Herkesin önünde olan ama ciddiye alınmadığı için kendini gizleyen sağlık,hastalık ve şifa ile ilgili sır niteliğinde 1 başka bilgi hakkında AKIŞ;
Not: Bilginin faydalı olması için 'Allah'a tam teslimiyet' gerekir. Teslimiyet ise önce kafirin dediğini ciddiye almamayı gerektirir.
"bu ne saçmalamış yine" diyecekler için ön alma dipnotu; Bu satırların sahibi #Kovid19’un TR gündemine oturduğu tarihten beri (11 Mart 2020) adına tedbir denilen hiç bir zırvaya (maske/mesafe/hijyen/ilaç/aşı) uymadığı gibi en yakın akrabalarını da bu pisliklerden menetmiştir.
Çünkü bu satırların sahibi adına #corona denilen virüsün @drfahrettinkoca'nın ilk vakayı açıkladığı günde ülkeye törenle giriş yaptığına inanacak kadar aklını yitirmediği gibi #Kovid19 salgınının rutin grip olduğuna ve istatistiğin en etkili yalan türü olduğuna inanmaktadır. Image
"Bu ne saçmalık" diyeceklerin çoğu "ölümcül salgın"ın varlığına inandığı için 1 yılı aşkın pislik yuvası maskeler altında bedenlerini Allah'ın oksijeninden mahrum etmelerine rağmen, ilk günden beri tedbir(!) almayan benden çok daha sağlıklarına fazla dikkat ettiklerine inanıyor.
Oysa ben tam tersi kafirlerin değil Allah'ın sözüne önem verdiğim (çünkü ya Allah'ın sözüne ya kafirin sözüne güvenilir) için her gün onlarca müslüman öldüren kafirlerin "tedbir almazsanız ölürsünüz" uyarısını dikkate alıp hastalanmak/ölmek yerine sağlıklı ve diri kalmayı seçtim!
"Bu ne saçmalık!" diyenler Mart-2020'den beri kendileri sürekli korku ve "acaba virüsü kapar mıyım?" endişesi altında aylardır akrabalarından uzak kalmışken, biz yine bu inançla korkudan emin, hiçbir tedbire ihtiyaç duymadan kronik hastlarımızla birlikte içiçe yaşamayı sürdürdük.
Allah'ın dileyene bahşettiği bu korkudan emin olma inancı nedeniyledir ki kalbe hiçbir kafir virüsü sirayet edemediği için çocuklarımız ve ana-babamız 1 yılı aşkındır hastaneden uzak sağlıklı yaşamayı sürdürürken, "ölümcül salgın" müritleri kendilerini pis tedbirlere mahkum etti.
Haliyle Allah'ın takdir ettiği eceli ertelemek için kendilerini Allah'tan uzaklaştıran kafirin emrettiği tedbirlere sıkı sıkıya sarıldığı için sürekli korku altında yaşayanlar, vücudun en ufak bir rahatsızlığında rezil PCR testine koştururken, biz akrabalarımızın duasına koştuk.
Şimdi eğer bu istatistiksel grafiğin (milyon kişi başına düşen vaka yükseliş azalış trendi) sayı sapkınları tarafından elle üretilmediğine inanmayı sürdüyorsanız, 'Allah'a tam teslimiyet' halinden çok uzak olduğunuz için bundan sonraki bilgiler işinize/sağlığınıza yaramayacaktır. Image
Önce 'tam teslimiyet' ne demektir bir manzara ile açıklayalım; En yakınınızda sizi koruyan ve korkudan emin kılan bir dostunuzun tavsiyeleri doğrultusunda her türlü bela ve musibetten uzak ailenizle dingin bir hayat sürüyorsunuz ve olası tehlikelere karşı O sizi sürekli uyarıyor.
Henüz somut hiçbir tehlike ve bela ile yüzyüze gelmemiş olsanız da sizi bunlara karşı uyaran dostunuzun varlığından oldukça memnunsunuz ve "iyi ki varsın" diye sürekli şükrediyorsunuz. Yıllar böyle huzur dolu günlerle geçerken kendinizi birden tehlikenin kıyısında buluyorsunuz.
Ne olduysa bir ateş çukuru, derin bir kuyu ya da yüksek bir uçurumun kenarına gelmişsiniz, siz olayı anlamaya çalışırken ayağınız kaydı ve yuvarlanıyorsunuz, baş aşağı düşerken gördüğünüz dala sıkı sıkı tutunuyorsunuz, tam bu esnada hayatta en çok güvendiğiniz O insan yukarıda++
Ateş çukurunun,kuyunun,derin uçurumun kenarından aşağıya "şöyle şöyle yaparsan yukarıya sağ salim çıkarsın" diye sesleniyor.Bu kişiyi yakinen tanıyorsunuz,çünkü en çok ona güveniyordunuz. İşte tam teslimiyet hiçbir tereddüt geçirmeden inandığınız bu kişinin dediklerini yapmaktır.
Size yol gösteren bu insanın dediğinden başka gerçekte bir yol göremiyorsunuz ve gösterdiği yolun sizi çıkışa/kurtuluşa çıkaracağından eminsiniz ama bu yol yukarı doğru zorlu tırmanış gerektirdiğinden daha kısa daha kolay yol bulmak için gözleriniz başka taraflara da kayıyor.
Çünkü en kısa/somut yoldan kurtuluşa ermek istiyorsunuz ama "bu dostum beni tehlikeye atmaz ona inanıyorum ama yukarı doğru tırmanırken ya tekrar kayarsam ve yuvarlansam?? " diye de iç geçiriyorsunuz,O'nun ayağınızın kaymayacağından emin şekilde size yol gösterdiğini farketmeden!
Bu dalgınlık/unutkanlık, tehlikeyle başbaşa kaldığınız ana dek yıllarca size yol gösterdiği için herşeyinizi teslim edecek kadar ona güvenmenize ve onun dediğini yapagelmenize rağmen ilk tehlikede tavsiyesine uymadığınız için içine düştüğünüz vahim çelişkiyi de size göstermiyor.
Bir taraftan "sen bu hayatta en çok güvendiğim kişisin, gösterdiğin yoldan başka yol yok" diye inanırken bir taraftan da dibe doğru yuvarlanıp düşmekten hızlıca kurtulmak için onun gösterdiğinin dışında başka yollara gözünüz kayıyor.İşte bu artık tam teslimiyetin yok edilmesidir.
Kur'an'a göre tam teslimiyet ise İbrahim as üzerinden örneklendirilir; "Rabbi ona 'Teslim ol' dediğinde O 'Alemlerin Rabbine teslim oldum' demişti." Rabbi ona ne zaman teslim ol demişti? Ateşe atılmadan önce, Hacer'i ve İsmail'i ıssız çöle bırakmadan önce, İsmail'i kesmeden önce! Image
Aynı İbrahim as'ı Şuara suresinde (78-82. ayetler) müşriklere/kafirlere karşı şöyle haykırdığını görüyoruz; . 'Ki beni yaratan ve bana hidayet veren O'dur, Bana yediren ve içiren O'dur, Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur, Beni öldürecek, sonra diriltecek olan da O'dur!' Image
Tahmin edersiniz ki benim bu ilahi sözlerde (Çünkü İbrahim as'a bu sözleri telkin eden rabbidir) üzerinde duracağım ayet "hastalandığımda bana şifa veren O'dur" olacaktır. Müfessirlerin tamamı bu ayeti "şifa Allah'tan ama O, insanı tedaviden men etmemiştir" şeklinde açıklamıştır.
Ki bu yorum hemen öncesindeki "bana yediren ve içiren O'dur" ayetiyle de örtüşmektedir. Çünkü yediren/içiren Allah olduğu halde, Allah rızık aramayı men etmemiş ve herkesin yiyecek ve içeceğini onun geçimle ilgili emeğine ve çabasına yani maddi bir vesileye bağlamıştır.
Benzer şekilde bal arısından çıkan şerbetin/balın şifa olarak belirtilmesi (Nahl-69), insan vücudunda kendiliğinden doğan marazlarla/sorunlarla ilgili olup vücuttaki hastalık ve modern deyimle enfeksiyonları giderici/tedavi edici bir etkiye sahip olduğu yorumu,doğru bir yorumdur. Image
Oysa söz konusu yorum Eyyüb as'a isabet ettirilen marazlar/hastalıklar ve akabinde verilen şifayı tam olarak izah etmede yetersizdir. Çünkü hastalığın akabinde Eyyüb as'a uzun yıllar sonra verilen şifa, O'nun sabırlı ve Allah'a yönelen kişiliğine bağlanmıştır. Image
Ki bana göre ilk yorum, o günün şartları içinde doğru olsa da günümüz dünyası ve toplulukları için eksik, hatta yanlıştır. Çünkü modern hayatta müslümanların şifanın kaynağına bakışı tepe taklak olmuş ve enfeksiyonlar karşısında bile durum "antibiyotik olmadan geçmez"e sapmıştır.
İşte benim kendi hayatım/sağlığım için sözünü ettiğim ve Kur'an'la haşır-neşir oldukça yaşamın her sahasında gelişen "tam teslimiyet" şiarının sağlık alanındaki yansıması da İbrahim as'ın yukarıdaki "hastalandığımda bana şifa veren O'dur" sözüdür,alttaki ayet ise bunun öncülüdür;
"Allah sana bir zarar dokunduracak olsa,O'ndan başka bunu senden kaldıracak yoktur." (Yunus-107) Şimdi bu inanca rağmen dış etken olmadan Allah'tan gelen zararları (içten içe gelişen hastalık,görünmez kaza,birden bire akseden özür) yok etme peşinde koşmak tam teslimiyeti zedeler. Image
Allah zararı size dokundurduktan sonra onu üzerinizden kaldıracak olan yegane varlığın yine kendisi olduğunu söylemiştir.Bu durumda bana göre doğum öncesi (2li 3lü testler, şeker yükleme,virüs vs), kaza öncesi (kasko), hastalık öncesi alınan önlemler/tedbirler, bu inanca sığamaz!
Ki bu tedbirler musibet sonrasındaki 'nafile çaba'ya kıyasla çok daha çirkin ve teslimiyet yerine, Allah'ın zararı isabet ettirmemesi için insanın bir nevi Allah'la mücadele etmesidir ve bunun, alınmadığında zarara yol açması kesin olan zaruri tedbirlerle ilgisi yoktur.
Örneğin 2 yaşındaki çocuğun korkuluksuz balkona çıkmasına izin verirseniz ya da sıvı deterjanı önünde unutursanız ya da 5 yaşındaki çocuğun ateşe erişimini kolaylaştırsanız o çocuk er ya da geç ama mutlaka, kendisine zarar verecektir ve akl burada size ‘zaruri tedbir’i emreder.
Oysa çocuk hasta doğmasın/olmasın/ölmesin diye onu (sanki mikroplar kendi kafalarına göre hareket ediyormuş ve onların kime isabet edeceğine dair karar veren biri yokmuş gibi) ortamlardan uzak tutma çabası,2li/3lü testler,şeker yüklemesi/sürekli kontroller tedbir değil zırvadır.
İşte bu zırvalara sarılıp 'şifa Allah'tan' diyenlerle, kafirin ölümcül salgın planını Allah'ın musibeti sanıp Allah'ın emirlerinden uzaklaştırıcı tedbirlerin peşinden koşan müslümanların 'plan varsa Allah kafirin planını bozacaktır ama tedbir şart' diyenler şöyle inanmış oluyor;
"Evet 'Şifa Allah'tan' ama çocuğumun hasta olmasına/hasta doğmasına tahammülüm yok, ateşi yükseldiğinde enfeksiyon kaptığında doktora görünmese/ilaç almazsa daha kötüleşip ölebilir, antibiyotik şart, evet kafirin planı var ama salgın da var bu yüzden Pfizer/Johnson&Johnson şart!"
Eğer bu benzetme abartı ise, Allah'a teslim olduğu halde sağlıklı ve hayatta kalma adına kendini/neslini kafirin salgın emirlerine ve aşısına mahkum eden,çocuğunun en ufak rahatsızlığında doktora koşan, Pfizer'ın antibiyotiğine Allah'ın şifası gözüyle bakanlar şaşı değilse nedir?
Eğer vücudun dış müdahale olmadan kendi içinde nüksettirdiği hastalıklar karşısında "hastalandığımda bana şifa veren odur" düsturunu bildiğiniz halde bu şifanın, maddesiz/ilaçsız/vesilesiz/doktorun müdahalesi olmadan gerçekleşemeyeceğine inanıyorsanız Allah'a görünmeniz lazım.
Burada "dış müdahale olmaksızın"dan kastımız mikrop,virüs,bakteri,amip vs değil fiziki (yanma,kırılma,kesilme,bozma,zehirleme,kaza) etkenlerdir. Ki vücuda fiziki yollarla verilen zararlar tıpta hastalık değil vaka olarak adlandırılır,ayette sözüedilen şifa ise hastalığa dönüktür.
Ayette her türlü hastalık mı kastediliyor? Evet kanser, kalp,diyabet,çölyak,hepatit,cild, dahiliye,göz kulak burun boğaz,enfeksiyon vb gibi vücutta kendiliğinden gelişen tüm hastalıklar. Peki ayette sözü edilen şifa, aracısız/tedavisiz hepsi için mi geçerli? Evet ama şu not ile;
Allah'ın hastalık verip bazı insanlar için takdir ettiği şifa, onlar doktora/ilaca koşmasalar da vuku bulacakken, bazıları için ölene dek sürmesini dilediği hastalıklar, onlar yeryüzündeki tüm doktorlara ve her türlü tedavi yoluna başvursalar da bulamayacaklardır. Dolayısıyla;
Kanser,kalp,diyabet,çölyak,hepatitvb (bulaşıcı hastalıklar hiçbirşey değil!) gibi 1 hastalık nedeniyle pozitivist tıbbın eline düştükten bir müddet sonra buradan kurtulan insan için "onun ölümcül hastalığını biz tedavi ettik" söylemi aldatıcı ve erken/geç teşhis gibi yalandır da.
Çünkü sözü edilen tedavideki pazarlama tekniği, bir kronik diabet/tansiyon hastasını ömür boyu ilaca mahkum eden ilaç şirketlerinin pazarlama tekniğinden farklı değildir;"eskisi gibi sağlıklı olamaz ama hastalığın ilerleyişini durdurabiliriz".Halbuki ilaçsız zaten öyle kalacaktı.
Doktorların her dediğine neredeyse vahiy gibi sorgusuz/sualsiz itaat edildiği bir toplumda "hastalandığımda bana şifa veren odur" inancı,sağlıklı iken taşınan yalandan inançtır.Hastalık karşısındaki ilk fırsatta bu inancın yerini "doktor müdahale etmezse kötüleşecek" inancı alır.
Halbuki Allah çocuğun için şifayı dilediyse sen hakkıyla sabredip doktor/antibiyotik peşinde koşmamış olsan çocuğun zaten iyileşecekti,kazanç ise daha çok güçlendirilmiş 1 bağışıklık sistemi.Oysa hem inancını zedeledin hem de çocuğunun vücudunu antibiyotiklere teslim etmiş oldun.
Artık günümüzde müslüman ana-babaların ekseriyeti bile bu inanca sahip. Öyle ki her türlü ağrı/enfeksiyon ve ateş karşısında çocuğun vücuduna doktor ya da ilaçla müdahale etmeyi farz ve zaruri görüyor. Bunlar sanıyor ki çocuklarını hayatta/sağlıklı olarak tutan/yöneten kendileri!
İşte 'tam teslimiyet' burada devreye giriyor. Benim inancım şu; Çocuğumun sağlığını ve vücut sistemlerini ben yönetmiyorum, dolayısıyla benim görevim onu Allah'ın isabet ettireceği hastalıklardan/mikroplardan/görünmez kazalardan korumak değil onu görünür tehlikelerden korumaktır.
Kendimin ve çocuğumun vücut sistemini/antikorları ben yönetemediğim halde, virüsler/mikroplar karşısında sağlığını benim koruduğuma inanmak, virüsleri/mikropları yönetme iddiası kadar deli saçmasıdır.Çünkü isabet etmede karar kılınmışsa,virüs o alınan tedbirleri delik deşik eder.
Artık beni yarı yolda bırakmayan ve şifayı dilemezse dahi uzun yıllardır teslim olduğum inanca gelebiliriz.
Not: Bu bir sağlıklı yaşam tavsiyesi değildir,tıpla ilgili bir tavsiye hiç değildir. Çünkü şu ana kadar yazdıklarımın tamamı inançla ilgilidir,yani bir inanç tavsiyesidir!
Vücudu ve sistemleri yöneten, çocuklarımın da vücut sağlığını yöneten Allah, hastalığı veren de, mikropların/virüslerin kime isabet edeceğininin kararını veren de O. Benim bu durum karşısında tek bir görevim var;"Aracısız şifayı verenin de Allah olduğuna inanıp buna teslim olmak"
Bu inançla çocuklarıma hayati denilen aşılar/ilaçlar peşinde koşmadığım gibi vaka olmadığı sürece vücudun kendi içinde ürettiği hastalık/enfeksiyon/ateş gibi durumlarda onları ilaçlardan/a-biyotiklerden uzak tutuyorum, çünkü onlardan alacağım şey belli; bağışıklığın zayıflaması.
Çünkü benim sorumluluğum kudretimin yetmediği alanlarda çocuklarımı hayatta tutmak ve hastalıktan korumak değil, hayatta oldukları sürece onların akıl sağlığını koruyup salih/saliha yetişmesini sağlamak ve şeytanın hayatlarına/eğitimlerine ortak/söz sahibi olmasını engellemektir. Image
Şimdi kim saçmalıyor; Pozitivist bilimi objektif/dürüst sandıktan sonra ilaç firmalarına 'Allah'ın verdiği şifa' gözüyle bakıp 1 yılı aşkındır oksijenden/güneşten mahrum leş maskeler altında yaşayanlar mı yoksa, sağlığı için Allah düşmanlarının tedbirlerine itaat etmeyen ben mi?
Ya da şöyle soralım; Allah'ın yolundan alıkoymak için zaman ve servetlerini sürekli harcayan kafirlerin salgın tedbirlerine itaat edenler mi akıl/vücut sağlığına dikkat ediyor yoksa her işi müslümana zarar vermek olan kafirin sağlıkla ilgili tedbirlerini ciddiye almayan biz mi?
DİPNOT-1: Fussilet 30-32. ayetleri “rabbim Allah’tır deyip sonra bunda dosdoğru sebat edenlerin üstüne melekler iner ve der ki ‘korkmayın ve üzülmeyin’, biz dünyada ve ahirette sizin veliniz/dostununuz” ifadesi geçer. Kritik soru; “rabbim Allah’tır” deyişi ve sebatı manası nedir? Image
Cevap: Kur’an üzerinden yine İbrahim as’ın sözlerinde; “...ancak âlemlerin Rabbi (benim dostumdur);Beni yaratan ve bana doğru yolu gösteren O'dur. Beni yediren,içiren O'dur. Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur. Benim canımı alacak,sonra beni diriltecek O'dur.” (Şuara 77-82) Image
77. ayetteki “sizler (müşrikler/kafirler) ve sizden öncek atalarınız benim düşmanımdır, ancak alemlerin rabbi benim dostumdur” ifadesinde ve akabinde cevap açık: “Benim hayatımı (doğumumu/sağlığımı/yaşamımı/ölümümü) sizler değil alemlerin ve benim de rabbim olan Allah yönetir.
Allah’ın her insanın vücuduna bahşettiği bağışıklık sistemini mRNA zehriyle bozmaya “daha güçlü bağışıklık” diyorlar.
Ya Allah’a iman edilir ya da USA/DSÖ pazarlamacısı olan bu sahtekarlara.
“Allah hiç kimsenin göğsünde iki kalp yaratmamıştır.” (Ahzab-4)
USA’dan kardeşlerimiz diyor ki “Tanrıya güvenin aşılara değil”
Aşılara koşan yanıbaşımızdaki Müslüman/Türk/Kürt/Arap kardeşlerimizin ibret alması gereken bir kare Image
Allah görmek isteyene gösterir. Müslümanlar Allah’a hakkıyla itaat etseydi, Allah onlara neyin hak/hayırlı/iyi/faydalı, neyin de batıl/şer/kötü/zararlı olduğunu daha açık gösterecekti.
Örnek: Bu haberin hayırlı olduğunu açıkça gösterecek ve müslümanlar üzülmek yerine sevinirdi. Image
Bu içiçe n sayıda pradoks içeren bir trajedi. Ölüm korkusu, ölmek için alınan tedbirleri hayatta kalmak için alınmış tedbirler gibi gösteriyor. Tedbir alıp ölenler, henüz ölmeyenleri daha sıkı tedbirlere sevkediyor. Onların ölümü de sonrakilerin daha da sıkı tedbir almalarına.
Bu trajedinin doğuşunu engellemek müslüman için çok basitti ve Kur’an’ın emriydi: “Kafire itaat etmemek”.
Oysa kitleleri aydınlatma konumunda olan ilim ehli, Allah’ın apaçık emri karşısında haddini aşıp mantık yürüttü ve Allah’ın emirlerini pozitivist bilimin hükmü altına soktu. Image
Artık olaylar daha net:
Kur'an kafirler için "Sağırdırlar, dilsizdirler,kördürler" derken,putlar içinse "işitmeyen, görmeyen,güç yetiremeyen" der.
1.5 yıllık salgın sürecinde sonuç:
Kafire itaat; kör/sağır ve dilsiz kılarken işitmeyen/görmeyen/güç yetiremeyen putlara mahkum eder. ImageImage
Ebeleri/evde doğumu hatırlamanın vakti, binlerce yıldır uygulanan ama endüstriyel tıbbın büyüleyerek unutturduğu.
Eğer kendinizi onlara muhtaç hissetmeyi sürdürürseniz onlar daha çok öldürecekler. Eğer sadece Allah’a muhtaç hissederseniz Allah sağlıkla yaşatmaya devam eder!

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Derviş MUS4

Derviş MUS4 Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @DervisMusa

28 Sep
Şimdiye kadar çeşitli zamanlarda ‘Kovid olanlar’ (her ne demekse artık) ne yiyip ne içiyorsunuz?
Neden Salgın Bakanının mealen “Kovid ülkemize törenle giriş yapmıştır” dediği 11.03.2020’den beri Kovid olduğunuzu düşünüyorsunuz?
Nedeni “test yapmaya koşmak” olabilir mi?
Test yapmadığınız sürece grip kalan birşeyi +testten sonra haplarla Kovide dönüştürmek nasıl birşeydir?
“Hiç mi grip olmadık, bu bambaşka birşey, neredeyse ölüyordum”
Elbette birşeye inandırmak için ısrarla çaba verilirse (teste koşmak/8+8 hap içmek/haptan sonra kötüleşip hastaneye yatmak vb) artık yaşanılan herşey, bu inanç ekseninde yorumlanıp çevreye tebliğ edilir.
Read 6 tweets
7 Sep
Bir bilgi: Herhangi bir olayın batıl/yalan ya da kafirin tuzağı/planı olup olmadığını öğrenmek için “insan eliyle üretilmiş” hiçbir delile ihtiyacınız yoktur. Çünkü “en güçlü delil”i -bağışıklık sistemi gibi- Allah size doğarken bahşetti: Akletme (yeteneği)
#BüyükUyanışMitingi
Neden? Çünkü batıl ve/ya kafirin tuzağı, sizinle Allah arasındaki ilişkiyi etkileyecek bir hadisedir. Allah böyle bir durumda kendi yarattığı deliller (Kur’an/evren ve doğa olayları) dışında, sizi insanlar tarafından üretilmiş/suni herhangi bir delile muhtaç etmekten münezzehtir!
Örnek: 1.5 yıllık sapkın süreci en çok müslümanlarla Allah arasındaki ilişkiye darbe vurdu!
Neden?
Çünkü Allah’la aralarını bozan (cemaat namazını terkedip akrabalık bağlarını kesme) virüs hadisesinin doğru olup olmadığını öğrenmek için üretilmiş suni delillere başvurdular!
Read 6 tweets
7 Sep
“Virüs lab. ürünü mü?” konusu @FatihACanli tarafından yeniden açıldığı için, cevabını son kez bir akışla vereyim.
Yineleyeyim: 1.5 yıldır süregelen sürecin doktorlarla/proflarla ilgisi yoktur. Süreç acilen aydınları/alimleri/sosyologları ilgilendiriyor ama kimse ilgilenmeyecek!
Önce sürecin başında (Mart-2020) ne yaşadığımı belirteyim ki cevabım daha ikna edici olsun:
Mart’ın son haftası, uzaktan çalışma başlayacak, korona haberlerinin TR’de patladıldığı ve zirveye çıkarıldığı hafta. Kardeşim acil arıyor: “annem kötüleşti, ateşi 39.5 derece,ne yapalım?”
Aralık-2019’dan itibaren Çin/virüs haberlerini takip eden ben,F.Koca’nın 11.03.2020’de “bugün ilk vaka ile karşılaştık” sözüyle virüsün TR’ye törenle gireceğine inanacak kadar saf olmadığım için kardeşime “yapılacak hiçbirşey yok, hastaneye götürürseniz onu öldürecekler” diyorum.
Read 17 tweets
6 Sep
#GreatReset ittifakı diyor ki;
-İşinizi kaybetmek istemiyorsanız bize canınızı bağışlayın
-Seyahat etmek istiyorsanız sizi öldürmemze izin verin
-Çocuğunuzu okula göndermek istiyorsanız onu mRNA ile zehirlememizi kabul edin

Daha nasıl açık söylesinler sizi öldürmek istediklerini
Hâlâ hergün onlarca masum öldürenlerin hukuk önünde hesap vereceklerini,çünkü eninde sonunda geri adım atıp “aldandık/affedin” diyeceklerini sanıyorsunuz. Oysa ilk günkü (11Mart2020) suçun cezasından kurtulmak için hergün sırayla daha büyük suçlar işlediklerini göremiyorsunuz.
Ümidinizi yok etmek istemem ama bundan asla geri adım atmayacaklar ve gün gün zulmün şiddetini artıracaklar. Çünkü ortada binlerce yitirilmiş can var ve bunun telafisi mümkün değil. O nedenle şimdiden ilerleyen aylarda/yıllarda olacaklara ruhen hazırlanıp tedbir almak gereklidir.
Read 10 tweets
5 Sep
Anlamadığım için soruyorum;
Salgını/aşıyı/tedbirleri ciddiye almadığı ve bunlara karşı çıktığı halde bir insan neden HES uygulaması kullanır? Kölreiğin sembolu Maske ile HES arasında fark mı var? HES dijital köleliktir, ayrıca konum bilgileriniz sürekli aktif.
#SapkınlığaDurDe
İnsanoğlu, Adem (as)’dan beri hayatta kalmak için gereken asli ihtiyaçlarının hiç değişmediğini farketse #GreatReset in bunlara yapabileceği hiçbirşey yok. Eğer hayatla birlikte konfor da ihtiyaç diyorsanız, o zaman hürriyetinizi/canınızı feda etmek zorundasınız.
#SapkınlığaDurDe
Eğer 30 yıl boyunca sürdürecekleri salgın sürecinde asıl amacınızı(hayatta kalmak) ıskalarsanız kaybederseniz. #GreatReset ittifakının amacı sizi işsiz/çocuklarınızı eğitimsiz bırakmak değil,sizi aşılarla öldürüp çocuklarınıza her yıl mRNA içirmektir.
#NePcrNeAşı
#6EylülSoykırımı
Read 7 tweets
3 Sep
Kur’an’a göre sadece kafirler topluluğu Allah’ın rahmetinden umut keser. Neden ve nasıl? Allah’ın rahmeti kafirin umrunda mı ki?
Bir başka ayete göre cevab: Israrla/inatla iman etmediği için Allah’ın umudunu kestiği/unuttuğu kesimler Allah’tan umudunu keser.
(Haşr19/Casiye34) Image
Allah kimi unutur/kimden umudunu keser/hesap gününde kimi kör yaratır?Günahları kendilerini kuşattığı için ve Allah’a olan düşmanlıklarını Allah’a yeterince ispat ettikleri için ömür boyu/ölene dek iman etmeyecek olanları.Yani Allah’tan umut kesen dünyada kör/sağır olan kafirleri ImageImage
Tersinden söylersek: Allah kimden umut kesmez/kimi unutmaz?Müslümanları ve henüz Allah’a iman/itaat etmememesine rağmen O’na düşman olmayıp iman/itaat etme potansiyeli olanları. Güncel örnekle; #greareset in kafirlerine itaat etmeyen ateist/sol/laik/nihilist/materyalist vb kesimi
Read 6 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(