Bir erkeğin öz güveni, insanların ona olan ilgisinden gelmemelidir. Bu, erkeğin doğasına aykırıdır. Bu erkeklerin günde en az 10 defa aynaya baktıklarını ve çevreyi çok fazla önemsediklerini görürsünüz.
Küçük bir olayda da 12 yaşındaki çocuklar gibi hayatlarının ne kadar zor olduğundan bahsederler.
Erkeğin, adam olabilmesi için duygusal acıyla kavrulması gerekir. Bu acıya katlanmayı öğrenmesi ve duygularını bir kenara bırakabilmeyi öğrenmesi gerekir.
Bazı erkekler bunu hayatı boyunca öğrenemezler ve bütün suçun kaderde olduğunu zannederler. Bununla beraber doğanın, kurallarının rengi asla pembe olmamıştır; olmayacaktır da. Doğa çok acımasızdır.
Her yerde duygu yüklü şarkılar, diziler, filmler olması sebebiyle ve erkeklerin babalarıyla az zaman geçirmelerinden dolayı, erkeklerin olması gerekenden çok daha duygusal bir erkek nesli yetişiyor. Duygusal olarak yakınmanın erkeğe göre olmadığını anlayabilen,
bunu kavrayabilen her erkek değişime yatkındır.
Bir kısım vardır ki bu gerçeği bile kabullenemezler. Doğru bildiğini zannetmek, insanın ayağına sıktığı kurşun gibidir; insanı öldürmese de yürüyüşünü yavaşlatır.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Öyle sadece özgüvenli olayım, çoğu kişiye bir anda etki etmeye başlayayım diye bir şey yok.
Öz güveniniz, iletişim seviyeniz, kafa yapınız çok iyi olması lazım ki insanlar siz konuşunca "Bu adam bunu diyorsa, kesin bir bildiği vardır" diyebilsinler.
Her insanın, kendini yeterli hissetme ihtiyacı vardır. Eğer bunu aileniz size hissetirmediyse, büyük ihtimalle, online oyunlar oynuyorsunuz ve kendinizi birilerine kanıtlıyorsunuz. Oyun sevmiyorsanız, sigara gibi dopamini hızlıca yükselten şeyler içiyorsunuz
ve bir anlık da olsa dopamininiz çok yükseldiği için kendinizi iyi hissediyorsunuz. Lakin bu uzun sürmüyor. Yeterli hissettirilmediğiniz için insanlara iyilik yaparak yeterli hissetmeye çalışıyorsunuz ya da egonuz bunu kabul etmeyerek herkesi bir düşman olarak görüyor.
Duygusal zekanız düşükse iradenizi kaybetmeniz çok da zor değildir. Kendinize ara sıra da olsa telkinler vermeniz gerekebilir. Bu zamana kadar bilinçaltınıza işlenen verileri değiştirmek kolay değildir ve yaşınız ilerledikçe değişim zorlaşır.