Thread by @matrix_9x

~~~~~~~İLETİŞİM~~~~~~~

İletişim konusunu yazıyorsak bu işin nirvanasını yazalım ilk önce.
Kuantum fiziğinde meşhur çift yarık deneyi vardır.
Bu deney de elektronların gözlemlendiği zaman farklı gözlemlenmediği zaman farklı davrandığı görülür.
Final de kuantum fiziği

Uzmanları elektronların bilinci olduğunu kabul eder ve elektronları kandırmak için şu an kamera çalışmıyor kamerayı kapattık gibilerinden konuşmaya başlarlar.
Tabi elektronlar yemez bunu.
Ben burada kalbimizle bilincimizle beynimize biz de olan her şeyle konuşun iletişime geçin

Diye yazıyorum ya!
Tabi bazılarına ilginç geliyor.
Yaw insan hiç kalbi ile konuşur mu diyor!
Adamlar elektronlar ile konuşmaya çalışıyor!
Gözle göremeyeceğin hatta normal mikroskopla göremeyeceğin şey bu elektron.
Zerrenin zerresinin zerresinin zerresi desen az bile.
İşte bilim

İletişim seviyesini buraya indirmiş.
Benim yazdıklarım ise böyle uçuk şeyler değil.
Kalbin beynin duyguların vs. bunlar zaten hissettiğin şeyler.
Kısaca burada yazdıklarımın tamamı bilimseldir.
Bilimsel olduğu için sonuç alıyoruz.
Bir de bana dm'den gelen uygulamalar sonucunda

İnanılmaz mucizeler yaşadığını yazıp teşekkür eden kişilerin sayısı o kadar çok ki izin verseler paylaşım yapsam aslında süper olur.
Neyse konumuza dönelim.

Öncelikle biz de olan her şeyin bilinci vardır.
Bunu aklınızdan çıkarmayın.
Ve bu elektron örneği ile tamamen bilimseldir.

Kalbimizin kendi bilinci vardır.
Beynimizin kendi bilinci vardır.
Vücudumuz da ki tüm organların kendi bilinci vardır.
Duygularımızın kendi bilinci vardır.
Kısaca biz de olan her şeyin farklı farklı bilinçleri vardır.
Biz tüm bunların hepsine (ben) diyoruz.
Tabi (ben) dediğimiz

Bizler, bizi oluşturan tüm bilinçlerden fersah fersah uzağız.
Hatta bu bilinçleri tanımıyoruz bile.
Bu yüzden biz de olan tüm bilinçlerden uzağız.
Yani kendimizden uzağız.
Bunun için herkes kendini çoğu zaman boşlukta hisseder.
Kendi iç evrenine uzak olan bir insanın kendini

Boşlukta hissetmesi çok normal.
Çünkü insan kendini dolu görmüyor ki! Ama insan kendi iç evreninde sayısız bilinç olduğunun farkındalığını idrak etmiş olsa kendi iç evreninde sayısız bilinç enerjisi olduğunuda idrak etmiş olur.
Manyakça bir insan tanımı çıktı ortaya değil mi!

Aynen öyle. Sayısız bilinci ve bilinç enerjisini kendi içinde misafir eden bir evrendir insan.
İnsan kendi iç evreniyle tanışıp iletişim haline geçince insan değişir, evren değişir.

KÂLP;
Kalbimiz kumbara gibidir.
Sevgi (aşk) kalbe düşer.
Korku kalbe düşer.
Cesaret kalbe düşer.

Hüzün kalbe düşer.
Sevinç kalbe düşer.
Daha bir çok duygu kalbe düşer.
Kâlp tüm bu duygularla tek başına uğraşmaya kalkar.
Zira biz kalp ile iletişime geçilebileceğini bilmiyoruz.
Bize öyle bişey öğretilmedi.
Kâlp de haliyle bizim onunla iletişime geçeceğimizi bilmediği için

Tüm sorunlarla kendisi uğraşmaya kalkar. Tüm duyguları en yüksek perdede yaşar. Korkunca çok korkar sevince çok sever üzülünce çok üzülür vs. Ortası yoktur yani.
Eğer kalbe sevgi düştüyse biz de elimizi kalbimize götürüp neyi neden sevdiğini olumlu olumsuz yönlerini söylemeye

Başladık diyelim!
Yani sanki bir arkadaşımızla konuşuyor gibi kalbimizle konuşuyoruz.
Kalbin bilinci bizim onunla konuştuğumuzun farkına hemen varıp kendini yalnız hissetmeyecektir. Aklı yani bizi dinleyip enerjisini ona göre şekillendirecektir.
Artık kâlp yalnız değildir.

Korku kalbe düştüğü zaman kalbinize diyeceksiniz!
Kalbim sen kâlpsin.
Senin korktuğun da bir kâlp.
Hiç kâlp kâlpten korkar mı!
Sanki arkadaşınıza nasihat verir gibi!
Hüzün sevinç vs. tüm kalbe düşen duygular içinde kâlp ile konuşulur.
Hatta hem kalbimizle hem de duygularımızla

Ayrı ayrı konuşabiliriz.
Zira her şeyin bir bilinci vardır.
Samimiyetiniz ve ikna kabiliyetiniz ne kadar yüksekse o kadar mükemmel sonuç alırsınız.

ORGANLAR;

Organlarımız da hem bilinç hem de bilinç enerjisi sahibidir.
Herhangi bir organınızda bir rahatsızlık var ise direkt o

Organınızla konuşun. Konuşmak yani iletişime geçmek o organın enerjisini açığa çıkartacaktır.
Çok ama çok çabuk iyileşme sürecine girer o organ.

BEYİN;

Beyin patrondur. Beyin iletişime çok zor yanıt verir. Ama başarabilir seniz size metafizik boyutların kapısını açacaktır.

Einstein, tesla filan bunlar senin benim gibi bir insandı. Farklı olmaları sadece beyinlerinde kaçak olması ile alakalıdır.
Zira beyin tüm evrende ki bilgileri bir şekilde toplar. O bilgileri kendinde tutar. İletişim yahut doğuştan bir kişi de kaçak filan varsa o kişi dahi olur.

ESTAĞFURULLAH;

Estağfurullah herkesin kullandığı dillere pelesenk olmuş uhrevi bir sözdür.
Ama kimse bu sözü nerede kullanacağını bilmez.
Hâlbuki bilinci temizlemek için muhteşem bir ilahi sözdür.
Aklımıza bilinçaltından geçmişte yaşadığımız travmalar başta bir çok kötü anı

Servis edilir. Tabi bunun bir tık ötesi psikolojik rahatsızlığa yol açar. Biz nerede ne zaman olursa olsun aklımıza bizim istemediğimiz düşünceler geldiği zaman hızlı hızlı estağfurullah diyoruz ve bu kötü düşünceler bir anda mucizevi bir şekilde kaybolup gidiyor.
Bunu devamlı

Yaptığımız zaman bilinçaltı terbiye olup atık bizim estağfurullah ile bilinçaltının bize gönderdiği istemediğimiz düşünceler bir daha gelmiyor.
Tertemiz bir bilince sahip oluyoruz.
Eğer bir manzara karşısında oturuyorsak artık manzaranın keyfini çıkarıyoruz.

BİLGİ ENERJİSİ;

Her bilginin bir enerjisi vardır.
Bilgi beyinde yerini alınca enerji olarak kullanılmayı bekler.
Bilgi kullanılmaya başlanınca bilginin enerjisi de açığa çıkar.
Açığa çıkan bu enerji ilham kanallarını da açar
Hani aklıma bir fikir geldi deriz ya!
İşte bu bilginin

Enerjisinin açığa çıkması ile alakalıdır.
İlahi bilgilerin enerjisi çok ama çok güçlüdür. Misal bazı arkadaşlar estağfurullah nasıl bu kadar güçlü olabilir diye düşünüyor!
Zira onların beklentisi bir sureyi 70 kere filan okuyunca öyle bir güce ulaşılacağını zannediyor
Bir surenin

70 kere okunmasının gücü susayınca bir insanın okyanusu içmesi gibi birşeydir.
Bir insan okyanusu içebilir mi!
Ama içmeye çalışan var.
Hâlbuki biz beynimiz de estağfurullah deyince belkide estağfurullah'ın gücünün trilyonda birine yansıma alıyoruz.
Zira ilahi bir sözün gücü

Kudreti ölçülemez.
Organlar konusunda bir rahatsızlık var ise o organla konuşun organın bilinç enerjisi açığa çıkar iyileşme daha çabuk olur demiştim.
Ayrıca rahatsızlığı olan organa elinizle dokunup ister estağfurullah deyin ister Hayyum Kayyum deyin hızlı hızlı bu ilâhi sözün

Enerjisini de kendinize işleyin.
Her şey samimi bir iman ve bilimin farkındalığı üzerinedir.
Sevgiler.