Thread by @elcinarabaci

#sedatpeker7 Pazar günü saat zabahın 7:30'u. Millete böyle zulm olmaz kardeşlerim. An itibariyle 55 bin+ kişi saati kurduk kalktık SP videosu izliyoruz. Yazıktır günahtır. Şu yayın saatini gece kuşağına mı çeksen SP?

İzlerken açıklamalı özeti, videoyu durdura durdura yazmaya devam edeceğim yine. Evvela beyaz gömlek mi, yelek mi bahsine girenlerin hepsi kaybetti. Siyah gömlek giyerek hepsinizi ters köşeye yatırdı. Yılmış milletin sırtından para kazanmasından 😆

Yeni videonun mekanı değişmiş. Konferans salonu gibi bir yerde çekmiş yeni videoyu. "Türkiye'den kalabalık misafirlerimiz geldi, ondan yer değiştirdim", diyor. Önceki yerinin tespit edildiği, baskına, kendisini paketlemeye yönelik operasyona gelindiği söylentileri doğru mu acep?

Olabilir. Presentasyona, imgeye arkada beyaz tahta üstünde yine Hz. Ali var. Beyaz tahtada kırmızı kalemle bi şeyler bi şeyler yazıyor. Onları daha okuyamadım. Böyle imgedir, kitaptır, ben onlara fazla takılmadığım için geçiyorum, ama bu sefer kitap yok.

Masadaki yeşil çay mı, bitki çayı mı öyle bi şey :D Reyiz sade Türk kahvesi içer böyle durumlarda derseniz yanılırsınız, konuşurken sinirlerini kontrol etmeye sanırım damardan yeşil çay çekiyor evvelden 😄. İlginç.

SS, TRT'deki konuşmasında, SP için "darbe yaptıracak, dükkanları yağmalatacak" vs. iddialarda bulunmuş galiba. Evvela bismillah, onları yalanladı. Darbe olursa, hep beraber sokağa çıkıp "hökümet"i savunacakmışız.

Aksini söylerse, bilecekmişiz ki küçük kızının başına silah dayanmış...
Eyvallah, lakin sivil darbecilere lafın yok mu SP? Sandık mandık diyorsun ya bu saatten sonra hâlâ, rasyonelizminden şüphe ettim bak :) Askeri darbe başka, sosyal hareket başka, sivil darbe başka.

Neyin ne olduğuna, nasıl adlandırılacağına, hep kazananlar karar verir hep. Öyle olduğu içindir ki bak, bir kamera bir tripodla konuşana da "darbeci" diyorlar.
Sultan Galiyev'e referans verdi bi ara. Bunu Ruşen Çakır sormuştu geçen. Ona cevap.
Devam...

Teeee "80'lerde Fethullahçılar'ın masumiyetini, iyi insanlar olduğunu" düşünüyormuş, "HERKES GİBİ". Sonra (hangi tarih o belirsiz) "içlerindeki canavara uyanmış". Vallah bizi karıştırma Reyiz. O herkes içinde olmayan, dershanelerine, okullarına gitmeyen, burslarına,

konferanslarına, Türkçe olimpiyatlarına tamah etmeyen milyonlarız. "Kandım", diyenler ÇAKMA RASYONELİSTlerdir, sorry :D

Zabahın köründe kalkan binlerce kişiyiz şurada. "Ben de kandım" diyeceksen de, mertçe. Bizi karıştırma.

Kuddisi Okkır'a referansla Ergenekon davaları sırasında "Fethullahçılar'ın içindeki canavar"a uyanmış, öyle anlaşılıyor. 2009'a kadar "pammık"lardı yani "rasyonalist Reyiz"e göre :) Ok. Devam.

Ergenekon davalarındaki komplolara dikkat çekiyor ki, bunların hepsi doğru. Öte yandan davanın bir kısım tutanaklarından da şimdi anlaşılıyor ki, senin de içinde bulunduğun "derin devlet-mafya" işlerine ilişkin soruşturmalar da o kadar boş değilmiş SP.

The cemaat ve şimdi başımıza musallat işbirlikçileri o davanın içine etmeselerdi, şimdi senle, ne senin aha bir kamera bir tripod aracılığıyla saydırdıklarınla şimdi muhatap olmayacaktık, ama öyle görünüyor ki "bağzı rasyonalistler" onların rejim içinde yine fonksiyonel olacağına

karar vermiş ki, hâlâ daha, üstelik çok daha "deriiiin" bi şekilde uğraşmak zorunda kalıyoruz sizinle. Siz "herkesten eeeen bi vatanperverler" el birlik içine ettiniz memleketin.
O da yetmiyormuş gibi, bir de zabahın köründe kaldırıyorsun milleti :D Bezduk da!

Süslü'nün Fethullahçıları, the Hocaefendi'yi yere göğe sığdıramadığı konuşmalarına referans vererek dalgasını geçiyor.

E sen de Hocaefendi'yi övene 20 sene yatırım yapmasaydın madem Reyiz :D Kusura bakma, seninkisi rasyonalizm değil, opportunizm. Fırsatçılık yani ;)

Fırsatçılıkla vatanperverlik çelişmiyor mu, çelişmemiş mi bugüne kadar, onu da her reyizin peşine takılıp "öl de ölem" diyen izleyiciler şapkayı önlerine koyup düşünsünler gayrı. Devam.

Sol kesimden bağzı arkadaşlar "devleti neden kutsuyorsun?", diye soruyorlarmış. Onlar "diliniz çok eril" de diyorlar. O arkadaşlar kimi dinlediklerinin farkında mı değiller, vallahi ben de anlamadım. Adam Turancı'yım diyor da! Adamın varlık nedeni o. LOL.

50 yaşına kadar olmamış, bu saatten sonra mafya babasından "bilinçlendirme" ile devrimci mi çıkaracaksınız? Genç arkadaşlar herhalde bunlar. Vallahi bunlar romantizm, rasyonalizm hakikaten güzel şey. Kimi dinlediğinizin farkında olun reca ederim.

Velhasıl bu gereksiz sorular sorgulamalar yüzünden, videonun buraları zaman kaybı. Devlet niye kutsaldır, canımızı neden feda etmeliyiz vs. vs.

"Devlet bir ruhtur", diyor. Reyiz valla "Ana! Hegel de okumuş" diyecekler, delirtme bizi :D

SS'e: "Durmadan yalan durmadan yalan... Şimdi de TV'ye çıkmışsın, rezil rüsva edecem seni, inan. Üzülüyorum, utanıyorum, mahçup oluyorum. Devletin bakanına inanan en fazla %9 çıkıyor (RTlediği Twitter anketlerini diyor. Yalnız o Twitter anketleri de çok yanıltır adamı,+

dikkatli ol Reyiz. Twitter başka, sokak başka maalesef. Twitter'a baksan Dostoyevski okumayan yok memlekette, LOL)
+%91 "onun suç örgütü olduğunu" diyen insana inanıyor.+

+ E zaten orada oturuşun, -vücut dili okuyanlar (bilir), hepsinin psikoloji(dir)- Suçüstü yakalanmış bir insanın ezikliğinin hali vardı üstünde. Gördüm resmini. Gastecilere bi atar yapmışsın ya, girerken içeri Sülü!"

#sedatpeker7 SP, SS'e (17:40): "Ya diyorsun ki, uyuşturucu satıcısıyla, resmi koymuşsun. Bunlar yeni bir uyuşturucu yolu. Ben sana sizin kurduğunuz o uyuşturucu yolunu anlatacam herkese.

Artık parça parça değil, (senden) avuç içi avuç içi koparma dönemi geldi.

SS, geçen çıktığı TRT programında SP'nin bir "uyuşturucu satıcısıyla" fotosunu koymuş. Ben izlemedim programı bilmiyorum. Neyse, bahsettiği foto o. Özetle herkes herkesle foto çektiriyor, sen kendine bak diyor.
Benim o adamla bir işim, iletişimim olmuş mu? Aç baz istasyonu vs.

kayıtlarına bak, incele diyor. Ayrıca, o adam madem uyuşturucu satıcısı neden içeride değil, diye soruyor.

Ha bu sorularla da benim muhatabım sen değilsin, RTE, muhalefet liderleri diyor.

Allah'ı var, suçlularla foto işiyle suçlamalara gidiyorsa SS gerçekten, kendisi zararda çıkar. Zira en SP kadar, suçlularla, nice katille, tecavüzcüyle fotosu çıktı. Çıkmadı mı?

Şuraya çok güldüm yine (18:42): 😂🤣: "Parti desteğiyle, gaste basın desteğiyle, siz bu kadar insan topluyorsunuz. E (sana) basın desteği yok, parti desteği yok. Teşkilat desteği yok. Bi satır yazıyla ben SİZİN topladığınız kalabalığı...- yani SENİN değil.

Syn. CB'nın demek istiyorum. Yoksa sen...Yaa! Sen mahallede okey masası kuracak adam toplayamazsın o sevimsiz suratınla!"

(Burası komik ama ehem... ben istersem the Reyiz'den -saraylı olan- daha çok adam toplayabilirim mi dedi o ne? The Reyiz'e meydan okuma mı seziyoruz orada?)

"Siteyi kapattınız ne oldu? Zamanı gelmiş bir fikir hiç bir surette engellenemez" diyor. Aha bu da Hegel! Delirtme bizi Reyiz, tövbe estağfurullah! 🤣😂

#sedatpeker7 SS'e (20:38). "Vallahi ben inanıyorum. Tayyip Abi, bunları görecek, ama bunu da anlamıyorum. Yahu bir içişleri bakanı, SİNİR KONTROLÜ OLMAYAN BİR ADAM, TV'nin karşısında 'karısının iç çamaşırlarının arkasına saklanan', diyor.+

+ Ulan, biraz namus, biraz... -rahat ol, ben sana böyle bir şey demem- milyonlarca genç çocuğa haksız yere (bana) küfrettirdiler. Ben onlara bile (bir şey) demedim. Herkes küfretti, bakın geçmişe yönelik, ben bir tanesinin ailesine küfretmiş miyim? Bakın. Etmedim+

Etme. Çünkü biz Akıncı ruhluyuz. Çünkü biz serdengeçtiyiz. Fedaiyiz. Vatan delisiyiz. Biz namus üzerineyiz. Edep, ahlak, biliriz.

Devletin bakanı olacaksın. E şimdi rezil olacan da! Yahu bir yalanı söylerken, bilmiyor musun? Yalanın ömrü kısadır."

Buraya kadar, bu açıklama ve kontrollü sinirleriyle, SP, SS'i cidden dövdü. O çirkin ifadeden sonra aha şimdi SP, ana avrat dümdüz gidecek SS'e diye tahmin edenler de fena yanıldı.

Yiğidi öldür, hakkını yeme, hakikaten zeki adam. Şu noktada en çirkin provokasyona karşı +

bile, sinirlerine hakim, mealen "ben seni küfürle değil, şuraya koyacağım delillerle, yapacağım ifşalarla haddini bildireceğim", diyen bir suç örgütü lideri ile karşı karşı karşıyayız.

Ne acıdır ki, mafya diline hakim, onu kullanan SP değil, TC içişleri bakanı. Net.

Bu yaklaşım ve bu duruşla SP; daha hiç bir şey demeden, hakkında daha hiç bir ifşaya başlamadan, SS'i de, çivisi çıkartılan, ciddiyeti kalmamış rejim bürokrasisini de ezdi resmen. Bravo. Çünkü o pis ifade karşısında sakin kalabilmek ve veriyle konuşmaya devam etmek her yiğidin+

harcı değil.
Devam ediyorum 21:35'ten itibaren. İzleyip, yazdıklarımı okuyanlar yorumlarında bana spoiler vermesin reca ederim. Ben böyle yavaş yavaş, tadını çıkarta çıkarta, kendi içimden düşüne konuşa izlemeyi seviyorum :D

SP, SS'in TRT programında, SP'nin evine yapılan baskının video görüntülerinin işine geldiği kısımlarının gösterildiğini söylüyor. İlk geldiklerinde kadın polis yokmuş. Görüntülerde çocuğuna silah doğrultan yaşlı polis yokmuş.

Şahsen, bu açıklamada benim SP'nin ve eşinin doğru söylediğinden, görüntülerin propaganda amaçlı sansürlü verildiğinden kuşkum yok, gelmiş geçmiş nice tecrübeden ama, kimin neye kime inanacağı, herkesin kendini bağlar tabii.

Aptal olmayın diyorum sadece, o kadar.. Devam.

"Yeni uyuşturucu rotası nedir, ben size delilleriyle ispatlarıyla, onu anlatacam. (SS'e) Yanlış adam, yanlış zaman".

Bravo Reyiz. Bize bunlarla gel işte. Küfür kıyamet, milletin mahremi üzerinden racon kesmek, bunlar boş ve çiğ işler. Biz işimize bakalım :) Sonra?

#sedatpeker7 SP'den SS'e: "rezil ettin kendini yahu. İnsanların bir parça sevgisi varsa bile sana, o sözden sonra kalmadı."

Eh kalan varsa da ya troldür, ya alık. Haklı. Devam.

"Senin karşında oturanlar var ya, onlar robottu, gazeteci değil. Vallahi robotlardı. Onlar adına samimiyetle söylüyorum, ben onlar adına üzüldüm. Yazık. Ekmek parası ama, mutlaka vardır bir sebebi".

Ne sebebi olacak Reyiz? Maalesef senin de pek iyi bildiğin opportunizmden başka? :) Sana çalışırlarken vatanperver, mezkur bakana ağam paşam, kem küm ederlerken "ekmek parası, naparsın?" öyle mi?

Öyle değil işte.

Zincire gelen yorumlarda bazı arkadaşlar, tweetlerde numara olmadığı için takip güçlüğünden bahsediyor. Tweetleri numaralandırmak için çok geç, ama bundan sonraki tweetlerde alıntı ve yorum yaptığım bölümlerin videodaki dk.sn sini vereceğim. Oradan sıralarsınız.

#sedatpeker7 (24:04 ) Bursa, Köfteci Yusuf olayı (1): SS'in SP için 'Köfteci Yusuf'a çökecekti iddiası vardı biliyorsunuz. Ona istinaden verdiği cevap. Bursalı olmayanlar bilmeyebilir. Köfteci Yusuf Bursa Kültürpark içinde, eski ve Bursa içinde namlı bir mekandır.

(Bursa, Köfteci Yusuf olayı-2) Bursa'da siyasilerin falan da sıklıkla gittiği, buluştuğu, yemek yediği bir mekandır.

Efendim Bursa'da Ahıska Türkleri'yle ilgili bir etkinlik varmış. SP'nin malum atalarından Kafkas göçmeni geçmişi olduğundan bu etkinliğe çağırmışlar.

Etkinlik Gürsu'da, Sedat Peker'in konuşması neden o etkinlikte Bursa Kültürpark'ta olmuş, orasını organizatörlere sormak lazım, arası bayağı mesafe çünkü. Ama konrol etmek zor değil.

Kültürpark içindeki Bursa Açıkhava Tiyatrosu'nu mu açtılar konuşma için adama, ne yaptılarsa?

Valla yapmışlardır, buralar komple AKP belediyesi biliyorsunuz. Kontrol etmem lazım, ama belediye etkinlikleri (para sebil ya belediyelerinde) yapıyorlar hep böyle alevli malevli gösteriler. Eh, bunların da daha düne kadar yedikleri içtikleri ayrı gitmiyordu SP ile malum.

Gürsu şehir merkezine uzak, koskoca Sedat Peker'i getirmişler, Gürsu'da konuşturup yazık mı etsinler? Açmışlardır Açıkhava'yı :D Bursa'ya gelen sanatçılar falan konser veriyorlar orada. Bir hayli geniştir kapasitesi. Yazın konserler verilir.

SP'nin neden Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu'nda konuşturulduğunu çıkarttım? Şuradan: Adam diyor ki, 15.000 kişi içeride, 15.000 kişi de aşağıda dışarıdan dinledi. Doğruluğunu kontrol etmem lazım tabii ilgili etkinliğin. Tahminimi yazıyorum şimdilik. Google'layınca hemen çıkmadı.

Yanlış tahmin, yanlış anlaşılma varsa, zincirin sonunda sonradan düzeltiriö. İşte o etkinlikte konuşmaya Sedat Peker Bursa Kültürpark'a geldiğinde, Kültürpark'ta siyasilerin buluşma mekanlarından Köfteci Yusuf'un sahibi, SP ile tanışmak, kendisini ağırlamak istemiş.

(25:12) O ara bir tanışmışlar. Köfteci Yusuf'la başka da bir işi olmamış bir daha. SP tarafından, Köfteci Yusuf hikayesi bundan ibaret. Eğrisi doğrusu neyse, Yusuf Bey konuşur, söyler umarız. İnşallah bir gün!

Ama şimdilik işin şurası var. O tanışmada SP'yı Köfteci Yusuf'la+

(25:30) 4 arkadaş tanıştırmış o etkinlikten. Bunlar sabıkasız, malum "işadamları"ndan. Biri Afyon eşrafındanmış, bilmem kaç bin tane daireleri varmış. ET KESİM FABRİKALARI VARMIŞ (buraya dikkat).
Öbürü Bursa Gazeteciler Cemiyeti'nden bir yetkiliymiş.

(25:53) bir diğeri de diş malzemeleri ihracatçısı imiş. Bu arkadaşlar demişler ki Köfteci Yusuf'a: "Bizim et-kesim yerimiz var. Onu alır mısın? Bankanın verdiği eksper değeri şu kadar. Biz sana burayı bu eksper değerinden ucuza verelim. (EA: Dişçi ticaretçi hadi onu anladım da +

Bursalı hangi gazeteciymiş, Sedat Peker bağlantılı, öyle et kesim yeri ortağı, merak ettim doğrusu :D. Olmaz da demiyorum bakın. Basın her yerde batağa batmış olduğu gibi yerel basın da evvel ezel farklı değil ulusal basından)

(26:22) Haliyle bu üçlü püripak (!) sabıkasız iş adamı Köfteci Yusuf'a SP ile dalıp bu teklifi yaptığı için, Yusuf Bey de bu et kesim yerini alma satma işini bir teklif değil, zorunluluk olarak dayatıldığı hissine kapılarak (ki bence gayet normal) Emniyet'e gidip suç duyurusunda+

(26:29) bulunmuş. SP "benim bu olaydan ne haberim var, ne adım sanım geçiyor", diyor. Bu işten kendisine "sakal" düşüyor mu? Böyle bir hesap var mıydı? Yoksa o üçlü püripak iş insanı+ Bursalı gasteci SP'yi kullanarak, orada bir işgüzarlık mı yaptılar onu bilemiyoruz.

(26.40) Bu üçlünün hepsi serbestmiş şimdi. Bir ara gözaltına alınmışlar ya da kısa süreli tutuklanmışlar ama şimdi serbestlermiş. İhale SP'ye kalmış.

Yani o tanışma işi, SP'nin anlattığı gibi Köfteci Yusuf'un isteği talebiyle gerçekleştiyse, ki olabilir ama bu üç çakal da+

kendisini o bahaneyle ve işgüzarlıkla KY'a götürmüş de olabilirler- ama onun talebiyle gerçekleşmişse, ibretlik bir vaka tabii. Kurtla sofraya oturan o kurtlar sofrasında yem olma ihtimalini de göz önünde bulundurması lazım.
Fakat bu 1ihtimal, günahını almayalım adamın. İyidir KY

(26:58) SP diyor ki, bu üçlü püripak (!) işadamı ve etçil gasteci serbest bırakılınca Köfteci Yusuf gidip SP'den davacı olmuş bu sefer de.

Esnaf adam, mekanı evvel ezel siyasetçilerin uğrak yeri, herkes bilir Bursa'da. Kurtlar sofrası.

SP'den de korkar, SS'den de. Bunu şikayeti kendi inisiyatifiyle mi yaptı, yoksa birileri arkasından ittirdi de, öyle mi yaptı orasını bi kendi, bir de Allah bilir. Belki günü gelince işin doğrusunu kendisi anlatır. Biz de öğreniriz Bursa kulislerinde :D

(27:00) Fakat SP der ki "Yahu kardeşim, telefonda tanıştık, köfteni bile yemedim. Yeri vermeyi teklif edenler zaten eksper değerinin altında vermeyi teklif etmişler. E savcı da benim hakkında tahkikat açmamış. Bi tane yeni savcı (! Eh, burası tipik) -yeni avukatlıktan savcı+

(27:23) olan, aynı anda da (ne tesadüf!) örgütlü suçlara bakan savcılardan. Vallahi kimseyi zan altında bırakmak istemiyorum ama bu kadarı da fazla tesadüf. Bu savcıdan sonra hoop benim dosya beyefendinin (SS) önünde.

(28:07) .... Diyorum ya yalancı bir adam yönetiyor içişleri bakanlığını. Lan ben Köfteci Yusuf'un köftesini ne yapayım? 30 bin kişi Gürsu'da var. 10 tane tezgah Gürsu'da açsam Köfteci Yusuf'un hasılatından daha çok param olur(EA: Burası pek gerçeği yansıtmıyor tabii+

işin mizahına, biraz demogojisine girmiş. Yılların oturmuş, Bursa'da herkes tarafından bilinen, üstelik yerel siyasette de mekan olarak bir yer tutan mekanlardan Yusuf Restaurant. Yani dediği tezgahları açsa o günkü hasılatı fazla olabilir ama, işin yekunu uzun orta vadesi +

öyle değil. Neyse.)

(27:59): SS'e: "Siz, delisiniz. Gerçekten hasta ruhlu bir adam. Yahu sen oralara geldin de, bizi yönetiyorsun ya, tabii benim çok emeğim var."

(Öz-eleştiri- eh, iyi bari. Başımızdakilerde pek olmayan bir erdem öz-eleştiri ne de olsa. :D Yetmez ama evet :P)

Bu meyanda Bursalı arkadaşlardan bir uyarı geldi. İşin içine Kültürpark girince, ben Köfteci Yusuf'u Kültürpark'taki Yusuf Restaurant'la karıştırmışım. Bu yanlışlıktan dolayı özür dilerim.

Şimdi oturdu. Köfteci Yusuf'un bildiğim kadarıyla Yusuf Restaurant gibi yerel siyaseten+

mekansal ehemmiyeti yok. Bu durumda SP'nin köfte tezgahı ve hasılat hesabı da isabetli olabilir cidden.
O yorumlarımı kafanızdan silin, diğerleri yani "esnaf bu, SP'den de korkar, SS'den de" bölümü baki. Geri dönüp tweetleri silmekle uğraşmayacağım. Kusura bakmayın hatadan ötürü

DEVAM (31:35-44:21 arası) Buralarda TR'den Balkanlar'a kaçışını, Sırbistan, Arnavutluk, Ukrayna, oradan Fas... SP bu bölümde dışişleri değil, içişleri bakanlığı vasıtasıyla olduğunu iddia ettiği operasyonlarla gittiği her ülkeden nasıl yaka paça deport ettirildiğini anlatıyor (1)

Bir hayli polisiye hikaye. Merak eden açar dinler buraları. Anlattıkları doğru ise, buralarda akıllara zarar olan bölüm Peker'in mezkur balkan ülkeleri siyasetindeki nüfuz alanı. Zaten bu nüfuz olmasa bunca sınırdışı etme operasyonlarından da sağlam çıkması mümkün değil (2)

İşin Balkan bölümünde basına da yansıyan Makedonya'da Peker'in sahte pasaportla bulunduğu haberi tamamen dümenmiş. Makedonya'da hiç bulunmamış. Zaten Peker'in arkadaşının arkadaşı bir gazetecinin de yazdığı gibi (ne kadar güvenilir bu arkadaşlık ilişkilerinden? + (3)

Gerçi bu arkadaşımın arkadaşı ilişkisini de söylemeyebilir, saklayabilirdi, söylüyor) Peker'in pasaport için foto, parmak izi vs. hiç vermediği, ilgili büroda hiç bulunmadığı, imza vermediği, başvuru görüntüsünün hiç kaydı olmadığını yazmış. (4) Bir başka iddiası Makedonya+

Cumhurreisine bu konuda yalan söylettirildiği. Ama o da SP Makedonya'da bulundu bu süre zarfında ama burada hiç suç işlemedi demişmiş. Buraları gazeteciler kontrol ederler (5)

SP gazetecilere seslenerek, niye Fas'ta bulunduğum sırada Fas'a SİHA hibe edilmiş mi, ya da çok düşük

(44:21) fiyattan o ara Fas'a SİHA satılmış mı, kontrol etmiyorsunuz?, diye soruyor.

Haklı, bunların teyidi çok zor olmasa gerek. Ama işte "namusunuz maaşınız kadar" vs.

45-46. dk.larda humanizm, Erasmus, bu gasteciler hümanist mi, çocuk eğitimi vs. var.

Şurası güzel yalnız bu muhabbette. Gerçek hümanistleri, Mars'a yetiştirmeye götürülen örnek tohumlar gibi, koruyup kollamalıyız ki insanlık mirası olarak sonraki nesillere kalsın (1)

(45-46 dk/2) Öyle nadir bu insanlar :D. Yani şimdi mesela bizim hanım da çocuklara, "yalan söylemek kötü, söyle insan olmak lazım, böyle olmak lazım" diye anlatıyor, ama dışarıda insanlar öyle değil ki! (Buraları özetlediğim için tırnak içine almadım)

(45-46. dk./3) Dolayısıyla ben, bizim kuzular kurtlara yem olmasın diye onları kıyıya çekip, "size şöyle yapan olursa, böyle yapan olursa böyle böyle yapacaksınız", diye anlatıyorum. Hanımın gözü faltaşı gibi açıldı tabii. E ne yapalım, insanlar kötü, boğsunlar mı benim kuzuları?

(47:00) "Fethullahçılarla da, o ikinci cumhuriyetçilerle birlikte 'temiz toplum, temiz toplum...'. Al, gördük temiz toplumu."
(Merdan Yanardağ, Emre Kongar, Uğur Dündar, Yılmaz Özdil vs. buraya bi kalp gönderdi şu an :D) - Devam.

"İntihar eden Ali Tatar'ın ardından ne diyorlardı, biliyor musunuz? 'Hesabını vermeden nereye gidiyorsun?' (Taraf ekibine sanırım bu füze) Ne yaptı lan bu adam size?
Hakka giriyorsun, böyle söyleme diyorlar. Lan bırak, ben sizin tedrisatınızdan geçtim." (The cemaat tedrisatından)

47:28 (the Cemaat'e)"Başkalarını kandırın siz."
Eh bu tedrisattan geçme meselesi de biraz itiraf gibi oldu mı yalnız? :)

Oradan Fas'tan neden nasıl çıktığına geçti. Yalnız kendisine karşı yürütülen operasyonun her adımında TR'den (Emniyet, İçişleri?) anında bilgi uçtuğunu sylr

49:00-Fas'ta uçuş izni sorulunca uçağa binmeyerek kalabalığa karışmış ve o şekilde yırtmış. Fakat o hengamede nasıl sabahın 5'inde BAE'ye geçme işini ayarladı, sınırdan geçti, kendini oraya attı? Orada 1 filmlik hikaye var ama anlatmıyor tabii :)

Bu meyanda ikidir, SS'e bu bakanlık işleri bitecek, "seni köpek tasmasıyla gezdirecem" tehdidinde bulundu. Efendi adamlık da bir yere kadar. Ana avrat sövgü işine girmedi ama, racon kesme eksik değil. E bu mafya, diğeri devletin bakanı. Organize suç örgütü liderinin böyle+

tehditler savurması normal. Dediğine göre kendisini köpek tasmasıyla gezdirirken, araba lastiklerine siğmesine de izin vermeme ayrıntısı falan. Buralar meraklısına ilginç gelebilir. Ben geçiyorum.

Yahu şu arkada tahtada ne yazıyor, görüp okuyan var mı? Ben seçemedim. O yazdıkları önem arz ediyor. Bakalım. Bir de kitap yok demiştim. Tahtanın önüne dizdikleri kitapmış. Onlara sonra da bakarız da, tahtaya ne yazdığı mühim. Bi yollarsanız sevinirim.

49:40: "Bana diyorlar ya buranın devletiyle anlaştı... Niye bizim dışişleri bakanımız bayramlaşmak için BAE'yi aradı? Bizim bakan (Çavuşoğlu) daha büyük değil mi, buradakinden? O niye burayı arıyor. Demek ki 1 film var, anlaşma arayışında olan sizsiniz.+

50:12 + ... Rusya'ya gidemem, vaktiyle Çeçenistan'a yardımlarımdan dolayı. Adamlar kindar. Rusya'nın etkisi alanındaki devletlere gidemiyorum. ABD olmaz, İsrail olmaz, Yunanistan olmaz, Kıbrıs Rum kesimi, Ermenistan olmaz. Yahu ya da bana bi liste verin, biz şunlarla şu zamanda+

50:32 + düşman olacağız, şunlarla barışacağız. Ben yolculuk programlarımı buna göre ayarlayayım. Şeref namus sözü!... bana resmi olarak bir yazı versinler, yarın sabah buradan ayrılırım. SP, bu videoları bitirinceye kadar onunla ilgili hiç bir tahkikat yapmayacağız, istediği+

(51:01) + ülkeye gidebilir diye, yarın çıkacam! Almanya'ya girsem diyecekler, 'Can Dündar orada, bunlarla anlaştı', ABD'ye gitsem diyecekler, 'FG orada, onlarla anlaştı', lan zaten İsrail'e gitsem, 'bak gördün mü, onu Yahudiler destekliyor' olacak, lan Yunanistan'a gitsek,+

(51:19) + diyecekler tarihi düşmana gitti. Lan gidecek ülke mi var? Nereye gideyim?... Anlattım ya, 100 tane ülkeye deport vurdurdunuz. Ulan bi insana bu kadar zulüm olmaz. Ama uyandırdınız. (Artık) sonu nasıl bitecek önemli değil

Bi de bana inanan insanları toplayıp+

(51:54) + (pardon bana inanan değil, beni seven demiş) onlara zulmetmeyi planlamışsın Sülü. Allah'a yemin olsun ben sabahlara kadar devlete zarar gelmesin diye, yaptığım açıklamalarda uluslararası hukuğu okuyorum (EA: Devlete zarar vatan millet sakarya. boyutuna falan hayatta

da kefil olmam, ama şahsen uluslararası hukuk kitaplarında kendi avantajına kullanabilecek bir şeyler bulur muyum diye didik didik ettiğine ben inanırım :D. O iş için dil bileydi iyiydi yalnız, ama olsun, bileninden çevirttirir okur bu deli. Amanın Suriye dedi yine!).

#sedatpeker7 Bu arada bu insana "bu zulüm olmaz!...ama uyandırdınız", dediği noktada (51:36) bir atlama var. Orası montaj görmüş, bi şey kesilmiş. Ağzından ne kaçırdıydı, sonra sildi acep? Ya da bir nedenden orada bi makas var işte.

(51:36)'dan itibaren arkadaki beyaz tahtaya kırmızı kalemle çizdiği şemayı göstererek SS'e gözdağı veriyor. Videodan oradan ne yazdığını iyi seçebilmek mümkün değil, ama gören arkadaşlar fotosunu yolladılar bana şöyle:

(51:36/ 2) Görüldüğü üzere en üstte İRAN yazıyor. Alta üç ok inmiş. Biri Mersin, diğeri Sabiha Gökçen (Havalimanı?), üçüncü ok altında da "S D" yazıyor. Kitaplara sonra bakarız.

(52:04) -İşte bu tahtayı göstererek- "Oku Sülü. Suriye'ye falan kanma, o tarafa geçeriz. O zaman öyle şeyler olur, inan.... devletin aleyhine söylemem. Uluslararası hukuk önümde. Ama....(burada 30 sn. tahmin edebileceğiniz bir kısım el hareketleri jest mimik var, anladın sen onu

(52:21) manasında), siz yapın, beni sevenleri toplayıp, ezip, dövün...ahanda kibrit kutusuna (çok iyi anlamadım, kibrit kutusu gibi bir hareket yapıyor orada) sokacağım lan sizi. Adam nasıl küçültülüyor göreceksiniz."

(52:21/ 2) EA: Off bu çok fena. Açıkça burada, Suriye'de yediğiniz herzeleri bir bir anlatırım. Sizi uluslararası mahkemelerde mahkum ettiririm tehdidi var ki, en nihayetinde bu kartı oynayacağını söylemesi, bayağı bir şey... Umarız her ne suç işlenmişse çıkar söyler, biz de

vatandaş olarak öğreniriz, vergilerimiz nerelere harcanmış. Devam.

(52:41) Remzi Gür Bey! (Remzi Gür kimse bilmeyen de ne bileyim... googlelasın artık :D RTE'nin kankası, çocuklarını Harvard'da falan hep okutan iş adamı özetle) Sende sıkıntı yok! (Allah Allah, sen anlat hele,

günü gelince hukuk karar verir. :D)

(53:05) "Kahpesiniz ulan! Kahpesiniz! İnsanların bana olan inancını nasıl kırarız değil mi? Lan bi kere, halk inandı mı inanır. Bak ben açık açık anlatıyorum, ben senin gibi, (fare taklidi) fare gibi mi yaptım? Nasıl gözünde suçluluk

(53:24) psikolojisi, yakalamışsın!....Parça parça koparma evresi de bitiyor Sülü. Kütle kütle koparacam. Göreceksiniz.

(53:24/ 2) EA: Arkadaşlar, arada küçük bi kahvaltı molası verdim ve 53:24'ten- 1:09'a kadar kahvaltı yaparken sadece dinledim ve işittiklerimden, ifşa ve itiraflarından dudağım uçukladı. Hani bunları tahmin ediyorduk ama, itiraf olarak işitince insanın tüyleri diken diken olyr.

Şimdi geriye alıp (53:24)'ten itibaren alıntılarla (itiraf olduğu için kelime kelime kayıt önemli) devam edeceğim.

(56.35) "İlkin küççük bir parçadan başlayalım Sülü. Çok can yanmayacak. Senin bu akraban var ya, Ankara'da: Sadık Soylu. Bi iş merkezi var Ankara'da. NEXT-LEVEL diye geçiyor. Bu, devletin bir yeri. Şimdi bakanlığın yüksek bürokratları orada. (Hangi bakanlık? Çevre şehircilik mi?

(56:59) daha evvel Sadık Soylu'yla ilgili anlattığı gibi önceki videolarında, yoksa İçişleri mi? Önceki videoya referansla şimdilik ilkini varsayıyorum) Tüm iş adamları orada. Murat Kurum, bakan (Çevre ve Şhr. Bakanlığı demek ki). O mu yönetiyor, yoksa Sadık Bey (Soylu) mi?

(57:11) Bir de bir adam var. ERDAL KAYAPINAR. Çevre Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürü. Bu adamla ilgili bir FETÖ soruşturması varmış. O nasıl kapandı? Soruşturma kapandı, genel müdürsün (eliyle doğrama hareketi. Yani kendisi FETÖ soruşturmasından geçmiş bürokratın+

FETÖcü olduğu gerekçesiyle bir alay bürokrat / işadamını bir şekilde iptal ettiğini ima ediyor bu hareketle) Sonra da ben FETÖcülerle yakınmışım, öyle mi? Dünya yerinden oynasa ben...vs.. Bu adam ya gerçek FETÖcüyse? Halletiniz ya, şimdi kat kat imarlar çıkartıyorsunuz.

(58:00) ben öyle demiyorum bak, günahını almayayım. Tanımıyorum adamı. Ama adam her şeyi depoluyordur (Burada bi indira gandi hareketi yapıyor), bu işin hesabı yapılacak diye. Yav devleti yok ettiniz. Artık insanlar FETÖ'ye inanmıyor.
Bi de bi tane şema çizmiş. (SS'in TRT +

(58:20) programında gösterdiği şemayı diyor) lan bu kadar ciddi şey... Ya sizin iletişimle ilgili uzmanlarınız kim? Boşa maaş vermeyin. Reklamcılara vermeyin ya! Devleti düşürdüğün duruma bak ya!"

Savcılara geliyor şimdi:

(58:39) "Ya sayın savcılar, siz delil mi istiyorsunuz? O kadar adam var da. Bu Sadık Soylu'nun bir ünvanı yok. Devletin bakanlığa ait resmi binasında nasıl oturuyor (bu adam) müsteşar gibi, bakan gibi? Neden bütün iş adamlarıyla, devletin tüm görevlileri orada? E tel sinyalleri+

(58:58) ya bi yazı yazacaksınız, HTS kayıtları gelsin (diye). Hangi bürokratlar bu adamın yanına gidip geliyor, hangi telefondan.... Ben iddia ediyorum. Murat Kurum'u o kadar aramıyor o personel. Çevre Şehircilik Bakanlığı. Gözlerimizi kapattık bir oyun oynuyoruz."

Benden özür dilemediniz, ben de vitesi büyüttüm. Dünyayı hoplatacağız hadi bakalım yerinden diyor SP.

(59:49)'dan itibaren KOKAİN TİCARETİ mevzularına geliyoruz. Kemerleri bağlayın bundan sonra ve bu arada da gemicikleri olan mahdum beyleri düşünün. Kimlerdi?

Burada artık küresel kokain ticareti tarihi ve coğrafyası 101 dersi ile giriş yapıyor. Bismillah:

(59:58) "Bu kokain, önceden Kolombiya üzerinden geliyordu. Bu en son 4 ton 900 kg kokain, geçen senenin zannediyorum 9. Haziran'ında yakalandı. Bundan sonra yeni 1+

+ (1:00) güzergâh çalışması yapıldı. Çünkü DEA, ABD Uyuşturucuyla Mücadele çok güçlü orada ve çok baskın karakter. Devamlı gözleri üstlerinde. Orada sistemi döndüremeyeceklerini anlayınca, orada 800 km. (Kolombiya'nın) Venezüella'yla sınırları var. Venezüella üzerinden, +

+ (1:00:28) Kolombiya'dan oraya geçirmek çok kolay. Yeni adres Venezüella, çünkü Venezüella'da DEA'nin kontrolü yok. Sıfır kontrol.

Buraya döneceğiz. Bir de bize gelen bu kokainler diyorsunuz ya, bir kısmı iç piyasada, bir kısmı Avrupa'ya gidiyor. Hayır.

+(1:00:45) Avrupa'da kokainin fiyatı çok ucuz. 45 bin Eurolarda. TR'de çok pahalı, ama esas pahalı olan yer Ortadoğu".

Burada bir es veriyorum, kurban olam. Burada bütün önceki video yorumcular şaştı işte, çünkü TR'deki yağma, kara para öyle bir raddeye varmış ki, TR'de kokain+

Avrupa'dan daha yüksek fiyata alıcı bulabiliyor! düşünebiliyor musunuz? Bu iş nasıldı eskiden beri? Bir kere kokain falan da değildi, o. TR'ye Afganistan ve İran üzerinden ot ve onun işlenmişi eroin geliyordu. Onda da TR daha çok transit yol üstündeydi. Bir kısmı +

burada tüketiliyordu ama, esas orada daha pahalıya satılabildiği için mal, Avrupa'ya gönderiliyordu. Şimdi Bunların 100 kat daha pahalı olan ve esas itibariyle Latin-Orta Amerika'da üretilen kokain pazarına açılmışız. O da kesmemiş! Bu ticaretin transit bölgesi de+

değil TR. Yağmacısı hırsızı uğursuzu öyle yüklenmiş yükünü ki, kokainin baş tüketicilerinden olmuş TR! Vay be. Öyle olunca AKP'nin bilmemne memuru da pudra şekeriyle göğsünü gere gere fotosunu çekip insta'ya koyuyor tabii. Öyle bir rahatlık gelmiş adamların üstlerine!

Devam ediyorum SP'den. Ne diyordu? Kokain Avrupa'ya gitmiyor. TR'de tüketiliyor ve en pahalı tüketiciyi bulduğu ortadoğu pazarına gidiyor. Nereden gidiyor? Devam Peker'den:

1:00:53: "Suriye-Lazkiye Limanından." Bizde coğrafya bilgisi zayıftır. Buyurun haritada Lazkiye Limanı:

Mersin Limanı'nın burnunun dibi görüldüğü üzere.

(1:00:57) #SedatPeker :"Orası da DEA'nin kontrolünde değil.

Şimdi bu mal yakalandıktan sonra (4 ton 900kg kokain) yeni bir güzergâh kurmak için Venezüella'ya kim gitti?

(1:01:14) ESKİ BAŞBAKANIMIZ SAYIN BİNALİ YILDIRIM BEY'İN OĞLU ERKAN YILDIRIM BEY"

Bam bam bam! Bomba! Alenen eski başbakan Binali Yıldırım'ın oğlu Erkan Yıldırım uluslararası KOKAİN TİCARETİ İŞİNDE! diyor.

Fotosunu koymayayım şimdi, hani bi genç irisi yavru Yıldırım vardı ya. O

Burada bi çay sigara, bi nefeslik mola, kurban olam!

Vay be! Şimdi bunu böyle koyunca, arkadaki beyaz tahta daha bir anlam kazanıyor sanki. O tahtadaki "S"-"D" sınır kapıları olabilir mi acaba? Sarp (Gürcistan), D (Dereköy-Karayolu çıkış kapıları?) Başka tahmini olan?

Bir tahmin de Isparta Süleyman Demirel Havaalanı diye geldi. Artık tahmin mi, izleyenler spoiler mı veriyor (canı sağ olsun :)) bilemem, ama mantıklı. Devam edelim.

(1:01:20): "Bu senenin başında o mal yakalandıktan sonra, Ocak (2021) ayında gitti, 4 gün kaldı, Şubat da gitti+

(1:01:30) 4 gün (daha) kaldı.
(EA: Bu bilgilere #SedatPeker 'e içeriden geçen olmasa, Erkan Yıldırım'ın giriş çıkış tarihlerine kadar nereden bilecek?! İnanılmaz istihbarat!)

Karakas limanı var. Venezüella'nın en büyük limanı. Oradan kuru yük gemileri direkt TR'ye gelebiliyor+

+ (1:01:37) Ama, konteynır gemileri Dominik üzerinde durma yapıp (!),
(Breh breh! Biz vatandaş olarak uluslararası uyuşturucu ticaret hatlarının dur kalk limanlarına kadar da mecburen öğrendik çok şükür! 🤪 Bi salın bizi!)

+ (1:01:41) + o şekilde devam ediyor. Yani esas gelen kokainde de Dominik üzerinden çok yakalanmalar artık başlayacak.

(EA: Tahmin mi SP'ye DEA'dan gelmiş istihbarat bilgisi mi bu acep? Genel kültür diyelim bari :D)

Yeni güzergâh burası."

+ Şimdi, hocalıktan alışkanlık. Ben haritasız çalışmam arkadaşlar. Şuraya haritasını da koyayım da bakın görün o gemicikler ne işe yarıyor, ta nerelerden ülkemize zehir taşıyor.

Tekrar edelim şimdi. Eskiden hat neymiş? Direkt Kolombiya-Atlantik üstündenmiş. Şimdi ne olmuş?

Venezüella (Karakas)- Dominik Cumhuriyeti- Atlantik. Niye? Çünkü buralarda tıpkı Suriye Lazkiye Limanı'nda olduğu gibi, DEA kontrolü yok. Ama Dominik'te yakında olacak ya da orada kontrol sıkılaşacak herhalde. SP'den devam şimdi:

(1:01:51) "Ben bizim liman çok önemli dedim ya+

(1:01:58) (EA: buralar parmak ısırtan teknik ayrıntı cidden) +işte herkes anlattı oraya (Mansimov'un çökülen yat limanını diyor) gemi girmez, diye. Lan ben gemi girer mi dedim?
Kokain bu şekilde TR'ye giriş yaptıktan sonra, uzun yolculuk yapabilen 30 m. -35 m.'lik yatlarla,

+(1:01:58) 500 ton (500 kg diyecekti, şaşırdı sanırım), 1 ton, 2 ton kokain, o şekilde dağılıyor.

Özellikle ama Suriye-Lazkiye üzerinden de yapılıyor."

O zaman acaba E. Yıldırım'ın kuru yük gemileri malı önce Lazkiye'ye mi götürüyor? Oradan yatlarla Bodrum, Mersin limanları?

#sedatpeker7 (1:02:21) "Şimdi (bu Venezüella üzerinden Binali Yıldırım'ın oğlu E. Yıldırım'ın gemicikleriyle getirtilen getirtilen tonlarca kokainin) para trafiği nasıl oluyor?

Kıbrıs. Halil Falyalı. Tüm para trafiği buradan dönüyor kardeşlerim". superkulup.com/halil-falyali-…

Bu meyanda bu saate kadar Halil Falyalı'dan anında "vatan millet sakarya" cevabı gelmiş Peker'in iddialarına. Cüneyt Özdemir gasteciliği yetiştirmiş sağolsun: gazeteduvar.com.tr/halil-falyali-…

Vay arkadaş bu adamların tipleri hep aynı mı olur. Yavru Yıldırım'ın kardeşi sanki adam. Maşşal.

SP'den devam:
(1:02:27): "Halil Falyalı denen şahıs, 7 sene evvel hiç bir şeyi olmayan adam (şimdi) Kıbrıs'ın sahibi.

Mesela biz şimdi övünüyoruz ya. 'Kıbrıs'a gittik, 50 tane FETÖcü aldık, daha iyi. 500 tane almak lazım. Şu suç gruplarını aldık geldik. E Halil Falyalı'nın+

+ (1:02:47) TR'de 10 tane dosyası var. Neden Halil Falyalı'yı siz TR'ye getirtmiyorsunuz? Tüm yasadışı bahis işi onlardan geçiyor. Devletin resmi raporlarında da var.

E o adamı ABD DEA almak istiyor, o da alamıyor.

(Samimi söyle Reyiz, DEA'le irtibata geçtin mi? :D

+ işbirliği halinde misiniz? Valla bizi bozmaz. Yeter ki kurtalılım bu şişko kenelerden. Onlardan mı bu istihbarat? :D )

Diğer taraftan başka ülkeler almak istiyor (Halil Falyalı'yı) uyuşturucu sevkiyatından. Onlar da alamıyor.

ERKAN YILDIRIM- HALİL FALYALI. Birazdan geleceğiz.

Şimdi buradan sonra tansiyon daha da artıyor. Kemerleri bir tık daha bağlayın. SP'den devam:

(1:03:30) "KKTC'nin şimdiki cumhurbaşkanı gerçekten iyi adam. Onun bu orgizasyon içinde olduğunu bilmiyorum ama, şu anki kurulan bu organizasyon zaten çok eski zamanlardan"

Cücü ile röp.ünde Halil Falyalı da nitekim taze taze beyanatta bulunmuş sağolsun. Bu organizasyonun kökeni çok eski dedi ya Peker. H. Falyalı da demiş ki (bkz. üstte Duvar'da):
"Türk Milli Mukavemet Teşkilatı'nın kurulduğu günden beri, bizim ailemiz buradağğğ+

vatan için millet için sürekli aktif halde ayaktaaaağğğ! Dimdiiiiik..."

Eh bence buralarda var bi ipuçları, araştırmak lazım.
devam:

(1:03:38) SP: "bu organizasyon çok eski zamanlarda kurulmaya başlandı (KKTC'de). (KKTC'nin) hem uyuşturucunun, hem kumarın merkezi haline+

(1:03:44) getirilmesi için yapılan çalışma. Erkan Yıldırım, Kıbrıs'a gittiğinde Halil Falyalı'nın ya oteli, ya da bazı oteller onun değil, yalnız casinolar onun, işte oralarda misafir olur.

Ben Binali Bey'in böyle bir organizasyonun içinde olduğunu düşünmüyorum. +

(Yeme bizi Reyiiizz :D. Hâlâ mı daha abilerle pazarlık? Yav çizdiler işte senin üstüne, sal gelsin gerisi de :D)

(1:04:08) SP: "Ancak, Erkan Yıldırım'la ilgili çektikleri kasetleri -kumar kasetleri değil, rüşvettir, şeydir (?)- (aracılığıyla) daha sonra (onu, EY) bu işe+

(1:04:22) yönlendirdiler ve (Erkan Yıldırım'ı) bu işin (Atlantik üstü kokain ticaretinin) apparatı (aracı) haline getirdiler."

Yani diyor ki, birileri (kim onlar? SS mi, Derin Mehmet mi, başka biri mi? öğrenicez inşallah),kaset şantajıyla Binali Yıldırım'ın oğlu Erkan Yıldırım'a

kokain taşıttırıyorlar. Devam SP'den:

(1:04:22): "(Kokainin) TR'ye gelişi, gidişi tüm organizasyonun ağları bu şekilde). Neden yakalanamıyor bu kokain?

Direkt Erkan Yıldırım'ın gemileriyle de ilgili değil. Başka gemilerle koordine ediliyor. Peki Mehmet Ağar bunun neresinde?

(1:04:44): "Mehmet Ağar da bu senkronizyonun (?) tamamen ortasında.

ERKAN YILDIRIM- SÜLEYMAN SOYLU dostluğuna bakın. E. Yıldırım'ın çevresinde bu konularla ilgili dostluğuna bakın. Ya... Bi de diyorlar devleti zora sokmak için anlatıyor. Hayır....Ya insanların aklıyla dalga+

(1:05:10) geçiyorlar. 5 ton kokain yakalanmış, hastalık vardı diyor (Pandemi bahanesi), ondan diyor, polis yollayamadık. Öyle demiş (SS TRT'de). Lan bu 5 ton kokain! Un değil! Özel uçak kaldırsana TR'den 1 tane! Ya buna da gerek yok ki! Sayın savcı zahmet etmesin, ben yazdırayım:

(1:05:32) Geliyor savcılık soruşturması metni yine-EA :D

SP: "İlgili makama, Adalet Bkn.lığı üstünden Dışişleri Bkn.lığı vasıtasıyla, Kolombiya Dışişleri Bkn.lığı ilgili makamına ulaştırılmak üzere,

Şu şu şu tarihte ülkenizde yapılan uyuşturucu operasyonunuyla ilgili+

(1:05:48)- ülkemizin adı geçmekte. Geminin varacağı yer burasıdır. Bu konuyla ilgili bilgiyi, belgeleri ivedi olarak göndermenizi talep ederim." Düğme. Tak burada.

Ya Sülü. Sen zannediyorsun ki 'Bak postacı geliyor, selam veriyor, herkes ona bakıyor, merak ediyor :D+

(1:06:14) Ya postacılık bitti! Adam göndermene gerek yok! 🤣

Kıymetli kardeşlerim bu hikayelerin hepsi böyledir. Rahmetli UĞUR MUMCU."

İŞTE BUNDAN SONRASI AĞIR BOMBA- EA.

Uğur Mumcu suikastinden (24.01.1993) sonra eski içişleri bakanı Mehmet Ağar, Gürdal Mumcu'ya suikastin bir türlü çözül-e-me-mesi ile ilgili olarak demişti ya, kusura bakmayın, "Bir tuğlayı çekersek devlet yıkılır", diye. Buyurun Uğur Mumcu'nun kızı +: ""t24.com.tr/yazarlar/ozge-…

Özge Mumcu'nun kaleminden. Ağar tabii ki sonra bu ifadesini yalanladı ama, #SedatPeker #sedatpeker7 'de vaktiyle Ağar'ın çekmediği o tuğlayı çekiyor işte.

Buyurun:

(1:06:22)'den itibaren SP: "Bizim devletimizle hiç bi alakası yok (Niye yokmuş?)

(1:06:39) "BİZ O ZAMAN BEN, KORKUT EKEN, MEHMET AĞAR"
(Bakın, gençler belki bilmiyor, lütfen Kokut Eken kimmiş, bilmeyen Hz. Google'a sorsun. Korkut Eken dediği, Kıbrıs Harekatına katılmış yarbay, TSK Özel Harp Dairesi, Özel Kuvvetler Komutanlığı'nde Özel Tim eğitmeni 80'lerde,

+ 87'den sonra MİT Güvenlik Dairesi başk. yardımcısı, 93-96'da Polis Özel Harekat timleri teşkilatı, donanımında aktif görevde, güneydoğuda korucu örgütlenmesi, silahlandırması işinin de başında. Kendisi ayrıca TSK Üstün Hizmet Cesaret Madalyası sahıbısı.

Mehmet Ağar deseniz, 90ların başında Ankara, İstanbul Emn. Mdr. 92'de Erzurum valisi. 93'te Emn. Genel Müdürü. Aynı yıl kendisi Bahçelievler Katliamı firarisi Haluk Kırcı'nın nikah şahidi (!). 95'te DYP Elazığ Milletvekili. 96'da önce İçişleri, sonra Adalet Bakanı.

Öyle "devlet bir ruh, kaç bin senelik" akıl demekle olmuyor SP. Bunlar devlet değilse, devlet bu ve altlarındaki teşkilatlardan oluşmuyorsa kimdir, nedir devlet?!

SP'den devam:
(1:06:46) "Çok iyi dinleyin burayı! Çok iyi! Genciz, vatanseveriz (zaten hep öyle derler-EA),

(1:06:52) SP: "işte şu PKK'ya yardım ediyor, ama genelde bana iş adamlarını (Kürt iş adamlarını tehdit işlerini SP'ye ihale etmiş Korkut Eken ve Ağar) yönlendiriyorlar, faili meçhullerden ziyade. Onları da anlatacam."

Burada çok ciddi itiraf var. Bu yönlendirmenin ne kadarı

tehdit şantaj, ne kadarı cinayet, şimdinin devlet diliyle "etkisiz hale getirmek" için, orasını bi Allah Baba bilir, bir de derin Devlet Baba. Devam.

(1:07:00): SP: "(Korkut Eken) Bana dedi ki,
-ya Kıbrıs'ta bir adam var
- Evet Abi, dedim.
- Bu, Kıbrıs'ı Rumlar'a satmak istyr

(1:07.11) SP: "Ya çocuğuz, genciz daha (96'da SP 25 yaşında). Bi doldur boşalt (Korkut Eken, SP'yi dolduruşa getirmiş).. İki profesyonel dedi... Dedim sana öz kardeşimi vereceğim, Atilla Peker'i. Uzmandır, sokaklarda yetişmiştir. Yüce Allah o insanın kanını bize nasip etmedi."+

Bunlar evet işte, kan dondurucu açık itiraflar. Bahsettiği & Temmuz 1996'daki GAZETECİ KUTLU ADALI suikasti. Çok acı. Peker'in dediğine göre, kendi kardeşi değil, Korkut Abisi'ne bağlı başka bir ekip öldürmüş Kutlu Adalı'yı.

Kim satmış vatanı şimdi? Kutlu Adalı mı, Kıbrıs'ın+

bir kumar ve uyuşturucu ticareti cenneti olması, o ticaretten kendilerini, yavrularını semirtmek için orada teşkilatı tezgahı kuran katiller mi?

Yazık...

Korkut Eken ve kardeşi Atilla Peker'in bu iş için KKTC'ye birlikte uçuşlarının biletlerine kadar saklamış SP o günlerden.

(1:08:10) SP: "Hep böyle yapıyorlar, vatanseverlik vatanseverlik, milleti coşturuyorlar, herkesi birbirine sokuyorlar."

Ogün Samastlar'ın daha kaç tane genç tetikçinin hikayesi. Herkesten akıllı, hem de rasyonalistsiniz ya. Buna gerçekten yeni uyandığına inanmamızı mı+

bekliyorsun SP?

(1:08:48) SP: "Allah'a yemin olsun, Kuran'a yemin olsun böyle oldu. Yahu orada bir yeri soymuşlar, adam (Kutlu Adalı) onunla ilgili çalışma yapıyor ve kumar ve uyuşturucu organizasyonunun gitgide KKTC genelini ele geçirmesini araştırıyor.+

(1:09:03) SP: "Kıbrıs'ı Rumlar'a sattı", diyor (Korkut Eken).
Demek ki efendim neymiş. SP'nin ifadesi ve itirafına göre bugün KKTC'de iyice köklenen "derin devlet" teşkilatlı organize uyuşturucu ve kumar teşkilatının oluşumu en az 1990ların başına kadar geriye gidiyor.

Bunu araştıran Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı'yı da o yıllarda Polis Özel Harekat timlerini teşkilatlandıran, o timlerin başında olan Yarbay Korkut Eken öl-dürt-müş.

Kimdir vatan haini, vatanı satan şimdi?

Bu noktadan sonra iyice kopup gidiyor SP #SedatPeker7 . Uğur Mumcu'yu da ki rahmetlinin cenaze töreninde hep bağırmıştık "Mumcu'nun katili kontr-gerilla" diye. Eh, atıp tutmuyormuşuz demek ki.

#SedatPeker alenen Mumcu'nun Mehmet Ağar'ın emriyle Mumcu işte bu asker-polis içindeki mafyatik örgütlenme içindeki uyuşturucu ticaretini araştırdığı yazdığı için katledildiğini söyledi. "Cinayet yerine ilk kim gelirmiş? Katil. Mehmet Ağar", diyerekten.

Şimdi Elçin yakıştırıyor olmasın. Buraları da satır satır Peker'in ağzından çıktığı gibi notlayacağım. Başka türlü anlam çıkabiliyorsa, çıkaran çıkartsın:

(1:09:20)'den itibaren SP:"Şimdi diyecekler ki niye anlatmadın? Lan niye anlatayım? Sen gördüğün her şeyi anlatıyor musun?

(1:09:24) #SedatPeker: + Hepimiz birbirimizin aynısıyız! Şimdi anlatacam ama. Daha neler anlatacam. Kaç kişi böyle gitti...Bu Mehmet Ağar var ya bu Mehmet Ağar. Emniyet Müdürlüğü döneminde (80lerin sonu-90ların başı) en iyi arkadaşları Behçet Cantürk, Hüseyin Baybaşin, +

(1:09:50) + bütün...Savaş Buldan falan. Kürt işadamları diyorlar ya, hayır. Uyuşturucu işi yapıyorlardı onların hepsi. (Mehmet Ağar) hepsinden para aldı! Hepsinden! Hepsinin de her işlerini hallediyordu.
En son siyasete girince- çünkü hayali cumhurbaşkanlığı, göbek bağını oraya

(1:09:56) + gömmüşler. Bir hikayesi var. Süleyman Bey'in babasının (AP-DYPli Hasan Soylu) koruma müdürü mü ne babası (yanılıyor, Celal Bayar'ın korumasıymış Ağar'ın babası, ondan Çankaya'da doğmuşmuş, gerçekten dolaşıyor böyle 1 göbekbağı hikayesi bkz): haberturk.com/gundem/haber/1…

(1:10:11) Adam (Mehmet Ağar) oraya çıkarken (Çankaya'ya, CB. Demirel) bir sunum yapıyor MGK'da o zaman KENDİ GEÇMİŞİNİ TEMİZLEMEK İÇİN (!!!). O zaman Tansu Hanım (Çiller)'ı da ikna ediyor. "Devletler kendi gelecekleri için bU TİP EYLEMLER YAPABİLİRLER, şeklinde bir sözlü karar+

çıkarttı. Sonra başladılar hepsini öldürmeye. Vallahi vatan millet için yapmadı yav. Yemin ediyorum! (Mehmet Ağar) kendi geçmişini temizlemek için yaptı!"

Şimdi bu cinayetler devletle ilgili değil öyle mi SP? Yahu MGK'dan karar çıkmış, benimle mi ilgili o zaman :D?

Tabii #SedatPeker'in buradaki itiraf ve şahitliği önemli ama, burada dile getirdiği iddialar da yeni değil. Eski Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, eski Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim Şahin, emekli Yarbay Korkut Eken ve emekli özel harekât polislerinin +

sanık olarak yargılandığı davanın iddianamesinde, eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür’ün de aralarında bulunduğu bazı şüphelilerle ilgili ise takipsizlik kararı verilmişti vaktiyle. İşte o davanın iddianamesinde+

aralarında Ağar'ın da bulunduğu mezkur sanıklar 18 ayrı faili meçhul cinayetle suçlanmıştı ve davanın iddianamesinde yer alan şüpheli ve tanık ifadelerinde şimdi M. Ağar'a ilişkin şimdi Peker'in dile getirdiği iddialar zaten yer almıştı.

Buyurun 2014 tarihli Milliyet'in haberinde MGK sözlü kararnamesinden, Ağar'ın bir de bu ölüm listesini ayrıca işin içindeki bazı işadamlarına büyük paralar karşılığında SATTIĞINA kadar (!) SP'nin anlattıklarından daha da ağırları +
milliyet.com.tr/gundem/agar-ba…

devletin savcılarının iddianamelerinde hep yer almış. Sadece Ağar'ın değil, aynı iddianamelerde zamanın Genel Kurbay bşk. Doğan Güreş ve MİT Kontrterör Dairesi eski başkanı Mehmet Eymür'ün de adı geçiyor.

Mehmet Eymür daha sonra, basında da kendisine ilişkin bu iddiaları yalanlamış, “Kanaatimce Mehmet Ağar, Cumhuriyet tarihinin en büyük suçlularından biridir”, diyerek topu Mehmet Ağar'a atmıştı:
bkz. 2014 tarihli Cumhuriyet,
Alican Uludağ haberinden: cumhuriyet.com.tr/haber/eymur-en…

ötesini, bu davaların daha ayrıntısını artık kendiniz google'lar araştırırsınız gençler. Susurluk Susurluk hep diyorlar ya, işte bunlar hep Susurluk.

Konuyu daha fazla dağıtmadan SP'den devam edelim:

(1:10:40) #sedatpeker7 #UğurMumcu "UĞUR MUMCU! Görüşüne katılırsınız, katılmazsınız, bence şehittir. Ya namuslu adamdı, şerefli adamdı ya! Ya her şeyden önce dürüst adamdı! Neden öldürüldü?
Öldürüldüğü zaman yazdığı yazılara bakın. "Terörden beslenen terör lordları"

(1:11:09) #sedatpeker7 #UğurMumcu + Bunun üzerine çalışma (sı). Hep terör bölgelerinde uyuşturucu tarlaları olur, uyuşturucu satışı için, dikkat edin. Hep ama! Hep! Ve silah ticareti.

(1:11:20) Uğur Mumcu şehit ediliyor. Yanına ilk gelen kim? Katiller en önce gelir. MEHMET AĞAR.

(1:11:27) #sedatpeker7 #UğurMumcu ve (Mehmet Ağar) eşine (Gürdal Mumcu) diyor ki, -eşini ben gıyaben tanıyorum. Bir avukat arkadaş (üstünden?). Dünyanın en iyi insanı, hayatta yalan söylemez. "Ben", diyor (Mehmet Ağar), "Bi tuğla çekersem, devlet aşağı iner". Bu meşhur sözdür.+

(1:11:40) #sedatpeker7 #UğurMumcu Devletin içinde yaşayanlar bunu iyi bilirler. (EA: yukarıda demiştim ya Ağar Gürdal Hanım'a bunu söylediğini daha sonra yalanlamıştı. Sedat Peker, Gürdal Hanım yalan söylemiyor, demiştir, demeye getiriyor burada)

(1:11:45) Şimdi Uğur Mumcu temiz adam, saf adam. Tek başına! Şimdi bende o şanslarını tutturamadılar."

Eh, devlet Uğur Mumcu'ya koruma polisi vermemişti, Peker'e -ihtiyacı da yok ya- vermiş. Tutturamazlar tabii.

Ah, anaların humanist kuzuları değil mi SP?

Nasıl yem ettiniz, nasıl parçalayıp bizzat yediniz kurt kurda? Kişi kendinden biliyor tabii.

Burada biraz yoruldum, tükendim, üzüldüm bunları işitirken, notlarken. 2 dk. mola.

1:12:08: #sedatpeker7 #UgurMumcu SP: "Ne oldu? Derin! İndin mi derinlere? Bi tane Bodrum'da... (bunu burada kesiyor) DERİN PKK da var. Sakın unutmayın.

Bir gün bunu uzun uzun anlatacağım. Bu işlerin bitmesini istemeyen(lerin ortaklığı?)"

EA: Şimdi Sedat Peker'in DERİN PKK dediği ne, bilmem. O işin ayrıntısı, yorumu elbette bu zinciri çok aşar. Ancak demin burada yukarıda linkini koyduğum Milliyet haberinde geçen tanık Alaettin Demirhan'ın ifadesinde geçen bazı çarpıcı ifadeler derinlerin ortaklığı iddialarına+

ilginç şekilde ipuçları veriyor bkz.

Aynı haberden alıntı ve özetle aktarıyorum. Kes yapıştır da yaptırmıyor Milliyet, tek tek yazıyorum kahretsin: milliyet.com.tr/gundem/agar-ba…

Çok ilginç, siz şimdi açıp okumazsınız oradan. Ondan üşenmeyip yazacağım. Kendisi de o sıra Maltepe L tipi cezaevinde tutuklu tanık Demirhan, "uyuşturucu kaçakçılığından sabıkalı" Hüseyin Baybaşin ve Behçet Cantürk'ün birlikte hareket ettiklerini ifade ediyor. Demirhan'ın +

ifadesine göre, bir gün Mehmet Ağar ve H. Baybaşin Hollanda'nın Denhak kentinde bir ofiste birlikte otururlarken, Ağar Baybaşin'e "PKK'ya destek olan insanların listesinin yer aldığı" el yazması bir belge gösteriyor. Listede Baybaşin, Cantürk, Savaş Buldan, Ömer Lütfü Topal

hepsi varmış sanık Demirhan'ın ifadesine göre. Tanığın hatırladığı tam listeye haberden açar bakarsanız. Bunun üzerine Baybaşin:

1. Cantürk'ü arayarak, kaç seni vuracaklar, diye haber veriyor.

2. Ağar'la görüşmesini gizlice kaydederek, kendi can güvenliğini sağlama alıyor.

O VHS video kaydını izlemiş olduğunu söyleyen tanık Demirhan'ın şu ifadesi çok acayip:
Bu kasette Ağar, Baybaşin'e, "Hüseyin, Avrupa'da ülkücüler uyuşturucu trafiğinde rahat hareket edemiyorlar, bu işlerden, para kazanamıyorlar, bunlara yardımcı olmanı istiyorum", diyor (!!!)

Baybaşin de aynı video kaydında bunun üzerine Ağar'a, "Abdullah Çatlı'yı kast ederek, 'zamanında gönderdiğin adamlar, eline yüzübne bulaştırdı. Bizim haberimiz yokken yapıyorlar, böyle şeyler olurken benim haberim olsun', diyor".

Bu kayıt sayesinde Baybaşin yaşıyor, tutup bir de

anı kitabı yazmış adam. Listedeki diğerlerinin hepsi öldürülüyor.

Ne acayip işler değil mi? Kim alıyor, kim satıyor? Kim PKK'nin finansal destekçisi, kim "kahraman" niye "kahraman" şimdi? Eh devletlunun çıkarttığı listedekiler örgüt destekçisiyse,

bu ortaklık ne o zaman? Bu tabii doğruysa bu ancak basına sızan, buzdağının görünen ucudur. Söylenecek çok şey var da, biz SP videosundan devam edelim:

(1:12:37) +"Mehmet Ağar'ın yaptığı bu organizasyonların hepsi (mezkur isimlerin faili meçhul cinayetleri) kendi cebi içindi!+

(1:12:39) Bizzat gördüm yaşadım. Yahu bana işadamını arattırıyorlardı, "bu PKK'ya para veriyor", (diye). Ortak dostumuz. "Yahu", dedim (Ağar'a): "Abi bu adamlı Çorumlu, nasıl PKK'lı olur?", "Ya", dedi, "veriyormuş".

Adamı küfür kafir biz arayıp... sonra adam bunun (Ağar'ın)+

(1:12:53) yanına gidiyor iki James Bond çanta parayla! Tabii ya!"

Şimdi bu anlattığı yöntemler size SP'nin bu önceki videolarda anlattıklarından aşina geliyor mu?

Sanki şimdi FETÖ Borsası skandalıyla ayyuka çıkan işlerin, o zaman da "PKK destekçisi" denilerek yapılan+

provaları, o işlerin ilk adımları değil mi? Devam.

(1:13:22) SP: "Diyarbakır Cezaevi'nde çocukların babalarına bok yedirip o eziyet edilmeseydi... Ya, adamı öldür da! Sık kafasına, öldür gitsin"

SP merhameti :) Fakat insanların insanlık onuruyla oynacağınıza çekin vurun, +

daha iyi demek istiyor sanki burada. Bence ikisi de boktan da, insanlık onuruyla oynamanın sonuçlarının çok ağır olduğu, onun toplumsal sonuçları olduğu görüşüne katılırım.

(1:13:30) SP: "Yahu, bok yediriyorsun, onun çocuğu var. "lan babama bok yedirdiler",diyor,dağa gidiyor.

(1:13:34) SP: "Arama yapıyorlar, lan namuslu arama yap. Kadının üstünü soyuyorsun, çocuğu görüyor, dağa gidiyor."

Eh...bir çıplak arama mı? Pek hafif geçmiş tabii oralarını. O onur kırıklığına yol açan bu suçları böylece geçiştirmesini dinlemek bile sarsıcı.

Bu işleri "bizim içimizdeki" (siz kimsiniz sahi SP?) bir kaç aptalın işiymiş bunlar hep. O bir kaç kişi yüzündenmiş bu savaşın bu kadar büyümesi. Yoksa kalan herkes "kahraman" SP'nin ifadesine göre. Hmmm...

Bu "aptallar" dışında bir de "silahtan beslenen, uyuşturucudan beslenen para lordları" (savaş lordları diyecekti herhalde, öyleydi o tabir). Hep ve bir onların yüzündenmiş.

(1.14:04) SP: "Tabii, #UgurMumcu terörle ilgili yazıyor ama, TERÖRDEN MENFAAT ELDE EDENLERE GELİNCE, adamı, tak!, şehit ettiler". #UğurMumcuCinayetiAydınlatılsın ; daha nesi aydınlatılacak, ayan beyan önümüze serdi adam işte. Suçlular cezasını bulsun artık!

(1:14:19) SP: "Sülüman! Hadi sen bizim bu arkadaşları bi alsana. Bana destek olacaklarmış diye o 600 küsur kişiyi dinliyorsun ya, (onları) bi alsana! Sana yemin ediyorum, var ya, neler yapacam. Nasıl UYUŞTURUCU HATTI?

Sayın Savcım, Kolombiya'ya yazı yazacaksınız, Venezüella'ya.

(1:14:38) SP:

(1) O mal yakalandığı tarihten 3-4 ay sonra, ERKAN YILDIRIM (Binali Yıldırım'ın genç irisi oğlu), oraya geldi mi? Ocak ayında ve Şubat ayında (2021)?

(2) Karakas (Venezüella) Limanı'na gidip, orada ÖZEL BİR BÖLÜM KİRALAMAK İÇİN görüştü mü?

(1:14:57)

(3) (Karakas Limanı'nda) Böyle bir bölüm kiralandıysa, (bu bölüm) kimin üzerine (kiralandı)?

Sevkiyat başladı."

-Bu resmen bir ihbardır artık!-

"Lan pisliğin pisliğisiniz! Bir de bana suç örgütü lideri diyorsunuz! İğrençsiniz lan siz! Daha çok canınızı yakacam"

(1:16:04) SP:"40 yaşından küçük kardeşlerim! Siz, yeni bir dünya ve yeni bir ülke kurun. Bu ülkenin 84 milyonunun bir olmaya ihtiyacı var. İki sorun var.

Gelecekte bizi 2 büyük felaket var bekleyen. 1. Kürt Meselesi 2. Alevi Meselesi".

Saf saf, "çevre felaketi, kıtlık tehlikesi"
falan bekleyen olmuştur şimdi tey tey...😁

Bir kere de yeni reçete yazın be! 500 yıldır aynı hikaye!
"Çözümleri çok basit, gelecek sıkıntılı günler var, o günlere hazırlıklı olmak lazım, birlik olmak lazım".

Oldu peki. Ama bu sefer siz çözmeyin. Diyor ya Cyrano Bergerac @sedat_peker ...Sen de severmişsin o meşhur tiradı.

Siz çözeceğinizi "çözmüşsünüz" vaktiyle, Hepiniz de semirmişsiniz maşallah. Sizin çözümlerinize de, reçetelerinize gençler artık der ki "İstemem eksik olsun!"

#sedatpeker7 Açıklamalı özeti bu kadar. Dozu en sert olan video kesinlikle buydu. Giderek tansiyonu arttırıyor Peker.
Soylu'nun, o çirkin, pis ifadeler içeren bel altı saldırısından bu videonun merkezinde Soylu'yu beklerken biz, paketten asıl ağır top Mehmet Ağar çıktı.

Fakat ne Ağar, Ne Soylu. Tansiyonu bu kadar yüksek, işlenen uluslararası suçların bu kadar altını çizen, ABD- DEA ile bu suçların cezasını bulması için olası (ve belki de SP'nin halihazırda yürütmekte olduğu- Çünkü Fas'tan BAE'ye geçiş hikayesi hakikaten hala daha muammalı)

işbirliğinin bu kadar açık sinyallerini veren bu video artık bence, koçbaşıyla saray kapılarını dövüyor.

Bu vakte kadar SP'nin sarayla pazarlığı alttan alta sürdürdüğünü düşünüyordum, ama yok, yakmış gemileri, bence. Geliyor gelen, oluyor olan.

Son olarak, uluslararası kokain ticaretinin hattıyla ilgili küçük bir düzeltme gelmiş #SedatPeker 'den. Venezuella üstünden, kuru yük gemilerinin aktarma yaptığı liman Dominik Cumhuriyeti'nde değilmiş, Panama'daymış.

https://twitter.com/sedat_peker/status/1396480720009408512?s=20

Benim de üstte Google Map'ten Dominik Cumh. üstünden gösterdiğim hat haritası yalan oldu tabii. Yeni harita hattı şöyle.

Panama'dan doğruca gidiyorlarsa, ki başka duraklara da uğruyor olabilirler... Peker'in TR öncesi telaffuz ettiği diğer duraklar Suriye-Lazkiye Limanı ve KKTC

Buradan kokain kuru yük gemilerinden 30-35 m.lik yatlara aktarılıyor. Oradan ver elini Mersin yahut Bodrum Yat limanı. Peker'in iddiaları böyle.

10.000 yıllık devlet aklı(mıs) münasip görür, savcılar soruştursun derse, onlar soruşturacak, biz de öğreneceğiz inşallah.

Yok onlar bu soruşturmayı başlatmazsa, öyle görünüyor ki bu işin soruşturmasına ve yargılanmasına DEA ve uluslararası başka güvenlik örgütleri+ mahkemeler dahil olabilir. Bu, hiç küçümsenmeyecek kadar büyük bir ihtimal şu noktada.
Hayıllısı.

Sabah 7:30'da başladığım açıklamalı özeti, gece 21:00'de bitirdim. Herkesten evvel kendi öğrenme, araştırma merakım ve kendi kayıt düşme takıntımdan kendime aldığım notlardır bunlar. Ama belki sonra geri dönüp faydalanmak isteyen de olur diye aha buraya, herkese açık yazdım.

Amme hizmetidir, miri malıdır. Kayıtları kullanabilirsiniz gönlünüzce. Sürc-i lisan ettiysem affola.

EK #1: #KutluAdalı suikastinde #SedatPeker 'in kardeşi Atilla Peker bir nedenle kullanılamayınca, #KorkutEken çok çok büyük bir ihtimalle #KutluAdalı 'yı Abdullah Çatlı'ya öldürtmüş.

Meclis Susurluk Komisyonu üyesi eski bkn. Fikri Sağlar, şöyle 1 açıklama yapmış bkz 2012'de:

Fikri Sağlar: "Biz Susurluk Komisyonunda, Adalı’nın öldürüldüğü 7 Temmuz 1996 günü, Abdullah Çatlı’nın da Kıbrıs’ta olduğunu ve Mehmet Özbay kimliğiyle adaya girdiğini belirledik. "

gazetevatan.com/altindan-susur…

FS: "1996 yılı Mart ayında, St. Barnabas Manastırı İkon ve Arkeoloji Müzesi soyuldu, Barnabas İncil’i de çalındı’. ..Soygunu araştıran Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı, olay gecesi manastıra gelen araç plakalarından, derin çete bağlantılarına ulaştı. +

+ Sonra tehdit edilip, Uzi marka bir silahla öldürüldü."
Manastır'dan çalınan o incil de yıllar sonra Ankara Adliyesi'nden çıkmış, iyi mi? Bkz. yukarıdaki aynı haber.

Uzi marka silah da o yıllarda yalnız Özel Harekat timleri tarafından kullanıyormuş.

Onun için de bkz. yine Susurluk Komisyonu'ndan Fikri Sağlar: "Uzi marka silahlar o dönem yalnızca Özel Harekat polislerince kullanılıyordu."

failibelli.org/ankara-jitem-d…

U. Dündar'ın bildirdiğine göre de, Adalı'nın öldürüldüğü tarihte "Kıbrıs’ta resmi kayıtlara göre uzi silah yok."

Çatlı'nın öldüğü Susurluk kazasında, malum Mercedes'in bagajından çıkan silahlardan biri de Uzi'ydi, ve pek zikredilen söylentilerden biri bu silahın Adalı'yı öldürenle aynı silah olduğu.
sozcu.com.tr/2021/gundem/uy…

Balistik inceleme bu kadar mı zordu? Bu iddia neden söylenti düzeyinde kalıyor? Susurluk kazasında çıkan Uzi ile Adalı'yı öldüren silahla aynı mı, neden kesin bir şekilde öğrenilemiyor? Zaten bu konudaki mevcut bilinmezlik, belirsizlik, soruları da bir bakıma cevaplıyor aslında.

Uyumadan son not: #sedatpeker7 videosu 21 saatte yaklaşık 9,5 milyon kez izlenmiş. Bu sadece youtube'da kendi kanalındaki yayın. Ayrıca aynı videonun kopyaları da youtube'da dolaşımda.

Ve #SedatPeker bu ve önceki videolarında mezkur derin devlet çetesinin baş aktörlerinden ve kendisini genç yaşında bu çeteye kadrolu sokan #VeliKüçük 'ten neden hiç bahsetmiyor? Bu da üstünde düşünülmesi gereken 1 soru.

EK #2: Bugün #SedatPeker 'in yaptığına benzer devlet içindeki uyuşturucu ticaretine dair yapılanmalarını, 90'ların sonunda, bizzat bu yapılarla ortak uyuşturucu ticareti ve kaçakçılığı yapan Hüseyin Baybaşin yapmış.

Baybaşin'in MED TV'ye verdiği+

bu röportajın yayın tarihini bulamadım. Fakat en geç 2000 yılı civarı olsa gerek. Yayın tarihini bilen varsa, zincirin sonuna ilave ederim.

Baybaşin'in açıklamalarının #SedatPeker 'inkilerden en büyük farkı Peker bu yapıları, "devletimizin içindeki üç beş kişi" olarak

tanımlarken, Baybaşin ucu ta Süleyman Demirel'e kadar dayanan, Necdet Menzir'inden, Cavit Çağlar'ına ve elbette Mehmet Ağar'a kadar bakanların içinde olduğu kişilerle bağlantıları dökerek uyuşturucu ticaretinde 3-5 kişi değil, uyuşturucu işinde devletle ortaklık ettiğini+

ifade ediyor. Gerçekten de bu ülkenin devlet başkanı, iç işleri, ulaştırma bakanlıkları, ekonomi bakanlıklarını yapan insanlar ve onların taşeronluğuna hizmet etmiş altlarındaki dev kadro devlet değilse, devlet ne?

Baybaşin'in ifadeleri şahitlik değil, tıpkı Peker'inki gibi İTİRAF.
Kendisinin Mehmet Ağar'la olan uyuşturucu ticareti ortaklığını 70'li yılların ortalarına kadar geriye götürüyor.
Dahası Baybaşin, tıpkı Peker gibi, bu teşkilat içinde üstü çizilip (bkz. Peker'in ifade ettiği +

+ Ağar'ın içişleri bakanlığı döneminde alınan sözlü MGK kararı (ölüm listesi) ), hayatından endişe etmeye başlayınca bu itiraflara başlıyor.

Kendisinin ve Ağar'ın da dahil olduğu tüm bu uyuşturucu ticareti ağını, daha 2000'lere varmadan, Hollanda ve İngiliz istihbaratına +

tek tek anlatmış. Yani tüm dünya çoktan Ağar ve altında üstünde ona bağlı olan uyuşturcu ticareti yapılanmasını biliyor, TR'de bu olaylar 30 seneye yakındır yokmuş gibi yapılıyor.

Baybaşin'in bu röportajda, "Mehmet Ağar gidebilir, Çiller gidebilir, onların yerine başkası gelir..." ifadesi çarpıcı.

Nitekim Ağar gitti, doğru dürüst yargılanması olmadığı için geri geldi, Çiller de hesap vermeden gitti. Demirel de gitti nitekim. Şimdi onların yerini alıp+

işleri daha da büyütenlerin çevirdiği filmi izliyoruz. Senaryo yazarı farklı, ama hikaye özde aynı.

Bir kamera, bir tripodun getirdiği teknolojik gelişmeye de şükürler olsun, artık bu itiraflar, kitlelere daha kolay ulaşıyor :)