Necip Fazıl bir yalan üretti, 70 yıldır tekrarliyorlar
Neymiş Mustafa Kemal sağında ve solunda bulunan iki orduya haber vermeden komutasında ki 7. Ordu'yu geri çekmişte, o nedenle yenilmişiz.
Utanmadan bunu sürekli tekrarlıyorlar.
Oysa olay tam tersi.
İki yanındaki orduların dağılıp savaştan düşmesine rağmen, kuşatmayı yarıp, savaşarak oradan çıkan, ordusunu kurtaran bir Mustafa Kemal gerçekliği var.
O kurtarılan ordudur ki Halep'in kuzeyinde Katma'da İngiliz ordusunu yenip durdurmuş, Anadolu'ya sokmamıştır. O silahlar ve kurtarılan o ordu ilerde Anadolu savunmasının çekirdeğini oluşturacaktır.
Bu nedenle Hükümet kendisini Liman Von Sanders'in yerine bölge komutanı yapıp madalya vermiştir.
Hayatında mağlubiyet olmayan Mustafa Kemal'e, bir mağlubiyet yazıp yenilmezliğini lekelemek için uydurulmuş bu alçak iftirayı attılar.
Fakat bu bizzat Liman Von Sanders' in raporlarıyla çürütülmüştür.
Kaan Koru'dan alıntıdır.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Bu konuda pek fazla bir şey bildiğimiz söylenemez. Çünkü Türklerin Müslüman oluşuyla ilgili olarak
ne okullarda, ne tarih kitaplarında ayrıntılı bilgi verilmez. Verilen bilgilerden ise sanki İslam'ı duyan-dinleyen Türklerin akın akın Müslüman oldukları ima edilir.
Bu gerçek değildir. Gerçeğin bilinmesi istenmez.
Bakın Diyanet bu konuda ne diyor:
Türkler'in İslâm dinine girmesi, Türk milletinin tarihinde bir dönüm noktası olmuş, Müslümanlık için hayırlı sonuçlar doğurmuştur.
Gazi Mustafa Kemal 1921'de..
Henüz Sakarya savaşı bile yapılmamışken, işgalciler Ankara'nın burnunun dibindeyken, meclisin Kayseri'ye taşınması söz konusuyken, memleket diye bir toprağımızın kalıp kalmayacağı belli bile değilken....
Maarif Kongresini(eğitim) topladı.
Savaşın o en kritik döneminde bir günlüğüne cepheden ayrıldı...
Batı cephesinde Yunan saldırısının yeniden başladığı günlerde,
15-21 Temmuz 1921 tarihleri arasında Ankara'da bir "Maarif Kongresi" topladı.
Ankara'ya geldi, kongrenin açış konuşmasını yaptı.
Türkler Arap dili ve kültürü ile kaynaşmaya başlayınca, Farsça ve Arapça ile etkileşen Türk diline bu iki dilden sözcükler karışması yoğunlaşır. Bu dil, din, kültür etkileşmesi üç yüzyıldan fazla devam eder.
Arapların, “Allahın, Kuran’ın dili Arapçadır, onun için Arapça üstündür ” propagandasına, telkinine uğrayan Türkler, din kaynaklı Arap Kültür emperyalizminin baskısı altında kalarak Öztürkçe’lerini değiştirmeye başlarlar.
Siyasal İslamcılar Atatürk heykellerini 'put' olarak adlandırıyor.
Müsadenizle TDK sözlüğünde 'Put' ne demek görelim;
'kimi ilkel toplumlarda, doğaüstü gücü ve etkisi olduğuna inanılan, tanrı olarak tapılan, genellikle canlı bir varlığı, özellikle insanı gösteren, tahtadan, taştan, topraktan yapılmış yontu.'
Adam İngilizin dokuduğu kumaştan elbiseyi giyiyor. Alman malı lokomotifin çektiği trene biniyor. Namaz vaktine ne kadar kaldığını cebindeki İsviçre malı saate bakarak kestiriyor.
Odesa'dan getirilen Rus unundan yapılma ekmek yiyor ama şapkayı giyince kâfir olacağını sanıyor. Bu karanlık, donmuş, hasta kafayı yenmemiz gerek.