RAHİP ve OSSORY'NİN KURT ADAMLARI (İrlanda Halk Hikâyesi)
Ateşin etrafında toplanın, size bir hikâye anlatacağım.
"Qui iuxta me est, iuxta ignem est."
Uzun zaman önce, İngiltere’den gelen yabancıların İrlanda’yı işgal ettiği çağlardı. Ulster’den Meath’e doğru ilerleyen iki yolcu, gün batımında ancak vardıkları Balrath Ormanı’nda geceyi geçirebilecekleri
gözlerden uzak bir kuytuda kamp ateşi yakmış, Tanrı’nın nimetleri olan şarap, ekmek ve peynir ile karınlarını doyuruyorlardı.
Yolculardan biri, kendini Tanrı’nın hizmetine adamış bir rahip; diğeri ise bölgeyi iyi bilen bir köylüydü. Yemekten sonra sohbet etmekten başka yapacak işleri yoktu.
Elbette ki rahip, uzun uzun Tanrı’nın mucizelerinden ve İsa’nın yolundan ayrılanların karanlıkta yolunu kaybedeceğinden bahsetti.
Rahibin konuşmasını ilgiyle dinleyen köylü, mütemadiyen salladığı başıyla rahibi onayladığını belli ettikten sonra, kısa süren bir sessizliği fırsat bilerek söze başladı:
“Tanrı’nın yolundan kopanları bekleyen şey, felakettir aziz peder. Bir zamanlar Ossory’de, yani buraya çok yakın bir yerde, kâfirlerin başına gelenleri duyduğunuzu sanmıyorum. Bu yüzden her şeyi anlatacağım, iyi dinleyin.”
Köylünün bu girişi, rahibin ilgisini çekmişti. Soluklanmak için ara verdiği konuşmasına kaldığı yerden devam etmek yerine köylüyü dinlemeye başladı.
“Aziz peder, bir zamanlar St. Natalis’in tıpkı sizin gibi buralarda dolaşarak Tanrı’nın adını yaymaya çalıştığı söylenir. Tanrı adamı, Ossory’e geldiğinde, köylüleri toplayıp onlara vaaz vermeye başlamış;
ama kâfirler onun dilinden dökülen Tanrı kelamına kurtlar gibi uluyup alay ederek cevap vermişler. St. Natalis, onların bu azgın hareketlerine öfkelenmiş ve Tanrı’dan onları lanetlemesini istemiş.
O, köyden ayrıldığında tüm köy halkı kurda dönüşmüş ve yedi yıl sürecek bir lanetle cezalandırılmış.”
Köylünün anlattıkları pederin oldukça ilgisini çekmişti. Vaazlarında bahsedebileceği ilginç bir menkıbe öğrenmiş olmanın heyecanıyla sordu: “Peki sonra ne olmuş?”
“Yedi yıl boyunca hiç insan eti yemeyenler, bu süre bittiğinde, insan biçimlerine geri dönmüşler; insan etinin tadına bakmış diğerleri ise kalıcı olarak kurt adama dönüşmüşler. Ossory buraya çok yakın olduğu için onların Balrath Ormanı’nda da yaşadıkları söylenir.”
Rahip için bu hikâye başka bir zamanda Tanrı’nın gücünü gösteren hikmetli bir anlatı olabilirdi; fakat kurt adamların gecenin geç saatlerinde kendisinin de bulunduğu bu karanlık ve ıssız yerde yaşıyor olabilecekleri bilgisi ile ürperdi.
Pekâlâ bu azgın ve kâfir canavarlar karşısına çıkabilir, onu Tanrı’nın kutsal yolundan alıkoymak isteyebilir, hatta St. Natalis’in intikamını bir tanrı adamı olduğu için ondan almaya kalkabilirlerdi.
Köylü, ateşin başında kıvrılıp uykuya daldığında peder de yaşlı bir ağaca sırtını vererek oturdu ve Tanrı’nın merhametine sığınarak derin düşüncelere daldı.
“Yüce Tanrı sınanalım ve ders alalım diye kötülüklerin olmasına izin verir. Bu sınavdan yalnızca imanı sağlam olanlar geçebilir,” diye mırıldandığı sırada karanlığın içinden gelen bir çıtırtı ile irkilip sese dikkat kesildi.
Bir süre sonra boylu poslu bir adam, ağaçların arasından çıkıp “Korkmayın peder, kötü niyetle gelmedim. Yardıma ihtiyacım var,” diyerek yaklaştı ve ateşin başında dikildi.
Ateşe atılan son ağaç parçasının alevi henüz geçmemişti. Adamın yüzünde dans eden alevlerin aydınlığında yaşı biraz geçkin, saçları ve sakalları kırlaşmış bir adam olduğu belli oluyordu.
Rahip biraz korkmuş olsa da davetsiz misafirin kâfir canavarlardan biri olmadığına hükmetti; eğer öyle olsaydı çoktan üzerine atılıp onu parçalamış olacağını düşünüyordu. Şu hâlde yardım isteyen bu adamın derdini öğrenmeliydi.
“Söyle evladım, sana nasıl yardım edebilirim?” diye sordu.
Adam, rahibe biraz daha yaklaşarak, “Yaşadığımız yer buradan uzakta değil. Şu an ölmek üzere olan eşim için gelip günah çıkarmasına yardım etmelisiniz peder. Tanrı’nın yanına son kez günah çıkarmadan gitmemeli. Fazla vaktimiz yok!” dedi.
İşinin gereği böyle taleplerle sık karşılaşan peder, bu isteği yadırgamadı. Hem geceyi bu ıssız ormanda geçirmek yerine içinde çorba kaynayan bir evde geçirmek daha rahat olacaktı.
Peder, köylüyü uyandırdı ve üçü birden sık ağaçların arasında yola koyuldu. Bir süre sonra içinden belli belirsiz, cılız bir aydınlığın sızdığı bir mağaranın önüne geldiklerinde peder duraksadı.
Burası bir ev değildi, ama ölmek üzere olan bir kadının iniltileri içeriden duyuluyordu.
Rahibin tereddüt ettiğini gören yabancı ona döndü ve “İçeride göreceğiniz şey, sizi şaşırtabilir; ama korkmayın peder. Biz burada yaşamak zorundayız, ölmekte olan karımdan merhametinizi esirgemeyin. Lütfen, günah çıkarmasını sağlayın,” dedi.
Peder, elindeki meşale ile mağaranın girişinden adımını attığı anda içerisi aydınlandı. Közlenmiş ateşin başında epey yaşlı bir dişi kurdun yattığını gören peder, olduğu yerde dondu kaldı; kendi ayağı ile Tanrı tarafından lanetlenmiş bu kâfirlerin inine getirilmişti,
Tanrı’ya sığınmaktan başka bir çaresi yoktu.
“Göklerdeki Babamız, Adın kutsal kılınsın. Egemenliğin gelsin. Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de Senin istediğin olsun. Bugün bize gündelik rızkımızı ver. Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi, Sen de bizim suçlarımızı bağışla
Kandırılmamıza izin verme. Bizi kötülerden kurtar. Çünkü egemenlik, kudret ve ululuk ebediyen Senindir!”
Rahip ile köylü yoldaşını mağaraya getiren kurt adam, rahibin duasının bitmesini bekledikten sonra sakin bir sesle pedere yalvarmaya başladı:
“Lütfen peder, size zarar vermeyeceğiz. Yalnızca günah çıkarmasına yardım edin. Karım ve ben, Aziz ve Başrahip Natalis’in her yedi yılda bir insan şeklinden çıkıp kurda dönüşmekle lanetlediği Ossory’nin köylülerindeniz. İnsan biçiminden tamamen çıkarak kurda dönüşebiliriz.
Eğer yedi yıl sonunda insan eti yeme günahına bulaşmamışsak insan olarak evimize dönebiliriz. Gördüğünüz gibi ben insan yemediğim için eski hâlime döndüm, ama eşim bu günahtan sakınamadı. Lütfen, onu Tanrı katına bu günahla yollamayın ve onu affedin!”
Rahip’in duyguları karmakarışık olmuştu, az önceki korkusu bu samimi konuşma karşısında merhamete dönüşmüştü; fakat bu zavallı adamın isteği, inançları gereği mümkün gözükmüyordu.
“Sevgili oğlum, seni anlıyorum; ama görünen o ki karın bir hayvan suretinde ölüyor. Konuşuyor olsa bile bir hayvanın günah çıkarması Tanrı’nın istediği bir şey değildir.”
Bu sözler üzerine yabancı belinden iyi bilenmiş, keskin bir bıçak çıkardı ve yerde yatan dişi kurdun derisini hızla yüzmeye başladı, üstelik canlı canlı!
Deri kesilip sıyrıldıkça kurt postunun altında bir insan bedeninin olduğu ortaya çıkıyordu. Sonunda bu iş çabucak bittiğinde yerde yatan bir kurt değil, kanlar içerisinde ölmekte olan yaşlı bir kadındı.
Rahip vakit kaybetmeden yaşlı kadının günah çıkarmasını dinledi ve huzur içinde uyuması için ona dua etti. Yaşlı kadın çok geçmeden gözlerini yumarak bu dünyayı terk etti.
Kurt adam, peder ve köylü geceyi o mağarada sohbet ederek hiç uyumadan geçirdiler. Rahip, kurt adamların bu lanetle birlikte bazı lütuflara da sahip olduğunu öğrenmişti. Tanrı, onlara geleceği tahmin edebilme kabiliyetini bahşetmişti.
Peder, İrlanda’ya gelen İngilizlere ne olacağını merak ediyordu; bunu sorduğunda kurt adam şöyle yanıt verdi:
“Bu ülkenin başına gelenler İrlanda halkının günahları yüzündendi. Yüce Tanrı onlardan hoşnut olmadı ve onları esaret altına almak için İngilizleri gönderdi. Bu, İngilizlerin kendileri günahla doluncaya kadar devam edecektir;
ama bir gün İrlanda halkı, günahları için aynı sefaleti onlara çektirme gücüne sahip olacak.”
Sabah olduğunda peder, yaşlı kadının cenaze törenini gerçekleştirdi. Onu defnettikten sonra mucizelerine tanıklık etmesine fırsat verdiği için Tanrı’ya şükrederek ve büyük bir teslimiyetle düşüncelere dalarak yoluna devam etti…
Hikayeyi beğenenler Perşembe hikâyeleri YouTube kanalından buna benzer hikayeler dinleyebilir.

Connor'un Kurtları İrlanda Halk Hikayesi

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Emrah Ece

Emrah Ece Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @Trodlabundin

20 May
KARA ŞAMAN (Saha-Yakut halk hikâyesi)
Kan boncuk gözlü ilbisler, bakır tırnaklı albızlar, soluk yüzlü ölü yüörler toplanın, hikâyeme kulak verin. Hay kam hay!
#bozkırhikayeleri #perşembehikayeleri #FolkloreThursday #folktalethursday #folktale #folklore
Uzun zaman önce Yakut ulusu içinde, Hagıstaayı adında bir kara şaman yaşardı. Şaman, kötü ruhlara adaklar adıyor ve onlardan yardım görüyordu. Bu yüzden kimse ona düşmanlık etmezdi.
Hagıstaayı’nın yaşadığı bölgenin yöneticisi, yedi ulusun başı, Usuktaah Semen adında bir adamdı. Bu adam, soylu bir Yakut ailesinden geliyordu; göğsü, Rusların verdiği madalya ve nişanlarla doluydu.
Read 28 tweets
18 May
77 yıl önce bugün Kırım Tatarları yurtlarından sürgün edildi.

"Canlar sınıq, başlar töben, ölüdayın sarğayıp,
Mañray-mañray cüremiz, bir qozudayın mañrayıp.
Yüz otuz cıl içinde tap negizinden cığılıp,
Çilday tozdıq, darqadıq, cat-cav qaldı sığayıp." Image
Qaysı taşnı köterip qarağanda astında
Babayımnıñ bir parça süyeginden bar anda.
Toprağıñıñ, taşıñıñ qurbanıman, Vatanım,
Oğurıñda tökülsün bir avuççuq al qanım!
Küldürmege yüziñni süye-süye can berip
Ödemesem aqqıñnı, men ne için tuvğanım?
Anayıma ant içtim yeşil curtqa barmağa!
Can tenimden çıqqance, cavdan açuv almağa!
Read 4 tweets
4 Apr
CONNOR'UN KURTLARI (İrlanda Halk Hikâyesi)

Bugün İrlanda’da hiç kurt yaşamasa da kurt adamlar İrlanda efsanelerinde önemli bir yer tutar. Kurtların başrolde olduğu ilginç ve vahşi hikâyeler yüzyıllardır köylüler tarafından ateş başında anlatılagelmiştir.
Bir zamanlar Connor adındaki genç çiftçi sürüsündeki en güzel iki ineği kaybetti. İneklerini ne kadar ararsa arasın onlardan hiçbir iz yoktu. Connor, eline karaçalıdan yaptığı değneği alarak yola çıktı ve köyden kilometrelerce uzaklaşmasına rağmen onları bulamadı.
Hava kararmaya başladığında genç çiftçi kasvetli ormanın derinliklerindeydi, en yakın köyden de oldukça uzaktaydı. Aç ve yorgun hâlde etrafta geceyi geçirebileceği bir yer ararken sık ağaçlar arasından sızan ışığı fark etti.
Read 28 tweets
23 Jan
Vebadan ölenleri taşıyan at Førnesbrunen'in hikâyesi

1378 sonbaharında Norveç'e ulaşan Kara Veba yüzünden çok fazla insan ölmüştü. İnsanlar vebanın kara saçlı, kara gözlü bir kadın olduğuna ve onun dağdan indiğine inanmaktaydılar.
Koltuk altında taşıdığı kara kaplı bir kitapta ölecek olanların listesi yazılıydı. Eğer kadın bir beldeye gelip, oturur ve kitabına bakmaya başlarsa çok fazla can kaybı olacağına, eğer basitçe göz gezdirip giderse o bölgede fazla ölüm olmayacağına inanılırdı.
Møsstrand, vebanın çok fazla can kaybına neden olduğu bir yerdi. Møsstrand'da bir kilise olmadığı için ölüler uzak bir yer olan Rauland'daki kiliseye taşınıyor ve oranın mezarlığına gömülüyorlardı. (Resimdeki kilise)
Read 11 tweets
21 Jan
APTAL SARI KAAN (ALTAY MASALI)
Başlıktan anlaşılacağı gibi bugün size akılsız bir yöneticinin hikâyesini anlatacağım. :)
#bozkırhikayeleri #perşembehikayeleri #FolkloreThursday #FolktaleThursday Image
Bir zamanlar başı görklü, suyu tatlı yüce Altay'da Sarı Kaan adlı bir hükümdar yaşardı. Koyunları geniş vadileri doldurur, altınları yüksek tepeler gibi yığılırdı. Kaan zenginliği ne kadar çok ise aklı da o kadar az olan budala bir adamdı.
Öyle ki acı ile tatlıyı birbirinden ayıramaz, yiyeceği şeyi hizmetkârlarına “Bu acı mı yoksa tatlı mı?” diye sorardı. Sonra da kendisinin acı dediği şeye tatlı, tatlı dediğine acı diyenlerin başını kestirirdi.
Read 22 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(