Ümit Doğan Profile picture
12 Dec, 135 tweets, 17 min read
MEVLANA AHİ EVRAN MÜCADELESİ.

1) Mevlana, 13.yy'da Anadolu'yu işgal eden Moğolların tarafında yer alıp Ahi ve Türkmenlerle mücadele etmiştir. Ahi Evran ve onun önderliğinde işgale karşı ayaklanan Ahiler Moğollarca katledilmiş, tekke ve zaviyeleri Mevlevilere verilmiştir.
2) Eleştirilere peşinen cevap vereyim. Bunu ben değil tarihçilerin kutbu Halil İnalcık hoca söylüyor.
3) Mevlana’nın yalnızca saray seçkinlerine hitap eden bir sufi olduğunu, Anadolu’yu işgal eden Moğollar’la bir olup Ahi ve Türkmenlerle mücadele ettiğini elbette ben ortaya çıkartmış değilim. Prof. Dr. Mikail Bayram hoca bu işin öncüsüdür.
4) Sizleri konuyu araştırmaya yöneltmek adına paylaştığım tweet zincirlerini tek başlık altında topladım.

Alaeddin Keykubad’ın yerine geçen oğlu II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında baş gösteren Babai İsyanı, Moğolları Selçukluların üzerine yürümek konusunda cesaretlendirmişti.
5) Moğol komutan Baycu Noyan’ın 1242’de Erzurum’u ele geçirmesiyle Anadolu’da Moğol istilası başladı.
6) II. Gıyâseddîn Keyhüsrev, 80 bin kişilik ordusu ile önce Kayseri’ye ardından Sivas’a ve Kösedağ’a geldi. Moğollar üzerine gönderdiği öncü birlikler yenilince, bazı komutanlarla birlikte savaş meydanından kaçan Keyhüsrev, Antalya’ya gitti.Komutansız ordu. kendiliğinden dağıldı.
7) Moğollar bunun bir savaş hilesi olduğunu düşünüp üç gün beklediler. Daha sonra ordugâhı yağmaladılar. Anadolu’yu yakıp yıkarak ilerlemeye başladılar. Önce Sivas’a, sonra Kayseri’ye dönüşte de Erzincan’a girip halkı kılıçtan geçirdiler.
8) Kayseri’de Ahiler 17 gün boyunca şehri savundular. Şehre girmeyi başaran Moğollar pek çok Ahi’yi katlettiler. Ev ve işyerlerini yaktılar. Ahi Evren’in eşi Fatma Bacı Moğollara esir düştü. Ahi Evren bu sırada Konya’da bulunuyordu. Kayseri haftalarca yandı.
9)Tarihçi Ebu’l Ferec bu konuda şunları söylemektedir:
“Bunlar asilzadeleri ve hür kimseleri işkenceye tabi tutarak bunları bütün servetlerinden mahrum edinceye kadar kılıçtan geçirdiler.Daha sonra on binlerce kimseyi öldürdüler ve genç erkek ve kadınları esir ederek götürdüler”
10) Selçuklu Devleti yıkılma sürecine girdi. II. Gıyaseddin Keyhüsrev ölünce tahta Moğol hakimiyetini istemeyen II. İzzettin Keykavus geçmişti. Kardeşi 4. Kılıçarslan ise Moğol yanlısı idi. Moğollar kardeşler arasındaki mücadeleden faydalanma yolunu seçtiler.
11) II. İzzettin Keykavus, Ahi Evren’i kendisine atabey tayin etmişti. Karaman Bey başta olmak üzere Anadolu’daki Türkmenler Moğollara karşı mücadelesinde II. İzzetin Keykavus’a destek veriyorlardı.
12) Bu büyük Moğol ordusunun gazabından korkan II. İzzettin Keykavus Konya’yı terk etmek zorunda kaldı. Bizans’a sığındı. Baycu Konya’dan çekilince Bizans’ın yardımıyla tekrar tahta geçti. Memluk Sultanı Baybars’tan yardım istedi.
13) Moğol yanlısı vezir Muineddin Pervane bu durumu Hülagü’ye bildirince II. İzzettin Keykavus’un öldürülmesi için emir çıktı. Alıncak Noyan emri uygulamak üzere 4. Kılıçarslan’la birleşip Konya’ya hareket edince II. İzzeddin Keykavus Konya’yı terk etmek zorunda kaldı.
14)II. İzzettin Keykavus Altın Orda Devletine sığındı ve burada vefat etti. Muineddin Pervane 4. Kılıçarslan’ı tahta geçirdi ancak onunda Baybars’la yazıştığı iddiasını yayarak onu da öldürtüp yerine küçük yaştaki 3.Gıyaseddin Keyhüsrev’i tahta çıkardı.
15) Moğol Hükümdarı Abaka Han, Anadolu Türkmenlerinin Selçuklu ailesine olan bağlılığından faydalanıp onları kolayca itaat altına almak için 4. Kılıçarslan’ın kızı Selçuk Hatun’u oğluna istedi. Muineddin Pervane Selçuk Hatun’la birlikte Tebriz’e hareket etti.
16) Anadolu’da Moğol baskısından bıkan Türkmenler Muineddin Pervane’nin yokluğunu bilerek Hatiroğlu Şerafeddin liderliğinde isyan ettiler. İsyandan önce Baybars kendilerini kurtarması için Anadolu’ya çağrılmıştı.
17) Hatiroğlu Şerafeddin Kayseri’de resmen isyan edip, Moğollara karşı Sultan Baybars’ın hakimiyetini tanıdığını ilan etti. Şerafeddin, Baybars’ın Anadolu’ya gelmesi gecikince kendini güvende hissetmeyerek Niğde’ye çekildi.
18) Baybars’ın geleceği ümidiyle başta Karamanoğulları olmak üzere Türkmen beyleri Niğde’de toplanmaya başlayıp Moğollara karşı ayaklandılar. Anadolu’daki gelişmeleri öğrenen Muineddin Pervane Moğol ordusuyla birlikte Niğde’ye hareket etmiştir.
19) Hatiroğlu Şerafeddin Baybars’ı beklerken Moğol ordusunu karşısında bulmuş ve Ulukışla’ya sığınmak istese de kale komutanı onu Pervane’ye teslim etmiştir. Hatiroğlu Şerafeddin ve bir çok Türkmen öldürülmüştür.
20) Hatiroğlu Şerafeddin Baybars’ı beklerken Moğol ordusunu karşısında bulmuş ve Ulukışla’ya sığınmak istese de kale komutanı onu Pervane’ye teslim etmiştir. Hatiroğlu Şerafeddin ve bir çok Türkmen öldürülmüştür.
21) Türkmenlerin ölüm haberini alan Baybars ordusuyla birlikte Anadolu’ya hareket etmiştir. Elbistan Ovası’nda Moğol öncü ordusuyla karşılaşan Memluk Ordusu, Moğolları bozguna uğratıp Kayseri’ye girmiştir.
22) Baybars kendi hakimiyetindeki bölgelere fetihnameler gönderip “Melun Tatarları yendik ve Anadolu’yu bir günde aldık” diyerek tekrar Şam’a dönmüştür. Abaka Han’ın olanları öğrenmesiyle Türkmenler için çok zor ve sıkıntılı bir dönem başlamıştır.
23) Abaka Han, Türkmenleri cezalandırmak üzere Anadolu’ya gelmiş sivil halkı katletmiştir. Erzurum’dan Kayseri’ye kadar 500 bin, yalnız Sivas’ta 200 bin sivili öldürdüğü rivayet edilmektedir.
24) 40 bin hane Türkmen Bizans ve Memluk Devleti’ne sığınmıştır. Baybars Türkmenleri Antakya’dan Gazze’ye kadar olan sahil şeridine yerleştirmiştir. Katliam ve göçlerle Anadolu’nun demografik yapısı değişmiştir.
25) Kadı Sırâceddin Urmevi, Kayseri Kadısı Celâleddin Habib, Fahreddin Güçbeği, Zahireddin b. Nureddin Karaca ve Sivas kadısı İzzeddin Hasan b. Muhammed Urmevi gibi birçok din âlimi Abaka Han tarafından şehit edilmiştir.
26) Türkmenler istiklal mücadelesinden hiç vazgeçmediler. Karamanoğlu Mehmed Bey, Moğol hakimiyetindeki Konya’yı almak için harekete geçti. II. İzzeddîn Keykâvûs’un oğlu olduğu iddia edilen Alâeddîn Siyâvûş’u Konya’da tahta çıkarttı.
27) 13 Mayıs 1277’de Moğol yanlısı Selçuklu kuvvetleriyle mücadele edeceğini duyurduğu sırada Farsça olan resmî dilin yerine Türkçeyi resmî dil olarak yürürlüğe koydu. (divan kararıyla)
28) Konya’nın Türkmenler tarafından ele geçirildiğini öğrenen Abaka Han, kendisine biat eden III. Gıyâseddîn Keyhüsrev ile birlikte bir Moğol ordusunu Konya’ya gönderdi. Karamanoğlu Mehmed Bey Siyavuş’u da alarak Ermenek’e çekildi.
29) Mehmed Bey daha sonra 20 bin kişilik Türkmen kuvvetiyle birlikte Moğollara saldırdı ancak mağlup oldu. Moğollar Mehmed Bey’in başını kesip Karamanoğullarının bulunduğu yerlerde teşhir ettiler.
30) Siyavuş ise yakalanarak Moğollara teslim edilmiştir. Canlı canlı derisi yüzülmüş, yüzülen derisinin içine saman doldurulmuş, ibret için Anadolu şehirlerinde dolaştırılarak teşhir edilmiştir.
31) Mehmed Bey’den sonra Karamanoğullarının başına Güneri Bey geçti. Onun döneminde Moğol şehzadesi Kongurtay da kukla Selçuklu Sultanı ile birleşerek Konya’ya, Türkmenler üzerine hareket ettiler.
32) Kongurtay, Konya ve çevresindeki Türkmenleri katlettikten sonra kaçan Türkmenleri arkalarından gitmiş ve Ermenek’ten Mut bölgesine kadar Karamanoğullarından yakaladıklarını öldürmüştür. Bu katliamın etkisi Mısır’a kadar ulaşmıştır.
33) Bir müddet sonra Karamanoğulları Konya’yı Moğollara biat eden kukla Selçuklu yönetiminden almak istemişlerdir. Bunun üzerine Moğol ordusu Geyhatu komutasında 20 bin kişilik orduyu Konya’ya göndermiştir. Karamanoğulları yine dağlık bölgelere çekilip saklanmışlardır.
34) Bir müddet sonra Karamanoğulları Konya’yı Moğollara biat eden kukla Selçuklu yönetiminden almak istemişlerdir. Bunun üzerine Moğol ordusu Geyhatu komutasında 20 bin kişilik orduyu Konya’ya göndermiştir. Karamanoğulları yine dağlık bölgelere çekilip saklanmışlardır.
35) Bir müddet sonra Karamanoğulları Konya’yı Moğollara biat eden kukla Selçuklu yönetiminden almak istemişlerdir. Bunun üzerine Moğol ordusu Geyhatu komutasında 20 bin kişilik orduyu Konya’ya göndermiştir. Karamanoğulları yine dağlık bölgelere çekilip saklanmışlardır.
36) Geyhatu bu sefer Karaman’dan Kütahya’ya, Beyşehir’den Milas’a kadar olan Menteşeli, Lâdikli, Eşrefoğlu ve Karamanlı Türkmenlerinden on binlercesini katletti ve bir o kadarını da esir aldı.
37) Gazan Han zamanında Moğolların iç çekişmelerinden faydalanan beylikler (Germiyanoğulları, Hamidoğulları, Candaroğulları) vergi vermemeye başladılar. Karamamoğlu Mahmud Bey Larende ve Konya’yı Moğollardan geri aldı. Moğol emiri Emir Çoban, Konya’yı tekrar ele geçirdi.
38) Emir Çoban’ın yerine oğlu Timurtaş geçti. Timurtaş zamanında Konya Karamanoğulları tarafından tekrar ele geçirildi. Timurtaş adına para bastırıp hutbe okutunca Moğol Hükümdarı Ebu Said Bahadır Han ile arası açıldı.
39)Memluklere sığınan Timurtaş, Ebu Said Bahadır Han’ın isteğiyle idam edildi. Karamanoğlu Bedreddîn İbrahim Bey, Konya’yı tekrar ele geçirdi. Karamanoğulları Konya ve çevresinin kesin hakimi oldular.Bahadır Han’ın ölmesiyle birlikte Anadolu’da Moğol hakimiyeti yıkılmaya başladı.
40) Buraya kadar Moğol istilası hakkında kısaca bilgi verdik. Şimdi Mevlana’nın müridlerinin Karamanoğulları karşısında Moğollar’a neden destek verdiklerini Eflaki’nin “Ariflerin Menkıbeleri” eserinden inceleyelim.
41)"Ariflerin Menkıbeleri” Mevlana’nın torunu Ulu Arif Çelebi’nin hizmetine girmiş olan Ahmed Eflaki tarafından 35 yılda yazılmıştır. Mevlana’nın hayatı hakkında bizlere bilgi veren ana kaynaktır. Bu eserde, Ulu Arif Çelebi’nin Moğollara destek verdiği şu anekdotla anlatılmıştır:
42) Moğollarla mücadele eden Karamanoğulları Ulu Arif Çelebi'ye niçin kendileriyle olmayıp Moğollardan yana olduğunu sorduklarında o şöyle cevap vermiştir:

"Biz dervişleriz. Bizim nazarımız Allah'ın iradesine bağlıdır. O iktidarı kime verirse biz de onun tarafını tutarız"
43)Yine Ariflerin Menkıbeleri’inde Mevlana’nın Anadolu’yu işgal eden, binlerce Türk’ü katleden Moğol Komutan Baycu Noyan’ı “Evliya” olarak nitelendirdiği bilgisi yer almaktadır.
44) Prof. Dr. Mikail Bayram Mevlana’nın Moğollarla olan ilişkisinin hocası Şems’le tanışmasıyla başladığını söylemektedir. Moğollar Erzurum’u işgal ettiklerinde Şems de Erzurum'dadır. Moğollar Kayseri'ye geldiğinde o yine oradadır.
45)Tarihçi İbn-i Bibi’nin, Kösedağ Savaşı’nda Moğol ordusu yanında savaşan Kalenderi dervişlerinin olduğunu naklettiğini ve Şems’in de bir Kalenderi (Cavlaki) olduğunu hatırlatan Mikail Bayram,Mevlana’nın bir diğer hocası Seyyid Burhaneddin’in Moğol yanlısı olduğunu söylemektedir
46) Moğollar Kayseri’de binlerce insan katlederken o sırada Kayseri'de bulunan Seyyid Burhaneddin'in eteğine paralar saçtıklarını yine Ariflerin Menkıbeleri yazarı Eflaki nakletmiştir.
47) Mikail Bayram, Seyyid Burhaneddin ve Şems gibi Moğollarla birlikte Kayseri’ye giren dervişlerin de Kayseri’deki büyük Ahi katliamında rol aldıklarını nakletmektedir ve Seyyid Burhaneddin’in eteğine saçılan paralar bu katliamın ganimetidir. Katliamdaki hizmetinin karşılığıdır.
48) Mevlana ve Moğollar arasındaki irtibatı sağlayan kişi Şems’tir. Tam bir Moğol taraftarı olan Şems’in sohbetleri olan "Makalat" adlı eseri incelendiğinde bu zatın Anadolu insanını Moğollara itaat etmeye ve Moğol yönetiminden razı olmaya çağırdığı görülecektir.
49) Mevlana’nın sohbetlerinden oluşan Fihi Ma Fih adlı eserinde onun Moğollara bakış açısıyla ilgili önemli bilgiler mevcuttur. Burada Mevlana’nın Müslümanların rahatının yalnız Moğolları hoş tutmakla mümkün olacağı yönündeki görüşleri dikkat çekiyor.
50) Bu eserde yer alan bilgiye göre bir sohbet esnasında birisi Mevlana’ya sorar. “Moğollar, bizim mallarımızı alıyorlar; bâzı bâzı da bize mal bağışlıyorlar. Acaba hükmü nasıldır?”

Mevlana cevap verir.

“Moğol, neyi alırsa Tanrının eline düşmüş, haznesine girmiş sayılır.”
51) Yukarıda sıkça adı geçen ve Moğollara biat eden vezir Muineddin Pervane, izlediği Moğol yanlısı siyaseti bir Müslüman olarak kendine yakıştıramaz, öz eleştiri yapar ve bir sohbet esnasında Mevlana’ya der ki:
52) “Bundan önce kâfirler, putları öperler, putlara secde ederlerdi. Biz de şu zamanda onun tıpkısını yapıyoruz. Gidiyor, Moğollara secde ediyoruz; sonra da kendimizi Müslüman sayıyoruz.” Mevlana cevap verir:
53) “Amma burda bir başka şey var. Hatırınıza şu kötüdür, beğenilmeyecek bir şeydir düşüncesi geliyor ya; gönül gözünüz, kesin olarak niteliksiz bir pek büyük şey görmüştür ki bu, size kötü, çirkin görünüyor.”
54) Vezir Pervane bir başka sohbette : “Gece gündüz canım da, gönlüm de tapınızda hizmet etmede; fakat Moğollarla uğraşmaktan, onların işleriyle oyalanmaktan vakit bulup da tapınıza gelemiyorum” deyince Mevlana şu cevabı verir:
55) "Onların (Moğolların) gönülleri olsun da birkaç Müslüman, emniyet içinde ibadete koyulsun diye kendinizi, malınızla, bedeninizle feda ettiniz. Şu halde bu da hayırlı bir iştir.”
56) Bu söylem bana Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan, “İngilizleri hoş tutalım da başımıza daha büyük felaketler gelmesin” diyerek yapılan milli mücadele aleyhtarlığını hatırlatıyor.
57) Özellikle Teali İslam Cemiyeti’nin beyannamesi vardı. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının İngilizleri kızdırdığı için başımıza Yunanların musallat edildiğini söylüyordu bizim din alimleri.
58) Bazı araştırmacılar Mikail Bayram’ın Mevlana’nın Moğollarla işbirliği yaptığı hakkındaki görüşlerine katılmakla birlikte, Mevlana’nın bunu Moğolların Anadolu’da daha fazla Müslüman kanı dökmemek için yaptığını söylerler. Bayram'ın cevabı şudur:
59) "Tam tersine. Mevlana Moğollara belli hedefler gösteriyor, diyor ki gidin o adamı öldürün. Moğol subaylar gidip o adamı öldürüyorlar. Adını da vereyim. Tacettin-i Kâşi. Zengin bir adamdı. Mevlana’nın işaret etmesiyle Moğol zabitler adamı öldürdüler. Bunun kaynağı Eflaki’dir"
60) Ariflerin Menkıbelerinde Mevlana’nın Moğol yöneticilerle işbirliği ve iyi ilişkiler içinde olduğu görülmektedir. Ahi olup, Mevlana taraftarı olan Mehmed-i Seyyidabadi Moğolların harmanları talan edeceklerini ve kendi buğdaylarına ilişmemelerini Mevlana’dan rica etmiştir.
61) Mevlana’nın araya girmesi ile Konya’da bütün harmanlar Moğol askeri tarafından yağma edilirken Mehmed-i Seyyidabadi’nin üzeri beyaz örtü ile örtülmüş harmanına ilişilmemiştir.
62) Moğollar Konya’daki sürüleri talan etmektedirler. Hacı Mecdüddin Meraği Mevlana’ya gelerek kendi sürüsünü Moğolların elinden kurtarmasını talep eder. Moğollar onun tek bir koyununa bile ilişmezler.
63) Ariflerin Menkıbeleri’ndeki bu örnekler Mevlana’nın işgalci Moğollarla iyi ilişkiler içinde olduğunu, Mevlana’nın sözünün Moğollar tarafından dikkate alındığını gösteriyor. Bakalım Mevlana’nın Moğol idarecilere yazmış olduğu mektuplarda durum nasıl?
64) Mektuplarda da Moğol idarecileri ile iyi ilişkileri içinde olduğu, Moğol yanlısı siyaseti destekler bir tutum takındığı, Moğol idarecilerin Mevlana’ya itibar ettikleri görülmektedir.
65) Mevlana’nın Moğolların Anadolu naibi Taceddin Mutez’e yazmış olduğu mektuplarda ki övgü dolu sözleri şöyledir:

"Devlet güneşi, emirler padişahı, Rabbani emir, anısı büyük, düşüncesi güzel, emin ve kutlu kişilerin gıpta ettikleri er, yoksulların ışığı…"
66) Mektuplardan birinde Mevlana işi gücü yolunda gitmeyen katibi Hüsameddin’in damadı Nizameddin için yardım istemiştir:

“(…) sultancasına ululuğuna layık olarak bu sefer de yardım gölgesini, oğlumuz Nizameddin’in üstüne salarlar da bu ağır yükün altından çıkar…”
67) )Bir başka mektupta Şeyh Sadreddin’den boş kalan bir yurdun kendisine verilmesini istemiştir: “Şeyh Sadreddin’den boş kalan bir yurt var. Şimdi şeyhi yok. Orasını lütfederseniz pekte yerinde olur bu.”
68) Mevlana yine Moğolların Anadolu naibi Taceddin Mutez’e yazdığı bir mektupta kendisine gönderdiği paraları aldığını yazmaktadır. Bu mektuplar Abdülbaki Gölpınarlı tarafından Türkçeye çevrilip yayınlanmıştır.
69) Mikail Bayram, Mevlana’nın “Moğollara itaat etmek vaciptir, Moğollara itaat etmeyen Allah’la mücadele ediyor” dediğini ve Ahi Evran’ı Moğollara itaat etmediği için “Ey başsız ayaksız Hoca! Sen Allah’la güreş tutmaya mı kalktın?” dizeleriyle eleştirdiğini söylemektedir.
70) Buraya kadar Moğol işgali ve Mevlana’nın Moğol işgali karşısındaki tavrına dair ön bilgi vermeye çalıştık. Şimdi Ahi Evran Hoca Nasreddin’in kim olduğu ile Moğolların Kırşehir emiri ve Mevlana’nın müridi Nureddin Caca (Cacabey) tarafından öldürülmesinden bahsetmeye çalışalım.
71) Ahi Evran (Evren) Nasîrüddin Mahmûd Azerbaycan’ın Hoy kasabasından doğmuştur. Horasan ve Maveraünnehir’de eğitim almış, Fahruddin Razi’nin talebesi olmuştur. Bağdat’ta Fütüvvet Teşkilatı’na girmiştir.
72) Kayınpederi Şeyh Ehvadüddin Kimrani ile Anadolu’ya gelerek Kayseri’ye yerleşmiş, ilk Ahi teşkilatını burada kurmuştur.

1255’te I. Alaeddin Keykubad’ın isteği üzerine Konya’ya gitmiştir.
73) Günümüzde “tabak” dediğimiz “debbağ” yani dericilerin piri olan Ahi Evren’in atölyesinin mahzeninde yılan beslediği ve yılan derisinden kırbaç ve kemer ürettiği ifade edilmektedir.
74) Ahi Evren dağlara çıkıp yılan yakalamakta ustadır ve yılanların zehrinden panzehir üretmektedir. Tıp alanında Kitabü’l Efai (Yılanlar Kitabı) adlı eseri yazmıştır. Yılanlar konusundaki ustalığı ona yılan ve ejder anlamına gelen “Evren” denilmesine sebep olmuştur.
75) 20 kadar eserinin olduğu bilinen Ahi Evren, Hacı Bektaş-ı Veli ve Sadreddin Konevi’nin yakın dostu, Eflaki’nin verdiği bilgiye göre Mevlana’nın baş düşmanıdır.
76) Ahi Evren, bildiğimiz Nasreddin Hoca mıdır?

Prof.Dr. Mikail Bayram, Ahi Evren’in latifeler içeren iki kitabını ortaya çıkarıp Nasreddin hoca fıkraları ile karşılaştırmıştır. Bazı fırkaların bizzat aynı olduğunu, bazılarının arasında da büyük benzerlik olduğu görmüştür.
77) Nasreddin Hoca fıkralarında Ahi Evren’in hayatından izler bulunması, Ahi Evren’in bir dönem Akşehir’de yaşamış olması, Mevlana’nın Mesnevi’de onu Cuha (komik, güldüren kimse) diye nitelendirip hicvetmesi bu görüşü kuvvetlendirmektedir.
78) Mevlana ile Ahi Evren mücadelesinin başlaması II. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde başladı. Mevlana ve çevresindekiler II. Gıyaseddin’e yakın bir siyasi çizgide iken, Türkmenler ve Ahiler Sultan’a muhalif bir tutum içindeydiler.
79) Sultan Alaeddin Keykubad Türkmen ve Ahi çevrelerin koruyucusuydu. Sultan Alaeddin’e büyük bir bağlılıkları bulunan Ahiler II. Gıyaseddin’in babası Alaeddin’i zehirleyerek tahta geçtiğini düşünüyorlardı.
80) Nitekim Ahi Evren II. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Babai Hareketi’ne dahil olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Bu sırada Baycu Noyan komutasındaki Moğollar Anadolu’ya girdi. Moğol işgali başladı.
81) Keyhüsrev’in ölümünden sonra saltanat naibi olan Celaleddin Karatay tutuklanan Ahi ve Türkmenler için af çıkardı. Ahi Evren’de böylece serbest bırakıldıktan sonra Denizli’ye gitti.
82) Moğol hakimiyetini istemeyen II. İzzeddin Keykavus tahta geçince Ahi Evren’i Denizli’den tekrar Konya’ya getirdi. Vezir ve atabek yaptı. Ahi ve Türkmenler Moğollara başkaldıran Keykavus’un etrafında toplandılar.
83) Şems-i Tebrizi’nin öldürülmesi olayı bu dönemde gerçekleşti. Eflaki’nin Vezir Nasreddin diye bahsettiği Ahi Evren’in dergahında yapılan bir törende Konya’nın şeyh ve alimleri bir araya gelmişlerdi.
84) Törenden sonra Şems, içlerinde Mevlana’nın oğlu Alaüddin Çelebi’nin de bulunduğu yedi kişi tarafından öldürüldü. Cesedi de Ahi Bedrüddin diye bilinen bir zatın bahçesindeki kuyuya atıldı.
85) Alaüddin Çelebi, Mevlana’nın oğlu olmasına rağmen bir Ahi idi ve Ahi Evren’in tarafında yer alıyordu. Mikail Bayram, Alaüddin Çelebi’nin Şems’i öldürenler arasında yer almasını Sipahsalar’ı kaynak göstererek Kimya Hatun ile ilişkilendirmektedir.
86) Buna göre Mevlana’nın Şems’e nikahladığı 15 yaşındaki cariye Kimya Hatun, 60-65 yaşlarındaki Şems’i istemiyordu. O aslında Mevlana’nın oğlu Alaüddin Çelebi’yi seviyordu. Alaüddin Çelebi’de ona aşıktı.
87) Mikail Bayram’ın Sipehsalar’dan naklettiğine göre Alaüddin Çelebi’nin dergaha gelip gitmesini Şems istemiyordu ve bir keresinde “Hey delikanlı, buradan geçersen ayağını kırarım” diyerek tehdit etmişti.
88) Eflaki’nin anlattığına göre ise Kimya Hatun zaman zaman Şems’ten uzaklaşıyor, Mevlana Kimya Hatun’u aratıp bulduruyor ve Şems’in yanına getirtiyordu.
89) Kimya Hatun, yine bir gün Şems’ten izinsiz bir yerlere gidip geri getirildikten üç gün sonra vefat etti. Bunun üzerine Şems Konya’yı tek edip Şam’a gitti.
90) Mevlana’nın diğer oğlu Sultan Veled, Şam’a giderek Şems’i buldu. Mevlana için tekrar Konya’ya getirdi. İşte Şems, bu gelişinden bir yıl kadar sonra öldürüldü.
91) Öteden beri Moğol taraftarı olan Şems’in, Mevlana’nın kendi oğlunun da aralarında olduğu Ahiler tarafından öldürülmesi ile Mevlana ile Ahi Evren’in arasını iyice açılmış olmalıdır.
92) Nitekim Alaüddin Çelebi Şems’i öldürenler arasında olduğu için babasına asi olmuş, aile ocağından ve evlatlıktan atılmıştır. Şems’in öldürülmesinin ardından Ahi Evren ve Alaüddin Çelebi Kırşehir’e yerleştiler.
93) Bu arada Moğol hakimiyetini istemeyen II. İzzettin Keykavus’un yerine Moğol yanlısı hükümdar 4. Kılıçarslan tahta oturdu. Alıncak Noyan’ın gözetiminde Taceddin Mutez gibi Moğol idarecileri göreve başladılar.
94) Bu durumu istemeyen Türkmen ve Ahiler Anadolu’nun çeşitli yerlerinde ayaklandılar. Kırşehir’de de Ahi Evren ve çevresindekiler Moğol yanlısı bu iktidara karşı isyan başlattılar.
95) Mevlana oğlunu Kırşehir’den geri getirmek için girişimlerde bulundu. Oğluna yazdığı şiirde Ahi Evren’e (yılana) uyup gittiği için şöyle sitem ediyordu:
96) “Ey sevgili hata ettin, bir başka sevgiliye koşulup gittin. (…) Dedim sen bir balıksın, YILANLA NİYE ARKADAŞSIN? Ey yanlış iş yapan yine yalana koşulup gittin.”
97) Bir başka şiir de açıkça dönmesini istiyordu:

“Ey can, gurbet illerde daha ne kadar duracaksın, dön gel artık. (…) Geri dön, çünkü o mecliste senin kıymetin bilinmez. Yüreği taş kesilenlerle oturma. Çünkü sen benim soyumun incisisin.”
98) Mevlana oğlu Alaüddin Çelebi’ye Konya’ya dönmesi için üç mektup yazdı. Bir mektuplardan birinde Kırşehir Emiri Seyfüddin Tuğrul’a on kez ricada bulunduğunu söyler ve evinden ayrılmamasını söyleyip geri dönmesini ister.
99) Alaüddin Çelebi babasının bütün çabasına rağmen Kırşehir’den ayrılmamıştır. Moğol yönetimi, Kırşehir’de Ahi ve Türkmen isyanının bastırılması için Cacaoğlu Nureddin’i (Cacabey, Nureddin Caca) görevlendirir.
100) Cacaoğlu Nureddin, emrindeki orduyla Kırşehir üzerine yürür ve ay tutulmasının olduğu bir gecede Kırşehir’deki Ahileri katleder. Bu katliamdan Ahi Evren ve Mevlana’nın oğlu Alaüddin Çelebi’de sağ çıkamamışlardır.
101) Aksarayî bu katliamı şöyle anlatır: “Kırşehir emirliği Nuruddin Caca’ya verildi. Orduyla onun üzerine geldi. Bir süre muhasara edildi. Onu kaleden söküp attılar+++
102) +++Hariciler ki ona uymuşlardı kamilen öldürüldüler.” Burada "hariciler" diye tabir edilen Türkmenlerdir. İsyancı denilen Türkmenlerin Nureddin Caca’yı bir süre şehre sokmadıkları, şehir düşünce de öldürüldükleri anlaşılıyor.
103) Mevlana Ahi Evren’in öldürülmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren bir şiir yazmıştır:
104) Alaüddin Çelebi’nin cenazesi Konya’ya getirildiğinde Mevlana oğlunun cenaze namazını kıldırmamıştır.
105) Abdülbaki Gölpınarlı ve bazı araştırmacılar bunun sebebini Mevlana’nın oğluna Şems’in ölümünde rol oynadığı için kırgın olmasına bağlarlar. Ancak Mevlana’nın oğluna yazdığı mektuplar onu affettiğini açıkça göstermektedir.
106) Mikail Bayram ise Şems’i ölümünde rol almasının Alaüddin Çelebi’yi sadece katil yapacağını ve İslam hukukunda katillerin değil “baği” yani devlete isyan edenlerin cenaze namazının kılınmayacağını söyler.
107) Mikail Bayram’a göre Mevlana’nın oğlunun cenaze namazını kıldırmayışının sebebi “Moğol yönetimini meşru devlet, oğlunu da meşru devlete isyan eden” olarak görmesidir.
108) Mevlana’nın Hacı Bektaş-ı Veli ile de iyi ilişkiler içinde olmadığı görülmektedir.

Hacı Bektaş-ı Veli’nin hayatı hakkında bilgi veren ana kaynak durumundaki Vilayetname’de geçen bir anekdot şu şekildedir:
109) Hacı Bektaş-ı Veli, Cacaoğlu Nureddin’e böyle şikayet edilir:

"Saru Kırşehri’ne doğru yola çıktı. Nureddin Hoca’ya vardı. ‘Sultanım’ dedi, ‘kardeşimin evine bir derviş geldi, garip halli bir kimse. Kalkıp bir yere gitmez. Bir adam gönderin de bu dervişi ordan yollasın.’
110) Cacaoğlu Nureddin, bir adamını gönderir. Adam Hacı Bektaş'ın gitmesini ister.

Hacı Bektaş adama "mülk sahibi gibi konuşuyorsun, beni buradan kimse çıkaramaz. Var git yoluna” diye cesaretli konuşunca Cacaoğlu Nureddin bu kez kendisi atına atlar, Hacı Bektaş’ın yanına gelir.
111)Cacaoğlu Nureddin Hacı Bektaş’a namaz kılalım der. Caca’nın adamları Hacı Bektaş’a abdest alması için su getirirler. Getirdikleri su kıpkırmızı kan olur. Hikayenin devamı Mevlana'nın hayatı hakkında bilgi veren ana kaynak durumundaki Ariflerin Menkıbeleri'nde yer almaktadır:
112) Cacaoğlu Nureddin, Mevlana’nın yanına gidip başından geçeni anlatır. Burada Mevlana Hacı Bektaş-ı şeytanın kardeşi olarak niteler:
113) Ariflerin Menkıbelerinde Hacı Bektaş-ı Veli’nin namaz kılmadığı ve şeriata uymadığının vurgulandığı görüyoruz.
114) Peki Caca’nın adamlarının Hacı Bektaş-ı Veli’ye abdest alması için döktüğü suyun kan olması ne anlam ifade ediyor? Hacı Bektaş, Caca’ya yaptığı katliamlardan dolayı “kanla abdest alıyorsun” mesajı vermiş olabilir mi?
115) Ariflerin Menkıbeleri’nde Hacı Bektaş-ı Veli’nin Mevlana’yı kıskandığını iddia eden bir anekdot yer almaktadır. Kıskanma iddiasından daha önemlisi ise Hacı Bektaş’ın Mevlana’ya yazdığı mektuplardaki ifadeleridir:
116) Hacı Bektaş-ı Veli bir mektubunda Mevlana’ya “Ne iştesin, ne istiyorsun? Dünyada kopardığın bu kıyamet nedir? diye sormuştur.
117) Bir başka mektupta ise Hacı Bektaş Mevlana’ya diyor ki:

“Eğer aradığını buldunsa sus, bulmadınsa saldığın bu gürültü nedir? Kendini insanoğullarının manzuru yaptın. Halkın bu kadar hanümanını (evini barkını) yıktın. Nedir bu hal?”
118) Anekdot’un devamı küfür ve hakaret içerdiği için burada yazmayı uygun görmüyorum. Dileyenler Eflaki/Ariflerin Menkıbeleri'nden bakabilirler.
119) Burada akıllara gelen soru şu:

Hacı Bektaş’ı Veli Mevlana’ya “Dünyada kopardığın bu kıyamet nedir?” ve “Halkın bu kadar evini barkını yıktın” derken Moğol istilasını kast etmiş olabilir mi?
120) Zihnimizi biraz daha yoralım.

Hacı Bektaş-ı Veli’nin “Eline, diline, beline hakim ol” sözünü hepimiz biliriz.

Elinle kimseye zarar verme, dilinle yalan söyleme veya kimseyi incitme ve zina etme gibi anlamları olan güzel bir sözdür.
121) Peki buraya kadar anlatılan Moğol istilası, Karamanoğlu Mehmed Bey’in Farsça'nın yerine Türkçeyi resmi dil ilan etmesi ve Türkmenlerin direnişini göz önünde aldığımızda bu sözün bildiğimizin dışında bir başka anlamı olabilir mi?
122) Hacı Bektaş-ı Veli bu sözü, eline yani vatanına sahip çık, beline sahip ol yani toprağını terk etme, diline yani Türkçe’ne sahip çık anlamında da söylemiş olabilir mi?
123) Daha ötesi Nasreddin Hoca fıkraları Moğol baskısı altında ezilen Türkmenlerin moralini yüksek tutmak için yazılmış olabilir mi?

Ben öyledir veya öyle değildir demiyorum, ama bir düşünün bakalım.
124)"Ne olursan ol yine gel" sözü Mevlana'ya ait değildir ve bu aslında pek bilinmeyen bir şey de değildir. Bu sözler Mevlana’dan yaklaşık 2 asır önce yaşamış Ebu Said Ebu-l Hayr’a aittir. Ebu Said Ebu-l Hayr’ın Prof. Dr. Mehmet Kanar tarafından Türkçeye çevrilip yayınlanmıştır.
125) İşte Mevlana’nın zannedilen sözler:

Yine gel, yine gel; ne olursan ol, yine gel.
Kâfir, ateşperest putperest olsan da yine gel.
Bizim dergahımız değildir ümitsizlik dergahı
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel.
126) Mevlana Türk değildir. Neden Türk değildir? Mevlana’nın doğduğu yer ve geldiği güzergâh bellidir. Anadili Farsçadır. Aile arasında Farsça konuşur. Eserlerini Farsça yazmıştır.
127) Mevlana’yı Türkleştirmeye çalışanlar onun bir rubaisinde “Hintçe konuşsam da aslım Türk’tür” dediğini ifade edip, bunu Mevlana’nın Türk olduğuna kaynak gösterirler.
128) Mevlana’nın anadilinin Farsça olması; aile içinde Farsça konuşulması gibi hususlar ortada iken bir şiirde geçen aslım Türk’tür ifadesi onu Türk saymak için yeterli değildir.
129) Bana göre Mevlana’yı Türkleştirmeye çalışmanın Vahdettin’i milli mücadele kahramanı yapmaya çalışmaktan bir farkı yoktur.
130) Mevlana Mesnevi’yi Kur’an-ı Kerim gibi görmektedir.

Bu durum Mesnevi’nin birinci defterinin önsözünde yazdıklarından rahatlıkla anlaşılmaktadır.

Mevlana’ya göre Mesnevi “dinin aslının aslının aslıdır”.

Abdülbaki Gölpınarlı’nın tercümesi:
131) Mevlana Mesnevi’nin Allah tarafından indirildiğini söylemiş ve Kur’an-ı Kerim hakkında nazil olan ayetleri Mesnevi’ye nisbet etmiştir:
132) Allah cc. Kuran-ı Kerim için diyor ki: Alemlerin Rabbinden indirilmiştir. (Vakıa / 80)

Mevlana da Mesnevi için diyor ki: Alemlerin Rabbinden inmiştir.
133) Allah cc. Kuran-ı Kerim için diyor ki: “Batıl, ona önünden de, ardından da gelemez. “ (Fussilet / 42)

Mevlana da Mesnevi için diyor ki: “Batıl, ne önünden gelebilir ne ardından.”
134) Mevlana Mesnevi’nin Kur’an olup olmadığı konusunda yaptığı bir tartışmayı oğlu Sultan Veled’e anlatan bir öğrencisine şu cevabı verir:

"Ey köpek! Niçin Kur'an olmasın? Ey eşek! Niçin Kur'an olmasın? Ey kahpenin kardeşi! Niçin Kur'an olmasın?
135) Mesnevi’deki sapkın hikayeler uydurma değildir. Mesnevi’nin yedinci cildi uydurmadır. Sapkın hikayeler zaten yedinci ciltte değildir. Örneğin meşhur kabak hikayesi beşinci cilttedir.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Ümit Doğan

Ümit Doğan Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @tsumut71

4 Dec
Dokuz köyden kovulmak pahasına söylemiştim.

1) Mevlana Anadolu’yu işgal eden Moğollar’ın tarafını tutmuştur.

Moğol ordusu Anadolu’yu baştan başa yakıp yıkmış, yapılan katliamlar ta Afrika’dan duyulmuştur.
2) Moğol işgaline karşı direnişin sembolü olan Ahi Evran’ı öldüren kişi Mevlana’nın yakın dostu ve müridi Nurettin Caca’dır.
3) Mevlana, Ahi Evran’ın (Nasreddin Hoca) kendi müridi ve Moğollar’ın adamı Nurettin Caca tarafından öldürülmesinden duyduğu memnuniyeti ifade etmek için 45 beyitlik bir şiir yazmıştır.
Read 6 tweets
21 Sep
Ahilik Haftası nedeniyle...

MEVLANA - AHİ EVRAN İLİŞKİSİ.

AHİ EVRAN'IN ÖLDÜRÜLMESİNDE MEVLANA'NIN ROLÜ VAR MIDIR?

1) Ahi Evran (Evren) Nasîrüddin Mahmûd Azerbaycan’ın Hoy kasabasından doğmuştur.
2)Horasan ve Maveraünnehir’de eğitim almış, Fahruddin Razi’nin talebesi olmuştur. Bağdat’ta Fütüvvet Teşkilatı’na girmiştir.
3)Kayınpederi Şeyh Ehvadüddin Kimrani ile Anadolu’ya gelerek Kayseri’ye yerleşmiş, ilk Ahi teşkilatını burada kurmuştur.

1255’te I. Alaeddin Keykubad’ın isteği üzerine Konya’ya gitmiştir.
Read 54 tweets
11 Sep
Ergenekon'un FETÖ kumpası olduğunu yazmıştık.. 1996’da Partik Bartholomeos ile görüşen Fethullah Gülen, “dinler arası diyalog” safsatasının ilk adımını atmış, bu doğrultuda 1998’de Papa II. Jean Paul ile de görüşmüştü. ImageImageImage
Tehlikenin farkında olan Papa Eftim’in torunu Sevgi Erenerol ise yurt genelinde verdiği konferanslarla Türk milletini uyarıyor, Türkiye’yi bölmek amaçlı yürütülen misyonerlik faaliyetlerini yapanların “dinler arası diyalog” kavramını öne sürdüklerini söylüyordu.
Misyonerlik faaliyetlerinin Türkiye’de de işbirlikçileri olduğunu söyleyen Erenerol, kendini cemaat olarak gören grup liderlerinin “dinler arası diyalog” diyerek Papa’nın ayağına kadar gidip görüştüğüne vurgu yaparak Gülen’i işaret ediyordu.
Read 5 tweets
9 Sep
Mustafa Kemal Paşa: "DİNDAŞ VE KARINDAŞ BUHARA HALKININ ARZUSUNU YERİNE GETİREREK BU MUKADDES KİTABI MİLLETE, MUAZZEZ KILICI DA İZMİR FATİHİNE TESLİM EDECEĞİM."

Buhara'dan İzmir'e gelen mukaddes kılıcın hikayesi. ImageImage
1) 31 Aralık 1921’de Buhara Sovyet Halk Cumhuriyetini temsilen Ankara’ya gelen Mehmed Nazri ve Mehmed Receb Bey 7 Ocak 1922 günü öğleden sonra saat üçte Gazi Mustafa Kemal Paşaya Meclisteki odasında resmî ziyarette bulunmuşlardı.
2) Mehmet Nazri Bey ziyaret esnasında yaptığı konuşmasında bu güne kadar aynı dinden ve aynı ırktan olan kardeşlerin bugüne kadar birbirlerine sahip çıkamamış olmalarında emperyalist siyasetin etkili olduğunu söylemişti.
Read 13 tweets
27 Aug
Malazgirt Türk tarihinin önemli zaferlerinden biridir. Malazgirt'ten sonra Anadolu'nun Türkleşme süreci hızlanmıştır ancak Alparslan'ın maksadı Anadolu'yu Türk yurdu haline getirmek olmadığı gibi "size öyle bir yurt bıraktım ki" ile başlayan bir sözü de yoktur. Image
1- Zaten Alparslan Malazgirt zaferinden sonra Anadolu'da ilerlememiş, geri dönmüştür. Anadolu'nun Türkleşme süreci bundan sonra hızlanmıştır, ancak bunu doğrudan Malazgirt'e bağlayamayız.
2- Anadolu'yu Türkleştiren, Kutalmışoğulları'dır. Büyük Selçuklu tahtının kendi hakkı olduğunu düşünen Kutalmış, Alpaslanla taht mücadelesine girişmiş ve bu uğurda ölmüştür.
Read 7 tweets
24 Aug
Cennet mekan (!) Abdülhamit Han'ın bazı kaynaklara göre 13, bazı kaynaklara göre 16 zevcesi vardı.

1- Nazikeda Başkadınefendi: Abaza asıllı olup esmer, siyah
saçlı, siyah gözlü, uzun boyluydu. İyi bir piyanistti. Sultan II.
Abdülhamid ile Dolmabahçe Sarayı’nda 1863’te evlenmişti Image
2- Safinaz Nurefzun İkinci Kadınefendi de Abaza asıllı, sarışın, uzun boylu ve narin yapılıydı. Safinaz Nurefzun Kadınefendi iyi kemençe çalardı.
3- Bedr-i Felek Başkadınefendi Gürcü asıllı,
mavi gözlü ve sarışın idi. Sultan II. Abdülhamid ile henüz veliaht iken 15 Kasım 1868’de Dolmabahçe Sarayı’nda evlenmişti
Read 13 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!