Bugün kapısına grev pankartı asılan Süreyya Operası bir süredir emekçilerin önünde eylemlerle hak aradıkları bir mekan haline de geldi. Burada bir tarihsel ironi saklı: Operaya adını veren kurucusu Süreyya İlmen'in döneminin önde gelen tekstil patronu olması.
Dahası zincirde 👇
Süreyya İlmen, II. Abdülhamit dönemi ünlü seraskeri Rıza Paşa'nın oğludur. Kendisi de genç yaşta paşa unvanını kazanmasına rağmen ordudan ayrılarak, iş hayatına atılır. 1916'da Ermeni ortağıyla Balat'ta kurduğu fabrika İstanbul'un ilk özel yün ipliği işletmesi olur.
Savaş yıllarında karlı bir yatırıma dönüşen fabrikada işçilerinin şikayetleri sık sık gündeme gelir.
İşçiler gönderdikleri mektupla fabrika dahili talimatnamesindeki işçi aleyhine hükümleri şikayet eder. İşletmenin gönderdiği yanıtlarla tartışma gazete üzerinden sürer.
Huzursuzluklar ücretlerin ödenmemesi ile artar ve fabrika 1936'da işçilerin fiili grevine sahne olur.
Ücretlerini alamadıkları için topluca iş bırakarak vilayete giden işçiler aralarından seçtikleri temsilciler aracılığıyla görüşmeler yaparlar. Grev birkaç gün sürer.
Sonraki yıllarda birçok kez toplu işten çıkartmalar, fiili direnişler yaşanan fabrikada sendikal mücadele 1950'li yıllarda toplu iş ihtilafları ile de devam eder. 1960'da işçilerin zam talebini fazla bulan Yüksek Hakem Kurulu işletmenin durumunu dikkate alarak %15 zamma hükmeder.
Adalet Mensucat işçilerinin haklarını almak için giriştikleri fiili eylemlerden birisi de 1963 yılında, henüz yeni toplu iş sözleşmesi ve grev kanunu yürürlüğe girmeden gerçekleştirdikleri grevdir. Ödenmeyen ücretler ve toplu işten çıkartmaya karşı sendikanın öncülüğünde yapılır.
1965'te, zarar ettiği gerekçesiyle fabrikayı kapatmak isteyen Atıf İlmen, çıkartacağı 400 işçinin direnişiyle karşılaştı. Demir sopalarla fabrika kapısında bekleyen işçiler ücret ve tazminatları verilmeden fabrikadaki makinelerin satılmasına izin vermedi.
Fabrikayı işgal eden işçilerle günler süren görüşmelerin ardından anlaşma sağlandı ve makinaları satılan yarım yüzyıllık Adalet Mensucat Fabrikası kısa bir süre içinde kapatıldı.
Fabrikanın futbol takımı "Adalet", 1943'te kuruldu. İstanbul 2. kümede 50 ve 51 sezonlarında şampiyon olan takımda fabrikaya üretim yapan tezgah verilerek oynatılan futbolcular vardır. Takım 1965'te fabrikayla birlikte son bulur.
Süreyya İlmen fabrikayı erken tarihte oğlu Atıf İlmen'e bırakır. Kendisi siyasetçi, hayırsever, kültür alanında girişimci olarak değişik faaliyetlerde bulunur. Girişimleri ve çalışmaları İstanbul'un birçok noktasında adını taşıyan mekanlara yansımıştır.
Süreyya Plajı, Süreyyepaşa Göğüs Hastanesi ve bugün konumuz olan Süreyya Operası [sineması] sözü edilen mekanlardır ve Süreyya İlmen tarafından kamuya ya da yardım kurumlarına bağışlanmışlardır. Kente katkı sunan bir ve sert bir işveren figürleri aynı isimde buluşmuş olur.
Nazım Hikmet'in İlmen ailesi ile davası da ilgiye değerdir. Süreya Sineması müdürü olan babası ölüm döşeğindeyken eve gelip hesapları kontrol eden Süreyya İlmen'e olan kızgınlığını dizelerine yansıtır ve dava edilir.
Nazım "Hiciv Vadisinde Bir Tecrübei Kalemiye" şiirinde Sür. İlmen'in sermaye birikim sürecini konu eder:
"O, bir zatımuhteremin pederi
Yemen çölünde açlıktan ölenlerin
suyundan, ekmeğinden çalarak,
kumun üstüne akan kandan
yüzde yüz komisyon alarak
han, hamam, apartıman yapmış"
Öncü bir geç Osmanlı, erken Cumhuriyet burjuva ailesi olarak İlmen'lerin macerası ile Türkiye işçi sınıfının tarihi farklı uğraklarda çakışmış olur.
Bugün kapısındaki pankartla ve önündeki eylemler ile bize bu çakışmayı anımsatan mekanda süren greve ve emekçilere kolaylıklar...
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Vapur Paşabahçe iskelesine yaklaşırken sahil boyunca gördüğünüz devasa otel-rezidans inşaat alanı Osmanlı'dan İkibinler başına uzanan yaklaşık 200 yıllık endüstri mirasının ve katmanlı bir emek bellek mekanının yok edilişinin simgelerindendir.
Bu zincir ise unutulmasın diyedir...
Alanda en eski sanayi tesisi III. Selim döneminin sanayileşme hamlesi çerçevesinde kurulan Billur Fabrika-i Hümayunu'dur. Bilinen ilk cam fabrikamızdır. 1846'dan itibaren saray adına işletilen tesiste Avrupalı ustalar çalışır ve ünlü çeşm-i bülbül tarzı ürünleri de imal ederler.
Sürekli açık vererek hazineye yük haline gelen dönemin diğer fabrikaları gibi Billur Fabrika-i Hümayunu da kapanmak durumunda kalır. Tesis alanı 1858'de yeni kurulan İspermeçet Mumu fabrikasına devredilir. Yine Avrupalı ustalar ile Ermeni, Rum ve Müslüman işçiler çalışmaktadır.
Kadıköy'den vapura binip Beşiktaş'ta indiğinizde sizi görkemli bir bina karşılar: Şu anda uluslararası bir otel zincirinin parçası olarak hizmet veren Shangri-La Bosphorus otel. Onun erken Cumhuriyet dönemi işçi hareketinin mekanlarından birisi olduğunu düşünmek kolay değildir.
Beşiktaş'ın, Dolmabahçe sarayının uzantılarının bittiği noktadaki bu sahil parçasının yüzyıl içindeki dönüşümünü izlemek şaşırtıcı olacaktır. 1920'lerde paşaların konaklarının yanyana dizili olduğu Hayrettin İskelesi civarı 30'larda hızla bir sanayi bölgesine dönüşecektir.
Aslında 1930'larda yalnızca Beşiktaş değil Üsküdar, Tophane, Ortaköy, Dolmabahçe vb. sahilleri ve içleri dönemin önemli ihraç ürünü olan tütün işleme atölyeleri, depoları ile doludur. Aynı zamanda farklı antrepolar, fabrikalar vb. de sahildedir. Deniz ulaşımı çok belirleyicidir.
1) Petrol Sitesi, Zincirlikuyu-Levent yönünden Etiler'e giderken, Akmerkez'e varmadan hemen sağda, geniş bir alanda kurulu. Ağaçlıklar içinde, artık kent merkezinde pek göremediğimiz dokusu ve sınırlı kat yükseklikleri ile dikkat çeken bu sitenin özgün adı Petrol-İş Sitesi.
2) Site günümüzde kentin en yüksek arazi değerine sahip bölgelerinden birisinin ortasında kalmış durumda. Nitekim yakın zamanlarda Katar sermayeli bir şirket tarafından yıkılarak lüks bir rezidans, mağaza vb. bölgesine dönüştürüleceği haberleri basında yer almıştı.
3) Gerçekte bu site 1957'de Petrol-İş Sendikası üyeleri tarafından İstanbul'da kurulan Petrol-İş Yapı Kooperatifi'nin inşa ettirdiği üç siteden biri. Diğerleri Kartal ve Bakırköy'de inşa edildi. Günümüzde Kartal'da bulunan Petroliş mahallesinin çekirdeği burada kurulan sitedir.