KENDİNDEN OLMAYANA HER TÜRLÜ KÖTÜLÜĞÜ MÜBAH VE MEŞRU GÖRMEK DİN İSTİSMARIDIR
Hemen hemen bütün dinler; başkalarını öldürmeyi, onların malını ve hakkını gasp etmeyi, onlara haksızlık yapmayı ve iftira atmayı yasaklar. Ama bu dinlerin bazı mensupları, +++
kendilerinden olmayanlara gerektiğinde her türlü kötülüğü yapmayı, mübah (serbest) ve meşru (doğal veya dini hak) görürler. Açıktır ki bu, keyfi ve çıkar amaçlı bir tutumdur. İşte buna din istismarı deniyor.
Kendi dininden, grubundan, mezhebinden, tarikatından, cemaatinden olmayanı öldürmeyi, onların malını/hakkını gasp etmeyi, onlara haksızlık yapmayı, iftira atmayı, din üzerinden haksız kazanç sağlayıp halk üzerinde hegemonya kurmayı mübah görmek, dünyanın en büyük ahlaksızlığıdır.
Çünkü kendi dini yasakladığı halde, gerektiğinde her türlü kötülüğü mübah görmek, zulümdür, aynı zamanda kendi içinde tutarsızlıktır. Üstelik yapılan kötülükten sevap umulmaktadır!
Ortalama bir insan bir kötülük yaptığı zaman pişmanlık duyar, ayrıca yaptığı bu kötülükten dolayı Allah’ın kendisini ödüllendireceğine asla inanmaz.
Dini kullanarak kötülük yapan kişi ise, pişmanlık duymadığı gibi, kendi mensuplarını kayırdığı ve karşıtlarına da zarar verdiği için çok iyi bir şey yaptığına ve hatta Allah’ın kendisini ödüllendireceğine inanır. Adeta hipnotize edilmiştir.
Kötülük yaptığı halde Allah’ın kendisini ödüllendireceğine inanmak, tek kelimeyle ahlaksızlıktır ve Allah’a büyük iftiradır.
❋ Bu anlayıştakiler, sahip oldukları gücü kullanarak topluca her türlü soygunu yaparlar, insanların haklarını ve hayatlarını çalarlar.
❋ Bu anlayıştakiler, sahip oldukları gücü kullanarak topluca iftira atarlar, insanları yerlerinden, yurtlarından, canlarından, mallarından, haklarından ederler; ama dikkatleri bireysel olaylara çekerler.
❋ Bu anlayıştakiler, sahip oldukları gücü kullanarak topluca haksızlık yaparlar, zulmederler, baskı yaparlar, mobbing uygularlar; insanları canlarından bezdirirler; ama dikkatleri her ülkede, her toplumda göze çarpan bireysel olaylara çekerler.
Böylece kendi yaptıkları büyük yolsuzlukların, haksızlıkların, hile ve entrikanın görünmesinin önüne geçmiş olurlar.
Sorumsuzca davranan insanların işledikleri suç ve günahlar elbette kabul edilemez. Bunların işledikleri suç ve günahlar büyük ölçüde bireyseldir ve böyle kişiler suç ve günah işlediklerinin bilincindedir. ++
Eğer topluca, organize biçimde işlenen bir suç varsa bu, çete-mafya gibi adlarla anılmaktadır. Bu insanlar da, büyük ölçüde yaptıklarının yanlış olduğu bilincindedirler. Hiçbiri, bu yaptıklarından dolayı sevap kazanacağı veya Cennet’e gideceği gibi bir vehim içinde değildir.
Bir köy yakınında çok sayıda maymun yaşıyormuş. Bir gün köye bu maymunları satın almak için bir tüccar gelir.
Tüccar maymunun tanesini 100 USD'a satın alacağını ilan eder.
👇
Köylüler adamın deli olduğunu düşünür.
Akıllı birinin başıboş maymunların tanesine 100 USD ödemeyeceğini düşünürler.
Buna rağmen birkaç köylü, birkaç maymun yakalayıp tüccara verir ve maymun başına 100 USD alır.
Bu haber kısa zamanda yangın gibi yayılır ve halk maymunları yakalayıp tüccara satar.
Bir kaç gün sonra tüccar maymunun tanesini 200 USD’a alacağını ilan eder. Tembel köylüler kalan maymunları yakalamak için koşuşturur. Yakaladıkları maymunların adedini 200 USD’dan satarlar.