1929 yılında faşist diktatör Mussolini ile imzalanan Laterano antlaşması’ndan sonra bağımsız bir devlet haline geldi.
Yasama, yürütme ve yargı tek elde.
Nüfusun %95'i erkektir.
Hristiyan dünyasının en önemli yeri olan Vatikan, sahip olduğu kiliseler, müzeler, meydanlar ve bahçeler ile aslında dünyada en çok konuşulan ve merak edilen etkileyici, mistik ve gizem dolu bir ülke…
Resmi adı, ‘Statodella Cittadel Vatikano’.
Devlet başkanı olan Papa, aynı zamanda Katolik inancın da ruhani lideri.
Mutlak monarşi ile yönetilen Vatikan’da Papa’nın sözü yasa olarak kabul ediliyor.
Dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alır.
UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde, tamamının koruma altında olduğu tek ülke Vatikan'dır.
Vatikan nüfusu çoğunlukla kilise görevlileri ve askerlerden oluşur (İsviçre Muhafızları). Bu yüzden, vatandaşların %95'i erkektir. Geri kalan ise İsviçreli Muhafızların eşleri ve çocuklarıdır.
Vatikan Gizli Arşivleri (Latince: Archivum Secretum Apostolicum Vaticanum), Vatikan'da bulunan Kutsal Makam tarafından ilan edilen ve yayımlanan bütün eylemlerin bulundurulduğu merkezi depodur.
İskoçya Kraliçesi Mary ve Abraham Lincoln gibi tarihte önemli yer edinmiş isimlerin yazdığı mektuplardan Martin Luther’in aforoz edildiğini belirten papalık fetvalarına kadar uzanan arşivler.
Vatikan'da yer alan bu belgeler o kadar da gizli kapaklı değil.
Başvuru yaptığınızda kabul görme ihtimali var. Fakat ikna edici gerekçelerinizin olması gerekiyor. Milyonlarca belgenin tutulduğu arşivdeki rafların toplam uzunluğu 100 kilometreye yakın.
İki çeşit Vatikan arşivi vardır, bunlardan birincisi halka açık,
daha doğrusu bu işlere ehil insanlara açık arşivler diğeri ise gizli arşivlerdir.
Gizli arşivlere girmek Vatikan eğitim bakanlığının özel izni ile mümkünken, Vatikan eğitim bakanlığının var olmaması ve asla var olmayacağı bu sözde izni mümkün bırakmamaktadır.
İlkesel olarak görevde bulunan Papa'nın yerine gelecek Papa, Papalık kardinaller meclisi tarafından seçilinceye veya görevdeki Papa ölene ya da istifa edene kadar arşivin sahibidir.
Vatikan Gizli Arşivleri 35.000 seçmeli kataloğa sahiptir.
İndeksleri yalnızca bulunduğu odalarda kullanılabilir ve bir bütün halinde veya kısmen yayınlanması yasaktır.
Arşivlerin korunması amacıyla kendi fotoğraf stüdyosu bulunmaktadır. Kendi internet sitesine göre arşivdeki en eski belgenin tarihi sekizinci yüzyılın sonuna kadar uzanır
17. yüzyılda krallar ve papalar arasındaki yazışmaların sıradan insanlar tarafından görülmemesi gerektiğine inanılıyordu, bu yüzden arşivler kilit altında tutuldu. 1881 yılında Papa XIII. Leo araştırmacıların arşivin bir kısmını görmesine izin verene kadar kimse kapılarından
içeri giremedi.
Yaşayan en eski dokümanın 8. yüzyılın sonlarına ait olduğu belirtiliyor.
Vatikan'ın arşivinde II. Viyana Kuşatması'nın başarısızlıkla sonuçlandığı 1683 yılına ait "Türklerin Viyana Bozgunu" başlıklı harita ve dokümanlar ve
1571 yılına ait Türklere Karşı Kutsal İttifak konulu iki ayrı belge de bulunuyor. Haçlı İttifakı'nın İnebahtı Deniz Savaşı'nda Osmanlı donanmasını yendiği yıl olan 1571'e ait belgede Papa Pius ve İspanya Kralı 2. Philip'in isimleri yer alıyor
Aztekler'e ait bir el yazması. İspanyollar tarafından Avrupa'ya getirilen el yazmasının, Meksika Puebla şehrinin yakınlarında 15. Yüzyılda yazıldığı tahmin ediliyor. 15. Yüzyıldan kalma Dante'nin ünlü İlahi Komedya'sının Boticelli tarafından yapılan illüstrasyonu.
Boticelli bu ilüstrasyonu ünülü Lorenzo de 'Medici' bilinen adıyla 'Muhtemeşem Lorenzo' için çizmişti.
Resmi verilere göre, arşiv 17. yüzyılın başında kuruldu, ancak birçoğu hazinenin birkaç yüz yıl önce inşa edildiğine inanıyor.
Dünyanın en büyük müzelerinden biri Vatikan müzeleridir. Burası dünyanın en önemli sanat koleksiyonlarını barındırmaktadır.
Sistine Şapeli, Raffaello Odaları, Yunan-Roma eserleri, Etrüsk Müzesi, Modern dinsel sanat ve resim galerisi koleksiyonları müzeleri.
15. yüzyılda Papa Sixtus IV tarafından kurulan Apostolik Kütüphanesi'nde yaklaşık 1.6 milyon basılı kitap, 150.000 el yazması, 8.300 incunabula (ilk basım), 100.000'den fazla gravür ve harita, 300.000 sikke ve madalya bulunuyor.
Gizli Arşiv'e 17'nci yüzyılda Papa Paul V'in talimatları doğrultusunda akademisyenler için çok sınırlı erişim izni bulunuyordu. Yabancılar için erişim izni ise hiç bulunmuyordu. Ancak 1881 yılında Vatikan Kütüphanesi açıldığında XIII. Leo arşivi araştırmacılara açtı.
Günümüzde Akademisyenlerce yapılmak istenen tarihsel araştırmalar için tanınmış bir enstitü ya da uygun nitelikli kişiler tarafından gönderilecek bir tanıtım mektubunun olması gerekmektedir.
1887’de dönemin Japon İmparatoru Meiji’nin amcası Prens Komatsu İstanbul’a gelir
İstanbul’u ziyaret eden ilk Japon asilzadesi olan Prens’in gördüğü yakın ilgiye teşekkür etmek üzere ertesi yıl Japon hükümeti tarafından sultana büyük Krizantem Nişanı’nın verilmesi kararlaştırıldı
Buna karşılık sultan da Japon imparatoruna bir nişan verecekti.
Bu hediyeleri götürmek için Osmanlı donanmasından bir eğitim gemisinin Japonya’ya gönderilmesi kararlaştırıldı.
Bu seyahate en uygun geminin Ertuğrul olabileceğine karar verildi.
Ertuğrul gemisi, 1863 Ekim ayında denize indirilmiş olan Osmanlı fırkateyni.
Makinesi ve diğer tahrik ekipmanları 1864’te İngiltere’de monte edilmiş.
Ertuğrul 79 metre boyunda, 15,5 metre genişliğinde ve Draftı 8 metre kadardı.
İnsanoğlu var olduğu günden bu yana, bitmek bilmeyen savaşlar yaşamıştır ve bu savaşlarda birçok kayıp verilmiştir.
Tarih, ilginç kaygılar sebebiyle yaşanan savaşlar da gördü.
İlginçtir ki, bu savaşların hepsi insanlar arasında geçmedi.
1932 sonlarında Batı Avustralya’da askerî bir operasyon gerçekleştirilmişti.
Düşmansa deve kuşlarıydı.
Tarih bu savaşı ‘’The Great Emu War’’ yani, ‘’Büyük Deve Kuşu Savaşı’’ olarak kaydetti.
Avustralya devlet armasında, iki hayvan türü yer almaktadır.
Kanguru ve koşucu bir deve kuşu cinsi olan Emu… Afrika’daki deve kuşlarından sonra, dünyanın en büyük ikinci kuş türü olan Emular, uçamasa da hızlı koşmalarıyla ünlü…
”Benim Geçmişim bir çöplüktür ve çöplüğü ancak kedi ve köpekler karıştırır…”
Geçmişinin kurcalanmaması için bu cümleyi kurmuştu .
İslamcıların ve ülkücülerin bir kesiminin gözünde büyük üstad…
Hatta bazılarına göre büyük Müslüman…
Necip Fazıl Kısakürek, ”Geçmişimi eşelemeyin” mesajı veriyordu. Oysa kendisi herkesin geçmişini eşeleyip yalan yanlış yazılar yazmaktaydı.
Gençliğinde bohem bir hayat yaşamıştır.
Öyle ki Fransa’da okuduğu yıllarda alkol ve kumara bağlılığından dolayı
kaldığı evin kirasını bile ödeyemeyip sokakta kalmış, yurt dışında sefil bir hayat sürmüştür.
Necip Fazıl’ın kumara, alkole, kadına düşkünlüğü gençlik yıllarında yazdığı şiirlere de yansımıştır.
Musevilik ve Hristiyanlık inanışlarında yer alan efsaneye göre kendisi uzun dalgalı güneş kızılı gür saçları, kehribar rengi gözleri, bembeyaz ten rengi ve zarif bedeni ile baştan çıkarıcı bir kadın.
Lilith, Adem'in Havva'dan önce yaratılan eşidir.
Başlangıçta Tanrı Lilith’i tıpkı Adem gibi toprak ve kilden yaratır, Adem’in kaburga kemiğinden değil.
Bu yüzden Lilith kendini her zaman Adem’le eşit görür, Adem’e itaat etmesi istendiğinde buna hayır der,
Adem ile denk olduklarını her defasında savunur.
Adem kendini Lilith’ten üstün görüyor ve ona hak ettiği değeri vermiyordu. Lilith ise bunu asla kabul etmedi. İkisi aynı yaratılmıştı ve birbirilerinden üstünlükleri asla söz konusu olamazdı.
1878 yılında İngiltere'nin Glasgow kentinde Mac. Intyre Paisley - Huston ve Cardett gemi tezgahlarında 21 sıra numarası ile 279 grostonluk yolcu ve yük vapuru olarak inşa edilmiş.
Geminin ilk sahibi "Dussey and Robinson" şirketi gemiyi "Torocaderto" adıyla 5 yıl çalıştırmış.
Tarihe geçen bu gemi Atatürk’ü 9. Ordu Müfettişi (Mirliva) olarak kurmayları ile birlikte İstanbul’dan Samsun’a getiren Bandırma Vapurudur.
12 Aralık 1891 tarihinde kaza sonucu batmış, aynı yıl içerisinde yüzdürülmüş.
Kymi adı ile "İstanbul Rama Derasimo" firmasına satılarak İstanbul limanına kayıt edilmiş.
1894 yılında Pire Limanındaki kayıt o zamanki Deniz Yolları İşletmesi anlamına gelen "İdare-i Mahsusa"ya nakledilmiş ve Türk bayrağı çekilerek,
Mitolojiye göre, dünya üzerinde birçok tanrı bulunmaktaydı.
Bunlar çeşitli doğa olaylarından ya da canlı-cansız varlıkların kontrolünden, davranışlarından sorumluydular. İnanışa göre bu tanrılar insan şeklindeydi ve insanlarla ilişki içine de girerlerdi.
Bir zamanlar Olympos’ta, görenlerin dönüp bir daha bakmaktan kendilerini alamadıkları, herkesin hayran kaldığı güzeller güzeli Echo adında bir peri yaşarmış
Ekho, hiçbir erkeğin aşkına karşılık vermeyen, kimseye aldırmayan güzel bir dağ perisidir.
Yunan mitolojisinde bir kahraman olan Narkissos, ırmak ilahı Kephissos ile arındırıcı suların bekçi perisi Liriophe’nin yakışıklı oğulları ve bir avcıdır.
Narkissos’ta tıpkı Ekho gibi kimseye aldırmayan, çok güzel kadınlara dahi yüz vermeyen bir delikanlıdır.