Ebru Timtik’in eski stajyeri, Halkın Hukuk Bürosu üyesi Seda Şaraldı söz aldı: “Bugün bu etkinlikte bile aslında dünyanın tüm kıtalarında Ebru ve Aytaç’ın sesinin birilerine ulaştığını görüyoruz.”
“Ebru’nun genç avukatlara yaklaşımını anlatmak istiyorum. Onu anlatmak için onun mektuplarından faydalanmak istiyorum. Her zaman stajyer avukatları çok cesaretlendirirdi.”
“‘Benim avukatım sensin, şaka yapmıyorum’ diye yazmıştı mektubunda. İlk duruşmada, ruhsatımı henüz bir gün önce almıştım ve duruşmaya girdiğimde tutuklu meslektaşlarımıza özgüvenle ilerledim, sadece selam vermek istedim ama bu hareketim jandarmaları panikletti.”
“Duruşmadan sonra Ebru bana ilk mektubunda şunu söyledi: ‘Daha ilk duruşmada sınırları aştın ve bize ulaştın, umarım bu bir vesile olur ve sen şablonların, sınırların dışında hareket edersin.’”
“Avukatlığa dair düşüncelerimizi her zaman şekillendirdi. ‘Elbette avukatlık ruhsat ile başlamıyor, ruhsat ile bitmiyor da. Elbet avukatlığı bir meslek gibi yapanlar, hatta para kazanmak için meslek değiştirenler var. Elbette parasız kalırsam ben de çiğköfte yapıp satabilirim.+
Ama meslek değiştiremem. Umarım siz de bu mesleği benim kadar seversiniz’ diye yazmıştı.”
“Şöyle demişti: ‘Siz zaten bizi öldürmek istiyorsunuz. Bunun sessiz sedasız mı yoksa başka şekilde mi olacağına ben karar vereceğim’. Kendisi ölüm orucunda hastanedeyken bile Dersim’in karacalarını kurtarmak için dava açıp açamayacağımızı araştırıyordu.”
“Biz şimdi istiyoruz ki Aytaç’ı tekrar yanımıza alalım, bunu daha önce nasıl yaptıysak yine yapabiliriz. Bunun için bize tekrar ellerinizi uzatın ve Aytaç’ın hak ettiği özgürlüğü kazanmak için tekrar mücadele edelim.”
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
"Tutukluluğunun" 1668. gününde yapılan duruşmada Genel Başkanımız Selçuk Kozağaçlı, tutukluluğuna karşı beyanda bulundu. Beyanlarının yazılı hali:
"'Tutukluluk halinin devamına' kararınızın, gerekçesi yönünden hukuksal kusuruna dikkat çekmek amacıyla bunları yazıyorum." +
"Tutukluluğumun mahkemeniz önündeki eski dosyayla bir ilgisi yok. Bu davadan 7 yıldır tutuksuz yargılanıyorum. 2013 kışında başlayan 14 aylık tutukluluktan sonra; yaklaşan duruşmanın beklenilmesine ihtiyaç dahi duyulmadan, 21.03.2014 tarihinde ve celse arasında salıverildim."
"Vareste tutulmayı talep etmedim. Bugüne kadar bütün duruşmalara katıldım. Fiilen avukatlığa devam ettim. Onlarca sefer yurtdışına gittim ve döndüm."
MGA - Ulusal Adli Tıp Birliği Başkanı Cosimo D. Matteucci: “Boyun eğmeyen ve teslim olmayan bir meslektaşımız için buradayız. Bizler de insan haklarının savunmasına kendimizi adamış durumdayız.”
“Şunu gözden kaçıramayız: hukukçuların adalet arayışı, herkesin adalet arayışıdır. Eylül ayından beri, mücadeleniz mücadelemiz oldu. Ebru Timtik’in ölümü İtalya’da bir tepkiyi tetikledi. Bu genç bir kadının kabul edilemez ölümüydü.”
“ İşte bu sebepten dolayı, bir açlık grevi başlatmaya karar verdik. 26 Eylül’den bu yana grevimiz durmadı, onu elden ele sürdürdük. Yalnızca Ebru’yu anmak için değil, hükümetimizden ve ABD’den müdahale etmesini istedik.”
Sınır Tanımayan Avukatlar-Avukat Dayanışması’ndan Matthieu Bagard: “Ebru en zorlu kararlardan birini aldı. Sağlık raporlarına rağmen serbest bırakılmadı. Bu korkunç hikâye; gazetecilerin, avukatların, akademisyenlerin hikayesidir.”
“Ebru’nun anması bu korkunç insan hakkı gasplarına ışık tutma fırsatı oldu.”
“Ebru’yu Silivri’de ziyaret etmiştim. Bana annesiyle ilgili bir şarkı söylemişti ve ben de yanıt olarak ona bir şarkı söylemiştim. Son ziyaretimi hatırlıyorum, asla susmayacak sesini hatırlıyorum.”
İsviçreli Demokrat Avukatlar adına
Margret Kiener Nellen söz aldı: “Ebru Timtik adil yargılama için mücadele ederken tutuklu şekilde yaşamını yitirdi.”
İtalya Demokrasi Üzerine Araştrırma ve Geliştirme Merkezi / Uluslararası Hukuki Müdahale Grubu (CRED/GIGI) adına Fabio Marcelli söz aldı: “Ben maalesef Ebru’yla tanışma şansına nail olamadım ama Ebru’nun çok önemli bir mücadele verdiğini biliyorum.”
“Ebru’nun yargılandığı mahkeme sona erdiğinde mahkeme önünde karar açıklandığı zaman pek çok örgütten pek çok avukat şok olmuştuk. Hakim tüm avukatların dışarı çıkarılmasını istediğinde anlamıştık ki o duruşma nafile bir duruşmaydı.”
“Bu manzaraya karşı şunu söylemek lazım: Avukatlar olarak bizim mücadeleyi yoğunlaştırmamız ve yeni başka mücadele yöntemleri bulmamız gerekiyor. Çünkü biliyoruz ki Erdoğan’ın rejiminde halkın avukatları gibi pek çok avukat baskı altında.”