Herkese merhabalar, çay-kahve eşliğinde yine bir karantina Pazar'ında bu sefer yerelden çıkıp globale uzanalım istiyorum. Bu akışın konusu "ESG" ve "Yeşil Ekonomi" olsun diye düşündüm. Tabii bu konulara girip de Tesla'ya değinmemek olmazdı.

Hadi buyrun akışa.
ESG, Türkiye'de henüz çok bilinen bir konu değil maalesef. Bugüne kadar @ergun_unutmaz ve @SantManukyan haricinde kimsenin bu konu hakkında fikir ortaya koyduğunu görmedim. Önümüzdeki yıllarda çok duyulacak.

O nedenle biraz da farkındalık oluşturmak amacıyla bu akışı yazıyorum.
Öncelikle bu "ESG" nedir, yenilir mi içilir mi yatırım mı yapılır ona bakalım.

"ESG"nin açılımı; Environmental, Social, Governance. (Çevre, Toplum ve Yönetişim)

Bunlar; bir şirkete yapılan yatırımın sürdürülebilirliğini ve toplumsal etkilerini ölçmeye yarayan 3 ana faktördür.
2000'lerin başında ortaya çıkan ESG kavramı son yıllarda artan iklim değişikliği ve bununla ilgili farkındalıklar nedeniyle daha da önem kazandı.

Bireylerin ve kurumların yatırım tercihlerinde ve karar alma süreçlerinde artık ESG'nin de rolü var.
Yatırımcılar finansal analizin yanında artık etik değerler, çevreye saygı, sürdürülebilirlik gibi kavramlara da dikkat ediyorlar. Bununla birlikte birçok devletin "Yeşil Ekonomi" hakkında yasal zorunlulukları başlıyor. Yeri gelmişken; nedir bu "Yeşil Ekonomi"?
“Yeşil ekonomi”; toplumsal refahın ve sosyal eşitliğin arttırılması, çevresel risklerin ve ekolojik kıtlıkların ise azaltılması anlamına gelmektedir. Düşük karbon salınımı, kaynakların etkin kullanımı ve sosyal sorumluluk gibi kavramlara sahiptir.
Görüleceği üzere "ESG" ve "Yeşil Ekonomi" ortak kavramlara sahip olmaları nedeniyle sıklıkla birlikte kullanılmaktadır. Tekrardan ESG'ye dönelim ve alt faktörlere bakalım.
Çevresel kriterler;

- Yenilenebilir Enerji Kullanımı ve Verimliliği
- Atık Yönetimi
- Çevre Kirliliği
- Doğal Kaynakların Kullanımı

vb.
Toplumsal Kriterler;

- ESG Faktörlerini Gözeten Tedarikçilerle Çalışma
- Bağış Politikası
- Müşteri Memnuniyeti
- Bilgi Toplama ve Gizliliği
- Cinsiyet Eşitliği
- Toplumsal İlişkiler
- İnsan/Çalışan/Paydaş Hakları
- İşçi Sağlığı ve Güvenliği

vb.
Yönetişim Kriterleri;

- Çıkar Çatışmalarının Önlenmesi
- Tutarlı, Doğru ve Şeffaf Muhasebe Politikaları
- Yönetim Kurulu Üyelerinin Seçimi ve Çıkar Çatışması Politikaları
- Denetim Komitesinin Seçimi
- Kurum İçi Suistimal İhbar Yöntemleri
- Siyasi Desteklerin Olmaması

vb.
Görülebileceği üzere her faktörün altında birçok kriter bulunmaktadır. Şu an için şirketlerin bu kriterlerin tamamını sağlaması pek mümkün görünmüyor.

Dolayısıyla yatırımcılar da bu kriterleri göz önüne alarak kendileri için önemli olanlara göre bir tercih yapmak durumundalar.
Pratikte yatırım şirketleri de bu kriterlere önceliklendirme yaparak yatırımcıların kararlarını kolaylaştırmaya çalışmaktadırlar.

PWC'nin son araştırmasına göre kurumsal yatırımcıların %80'i yatırım stratejileri kapsamında ESG bileşenlerini dikkate alıyorlar.
Peki yatırımcılar neden bu ESG kriterlerine önem veriyorlar?

Bunun birçok cevabı olmasına rağmen genellikle etik değerlerin ve çevresel duyarlılığın gözetimi, sürdürülebilirlik ve kurumsal yönetişim arayışı sayılabilir.

Örn; BP'nin petrol sızıntısı, VW'nin emisyon skandalı vs.
Tüm bu olaylar şirketlerin piyasa değerlerini ciddi anlamda düşürdü ve yatırımcılarını zarar uğrattı. Dolayısıyla yatırımcılar artık böyle skandallara karışma ihtimali olan şirketleri önceden tespit etmek istiyorlar.
Buna bir de önümüzdeki yıllarda giderek artan trendle karşımıza çıkacak "Yeşil Ekonomi" de eklenince, yatırımcıların yönü bu tarafa dönüyor. Tesla, Nio, Li, XPeng gibi EV şirketlerin yılbaşından beri gösterdikleri inanılmaz artışların en büyük kaynaklarından birisi de bu.
Bu hisselerin son 1 yıl içindeki en düşük ve en yüksek fiyatlarını aşağıda yazıyorum.

#TSLA 70 > 718
#NIO 2 > 57
#LI 14 > 47
#XPEV 17 > 74
#NKLA 10 > 93

Görüleceği üzere inanılmaz değer artışları yalnızca TESLA ile sınırlı değil.
TESLA özelinde konuşacak olursak; malum herkes şirketin piyasa değerinin balon olduğunu düşünüyor. Peki ABD gibi sermaye piyasalarının kalesinde bu bir manipulasyon mu, geleceğin satın alınması mı, yoksa kalabalıkların çılgınlığı mı?
Birçok devlet ve yatırım fonu ESG ve yeşil ekonomi kriterlerini yavaş yavaş zorunlu hale getiriyor.

Hal böyle olunca da; Fonlar ESG/Yeşil Ekonomi standartlarını karşılayamayan şirketlerden çıkıp bu standartlara uygun şirketlere yatırım yapmak durumunda kalıyorlar.
Exxon, Mittal, Chevron gibi bazı ülkelerin GSMH'ndan fazla piyasa değerine sahip bu şirketlerden çıkan fonlar nereye gidebilir? İşte sıkıntı burada başlıyor, bu kadar yüksek montanlı fonların girebileceği ESG/Yeşil Ekonomi standartlarını karşılayan şirket sayısı sınırlı.
Dünyada sıfır hatta negatif faizlerin oluşmasıyla birlikte sabit getirili menkul kıymet yatırımcıları dahi portföylerinin bir kısmını hisse senedi piyasasına kaydırmak zorunda kaldılar. Çoğunluğu da ETF'lere gitti.
Bunlara bir de pandemi sonrası artan bireysel yatırımcıların RobinHood gibi komisyonsuz işlem yapan aracı kurumlar vasıtasıyla opsiyon işlemleri eklenince, işler tam anlamıyla çığırından çıktı. Şirketlerin de piyasa değerleri inanılmaz seviyelere yükseldi.
Peki herkesin aklındaki soruya gelelim; bundan sonra ne olacak? Ne olacağını tabii ki bilemeyiz fakat ancak kendi tahminimi paylaşayım.

Bence önümüzdeki yıllarda da devam edecek (etmek zorunda kalacak) parasal ve mali genişlemeler sonucunda balon şişmeye devam edecek.
Balonlar sandalye kapmaca oyununa benzer. Müziğin sesini duyanlar giderek artan oranda piste gelir ve pistteki insan sayısı artarken sandalye sayısı sabittir.

Müzik eşliğinde herkes doyasıya dans ederken kimse sandalye ile pistteki insan sayısının orantısızlığını önemsemez.
Herkes "nasıl olsa müzik durunca kendime bir sandalye bulurum" diye düşünür.

Fakat müzik durduğunda yalnızca yetenekli ve şanslı bir azınlık sandalye bulabilir. Geri kalanlar için oyun yenilgiyle bitmiştir. (Tabii ki bir de müziğin ne zaman duracağını önceden bilenler vardır.)
Dolayısıyla kısa vadede müziğin devam edeceğini ve herkesin mutlu mesut şekilde bu balonları şişirmeye devam edeceğini düşünüyorum.

Asıl önemli noktanın, balon patladıktan sonra TESLA'nın nasıl konumlanacağının ve ne şekilde ilerleyeceğinin olduğunu düşünüyorum.
Benzerini “dotcom” balonunda da yaşadık. 1 Mayıs 1997’de $2 olan Amazon hissesi, Nisan-1999’da $110 görüyor. Ardından balonun patlaması ile Ekim-2001’de $5.50’a kadar düşüyor. Aradan geçen 19 senede ise $3.552’a kadar yükseliyor.
Dotcom balonunda da internet dönüşümü yaşanıyordu; önce balon şişti sonra patladı ve en sonda da yalnızca hayatta kalanlar yollarına devam edebildi. Yoluna devam edebilenlerden de bazıları yolculuk esnasında kayboldu, günümüze o günkü balondan yalnızca birkaç şirket ulaşabildi.
Şu anda da benzer şekilde Dünya’mız elektrikli araç dönüşümünün eşiğinde gözüküyor. Bu balon patladıktan sonra da yola devam edenler olduğu gibi, bazı şirketlerin bir daha adını bile duymayacağız.
Ve emin olun ki, yalnızca çok az sayıda şirket yoluna devam edebilecekken, diğerleri arkalarında binlerce mağdur bırakarak kendilerini tarihin tozlu sayfalarında birer anı olarak bulacaklar.
Tesla’nın hangi tarafta yer alacağını bilebilmek için hem detaylı finansal analizler hem de geleceğe dair ciddi öngörülerde bulunmak gerekir.

Yine de işin içinde gelecek tahmini gibi soyut bir kavram olunca, doğru tahmin imkansıza yakın. Dolayısıyla bunu bize zaman gösterecek.
Son olarak; bazı arkadaşlar “Bize ne ESG’den, yeşil ekonomiden, Tesla’dan” diyebilirler. (Daha öncesinde maalesef böyle şeyler duydum.) İnsanlar genellikle dolar analizi veya hisse tüyosu bekliyorlar.
Maalesef ki bu sığ bakış açısı ve vizyon ile finansal piyasalarda sürdürülebilir başarı elde edilemez. Yalnızca twitter, telegram üstatlarının peşinden koşulur.

Dünya’nın gittiği yeri, trendleri anlamadan Türkiye’de de başarılı olmak imkansızdır.
Hatta tam tersi; yurtdışındaki trendler Türkiye’ye genelde gecikmeli yansır. Eğer siz bu trendleri doğru okuyabilirseniz çoğu kişinin önüne geçersiniz.

Bu uzun akışın sonuna kadar gelenlere, sabırlarından dolayı teşekkür ediyorum 😊

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Kisisel Finans

Kisisel Finans Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @kisiselfinans

20 Apr 20
#WTI petrolün Mayıs vadeli kontratı (-)23$'a kadar düştü.Tabii böyle çarpıcı bir fiyat olunca konuyla alakası olan olmayan herkes ayaklandı.

Petrol stoklarını saklamak için yer kalmadığından kimse fiziki teslimat istemiyor, yarın da kontratın son günü. O nedenle herkes shortladı
Bloomberg Int. haberine göre Teksaslı üreticiler alıcılara ödeme yapmaya bile hazır.

İleriki vadelere bakacak olursak normal fiyatlamalar var fakat tabii ki Mayıs vadeli kontratta çok kişi batmıştır.

#Brent petrol ise %6.5 ekside; 25.5$
1 varil yaklaşık 159 litredir. Haziran vade 22$'dan hesap edersek; 159 litre 152 TL yani petrolün litresi 1 lira bile değil.

Çoğu markette 500 ml su 1.5 liraya satılıyor.

Peki fiyat niye bu kadar ucuz kaldı ve ne zaman düzelecek?

En önemli neden tabii ki talep eksikliği.
Read 8 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!