Thread by @ResimliHafiza

Vatanım Sensin dizisinin kahramanı Albay Cevdet'in gerçek hikayesini biliyor musunuz?
Gelin birlikte Gavur Mümin'in İzmir'in ve vatanın kurtuluşu için yaptıklarına bir göz atalım. #VatanımSensin

1 - 1919 Yunan kıtaları #Izmir'de...
Bütün kışlalara girilmiştir.
Yunan askeri, başta Kolordu Komutanı Ali Nadir Paşa olmak üzere subaylarımızı dövüp,üzerlerindeki paraları, yüzük ve kıymetli eşyaları almış,kasalardaki paraları gasp etmiştir.

2 – Türk subay ve askeri elleri havada Yunan namluları önünde #İzmir sokaklarında gezdirilip hayvan taşımakta kullanılan Yunan gemilerine hapsedilmiştir. Bu rezaletin Jandarma G. Komutanlığı ve basına duyurulmasını sağlayan bir asker ileride İzmir'in de kaderini değiştirecektir.

3 – Bu asker Yüzbaşı Mümin (Aksoy) Efendi'dir.
Mümin Efendi, 1892'de #Izmir'de doğmuş, 1911'de Beylerbeyi Yedek Subay Okulu'ndan teğmen rütbesiyle mezun olmuştu. Trablusgarp'da, Balkan Savaşları sırasında Çatalca ve Edirne’de görev aldı.

4 – I. Dünya Savaşı sırasında önce Süveyş Kanalı harekatlarına, sonra Çanakkale Savaşı’nda Seddülbahir muharebelerine, nihayet Kafkas Cephesi kapsamında Erzurum dolaylarındaki muharebelere katıldı. Üç kez yaralandı, her seferinde ayağa kalktı. İki kez madalya aldı.

5 – Yunanlılar #İzmir'i işgal ettiğinde diğer alaylar gibi Mümin Bey’in alayının da İzmir'i terk etmesi istenmişti.Ancak, bir miras meselesini bahane edip izin alan Mümin Efendi, izinden sonra birliğine dönmemiş, bunun üzerine 21 Mart 1921 tarihi itibariyle jandarmadan kovuldu.

6 – Kendi beyanlarına göre #Izmir'i Ankara'nın emriyle terketmemişti.
Genelkurmay belgelerine göre, 1921-1923 yılları arasında Ankara adına, İşgal Kuvvetleri nezdinde casusluk yapıyordu.

7 – İstifa sonrası başka bir Mümin Efendi doğdu.
İzmir’in işgal yıllarındaki belediye reisi Hacı Hasan Bey’in dayısı olması sayesinde işgalcilerle yakın ilişkiler kurma şansına sahip olmuştu. Yakışıkıydı. İyi eğitim almış, batı dilleri ve anadil düzeyinde Rumcaya hakimdi.

8 – İyi dansediyor, sıkı içiyor ve çok hızlı iletişim kuruyordu. Hacı Hasan Bey'in desteğiyle Yunanlılara yanaştı, kalpağını atıp fötr şapka taktı. O artık #İzmir'in Gavur Mümin'iydi. Yunan ordusuna Türk Ordusu'na karşı danışmanlık yapıyordu.

9 – Görevi için kendisini öylesine iyi kamufle etmişti ki, İzmir halkı için ‘Gavûr’, ‘Hain’, ‘Kafir’, ‘Kirye’ Mümin olmuştu.Sokakta kendisini yalnız yakalayan grupların hakaretlerine, saldırılarına maruz kalıyordu.“yüzüme tükürdükleri çok olmuştur” diye yazacaktı ileriki yıllarda

10 – Kısa sürede #İzmir'de Türk, Rum, Levanten ve Yahudilerden oluşan etkin bir istihbarat şebekesi kurdu. Mümin Bey’in kurduğu şebekede Şark gazetesini çıkaran Halil Zeki, İzmir Müftüsü Rahmetullah Efendive Gümrük Müdürlüğü’nde memur olan Fadıl Bey de vardı.

11 – Yüzbaşı Mümin, sansürlenen tüm haberler,limana girip çıkan tüm gemiler ve yükleri ile ilgili bilgilerle, Yunan askerlerinin içki masalarında, genelevlerdeki fahişelerin koyunlarında ağızlarından kaçırdıkları tüm sırları Ankara'ya rapor ediyordu.#İzmir'deki her şeyi biliyordu

12 – #İzmir Valiliği'nin elkonulan telefon ve telgraf makinalarının, Jandarma'dan el konulan cephanenin Kuvva–i Milliye'ye ulaştırılmasını sağladı. Yunan nçbet çizelgeleri, Yunanistanla yapılan telgraf yazışmaları ve ordu harekat planlarını Ankara'ya ulaştırdı.

13 – En önemli istihbaratı Konyadaki Delibaş isyanını Ankara'ya bildirerek bastırılmasını sağlamak oldu. TBMM Başkan Vekili Mevlevi Şeyhi Abdülhalim Çelebi ve Konya Mebusu Kazım Hüsnü Bey isyanı örgütlemekten Divanı Harbe veridi. Ancak bu başarı onu ifşa olmasına da,sebep oldu.

14 – Yunan işgal güçleri Mümin Efendi'nin evini bastı, evde hiçbir delil bulamadılar. 75 Gün boyunca ağır işkenceden geçmesine rağman ağzından herhangi bir ifade alınamadı. Ancak Mümin Efendi yine de Yunanistan'da, Mora Yarımadası'ndaki Paladimi zindanına gönderildi.

15 – Paladimi'de korkunç şartlarda 16 ay kaldı.
#9Eylül'de mutlu haberi duydu: "#İzmir düştü!"
Yunan mahkumlar üzerine saldırıp öldürmeye kalktı.Türkçe bilen Makedonyalı mahkum Haşo araya girdi. Herkesin korktuğu bu belalı katil mahpusluk sırasında Mümin Efendi ile dost olmuştu.

16 – #İzmir özgürdü ama Mümin Efendi hala mahpustu.
Mudanya Mütarekesi'nin ardından önce Atina'daki Palya İstratona cezaevin, 2,5 ay sonra Lusiya Esir Kampı’na gönderildi.Kendini üzüm tüccarı olarak tanıtarak sivil esirlere ayrılan açık kampa aktarıldı.

17 – Mümin Efendi, kendi ifadesine göre bu dönemde Yunanistan’a sığınmış olan Hürriyet ve İtilafçılarla, Çerkeslere dair bilgileri İzmir’e uçurduktan sonra, nihayet esir takası yoluyla 5 Nisan 1923’te İzmir’e ayak bastı.

18 – Mümin Efendi, Ankara için o kadar önemliydi ki Mustafa Kemal'in emriyle onun teslimi karşılığında Büyük Taarruz'da esir alınmış Yunan Orduları Başkomutanı Trikopis Yunan Hükümeti ile takas edildi.

19 – Takas sonrası Yüzbaşı rütbesiyle orduya döndü. 1946 yılında Albay rütbesiyle tayin olduğu Hakkâri'ye giderken, Hakkâri-Van arasındaki Nebrinav yaylasında zatürreye yakalandı, hastalığı tüberküloza dönünce hava değişimi için #Izmir'e geldi.

20 – Vücudunu delip geçmiş kurşunlar ya da ağır işkence altında geçen yıllara dayanan yorgun vücudu hastalığa dayanamadı. Albay Mümin Aksoy namı diğer Gavur Mümin özgürlüğü için hayatını verdiği topraklarda 24 Ocak 1948'de vefat etti.

21 – Ölümünün ardından #İzmir Demokrat Gazetesi'nde kimliği belirsiz biri tarafından "bir dost" imzasıyla bir ilan yayınlanır. Kayıtlarda ilan sahibiyle ilgili bir bilgiye rastlanmaz. Bu ilanın kim tarafından ve neden verildiği hala gizemini korumaktadır.

22 – İlanı yazan gizemli arkadaşı ona ait şu cümlelere yer verir: Tarih büyük ve kalabalık yer, şayet her vazifesini yapan oraya girmeye kalkışırsa, burada olduğu gibi orada da birbirimize gireriz!… Ben sadece vazifemi yaptım”

23 – Türk istihbaratının bu şanlı ferdi Balçova Kabristanı'nda sonsuz uykusunu uyumaktadır.En büyük korkusu, görevinin ne olduğu bilinmeksizin ölmek ve vatan haini olarak anılmaktı.
Şimdi, bir kahraman olarak toprakta yatıyor. Bize düşense onun hikayesini yeni nesillere aktarmak.