''Dağlar Kızı Reyhan’ şarkısıyla ünlenen ve müzik yaşamını 1984 yılında bırakarak Muğla’nın Bodrum İlçesi’ne yerleşen sanatçı tüm mal varlığını Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) bağışladı.
Bodrum’da kız öğrenciler için yurt yapılması çalışmalarına da başladı.
Eşi ölen, çocuğu bulunmayan ve 70 yaşında olan Zeliha Özgen, bugüne kadar elde ettiği 3 lüks villasını, 40 yataklı Zaliha Apart Oteli ve
Gürece Köyü’ndeki deniz manzaralı 5 dönümlük arazisini eğitim amaçlı kullanılmak üzere ÇYDD Bodrum Şube Başkanı Meral Saraçbaşı’na bağış belgesiyle verdi.
Zaliha şöyle devam etti;
Türkiye’de özellikle kız çocukları arasında eğitime ihtiyacı olan sayısız evladımız var.
70 yaşına geldim, yarın ne olacağı belli değil.
Kefenimi alıp gideceğim.
Bu nedenle gözümün arkada kalmaması için, bugüne kadarki birikimlerimin emin ellerde ve eğitim için değerlendirileceğine inandığım için neyim varsa ÇYDD’ne bağışladım."
Fotoğraf: Gerçek sanatçı duruşu olan Zaliha Özgen Helal Olsun sana 🙏🏻❤️🍀🇹🇷
Alıntı
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Dünyanın en büyük finans şirketlerinden J.P. Morgan'ın CEO'su James Dimon'un, zengin koca avcısı bir kızın kendisine attığı bir e-mail'e verdiği cevap.
"Sayın Morgan,
Sizinle dürüst olacağım. Bu yıl 25 yaşına giriyorum. Çok güzelim, iyi bir stilim var ve kaliteli şeyleri severim. Yıllık geliri en az 500 bin dolar veya daha fazla olan bir adamla evlenmek istiyorum.
Aç gözlü olduğumu düşünebilirsiniz fakat New York’ta yıllık geliri 1 milyon dolar olan insanlar maalesef orta sınıf sayılıyor. Çok şey istemiyorum. Bu sizin sitenizde yıllık geliri 500 bin dolar veya daha fazla olan biri var mı? Hepiniz evli misiniz?
O dönemde Elazığ,Tunceli, Bitlis illerini kapsayan bölgedeki köylerden kız öğrenci toplamak ve tatillerde onları köylerine bırakmak için yaya olarak, kamyonla veya at sırtında yaptığı gezilerle tanınmıştı öğretmen Sıdıka Avar.
Köylerden topladığı kız çocukları Elazığ Kız Enstitüsü’nde yatılı olarak okutuluyordu.1940 yılında kendi isteği ile Elazığ Kız Enstitüsüne tayin olmuş, daha sonra müdürlüğünü yapmıştı.
İstanbul’lu Sıdıka Avar (1901-1979) fedakar, cefakar, yiğit, Atatürk ve insan sevgisi ile dolu efsane bir cumhuriyet öğretmenidir. Yirmi yıl hizmet ettiği o bölgenin insanlarına veda ederken kaleme aldığı bir ömür yaşanmış hatıralarını, “Dağ Çiçeklerim” adlı kitabında yazmıştır.
5 Yaşında ...
Anne ve babamın birbirlerine bağırmalarının beni ne kadar korkuttuğunu öğrendim.
7 Yaşında ...
Meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim.
12 Yaşında ...
Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğrendim.
13 Yaşında ...
Annemle babamın elele tutuşmalarının ve öpüşmelerinin beni daima mutlu ettiğini öğrendim.
15 Yaşında ...
Bazen hayvanların kalbimi insanlardan daha fazla ısıttığını öğrendim.
18 Yaşında ...
İlk gençlik yıllarımın keder, şaşkınlık, ıstırap ve aşktan ibaret olduğunu öğrendim.
24 Yaşında ...
Aşkın kalbimi kırabileceğini ama buna değer olduğunu öğrendim.
Napolyon düşman askerlerinden kaçarken, bir bakkal dükkânına girmiş. Bakkala hemen kendisini saklamasını emretmiş. Bakkal Napolyon'u saklayıp, biraz sonra gelen düşmanları da "Az evvel biri koşarak şu tarafa kaçtı" diye savuşturmuş. Biraz sonra Napolyon'un muhafızları yetişmişler
Bakkal ömründe bir daha karşılaşamayacağı Napolyon'a sormuş: "Efendim, af buyurun ama merak ettim, ölümle bu denli burun buruna gelmek nasıl bir duygu?"
Napolyon birden öfkelenmiş. "Sen kim oluyorsun da benimle böyle dalga geçercesine konuşabiliyorsun?" diye bağırmış.
Askerlerine, adamcağızı kurşuna dizmelerini emretmiş.
Askerler bakkalın gözünü bağlayıp, karşısına dizilmişler. Mermiler namlulara sürülmüş, artık "ateş" emri verilecek.
Adamcağız içinden 'Ah, ne yaptın sen?