Bir süredir buraya giremedim. Yaşananlar kelimeleri kifayetsiz bırakacak derecede saçma olsa da birkaç şey söylemek istiyorum. Bu hükümetin zalimliğinden, pişkinliğinden, saçmalıklarından bıktım usandım. Muhalefet partisi olduğu iddiasındaki çürümüş yapılardan yıldım.
AKP hükümeti, 2021 yılında bu ülkenin vatandaşlarının 1 trilyon lirasını harcama yetkisi aldı. Bakın 1 trilyon Türk Lirası. Bizden her yıl bu kadar para alıyorlar. Bu vatandaşların yüzlerce, binlerce, on binlerce, yüz binlerce sorunu, derdi, tasası var.
Esnaf bitmiş, şirketler batmış, enflasyon uçmuş, işsizlik almış başını gitmiş, vatandaş gıdaya ulaşamıyor. Anayasa askıya alınmış, Anayasa Mahkemesi'ne hülle ile 6 gün Yargıtay'da çalışan adamı atamışlar, sokaklar suçlu dolu, bütün herkesin canı burnuna gelmiş.
Peki ne konuşuluyor? Boğaziçi Üniversitesi'nde, toplasan bin kişinin ziyaret etmediği sergide, anonim olarak gönderilmiş bir resim asılmış, orada da kabeye hakaret edilmiş. Hiçbir derdi çözmeye niyeti ve kabiliyeti olmayan hükümet, Türkiye'nin en büyük sorununu bulmuş.
Size ne ya? Sizin işiniz gücünüz yok mu kardeşim? Bu ülkede milyonlarca müslüman var, onbinlerce dernek var, binlerce cemaat var. Bunlar çıkar tepki gösterir, protesto eder, küfür eder, kınar. Bir tane okulda asılmış bir tane resim, nasıl milli güvenlik sorununa dönebilir?
Dönemez. Ama bu hükümet, vatandaştan her yıl 1 trilyon lira alıp bu ülkenin hiçbir sorunuyla ilgilenmediği için bunu döndürüyor. Hiçbir suç işlememiş iki öğrenciyi, tamamen hukuka aykırı bir şekilde tutukluyor. O kararı veren hakime yazıklar olsun. Sen hakim makim değilsin.
İnim inim inliyoruz boğazımızdan bir lokma geçireceğiz diye. Kimsenin haberinin bile olmadığı bir saçmalığı getirip ülkenin en önemli sorunu yapıyorlar ki vatandaşı iyice kutuplaştıralım, dövüştürelim, toplumu iyice bölelim. Kendi seçmenimizi konsolide edelim.
Biz vatandaş olarak gerekirse kendi kendimize dövüşürüz. Bunun için bir grup beceriksize niye yılda 1 trilyon lira para verelim ya? Sizin işiniz bu değil kardeşim. Sizin işiniz bu ülkeyi yönetmek, vatandaşın sorunlarını çözmek. Bunun için eşşek yüküyle para alıyorsunuz.
Bu ülkenin sorunlarını çözmeye niyetiniz yoksa, istifa edin. Kavga etmek istiyorsanız, dövüş etmek istiyorsanız, buyrun istifa edin kavganızı dövüşünüzü edin. Hem ben 1 trilyon lira para alayım, hem hiçbir şey yapmayayım, hem de bu parayı alabilmek için milleti dövüştüreyim.
Artık yıldım bu saçmalıktan. Herkesin canı burnunda. Benim de canım burnumda. Boğazımızdan bir lokma geçsin diye it gibi çalışıyoruz, her geçen gün her şey daha kötüye gidiyor. En ufak bir iyileşme yok, buna niyet bile etmiyorsunuz, işkence mi ulan bu? Kamera şakasında mıyız?
Para ödeyerek fakirleşiyoruz, para ödüyoruz kavga ettiriliyoruz, para ödüyoruz çeşit çeşit zulme uğruyoruz. Bu kadar aptalca, bu kadar akıl ve mantıktan uzak bir saçmalık olamaz. Bu hükümetin derdi islama hakaret edilmesi falan değil, bunu söylemek bile abes. Ne belaymış ya
İçlerindeki birkaç şerefli insan dışında muhalefet partileri ve siyasetçileri hakkında da birkaç şey söylemek istiyorum. Allah sizin belanızı versin ya. Allah sizin bin türlü belanızı versin. Faik Öztrak'ın yazdığını gördüm. Faik Bey allah senin iki bin türlü belanı versin.
Her ülke zaman zaman zalim, otoriter, beceriksiz hükümetler görmüştür. Bu zamanlarda büyük sıkıntılar da çekmiştir. Fakat dünyanın en beceriksiz hükümetinin karşısına dünyanın en beceriksiz muhalefetini çıkarma şerefi Türk milletine nail olmuştur.
20 senedir anamız ağladı, perişan olduk. 20 senede bir arpa boyu yol alamadınız. Her günümüz bir öncekinden daha kötü. Çünkü muhalefet siyasetçileri de namussuz, şerefsiz, alçak insanlar. Bunlar da hırsız. Bunların arpası kesilmesin diye 20 senedir bu tiyatro oynanıyor.
O kadar beceriksiz, o kadar düşük zekalı, o kadar cahil insanlar ki bunlar, AKP hükümeti dünyanın en beceriksiz hükümeti olmasına rağmen istediği her şeyi yapabiliyor. İstediği şeyi gündem ediyor, istediği şeyi unutturuyor.
Her seferinde hatırlatıyorum. Kaç senedir anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getiren Berat Albayrak sessiz sedasız yok oldu, bir iki cümle haricinde muhalefetten ses yok. Unutturulmasına müsaade ettiler. Ne denir yani buna? Gerçekten yıldım, usandım, mafoldum ya.
Çok da uzak olmayan bir gelecekte Türk milleti iktidarıyla muhalefetiyle siyaseti vatandaşın parasını çalmak için meslek haline getirmiş bu hırsız morukları ve onların zihniyetini tamamen siyaset sahnesinden silecek. Buna eminim, beni zaten bu hayatta tutuyor.
Tutuklanan arkadaşlar da umuyorum ki en kısa sürede özgürlüklerine kavuşacaklar. Biraz uzun oldu kusura bakmayın çok doluyum😒
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Bu ülkede en son aşağı bakacak, boynunu eğecek olan bu ülkenin pırıl pırıl gençleridir. #AşağıBakmayacağız
Ne yapmışlar bu çocuklar da aşağıya bakacaklarmış? Vatandaş sefalet içindeyken vatandaşın milyarlarca lirasını mı çalmışlar? Belediyelerden ihale mi almışlar? Suçsuz günahsız insanlara zulüm mü etmişler? Niçin aşağı bakacaklarmış? #AşağıBakmayacağız
Birkaç şey daha yazıp çıkıyorum siteden. Türkiye 25 senedir yerinde sayıyor, bu hayatın her yerine sirayet etmiş. Hala bu korkunç zamlar dillendirilirken memura, emekliye yapılan zamdan dem vuruluyor. Ne memuru ne emeklisi kardeşim?
Memur da, emekli de maaşını alıyor. Elbette ki en az enflasyon oranında zam almaları gerekir. Fakat bu insanlar maaş alıyorlar. Bu ülkede milyonlarca genç bir kuruş almadan, %0 bile zam almadan, iş bulamadıkları için depresyonda boş boş geziyor. Ne emeklisi ya?
20 senedir planlı programlı şekilde orta sınıfın alım gücü düşürülüyor, orta sınıf eriyor. Memur %8 zam almış. E biz hiç almadık? Aynı paraya çalışıyoruz. Milyonlar çalışamıyor bile. Kavram dünyası bile 25 senedir yerinde sayar mı yav? Hiç sıkılmadınız mı? Ben patlıyorum.
Bir ara sempatik görünmek isteyen boomerlar için bir liste yapacağım. Müzikler, oyunlar, uygulamalar vs. Ücretli olacak. Yeterince kazandığınızı düşünüyorum, biraz alalım elinizden.
Boğaziçi Üniversitesi'nin önüne gittim. 5 tane toma, 3 tane akrep saydım. Yüzden fazla polis var, kapının önüne çevik kuvvet roma lejyonerleri gibi dizilmiş. Zigetvar kuşatması gibi bir ortam var. Bu, hükümetin provokasyon peşinde olduğunun göstergesidir.
Dün yüzlerce öğrenci toplandı, en ufak bir yeri yakıp yıkmadılar, en ufak bir yere zarar vermediler, son derece barışçıl bir şekilde eylemlerini yaptılar. Bunun tekrar altını çiziyorum, dün hepimiz gördük. Tomalar akrepler yüzlerce polis yokken her şey son derece sakindi.
Bu kadar toma orda ne yapıyor? Bu kadar akrep, bu kadar polis orda ne yapıyor? Bunlara hiçbir ihtiyaç yok, dün gördük. Bu kadar toma orada protestoculara saldırmak için duruyor. Bunu yaptıktan sonra kalkıp vay efendim bakın bunlar vandal diye kendi medyalarında yayın yapacaklar.
Eylemlerin "marjinalleştirilmemesi" için yapılacak şey marjinal olmayan eylemcilerin "marjinalleri" tespit edip bunları eylemden uzaklaştırması olamaz. Bu eylem denen şeyin mantığına terstir zaten. Sen gelme sen git diye kim kimi neye dayanarak kovacak?
Olması gereken muhalefet liderlerinin, toplumun geniş kesimlerini temsil eden isimlerin bu eylemlere katılmasıdır. Hükümet her eylemden marjinal çıkarır ve eylemleri böyle göstermek için de devasa bir medyaya sahip. Buna engel olamazsınız.
Muhalefet liderleri, topluma mal olmuş isimler eylemlere fiziken katılmasalar bile kalplerinin burada olduğunu, yapılan haksızlığın, hukuksuzluğun karşısında, öğrencilerin yanında olduklarını açıklayabilirler. Öyle birkaç kişi gitsin bizim partiden demekle olmaz.
Hey maşallah, hey maşallah. Bir de bu büronun kurucu yönetici ortağı Ankara Hukuk'ta görev yapmış Prof. Dr. Hüseyin Altaş isimli yaşlı bir adammış. Be adam, zaten profesörsün, yetmedi mi kazandığın para? Değer mi yav ofisini şöyle bir lansmana konu etmeye?
Bırak biraz da genç avukatlar kazansın. Hayır bir de herkes reklam yapabilir olsa neyse, bir şey demem. Genç avukatlar yıllarca meteliğe kurşun atıyor, müvekkil bulamıyor. Bu beyefendilerin doymadığı yetmiyor, haksız rekabet ediyorlar bir de.
Allah gözünüzü doyursun ya da artık haksız rekabet şartlarını ortadan kaldıralım. İkisi de olur.