15 Temmuz 1987 tarihinde, Başbakan Turgut Özal Suriye'ye gitti.
Yanında MİT Müsteşar Yardımcısı Hiram Abas da vardı.
O gün Hafız Esad'a, Türk devletini hafife almaması için bir uyarı yapıldı.
Okuyan RT yapsın lütfen :)
Flood başlıyor ⬇️
Turgut Özal, görüşmeler sırasında birden bire, Hafız Esad'a,
"Sayın Esad, bir ara sizinle birlikte bir Şam gezisi yapsak, Şam'ın dillere destan güzelliklerini seyreylesek"
deyince, Esad onu kırmamış, büyük bir memnuniyetle konuğunu Şam gezintisine çıkarmıştı.
⬇️
Özal, Esad'la birlikte arkada otururken, MİT Müsteşar Yardımcısı Hiram Abas da önde, şoförün yanındaki yerini almıştı.
Sonra Özal, daha önce kararlaştırdıkları gibi Hiram Abas'ın bir el işareti yaptığını gördü ve sohbeti bölücü başının Şam'daki ikametine getirdi.
⬇️
"Sayın Esad. Bakın ülkelerimiz kardeş. Din kardeşi-yiz, tarihten gelen beraberliklerimiz, ortak değerlerimiz var.
Şu bölücü örgütün elebaşını Şam'da tutmaktan vaz geçin. Ya bize teslim edin ya da kovun gitsin.
Hiç değilse kardeş bildiğimiz Suriye'de olmasın"
⬇️
Hafız Esad da, derhal savunmaya geçerek Özal’ın iddasını reddetti tabi.
Özal, Hiram Abas'tan ikinci işareti alarak şoföre "dur!" diye bağırdı.
Esad'a dönerek,
"Burada değil diyorsunuz değil mi Sayın Esad? ++
⬇️
++Peki, o zaman hep birlikte inelim arabadan ve şu eve bir girelim. Bakalım kiminle karşılaşacağız?" dedi.
Bu arada olayın etkisini artırmak için, Abas'a hitaben,
"Hangi evde kaldığını tespit ettiniz?" diye sordu.
⬇️
Abas da, eliyle işaret ederek,
"Şu ev Sayın Başbakanım. Defalarca bölücü örgütün elebaşını girip çıkarken görüntülediğimiz ev şu." dedi.
Özal tekrar Esad’a dönerek
"Haydi Sayın Esad. İnip bir kontrol edelim bakalım orada kim varmış?" diye üsteledi.
Esad o an mosmor olmuştu.
⬇️
Esad, "Lütfen gidelim Sayın Özal. Buralar pek güvenli değildir..." diyebildi.
Özal da verdikleri dersin yeterli olduğuna kanaat getirerek, şoföre "gidelim" dedi.
Arabadan inene kadar kimse konuşmadı…”
⬇️
Özal'ın kurmaylarından biri, Şam'da olanları duyunca,
"Eyvah, gitti Hiram!" dedi.
Evet, Hiram Abas, Türkiye'ye dönüşünde MİT'te müthiş komplolar girdabına düştü ve fazla dayanamayıp istifa etti. Ekibi de MİT'ten uzaklaştırıldı.
Sonrası da malum; İstanbul'da infaz...
⬇️
Abas, İstanbul'un işlek bir semtinde vurulmasına rağmen, ambulans tam bir saat sonra geldi.
O da öldüğü kesinlik kazandıktan sonra..
Adli Tip Morgu'na götürmek için...
⬇️
Özal da bir yıl içinde gerçekleşen ANAP kongresinde Kartal Demirağ tarafından silahlı saldırıya maruz kaldı, bu saldırıyı elinden yaralanarak atlattı...
- S O N -
Bu olayı "2023 uyuyan hücreler" kitabımda da yazmıştım.
Daha fazlası da var, bilginiz olsun :)
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Baronlar milyar dolarları ceplerine indiremeyince;
Piyonlar piyasaya inen 128 milyar doların hesabını sordular.
Medya patronları hükümete yön veremeyince,
Hükümete göre yön alan medya kuruluşlarına sardılar.
⬇️⬇️⬇️
Asıl çeteler devlete yüksek faizle para satıp köşeyi dönemeyince,
Devletten ihale alıp, iş yapıp, karşılığını alan holdinglere çete dediler.
ABD ve İsrail'den alınan silahlardan gelen komisyonlar kesilince,
Milli silahları üreten özel şirketlere sardılar.
⬇️⬇️⬇️
Yan gelip yatıp, üç beş festival ve heykel yapıp şehir yönetme devri bitince,
Belediyelerde yapılan hizmetlere, ihalelere, yönetimlere haklı-haksız, doğru-yanlış bakmadan tümden çamur attılar.
Biri işinde gücünde, diğeri boş gezenin boş kalfası iki arkadaş konuşuyormuş.
Boş gezen diğerine sormuş;
-İkimizde de birer silah olsa, sen benim, ben senin kafana dayasam; kim ölür?
+Kimin eli daha ağırsa o.
-Yanlış! Her halükarda sen ölürsün.
⬇️
+Nedenmiş o?
-Çünkü senin elin tetikteyken gözünün önünden anan, baban, sevdiğin, işin, gelecek planların geçmeye başlar. Benimse düşünecek hiçbir şeyim yok! Gözümü bile kırpmadan tetiğe basar, vururum seni.
⬇️
-O yüzden sen sen ol, seninle aynı şartlara sahip olmayan insanlarla, aynı şartlar altında savaşma!
Evet... Muhalefetle olan ilişkimiz, rekabetimiz, tıpkı bu hikayedekine benziyor.
⬇️