Elbette bunu Türkiye için, Erdoğan için yapmadılar.
Onların da çıkarı dahası görevi vardı.
Bu sayede 50 yıllık FETÖ projesi, hedefine bir adım daha yaklaşmıştı.
⬇️
Ama yine bu sayede, Erdoğan ve siyasi oluşumu, Erbakan'ın başına gelenleri yaşamaktan kurtulmuştu.
Erdoğan cephesinde hal böyle iken, Devlet Bahçeli'nin MHP'si tam karşısında pozisyon almıştı.
Taşlar, nihai ve büyük bir hamle yapmak üzere o zamandan dizilmişti yani.
⬇️
Ve yeterince güçlenip, hazır hale gelinince, düğmeye basıldı.
2010 yılında içten içe başlayan savaş, dersanelerin kapatılması ve buna karşı hamleler olan 17/25 Aralık, Mit tırları, Hakan Fidan'ın gözaltı süreci gibi olaylarla gün yüzüne çıktı.
⬇️
Erdoğan bu hamleleri bir bir püskürtüyor ancak artık kendilerine karşı tavrı netleşen Erdoğan'a yaptıkları her saldırıda, içindeki Fetöcülerin de yavaş yavaş yer değiştirmesiyle birlikte, Erdoğan'ın gücü günden güne eriyordu.
Ya da onlar öyle zannediyordu!
⬇️
Artık zamanı geldi dediler;
Erdoğan indirilmeliydi.
Akıllıca hazırlanmış ve sonrası da tasarlanmış bir darbe ile, Erdoğan hain ilan edilecek, Gülen ise kahraman olarak yurda dönecekti.
⬇️
Ancak devlet, zamanını bilmese de, bu planı çözmüştü ve bir darbe yapacaklarını öngörüyordu.
Devletin planında her dönem görevini yapan, olması gereken yerde olan Devlet Bahçeli,
Artık FETÖ'den arınmış olan Erdoğan'ın yanındaki nihai yerini aldı.
⬇️
FETÖ ile mücadelenin açtığı yarayı sarmak, eksilttiği gücü tamamlamak ve birlikte Güçlü Türkiye planını son aşamasına taşımak için asli koltuğuna oturdu.
Bütün bunlar sıradan siyasi hamleler gibi görünebilir.
⬇️
Öyle olmadığını görmek için;
15 Temmudan sonra yaşanan gelişmelere, yapılan atılımlara, üretilen silahlara, teknolojilere, kurulan bölgesel bağlantılara bakın.
⬇️
Sizce bunlar sadece 5 yılda yapılabilecek şeyler mi?
Yoksa önce statükocu sistem, sonra FETÖ alt edildikten sonraki aşama için hazırlanan ve zamanı geldiği için bir bir ortaya çıkarılan planın parçaları mı?
- S O N -
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Baronlar milyar dolarları ceplerine indiremeyince;
Piyonlar piyasaya inen 128 milyar doların hesabını sordular.
Medya patronları hükümete yön veremeyince,
Hükümete göre yön alan medya kuruluşlarına sardılar.
⬇️⬇️⬇️
Asıl çeteler devlete yüksek faizle para satıp köşeyi dönemeyince,
Devletten ihale alıp, iş yapıp, karşılığını alan holdinglere çete dediler.
ABD ve İsrail'den alınan silahlardan gelen komisyonlar kesilince,
Milli silahları üreten özel şirketlere sardılar.
⬇️⬇️⬇️
Yan gelip yatıp, üç beş festival ve heykel yapıp şehir yönetme devri bitince,
Belediyelerde yapılan hizmetlere, ihalelere, yönetimlere haklı-haksız, doğru-yanlış bakmadan tümden çamur attılar.
Biri işinde gücünde, diğeri boş gezenin boş kalfası iki arkadaş konuşuyormuş.
Boş gezen diğerine sormuş;
-İkimizde de birer silah olsa, sen benim, ben senin kafana dayasam; kim ölür?
+Kimin eli daha ağırsa o.
-Yanlış! Her halükarda sen ölürsün.
⬇️
+Nedenmiş o?
-Çünkü senin elin tetikteyken gözünün önünden anan, baban, sevdiğin, işin, gelecek planların geçmeye başlar. Benimse düşünecek hiçbir şeyim yok! Gözümü bile kırpmadan tetiğe basar, vururum seni.
⬇️
-O yüzden sen sen ol, seninle aynı şartlara sahip olmayan insanlarla, aynı şartlar altında savaşma!
Evet... Muhalefetle olan ilişkimiz, rekabetimiz, tıpkı bu hikayedekine benziyor.
⬇️