İran İslam devriminden sonra zorla kapatılan ve çalışma hayatından, sosyal yaşama kadar çok sayıda hakları elinden alınan kadınlar, zamanla mollalara başkaldırmak için saçlarının önünü açmaya, hatta daha dikkat çekici makyajlar yapmaya başladılar.
2️⃣Ahlak polislerinin saçları görünen ya da giyim kuşamlarını beğenmedikleri kadınları güpegündüz sokak ortasında dövmeleri uluslararası camiada hoş karşılanmayınca kadınları sindirmenin başka yolları arandı…
3️⃣Devletin imdadına kim oldukları bilinmeyen (!) motosikletli caniler yetişti.
Hemen her sokakta giyim kuşamını beğenmedikleri kadınlara yaklaşıp yüzüne asit döken kişiler, onlarca kadının hayatını cehenneme çevirirken failler nedense hiç bulunamadı.
4️⃣Çünkü olay yerindeki kameralar o gün ya çalışmıyor ya da bozuktu.
Tesadüf değildi elbette bunun için suçlular değil, suçluları yakalamak istemeyen devleti protesto eden kadınlar tutuklandı.
5️⃣Yasakları bir nebze olsun esnetmeye, insan yerine konulmak isteyen kadınlar, korkularından istemeye istemeye siyah çarşafın arkasına saklanıp kocası, babası, abisi ya da sokakta hiç tanımadığı erkeklere bile boyun eğmeye devam etti.
6️⃣Ne kadar tanıdık değil mi?
Tıpkı bize yapmaya çalıştıkları gibi…
Döven, bıçaklayan, balkondan atan, ya da tecavüz eden erkekleri serbest bırakıp, aba altından sopa gösterdiler...
7️⃣İstediler ki “Nasılsa ceza almıyorlar” diye dayağa da tecavüze de ses çıkarmadan evde oturalım ki ‘geleneksel aile yapıları’ bozulmasın!
Kadın korkudan boşanmasın, kocasına ses çıkarmasın, kanunlara güvenmesin!
8️⃣İran’da kadınlar sindikçe yasaklar da arttı.
Daha geçen sene İslam’a uygun değil diye kadınların düğmesiz kıyafet giymesi bile yasaklandı.
9️⃣Kadını kamusal alandan koparıp özel alana hapsetmek için kısmen başarıya ulaştıran bu vahşet, İran’a Pakistan’dan, Pakistan’a Afganistan’dan, Afganistan’a da Bangladeş’ten sıçradı.
1️⃣0️⃣
Türkiye ile aynı satırda bile yan yana gelmemeleri gereken bu ülkelerin, kadına karşı şiddette nasıl sistemli bir uygulama içinde olduğunu anlamak için çıkış noktası Bangladeş’e bakalım..
1️⃣1️⃣İsmi Halk Cumhuriyeti olan Bangladeş’in % 89’u Müslüman ve yasaları kadına karşı şiddette caydırıcı cezalar içermesine rağmen gelenekler yasaların önüne geçiyor. Tıpkı bugün Fuat Oktay’ın söylediği gibi,
“Çareyi dışarda aramaya gerek yok, çözüm gelenek ve göreneklerimizde..”
1️⃣2️⃣
Peki nedir bizim gibi erkek egemen toplumda gelenek?
Kadın, mülk-eşya gibi görüldüğü, ekonomik özgürlüğü de olmadığı için söz hakkı yok. Kadının dayağa, ikinci eşe, evlenmeye karşı gelmesi, reddedilemez (!) erkek otoritesini sarstığı için kadınlar cezalandırılıyor.
1️⃣3️⃣
25 yaşındaki Rojona şiddet gördüğü kocasından boşanmak istediği için, 14 yaşındaki Nurcihan kuzeninin evlenme teklifini kabul etmediği için, 24 yaşındaki Ruma kumayı kabul etmediği için Bangladeş’te asitle cezalandırılan (!) binlerce kadından bazıları…
1️⃣4️⃣
Kadınlar öyle gözden çıkartılan varlıklar olmuş ki, 2 aile arasındaki husumetten bile nasibini alan hep kadınlar olmuş. 21 yaşında ailesinin toprak meselesi yüzünden düşman aile, 21 yaşındaki Hasina’nın yüzüne asit atmış. Gördüğünüz gibi hedef hep kadınlar. Çünkü cezası yok!
1️⃣5️⃣Yanlış okumadınız!
Yasalar kadınları korusa da sadece yazıda kalıyor, gelenekler öne çıkıyor. Bangladeş’te asit saldırısına uğrayan binlerce kadın olmasına rağmen bunların sadece % 12’si ceza almış.
1️⃣6️⃣
Erkek ya inkar edip kurtuluyor ya da davalar senelerce sürdüğü için mağdur kadın tehditlerden korkup davayı çekiyor..
1️⃣7️⃣Bize ne kadar benziyor değil mi?
Peki ne ceza alıyorlar?
Para cezası!
Davaların bilerek uzun sürdürülmesi, suçluya yalnızca para cezası verilmesi ya da sözde yakalanamaması bu vahşetin kadınları sindirmesi için sistematik şekilde sürmesine neden oluyor.
1️⃣8️⃣
Hükümet yetkilileri, yandaş dernekler ya da yandaş hukukçular uluslararası camiadan gelen tepkilere tıpkı bizimkilerin verdiği cevapları veriyor.
Bakın tıpkı diyorum, araştırın kelimesi kelimesine aynı.
1️⃣9️⃣
“Bunlar münferit olaylar. Kadın şiddeti abartılıyor, propaganda aracı olarak kullanılıyor, teminatı yasalarımızdır..”
Tıpkı bizim bakanların hatta iktidarın kadın vekillerinin söylediği gibi, “Kadın cinayetlerinin arttığı yalandır, abartılıyor, teminatı yasalar, münferit”
2️⃣0️⃣
Kadına karşı şiddetin politik benzerlikleri bununla da bitmiyor. Bangladeş, tekstil alanında Avrupa’nın adeta sömürüsü altında. Yüzde % 85’i kadın olan tekstil çalışanları hem komik ücretlere çalıştırılıyor hem de erkeklerin neredeyse yarısı kadar ücrete.
2️⃣1️⃣
Tarlada, atölyede, kömür ocağında hatta inşaatta bile çalışıyor ama erkek 50 kazanıyorsa kadın 30. Bizim gibi “Eşit işe eşit ücret” diye bağıramıyorlar bile..
2️⃣2️⃣Devlet eliyle adeta beslenen kadına karşı şiddetin kadın dernekleri mücadelesiyle Bangladeş’te düşen (!) bilançosu;
2 günde 1 kadının asit saldırısına mağruz kalması.
Tıpkı bizim her gün bir kadın cinayeti haberi almamız kadar münferit (!)
2️⃣3️⃣
Bitmedi..
Kadına karşı şiddet ve sindirmede geri kalmış ülkelere örnek olan Bangladeş ile benzerlik gösteren bir diğer husus erken evlilik ve eğitimsizlik.
Köylerde okul yok, okuma yazma oranı % 33 ve 18 yaş altı evlilik oranı % 65.
2️⃣4️⃣Çoğu 9-12 yaşında evlendirilen kız çocuklarına bizim gibi “geleneksel aile yapısını” bozmamak için iktidarın yazılı olmasa da sunduğu 3 seçenek var.
-Erkeğin isteklerine boyun eğip yaşamak,
-karşı gelip asit saldırısına uğramak ya da
-kaçıp fuhuş çetelerinin eline düşmek.
2️⃣5️⃣
Yanlış okumadınız. % 89’u Müslüman olan ülkede fuhuş yasal ve genelevler hiçbir ülkede olmadığı kadar ciddi bir gelir kaynağı.
Aile içi tecavüze uğrayan, yetim kalan, eşinin ya da ailesinin baskısından kaçan, çoğu 10-12 yaşında çocuklar, genelevlerde çalışmak zorunda.
2️⃣6️⃣Bazı aileler fakirlikten dolayı kızının fuhuş yapmasına razı oluyor.
Üstelik bu çocuklara, daha olgun gözüksünler diye hayvanları dolgunlaştırmak için kullanılan ilaçlar içiriliyor.
2️⃣7️⃣ UNICEF’in verilerine göre, ülkede en az 10 bin çocuk seks işçisi ve 20 binden fazla çocuk genelevlerde dünyaya geliyor.
Ülkede çocukların seks işçisi olması da tıpkı kadına şiddet uygulamak gibi katiyen yasak ama gelenekler yine baskın geliyor..
2️⃣8️⃣İşte geri kalmış ve kadınlar için cehennemden farksız ülkelerin başında gelen Bangladeş’in sistematik yöntemi Afganistan, Pakistan ve İran’da da başarıya (!) ulaşırken onlardan daha gelişmiş Türkiye’ye başka şekilde sirayet etti.
2️⃣9️⃣Pakistan’da Younus kuma istemediği için yüzüne kezzap atılıp “Yaşamak istemiyorum” diye intihar ederken, Emine Bulut da boşandığı için “Ölmek istemiyorum” diyerek hayatı elinden alındı!
3️⃣0️⃣Afganistan’da bir erkek karısının burnunu keserken Türkiye’de bir erkek karısının yüzünü paramparça etti.
Güllü yakıldı,
Ayşe baltayla,
Suna bıçakla,
Özge silahla,
Mübarek elektrik verilerek,
Şule yüksekten atılarak öldürüldü.
3️⃣1️⃣
Rabia Naz’ın, Gülüstan’ın, Nadira’nın, Aleyna’nın şüpheli ölümlerinin üzeri kapatıldı. Gelişmemiş ülkelerde kolay ulaşılan asidin yerini silah-bıçak alırken İran’daki ahlak polislerinin yerini Bangladeş’teki gibi eşler ya da sevgili olmak isteyip reddedilenler aldı.
3️⃣2️⃣Tıpkı gelişmemiş ülkelerde olduğu gibi sosyal medyada gündem olmadıysa ceza almadan sıyrıldılar. Üstelik kadınları koruması gerekenleri arkalarına alıp onlara çağrı yaparak..
3️⃣3️⃣Sistemli vahşet için ülkede gerekli koşullar da yöntemler de hep aynı.
-Eğitim oranı düşük
-Ucuz iş gücü ve fakirlik
-Çocuk gelinler
-Suçluların ceza almaması hatta iktidardan destek görmeleri.
3️⃣4️⃣
Mesaj açık:
Konuşursan dayak yersin
Boşanmak istersen ölürsün
Mini etek giyersen, alkol içersen ya da gece dışarı çıkarsan tecavüze uğrarsın
Eşit ücret istersen işsiz kalırsın
Hakkını eylem yaparak ararsan yine dövülürsün!
3️⃣5️⃣Velhasıl,
Dün gece biz uyurken, yola, köprüye, hastaneye garanti veren iktidar, Kanal İstanbul’a da devlet garantisi verip ‘eşcinselliği’ bahane ederek yaşam garantimizi elimizden aldı.
3️⃣6️⃣
Peki kim sevindi?
Nerede pedofiliyi savunan, çocuklara tecavüzle adını duyuran, oyuncak bebekten bile tahrik olan, kadınları aşağılık gören kişi, kurum, dernek varsa Erdoğan’a teşekkür için sıraya girdiler.
3️⃣7️⃣ Üç beş oy almak için gerici zihniyetin ekmeğine yağ sürenler aslında kendi zihniyetlerini de ortaya koydular.
Siz onu 1923’ten bilirsiniz.
Düşman gemisiyle kaçan padişahınızın arkasından mendil sallayamadınız belki ama biz mor mendillerimizi sallayarak uğurlayacağız sizi..
1️⃣ Dikkat ettiniz mi?
Bazı TV kanallarında ana haber başlamadan 15 dk önce
‘haber önü’ diye ana habere girmeye değer bulunmayan çoğu asayiş konulu haberler veriliyor.
2️⃣Çünkü çok uzun zamandır toplumda infial yaratıp, sosyal medyada gündem olmamışsa siyaset ve ekonomi dışında başka bir habere yer verilmediğinden, asayiş haberleri boşa gitmesin diye hızlı hızlı geçiyorlar.
3️⃣Ana haberler ise aynı;
-Korona
-“Erdoğan Kılıçdaroğlu’na şunu dedi”
-Kılıçdaroğlu Erdoğan’a cevap verdi.
-Bahçeli Erdoğan’ı destekledi..
Sonra grup başkanvekillerinin Erdoğan’ın yarattığı suni gündeme cevabı..
Belki bir sendika ya da eğitim haberi ve kapanış..
1- 21 Haziran 1993’te Malatya’da dünyaya geldi. Babası tanınan bir ticaret erbabı, annesi ev hanımıydı. İlkokulu, ortaokulu liseyi başarıyla bitirdi.
“Büyüyünce ne olacaksın?” diyenlere hep aynı cevabı verdi;
-Asker olacağım dedi.
2️⃣ Kimsenin meslek seçimine de hayallerine de karışmasına izin vermedi.
Sık sık asker olan akrabasını ziyaret etti, uzun uzun kıyafetlerini seyretti, fotoğraflar çekildi.
“Bir gün ben de asker üniforması giyeceğim” dedi.
3️⃣ Dediğini de yaptı.
Çocukken kurduğu hayaline ilk adımı 18 yaşında; Balıkesir’de Kara Astsubay Meslek Yüksek Okulu’na başlayarak attı.
Okulu bitirdi, çakı gibi Jandarma Astsubay oldu.
1️⃣Sevgili @avcahitozkan
“Yeni anayasa yüz yıllık serüvenin ardından yeniden kuruluş anayasası olacak” demişsiniz.
Biz onu; sefalet içindeki Kara Fatma, emekli maaşını şimdilerde vergiden kaçınmak için kullanılan Kızılay’a bağışladığında,
2️⃣ 2- Adalar için ses çıkartamadığınız Yunanlıları Anadolu’dan 4 günde temizlediğimizde,
toplanmasına karşı gelenlere sahip çıktığınız Kuvayi Milliye’yi topladığımızda,
3️⃣ güzellemeler yaptığınız ‘hoca efendiler’, ‘cemaat’ adında hainler yetişmesin diye Tekke ve Zaviyeri kapattığımızda,
En güzel kariyeri annelik” dediğiniz, uzaya gitmeyi ‘bile’ ile layık gördüğünüz kadınlar uçak kullandığında,
1-Kayserili genç çiftçi Ömer Dede, yıllardır hayvan içme suyu sorununu belediye,kaymakamlık,valilik ve vekillerle çözemeyince “Ben bu ülkenin vatandaşı değil miyim? Derdimi Japonya mı çözsün?” diyerek derdini Japon Büyükelçiliğine yazdı. Japonlar Dede’yi büyükelçiliğe davet etti.
2- Yıllar önce Erciyes’ten kendi imkanlarıyla hayvanlarına su getiren Ömer Dede’nin borularını Orman İşletmenin greyderleri ezmiş. ‘Zarar karşılanacak’ denilse de karşılanmayan çiftçi, kendi imkanıyla 45 bin TL verip boru almış ama bu kez ‘Ebatları mevzuata uygun değil’ denilmiş
3- Dede, “O halde siz yapın. Çünkü siz kırdınız” dediğinde bu kez çiftçiden yapılacak işin masrafını karşılaması istenmiş. KASKİ, Kayseri Orman Müdürlüğü, valilik, bakanlık, vekiller.. Çalmadık kapı bırakmayan çiftçi, destek beklerken köstek olan yetkililere kızmış..
1- Diyor ki “Z kuşağına anlatın kuyrukları, sıraları, batırılan paraları..”
Anlatalım..
Sevgili Z kuşağı, 20 yıl önce askıda ekmek yoktu. İnsanlar ucuz ekmek sırasına girmiyor, siyasiler de halk ucuz ekmek almasın diye kırk dalavere çevirmiyordu.
2- Evet hastanelerde sıra vardı ama devlet kendi hastanesini kendi yapıyor, yandaş müteahhitlerine, halkı hasta garantisi gösterip hazineden milyarlar aktarmıyordu.
3- Siz doğmadan önce gitmediğimiz hastaneye, geçmediğimiz köprüye, bilmediğimiz uçağa, girmediğimiz tünele para ödemiyorduk.