahallesi ile Sanayi Caddesi ve Kazıkiçi Bostanları bölgesini etkilemiştir. Çankırı Caddesi’nin Dışkapı’ya yakın kısmından başlayarak Dışkapı Meydanı ve Buluş Sinemasının olduğu yerler dahil olmak üzere Ziraat Mahallesini de su basmıştır.
Varlık Mahallesi’nde yüzlerce ev yıkılmış, Yeni Sanayi Çarşısındaki dükkanlar ve buraya tamir için getirilen araçların hepsi su altında kalmıştır. Kazıkiçi Bostanlarında suyun yıkıcı gücü kalmadığı için, maddi zarar dışında can kaybı olmamıştır.
Et ve Balık Kurumu Umum Müdürlüğü’nü de su bastıktan sonra sel, Hipodrom yakınlarına kadar ilerlemiş; oradan Etimesgut’a kadar uzanan sahayı taşkın şeklinde etkilediği için Hayvanat Bahçesi felaketten kıl payı kurtulmuştur.
Bugün, Et ve Balık Kurumu’ndan geriye E.B.K. Fetih Camii adını taşıyan bir yapı kalmıştır. Burada suyun yüksekliği 20-25 cm’de kalmıştır. Bölgede selin ardında bıraktığı çamur ve balçık nedeniyle, suyun tahliyesi ile çakıl ve kumla dolan yolları boşaltmak zaman almıştır.
Dışkapı’dan Akköprü’ye inen sel, Ankara-Yenimahalle yolunu ve yeni asfaltlanan İstanbul Caddesini tahrip etmiş, bu nedenle Ankara’nın hem şehir içi hem de şehirlerarası ulaşımı kesilme noktasına gelmiştir.
Troleybüsler, otobüsler ve otomobillerin hiçbiri çalışmadığı için Dışkapı Caddesi’nde trafik durmuştur. Şehir merkezinde çalışıp Yenimahalle, Etlik, Keçiören, Aydınlıkevler ve Yenidoğan civarında oturanlar iş çıkışı evlerine gidememiştir.
Gece yarılarına kadar otobüs duraklarında beklemek zorunda kalmışlar ve otobüs duraklarında uzun kuyruklar oluşturmuşlardır. Belediye Yenimahalle’ye gidecekleri Çiftlik yolu üzerinden götürme kararı almış, ancak Çiftlik yolu da, köprünün su altında kalması ile engellenmiştir.
Belediye, 12 Eylül öğlene doğru Yenimahalle yolunu açmış ve İskitler Caddesi üzerinden Keçiören'e gitmek mümkün olmuştur. Adana’dan gelen motorlu tren ile 11 Eylül gecesi Elma Dağ’a ulaşan yolcular, geceyi Elma Dağ’da geçirmiş ve sabah Ankara’ya otobüslerle getirilebilmişlerdir.
Selin yarattığı tahribat nedeniyle Ankara-Kayseri ve Ankara-Zonguldak tren seferleri de kesintiye uğramıştır. Selin en yıkıcı etkisi, Ankara içme suyu şebekesini tahrip etmesi olmuştur.
Hamamönü, Cebeci, Yenişehir, Sıhhiye, Maltepe ve Ankara’nın suları tamamen kesilmiş ve şebeke suyu sel sularıyla beraber akmıştır. Kayaş, Üreğil, Mamak, Saimekadın pompa istasyonları su altında kalmış ve hasara uğramıştır.
Suyun kesildiği yerlere su verilememiş, diğer yerlere de nöbetleşe su verilmiştir. Gülveren semtindeki motorlar su altında kaldığı için yerinin değiştirilmesine başlanmıştır. Felaket Çarşamba günü olmuş, şehre düzenli su verilmesi için Pazartesi gününe kadar beklemek gerekmiştir.
Saat 22:30 olduğunda suyun ilerleyişi durmuş ve sel çekilmeye başlamıştır. Selle beraber pek çok mahalle ada şeklinde kalmış ve çevreyle irtibatları kesilmiştir.
Suyun altına aldığı şeylerin arasında elektrik ve telgraf direkleri, otomobiller ve kamyonlar varken; suyun üzerinde ise ev eşyaları, kapı, pencere ve çatılar ile istifçilerin sakladığı otomobil lastikleri yüzmektedir.
Hastaneler yaralılarla dolup taşarken, gözlerinin önünde insanların boğulmasına ve evlerin sel sularının altında kaybolmasına şahit olan onlarca insanın çıldırdığı kaydedilmiştir.
Kayıtlara göre selin uzunluğu 60-70 km, genişliği 30-40 metre, derinliği de 3-10 metre arasında değişmektedir. Sel, Ankara’nın kuzey doğusunu göle çevirmiştir.
Selin verdiği maddi zararı ölçmek ve can kaybını hesaplamak çok kolay olmamıştır. Öncelikle mahalle muhtarlarına bölgelerindeki kayıp miktarını tespit etmeleri bildirilmiştir. Zararın tespit edilmesi için Karayolları ekipleri ve 12 Nafia Ekibi de görevlendirilmiştir.
Resmi makamların verdiği maddi zarar ve can kaybı sayıları gün gün farklılık göstermiştir. İlerleyen günlerde enkaz altından ve yollardaki çamur yığınlarının içinden cansız bedenler çıkmaya devam etmiştir.
Cesetler, Tıp Fakültesinde ve Numune Hastanesinde toplanıp, temizlendikten sonra ailelerine gösterilmiş ve hüviyetleri anlaşılanlar şehir mezarlığına gömülmüştür. 15 Eylül’de selin bilançosu; ölü sayısı çoğu çocuk 140 ve maddi zarar 200 milyon Lira olarak açıklanmıştır.
Daha sonraki yıllarda resmi can kaybı 165 olarak sabitlenmiştir. Resmi rakamı oluşturan 165 kişinin kimlik bilgileri halen bilinmemektedir. Sel felaketinde hayatını kaybedenlerin sayısının resmi rakamın çok üzerinde olacağı açıktır.
Çünkü selin başladığı Elmadağ’ın eteklerinden itibaren tahrip ettiği pek çok yerleşim biriminin elektrik ve telgraf altyapısı çökmüştür. Mamak’tan itibaren ise etkilenen yoksul gecekondu bölgelerinde nüfusa kaydedilmemiş çocukların sayısının yüksek olabileceği düşünülmelidir.
Cumhuriyet Gazetesi muhabirinin “Nasıl oldu?” sorusunu yanıtlayan Çankaya Kaymakamı Kemal Yılmaz: “Onlar mal kurtarma kaygısı ile canlarını telef ettiler” demiştir.
Ankara tarihinde “11 Eylül 1957 Sel Felaketi”nin can kayıpları ve verdiği maddi zarar açısından “İstanbul’un zelzelesi kadar önemli” olacağı kanaati selin ertesi günü oluşmuştur.
1957 Sel Felaketi, Ankara'da doğal alanlara yapılan yapay müdahaleleri hızlandırmış; felaket sonrasında Bent Deresi ve çevresi Ankara’nın önemli bir gezi alanı olma özelliğini yitirerek tamamen insansızlaştırılmıştır.
Sel felaketinin olduğu 11 Eylül 1957 günü; Ankara'da bulunan Meclis çalışmaları aksatılmadan devam etmiştir. Çünkü 1957 yılı erken genel seçim kararı selden bir gün önce DP’nin yetkili organlarında alınarak Meclise sel günü sevk edilmiştir.
Selin yarattığı tahribatın felakete dönüştüğü haberi TBMM'ye ulaşmışsa da, Meclis gündemi ertelenmemiş ve her ne olursa olsun seçim kanunu yenilenmiş ve erken seçim kararı alınmıştır.
Meclis kapanırken, akşamın geç bir saati de olsa “Hasanoğlan istikâmetinden gelen büyük sel felâketi karşısında Türkiye Büyük Millet Meclisinin duyduğu teessürün felâketzede vatandaşlara duyurulmasına karar verilmesi hakkındaki” başlıklı karar verilmiştir.
Felaket karşısında Meclis’in duyduğu teessürün vatandaşlara iletilmesi için böyle bir karar teklifini DP’li vekiller Hayrettin Erkmen (Giresun), Muzaffer Kurbanoğlu (Manisa), Zeki Erataman (Tekirdağ) ve Rıfat Öçten (Sivas) vermiştir. Karar, ittifakla kabul edilmiştir.
11 Eylül 1957 günü Saat 22:00’de Meclis kapanmadan önce 2084 ile 2085 numaralı kararlar alınmış; Meclis’te Seçim Kanunu değiştirilmiş ve 27 Ekim 1957’de erken genel seçim yapılmak üzere Meclis kendini feshetmiştir.
Ankara'nın 11 Eylül 1957 Sel Felaketinin zinciri şimdilik bu kadar @threadreaderapp unroll pls..
@tugaykartal seli ilk farkedenler demiryolu bekçileri..

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Engürü Ankara

Engürü Ankara Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @EnguruAnkara

6 Sep
Ankara Bağları, yüz yıl önce şehrin tamamını kaplasa da; bugün bağ adlarından semtlere kalan bazıları dışında, Ankaralıların anılarında bile yeri kalmamıştır. Keskinli Seyit Çelik’in “İp attım ucu kaldı” türküsü nasıl oldu da “Ankara’nın Bağları” oldu?
Anadolu’da her yerde üzüm yetişse de, iktisadi bağcılık yapılabilmesi için uzun bir yaz gerekir. Ankara armudu gibi ilkbahar donlarından etkilenmeyen bölgelere bağcılık daha uygundur. Ankara’da en iyi bağ yerleri genellikle güneye bakan arazilerin sırt ve tepeleridir. Image
Etlik, güneye bakan sırtlarıyla bağcılığa en uygun yerdir; pazara çıkan ilk üzümü yetiştirir. Güdül ise, son üzümü yetiştirir. Köylerde sofralık çeşitler değil de, şıra ve şaraplık türler yetiştirilir. Kalecik ve Kırıkkale'nin beyaz ve siyah üzümlerinden kaliteli şarap yapılır. Image
Read 17 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!