"Tutukluluğunun" 1668. gününde yapılan duruşmada Genel Başkanımız Selçuk Kozağaçlı, tutukluluğuna karşı beyanda bulundu. Beyanlarının yazılı hali:

"'Tutukluluk halinin devamına' kararınızın, gerekçesi yönünden hukuksal kusuruna dikkat çekmek amacıyla bunları yazıyorum." +
"Tutukluluğumun mahkemeniz önündeki eski dosyayla bir ilgisi yok. Bu davadan 7 yıldır tutuksuz yargılanıyorum. 2013 kışında başlayan 14 aylık tutukluluktan sonra; yaklaşan duruşmanın beklenilmesine ihtiyaç dahi duyulmadan, 21.03.2014 tarihinde ve celse arasında salıverildim."
"Vareste tutulmayı talep etmedim. Bugüne kadar bütün duruşmalara katıldım. Fiilen avukatlığa devam ettim. Onlarca sefer yurtdışına gittim ve döndüm."
"Eğer kaçmaktan kasıt 'yargılamadan' kaçmaksa bunu yapmadığım çok açık; yok eğer yargılama henüz bitmeden kafanızda benim için kararlaştırdığınız belirli süreli 'infazdan' kaçmamın engellenmesiyse söz konusu, tutuklamanın amacı bu değildir. İhsas-ı rey sayılacağından da yasaktır"
"Bunca yıl sonra, size, bu dosyada yargılamaya katılmaya devam etmeyeceğimi düşündüren yeni bir tespit yaptıysanız bunu bilmeyi ve gerekçesini duymayı isterim. Çünkü ben böyle bir gerekçe gösterilemeyeceği kanaatindeyim."
"İşin aslı halihazırdaki tutukluluğum, dosyanızla birleştirilen İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nin dosyasından kaynaklanıyor. Bu davada, hakkımda kurulan hükümle birlikte tutukluluk hali devam ettirildiğinden, yüksek mahkeme incelemesine kadar tutuklu kaldım."
"Söz konusu hüküm Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin bozma ilamı ile ortadan kalktı. Ancak tutukluluk bugüne kadar devam etti. Bozma ilamını takiben dosyalar mahkemenizde birleştiği için, birleşmiş dosya kapsamında ilk kez heyetiniz önüne çıkartılıyoruz."
"Söz ettiğimiz 'Bozma İlamı'na karşı diyeceklerimiz sorulmadı. Zaten hüküm kuran mahkeme ne savunmamı almış, ne de son sözümü sormuştu; bir gün önce duruşmadan zorla çıkarıldığım için karar verilirken salonda bile değildim. Beni yargılamaya dahil etmekte gönülsüzdüler."
"Elbette bu tutum hukuka uygun değildir. Ancak şuan değerlendirmek istediğim bunlar değil. Bozma ve birleştirme kararlarına ilişkin söyleyeceklerimi sorgumla birlikte belirteceğim."
"Bu durumda; bana bildirilen en son incelemenizde tutukluluk halimin devamı gerekçesinde 'bozmayla ortadan kalkmış hükme esas suçlamalarla ilgili henüz sorgumun alınmamış olması' gösterilseydi bunu anlayabilirdim."
"Gerçekten de kusurlu yürütülen bu süreç yüzünden, bu suçlamalar yönünden mahkemeniz önünde sorgu vermemiş durumdayım."
"'Henüz delillerin toplanmamış olması' gibi bir gerekçeyi bile kavramaya çalışabilirdim, çünkü önümüzdeki günlerde yargılama yapmaya devam edecek, delil toplayacak, değerlendireceksiniz."
"Ancak görüldüğü kadarıyla düşünceniz böyle değil. Tutuklama nedeni olarak -bence kabul edilemez- tek bir gerekçe göstermişsiniz. Asıl sorun burada başlıyor."
"Bilindiği üzere, tutuklama kararı zorunlu ve bağlayıcı ön koşullar barındırır. Bu ön koşulların hiçbirisi 'tutuklama nedeni' değildir."
"Başka bir değişle, zorunlu ön koşullar bulunmadan -nedeni ne olursa olsun- tutuklama yapamayacağınız doğrudur; ancak daha da önemlisi, bütün bu ön ve zorunlu koşullar bulunsa bile bir tutuklama nedeni göstermeden tutuklama yapmak mümkün değildir."
"26 Şubat tarihli kararınızda bu açıdan eksik yok: 'Kuvvetli suç şüphesi, suç maddesinin tutuklamaya elverişli olması, adli kontrolün yetersiz kalacağı, tutuklamanın orantılı olması' gibi ön koşullar -gerekçe gösterilmeden olsa bile- ismen sayılmış ve var oldukları kabul edilmiş"
"Devamında bir tutuklama nedeni göstermişsiniz."
"Her tutuklama kararı açısından standart zorunlu koşullar bir kenara bırakıldığında, bana ve dava dosyasına özel tek bir tutukluluğun devamı nedenine dayandığınız anlaşılıyor. Bu neden, 'kaçma ve saklanma şüphesini gösteren somut olgular' şeklinde gösterilmiş."
"Tutuklamanın devamı kararı verebilmeniz için gerekli ön koşulların mevcut olduğunu kabul etmiyor olsam da esas meselem 'tutuklama nedeni' ile ilgili olduğu için bu aşamada bunları da tartışmıyorum"
"'Kaçma ve saklanma şüphesi' adlı tutuklama nedeninin kararınızda kullanıldığı formda kullanılması, AİHM ve AYM tarafından defalarca eleştirilmiş, yargıçlar açısından mesleki yetersizlik ve meslek kusuru sayılmış, bu şekilde kullanılmaması tekrar tekrar hatırlatılmıştır."
"Aynı konuda HSYK ve Adalet Bakanlığı Müfettiş değerlendirmeleri de bulunmaktadır. Mesele hukuken ihtilafsızdır. Böyle yapmamalısınız."
"Dolayısıyla, yapılamayacağı hukuken son derece net bir davranışta ısrar edilmesi, tartışmanın hukuksal değil fakat semantik açıdan incelenmesini gerektiriyor. Yani tutuklama nedenini "niçin bu şekilde kullanamayacağınızı' hukuksal değil, semantik açıdan değerlendirmek istiyorum"
"Yasa metninde ve gerekçesinde açıkça 'kaçma ve saklanma şüphesini gösterir somut olgular'dan bahsedilmektedir. Yasanın lafzı muhatabından bir talep içeriyor gibi görünmektedir. Muhatap sizsiniz."
"Birçok yasa, herhangi bir adli veya idari işlemin tamamlanabilmesi yani hukuksal anlam ifade edebilmesi için muhatabından 'somut olgu' talep eder. Ceza Muhakemesi Kanunumuz da istisna değil."
“Her ne kadar yasanın muhatabı siz de olsanız, ben kendi üzerimden bir örnek vererek durumu açıklığa kavuşturmaya çalışacağım: Bir pasaport başvurusu yaptığımı kabul edelim."
"Yasa gereği önüme konan form -beni muhatap alarak- özünde somut bir olgudan ibaret bilgiyi talep eder: 'Adınızı soyadınızı yazınız.' Bunun karşısındaki boşluğa, 'Adınızı soyadınızı' diye yazarsam formu bana iade eder ve niye böyle bir şey yaptığımı sorarlar."
"Ben de 'formda bu şekilde yazmam söylenmiş' derim. Karşımdaki sabırlı nüfus memuru 'formda yazılı olanı tekrar oraya yazmanız istenmiyor, siz oraya gerçek adınız ve soyadınızı yazacaksınız' der."
"Ne güzel.Şunu anlıyoruz. Sizden istenen, formda yazanı tekrar etmek değil, formun sorduğu sorunun cevabı olan 'gerçek/somut olgu'yu yazmanızdır. Semantik değerlendirme önemlidir. Eğer bunları yapamazsak, 'danışma' yazan bankoya danışmamamız gerektiğinin emredildiğini zannederiz"
"Semantik dilin işleyişi temel bir çalışma alanı olduğundan, hukuk fakültesinde ayrıca öğretilmesine gerek duyulmamıştır. Ancak yasayı okurken kullanmak zorundayız."
"Yapılması gereken şudur: 'Kaçma ve Saklanma Şüphesini Gösteren Somut Olguları Yazınız: Banka hesabından yüklü para çekti, evini ve arabasını satışa çıkardı... bıyıklarını kestirdi.' Bıyık garibinize gitmesin, benim durumumda anlamı olabilir çünkü 20 yıldır bıyıklıyım."
"Bunlara somut olgu deniyor. Mümkünse olgunun yeri ve tarihini de yazmak gerekiyor. Yani eğer tutukluluğun devamı gerekçesi için 'kaçma ve saklanma şüphesi'ne dayanacaksanız, yasanın sizden talebi bunların birini, birkaçını, ikna edici benzerlerini oraya yazmanız."
"Bunun yerine yasadaki ibareyi aynen karara yazınca, adli işlemi tamamlayamamış ve bir tutuklama nedeni göstermemiş olursunuz. Pasaport başvurusunda benden beklenenin somut bir olgu olan 'gerçek adımı ve soyadımı' yazmam olması gibi. Kısacası somut olguyu yazmak gerekiyor."
"Sizin durumunuzda adli işlemin tamamlanmış 'gibi gösterilmesine' güvenmemelisiniz. İlerde mutlaka sorun çıkar."
"Semantik açıdan hiç de zor ve karışık olmayan bu süreci hukuksal/yargısal açıdan bu kadar imkansız hale getiren yaygın yargıç tutumunu anlamakta zorlanıyorum. Kavranamayan nedir?"
"Elbette oraya yazmaktan hoşlanmayacağınız 'özel' bir gerekçeye sahip olabileceğinizin farkındayım. Benden hoşlanmıyor, elinizdeki gücü üzerimde denemek istiyor olabilirsiniz. Hatta kendisinden çekindiğiniz "birilerinin" beni tutuklu tutmaya devam etmenizi söylemesi de mümkün."
"Daha önce yaşadık. Bugün de başımıza gelmemesi için bir sebep yok. Böyle durumlarda gerçek tutukluluğun devamı gerekçesinin karara yazılamayabileceğini anlıyorum; yakışık almaz muhakkak."
"Sayın heyet; tutuklamanın devamı gerekçesine bu yüzden somut olgu yazamıyorsanız bunu anlayabilirim. Hak vermem gerekmez. Hiç değilse anlambilimi açısından sorunu çözmüş oluruz:
"...Yasanın gerekçeye ne yazmanızı istediğini tabii ki bildiğinizi; fakat bizim şimdilik öğrenemeyeceğimiz nedenlerle bunları yazamadığınızı anlamış oluruz."
"'Şimdilik' diyorum. Çünkü önünüzdeki dosyanın hazırlık işlemlerini yürüten, iddianamesini yazan, yargılama boyunca hakkımda tutuklama ve tutukluluk halinin devamı kararları vermiş bir kısım yargıç, savcı ve adli kolluk personeliyle aynı hapishanede yatıyorum. Oradan biliyorum."
"Yeterince beklerseniz hiçbir şey sır olarak kalmıyor. Siz anlatmasanız bile 'size yaptıran' kendisini kurtarmak için anlatmaya karar veriyor. Sizinkiler de anlatacaktır."
"Yargıtay 16. CD içtihadından anladığımız kadarıyla 'Bu kadar açık hukuka aykırılığı beş yıl boyunca nasıl görmezden geldin?' sorusuna verilmiş 'Öyle söylediler, yaptım, o zaman öyle yapılıyordu' cevabı polisler için iyi deneme ancak yargıç ve savcılar için iyi bir savunma değil"
"Hal böyle ise; bu 'tutuklamanın devamı' sözde gerekçesini değiştirmeli, daha az rahatsızlık verici başka bir sözde gerekçe bulmalısınız."
"Tutuklanmadan rahatsızlık bitti, gerekçeden mi rahatsız oluyorum? Evet.Fakat sadece benim rahatsızlığımı kabul etmeyin. İleride sizin için de önem kazanabilir. Nasıl olsa gerçek gerekçe yazılamadığına göre; sözde gerekçelerden 'meslek kusuru' yorumuna en açık olanı seçmelisiniz"
"'Kaçma ve saklanma şüphesini' benim durumuma uydurmanız ihtimali, aşağıda açıklayacağım nedenlerle ne bugün ne de ileride mümkün görünüyor."
"Bu dosyada, 2013-2021 yılları arasında çeşitli tarihlerde hakkımda ÜÇ KEZ yakalama kararı çıkarıldı:

I-Birincisini duyduğum sırada yurtdışındaydım. O sırada bulunduğum ülkenin başbakan yardımcısı ve parlamento başkanı dahil bir grup üst düzey yetkiliyle görüşmemi tamamlar...
tamamlamaz hızla döneceğimi kamuoyuna açıkça ilan ettim ve bineceğim uçağın sefer sayısını bildirdim. Yakalama kararını takip eden dördüncü günün sabahı Atatürk Havalimanına inmiştim. Arkadaşlarım henüz adliyeye çıkarılırken yetiştim."
"Daha doğrusu beni karşılamak üzere aprona çekilmiş polis aracı ile yetiştirildim. Tutuklandım."
"Tutuklama gerekçesi 'kaçma şüphesi' diye gösterildi. Çok öfkelendim. O adli işlemi tamamlatabilmek için İŞİD'in roket attığı bir yolu kiralık ciple dört saatte geçmiş, gerçek bedelinin üç katına bir uçak bileti satın almıştım."
“İkincisini, misafir olduğum evin kapısı kırılarak, ev sahibi meslektaşım gözaltına alındığında öğrendim. Ancak ben gözaltına alınmadım. Telefonuma ve bilgisayarıma el koydular."
"Hakkımda soruşturma yürüttükleri ortada olduğu için 'Beni niye almıyorsunuz?' diye sorduğum amirleri, “Seni alınca çok gürültü kopuyor, rahat çalışmak için en son alacağız” dedi"
"Takip eden her günü adliyede geçirdim. Tutuklanan meslektaşlarımın avukatlık görevi yürüttüğü davaları sürdürmeye çalıştım, ara sıra da savcılığa dilekçe vererek ‘Hakkımda ne işlem yapıyorsunuz? Geleyim mi? Yoksa bilgisayarımı geri verir misiniz’ diye başvuruda bulundum.
"Nihayet 59 gün sonra, büromuzun kapısının önünden gözaltına alındım. Tutuklandım.”
“Tutuklama gerekçesi “kaçma şüphesi” gösterildi. Çok Öfkelendim. İki ay her gün, hakkımda soruşturma yaptıklarını bilerek, meslektaşlarım hakkındaki suçlamaları, –evrakta güya adımın üstü kapatılmış bile olsa-“ kendimle ilgili suçlamaları okuyarak kapılarının önünde bekliyordum"
"Üçüncüsünü İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sorgumu verdikten ve tahliye edildikten 6 saat sonra meslektaşlarım haber verdi. Öğle saatleriydi, sabah tahliye edilmiştim.”
“Hiç değilse doğru düzgün duş alıp üstümü başımı değiştireyim diye ertesi günü bekledikten sonra, hakkımızdaki yeni yakalama kararının infazı için zorla getirilmiş meslektaşlarım henüz hakim karşısındayken adliyeye gidip ‘kürsüde oturan yargıçlara’ adımı soyadımı söyledim”+
“hakkımda yapacakları bir işlem olup olmadığını sordum. “Kürsüde oturan” dememin sebebi, oluşturdukları sahte duruşma tutanağının aksine, bunların işlem yapan mahkemenin yargıçları olmamasıydı. İncelerseniz siz de göreceksiniz.”
“Bu yargıçlar kaçarak salonu terk ettiler. O gün tutulan ilginç bir polis tutanağı dosyada mevcut, her şeyi anlatıyor. Israrıma rağmen beni tutuklayabilmeleri için önce bir saat kadar ne yapacaklarını düşünüp sonra beni duruşma salonunun içinde gözaltına almaları ve” ++
“devamında bir kez daha heyet değiştirip yirmi saat beklemeleri gerekti. Künyesinde adı yazan mahkemenin yargıçları ve bir gün önce kaçanların yerine, yepyeni bir heyet bulup buluşturmuşlardı. Tutuklandım."
Tutuklama gerekçesi “kaçma şüphesi” diye gösterildi. Çok öfkelendim.”
“Haklısınız, artık bu seferki öfkem yersiz olabilir. Aynı davranışı üç kez tekrar edip, farklı bir sonuç elde edebileceğini düşünmek ahmaklıktır. İnsan kendi kusuruna bile öfkelenebiliyor.”
“Bu durumda akıllandım mı? Yani beni bıraksanız ve ileride canınız yeni bir yakalama kararı daha çıkarmak istese ne yaparım?”
"Sayın Mahkeme Heyeti,
Esasen davrandığım şekilde davranmak için ahmaklık dışında güçlü bir mazerete daha sahibim. Bunu size anlatabilirsem, hiç değilse gerekçe değiştirme talebimi dikkate alabileceğinizi umuyorum."
"Önümüzdeki davanın hazırlık soruşturmasını yürüten tüm kolluk amir ve memurları, cumhuriyet savcıları, sulh ceza hakimleri ile heyet üyesi birçok yargıç; anayasal düzeni silahlı bir kalkışmayla değiştirmek istedikleri anlaşılan bir örgütün üyesi çıktılar."
"Hakim, savcı, polis, bilirkişi, uzman kimliklerinin sahtecilik yoluyla elde edildiği ve kötü amaçlarla kullanıldığı kesinleşmiş mahkeme kararlarına konu oldu. Sahte delil yaratmak ve insanlara gerçek dışı cürümler atfetmekle de suçlandılar ve cezalandırıldılar."
“Bizim hakkımızda verdikleri, yakalama, gözaltı, tutuklama, tutuklamanın devam kararları hukuksal olarak yok hükmündeydi. Bence elinizde tuttuğunuz dosya da öyle. Aklı başında hiçbir insanın bu kararları tanımaması ve infazına yardımcı olmaması gerekiyordu.”
“‘O tarihte bilemezdiniz.’ diye düşünmeyin, siz mesai arkadaşlarınız ve lojman komşularınız olan bu insanların yasadışı niteliğini sonradan öğrenmiş olabilirsiniz ancak bizim böyle bir mazeretimiz yok;”
“biz yargıç ve savcı olmadıklarının hep biliyorduk, 2013 senesinde yüzlerine zaten söylemiştik, tutanaklarda var.”
“O halde neden bu yasadışı örgüt üyeleri hakkımda yok hükmünde yakalama kararları çıkardığında, akıl ve mantık dışı bir ısrarla gidip işlemi tamamlatıyorum? Bunu görebilen ve haklı olarak buna uygun olarak bir tedbir alabilen meslektaşlarımdan benim neyim eksik?”
“Sayın Heyet,
Ben Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanıyım. Ayrıca; Avrupa Demokrat Avukatlar (AED) İkinci Başkanıyım. Demokrasi ve İnsan Hakları İçin Avrupalı Hukukçular (ELDH) ve Uluslararası Demokrat Avukatlar (IADL) yönetim kurulu üyesiyim.”
“Türkiye Barolar Birliği, Ankara Barosu ve ÇHD adına; yaklaşık otuz ayrı kentte on beş binden fazla Avukat ve Stajyer avukata meslek içi eğitim verdim, parlamento komisyonlarında, ulusal ve uluslararası toplantılarda bu kurumları temsil ettim.”
“Ceza ve Muhakeme kanunlarını hazırlayan kurullarda, tasarıların görüşüldüğü komisyonlarda raportörlük yaptım. Her iki kanun için şerh yazan ve kitap olarak basan ekiplerde bulundum.

Alman Demokrat Avukatlar Örgütü tarafından verilen Hans Litten Ödülüne;”
“Emmanuel Kant Vaktı tarafından verilen “Dünya Vatandaşlığı” ödülüne; Paris Barosu tarafından verilen Onur Ödülüne; Barcelona Barosu tarafından verilen Onur Ödülüne ve Lawyer for the Lawyers tarafından iki yıl da verilen “Hukuk İçin Mücadele” ödüllerine layık görüldüm.”
“Onlarca Ulusal ve Uluslararası mesleki kongreye katıldım, bazılarını düzenledim ve yönettim. Mesleki faaliyetlerim boyunca yüzünden berat, sertifika ve plaketle onurlandırıldım.

İşte bu durum beni köşeye sıkıştırmış durumda. Fazla orta yerdeyim.”
“‘Anayasayı ve Anayasa Mahkemesini tanımadığını, kararlarına uymayacağını’ cesaretle ifade edebilecek kadar hukukun dışına çıkmış bir kişinin bile – sırf yargıç sıfatını kullanıyor diye- kararlarına uymak gerekir diye mi düşünüyorum. Hayır.”
“Bu kararları tanımamak her avukatın, mesleki, politik ve ahlaki görevidir.

Sokrat’ın davranışını saygın bulmakla birlikte adaletsiz yasanın ve hukuka aykırı mahkeme kararının mutlaka uygulanması kanaatinde değilim.”
“Bunu şu açıdan söylüyorum, bu dosyada tutuklama “baldıranı” her önüme uzatıldığında içiyor olmamın, düzene, adalete ve yanlış bile olsa yargıç kararlarının uygulanmasına değer vermekle bir ilgisi yok. Zaten vermiyorum.”
"Temsil ettiğim-size saydığım örgütlerle ilişkimi sürdürmek,bize yapılanın hukuka aykırılığını etkili teşhir etmek, tutsak düşmenin mücadeleden vazgeçmek olmadığını meslektaşlarıma ve müvekkillerime hatırlatabilmek, söylediklerimi fiilen de gösterebilmek amacıyla bu yolu seçtim”
“Bunun masraflı ve eziyetli bir yol olduğu, aynı dosyadan üçüncü tutuklanmamda artık tamamen anlaşılmış bile olsa maalesef bu aşamada yöntem değiştirebilecek durumda değilim: Alt sınırı 5 yıl hapis cezası ve 55 ay fiili infaz gerektiren bir suçlama için 56 aydır ‘tutukluyum.’”
“Gördüğünüz üzere, bu saatten sonra benim açımdan fikir değiştirmek tamamen saçma olacak. Tahliye edilince ortadan kaybolmanın ekonomik bir değeri kalmamış görünüyor.”
“Biz, bendeki bu akıldışı ısrara ve sizdeki bu hukuk dışı tekrara sıkıştığımız sürece, tutukluluk meselesini daha uzun süre çözemeyiz gibi görünüyor.

Hiç değilse çapımıza uygun bir hedef seçerek “gerekçe” sorununu çözelim.”
“Sayın Mahkeme Heyeti;
Beni tutuklu tutmak için gerçek gerekçeniz her ne olursa olsun bunun yerine “kaçma şüphesi” sözde gerekçesini yazmak; size yukarıda anlattığımı bütün olup biten karşısında hukuka aykırıdır. Bana soracak olursanız aynı zamanda ayıptır.”
“Kanunda bu kadar uzun bir tutukluluğa gerekçe bulmanın zor olduğunun farkındayım. Ama hepimiz bunun için eğitim aldık; imkan az bile olsa ben başarılabileceğine inanıyorum.”
“Bir kere daha tutukluluğumun devamına karar verecekseniz, hiç değilse biraz gayret gösterilerek “kaçma ve saklanma şüphesi” dışında bir gerekçe bulunmasını dilerim.” /SON

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Çağdaş Hukukçular Derneği

Çağdaş Hukukçular Derneği Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @chdgenelmerkez

7 Apr
Meslektaşlarımız ve uluslararası heyet ile birlikte duruşma salonu önündeyiz.

Mahkeme başkanının görüşmeyi reddetmesi nedeniyle büyük salon tahsisi sağlanmıyor ve kimsenin ayakta alınmayacağı iletildi.

#Avukatımıİstiyorum
Salon açıldı: Tutuksuz sanıklar ve uluslararası heyet salonda yerini alacak, avukatlar dönüşümlü olarak duruşma salonuna girecek. #Avukatımıİstiyorum
Duruşma, Yargıtay kararına karşı beyanların alınmasıyla devam ediyor.

@chdankara Şube hesabından tüm duruşma seyrini takip edebilirsiniz. ⤵️
Read 7 tweets
5 Apr
MGA - Ulusal Adli Tıp Birliği Başkanı Cosimo D. Matteucci: “Boyun eğmeyen ve teslim olmayan bir meslektaşımız için buradayız. Bizler de insan haklarının savunmasına kendimizi adamış durumdayız.”
“Şunu gözden kaçıramayız: hukukçuların adalet arayışı, herkesin adalet arayışıdır. Eylül ayından beri, mücadeleniz mücadelemiz oldu. Ebru Timtik’in ölümü İtalya’da bir tepkiyi tetikledi. Bu genç bir kadının kabul edilemez ölümüydü.”
“ İşte bu sebepten dolayı, bir açlık grevi başlatmaya karar verdik. 26 Eylül’den bu yana grevimiz durmadı, onu elden ele sürdürdük. Yalnızca Ebru’yu anmak için değil, hükümetimizden ve ABD’den müdahale etmesini istedik.”
Read 4 tweets
5 Apr
Sınır Tanımayan Avukatlar-Avukat Dayanışması’ndan Matthieu Bagard: “Ebru en zorlu kararlardan birini aldı. Sağlık raporlarına rağmen serbest bırakılmadı. Bu korkunç hikâye; gazetecilerin, avukatların, akademisyenlerin hikayesidir.”
“Ebru’nun anması bu korkunç insan hakkı gasplarına ışık tutma fırsatı oldu.”
“Ebru’yu Silivri’de ziyaret etmiştim. Bana annesiyle ilgili bir şarkı söylemişti ve ben de yanıt olarak ona bir şarkı söylemiştim. Son ziyaretimi hatırlıyorum, asla susmayacak sesini hatırlıyorum.”
Read 4 tweets
5 Apr
Ebru Timtik’in eski stajyeri, Halkın Hukuk Bürosu üyesi Seda Şaraldı söz aldı: “Bugün bu etkinlikte bile aslında dünyanın tüm kıtalarında Ebru ve Aytaç’ın sesinin birilerine ulaştığını görüyoruz.”
“Ebru’nun genç avukatlara yaklaşımını anlatmak istiyorum. Onu anlatmak için onun mektuplarından faydalanmak istiyorum. Her zaman stajyer avukatları çok cesaretlendirirdi.”
“‘Benim avukatım sensin, şaka yapmıyorum’ diye yazmıştı mektubunda. İlk duruşmada, ruhsatımı henüz bir gün önce almıştım ve duruşmaya girdiğimde tutuklu meslektaşlarımıza özgüvenle ilerledim, sadece selam vermek istedim ama bu hareketim jandarmaları panikletti.”
Read 8 tweets
5 Apr
İsviçreli Demokrat Avukatlar adına
Margret Kiener Nellen söz aldı: “Ebru Timtik adil yargılama için mücadele ederken tutuklu şekilde yaşamını yitirdi.”
“Çok şaşkın durumdayım. Several Ballıkaya’nın sözlerini duyduktan, uğradıkları işkenceyi duyduktan sonra. Ebru Timtik’e çalışmalarından dolayı teşekkür ediyoruz. Kendisi cesur bir avukattı.”
“Rosa Luxemburg’tan bir alıntıyla Ebru’yu anmak istiyorum: “Tarih beklemez.”

Meslektaşlar, bizler de beklemeyelim diyorum. Harekete geçelim, daha çok ses çıkaralım.”
Read 4 tweets
5 Apr
İtalya Demokrasi Üzerine Araştrırma ve Geliştirme Merkezi / Uluslararası Hukuki Müdahale Grubu (CRED/GIGI) adına Fabio Marcelli söz aldı: “Ben maalesef Ebru’yla tanışma şansına nail olamadım ama Ebru’nun çok önemli bir mücadele verdiğini biliyorum.”
“Ebru’nun yargılandığı mahkeme sona erdiğinde mahkeme önünde karar açıklandığı zaman pek çok örgütten pek çok avukat şok olmuştuk. Hakim tüm avukatların dışarı çıkarılmasını istediğinde anlamıştık ki o duruşma nafile bir duruşmaydı.”
“Bu manzaraya karşı şunu söylemek lazım: Avukatlar olarak bizim mücadeleyi yoğunlaştırmamız ve yeni başka mücadele yöntemleri bulmamız gerekiyor. Çünkü biliyoruz ki Erdoğan’ın rejiminde halkın avukatları gibi pek çok avukat baskı altında.”
Read 4 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!