1) Taliban heyeti ilk kez Çin'in başkenti Pekin'de üst düzey bir ziyaret gerçekleştirdi. Taliban heyeti, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile bir araya geldi. Taliban, örgüt aklı düzeyinden hızla stratejik politika yütütebilen devlet aklına geçmeye başladı.
2) Taliban sözcüsü Süheyl Şahin: "Çin, dev ekonomisi ve kapasitesiyle büyük bir ülke. Afganistan'ın yeniden inşasında büyük rol oynayabilir" ifadelerini kullandı. Böylece Çin'e göz kırpıldı. Taliban bunlarla devlet aklı oluşturup hızla devlet politikası kurmaya çalışıyor.
3) Çin, Afganistan'da bulunan özellikle lityum gibi 3 trilyon dolarlık rezervi olan madenlere göz dikmiş durumda. Bu sebeple Çin Taliban'ın yönetimi tamamen ele geçirmesi durumuna karşı Taliban ile anlaşma niyetinde. Maden çıkarma işi Çinli bazı şirketlere verilmişti bile.
4) Çin'in bazı endişeleri var. Taliban, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi sınırındaki "Badakhshan eyaletini" ele geçirdi. Bu, Afganistan Çin sınırındaki Wakhan koridorundan Doğu Türkistan'a yardım gitmesini sağlar.Çin endişeli.Daha önce İslami direnişçiler bu koridordan girmişti.
5) Unutmayın. Afganistan'daki zengin lityum, doğalgaz ve uranyum yataklarının çıkarılıp işletmesinin kime verildiğini anlarsanız tüm anlaşma ve bağlantıları çözersiniz. Şirketleri takip edin. Türkiye hızla Afganistan'da olmalıdır. Afgan yönetiminde kim olduğu farketmez.
6) Askeri, şirketsel, eğitim, enerji ve ekonomik kurumları ile Türkiye Çin, Rus,Alman ve ABD şirketlerinden önce hızla Afganistan'da olmalı. Tarihi bağlar da buna uygun. İdeolojik düşünmemeli. İçeride Taliban bahane edilerek Türkiye Afganistan'dan uzak tutulmak isteniyor. Yanlış.
7) Almanya bile otomobil endüstrisi için Afgan lityumunun peşinde. Lityum akıllı telefonlarda ve elektrikli otomobillerde kullanılan şarj edilebilir bataryaların önemli bir bileşeni. Afganistan'daki 3 trilyon dolarlık lityum için ciddi bir kavga var. Taliban bu durumu kullanıyor.
8) Çin için kuşak yol projesi önemli. Taliban'ın hâkim olduğu Afganistan, Çin'in kuşak yol projesine balta vurabilir. Ki ABD Çin'i engellemek için de Taliban'a bilerek yol vermiş olabilir. Ne de olsa geçmişte Rusya'yı engellemek için Taliban'a destek vermişti. Bu da ihtimal.
9) Afganistan’ın özellikle kuzeyi doğalgaz rezervleri açısından çok zengin. Rusya bu doğalgaza göz dikmişti ama olmadı. Rusya Afgan doğalgazını kontrol etmek istiyor. ABD Enerji Enformasyon İdaresi'ne göre Afganistan’ın doğalgaz rezervi 5 trilyon metre küp civarında. Kavga büyük.
10) Bölgede büyük bir satraç oynanıyor. Atlar filler piyonlar birbirine girmiş durumda. Tekrar ediyorum. Bölgede olup biteni anlamak için maden ve silah şirketlerini takip edin. Geldik en önemli yere. Bir güç de kaosa oynuyor. Hem de sinsice. Bu, devletler üstü bir güç.
11) Kaosa oynayan güç ise dünyanın çeşitli yerlerinde iktidarsız, istikrarsız, devlet otoritesinin olmadığı bölgeler istiyor. Her türlü kayıtdışı işi yapmak ve devletleri dengelemek için. Afganistan da bunun için seçilmiş bölge olabilir. Kaoslu bölgeden denge kuruyorlar.
12) Afganistan'da sünni şeriat devleti niye konumlandırılmak istendi? Hiçbir şey göründüğü gibi değil. Şirketleri takip edin. Bildiğim tek şey: Tek süper güç ve süper ötesi güç ALLAH'tır. Gerisi yenilmeye mahkûm. İnstagram hesabıma da beklerim: instagram.com/mustafa.guldag…
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1) 1980 Darbesini yapan Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'in Genelkurmay Başkanı iken özel kalem müdürü "Çevik Bir" idi. Kenan Evren darbeden sonra Cumhurbaşkanı olduğunda başyaveri Çevik Bir oldu. Çevik Bir aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nın komutanı oldu.
2) 1983 yılında Çevik Bir Tuğgeneral olunca Kenan Evren ile ilişkisi hiç bitmedi. Dostluğu devam etti. Kenan Evren, 1980 Darbesinin en etkili Paşası idi. Çevik Bir de 28 Şubat 1997 Darbesinin en etkili Paşasıydı. Çevik Bir "Kenan Evren'den çok şey öğrendim" diyecekti.
3) Kenan Evren darbeyi yapınca ABD üst düzey yetkilileri "Bizim çocuklar işi başardı" diye ABD Başkanına haber etmişlerdi.
Çevik Bir, 2002'de bir ABD dergisine yazdığı makalede "28 Şubat Darbesini İsrail için yaptık" diyecekti. Darbeden önce sık sık ABD'yi ziyaret etmişti.
1)11 Eylül 2001’de, ABD’deki ikiz kulelere düzenlenen saldırıyla, 3.Dünya Savaşı’nın başladığını biliyor muydunuz? Bu savaş en az yüz yıl sürecekti. 11 Eylül saldırısı ile çok şey elde edeceklerdi. Bir taşla kuş katliamı yapacaklardı. Bilgesel başlıyor.
2) Yıkılan kulelerin parçalarını inceleyen kimya profesörü Niels Harrit: “Parçaların içinde nano termik maddeler bulduk.Bu maddeler sadece uzay çalışmalarında ve askeri amaçlarla kullanılır ve hiçbir zaman teröristlerin eline geçemez. Geçse bile bu miktarda geçemez” dedi.
3) Anlaşılan bina yıkımında, temeline döşenmiş patlayıcılar kullanılmıştı. Uçak çarpması ile yıkılmadı. Binada çalışan, binanın içinden çok insanı kurtaran görgü tanıkları da patlamaların olduğunu söylemişlerdi. Dikkat buyurun.
1) DEAŞ ile İslami kavramlara operasyon çekildi. Kafa keserken "Allahuekber" diyor, bayraklarında "tevhid" yazılı, kendilerine "İslam devleti" diyorlardı. Küreselci medya DEAŞ ile dünyanın ve Müslümanların bu kavramlardan nefret etmesini sağladı. Planlıydı. Dikkat buyurun.
2) Bu sebepele DEAŞ sadece silahlı mücadele ürünü değil "psikolojik operasyon" ürünüydü. Küreselci medya şimdi de TALİBAN'ı göstererek İslam'ı hedef alıyor. Aynı operasyona devam ediyor. Bu örgütler üzerinden İslam'ı hedef almak en başından planlanmıştı. Unutmayın.
3) Sizlere silahları, bombaları gösterirlerken "psikolojik savaşı" unutturuyorlar. Bu coğrafyada en büyük işgal zihinlere yapılmıştır. Hala da devam ediyor. İslam'dan nefret ettirme operasyonu bir yerden düğmeye basılmışçasına DEAŞ ve TALİBAN üzerinden devam ettiriliyor.
1) DSÖ'nün ilk başkanı Dr. Brock Chisholm:
"Kurulacak dünya yönetimini gerçekleştirmek için insanı bireyselleştirip, vatanseverlik duygularını, dini dogmaları ve aile sadakâtini insanların düşüncelerinden silmemiz zorunludur" demişti.
DSÖ'yü bu iş için programladı. Kim bu adam?
2) Chisholm, gençken Yale Üniversitesi'ne girip çocuk ruh sağlığı üzerine okudu. Bu sürede çocukların "milli, ahlaki, dini" önyargılarından,bağlardan kopup bağımsız olarak yetiştirilmesi gerektiğine dair güçlü tezini, görüşünü geliştirdi. Aileleri de buna teşvik etti. Bak şu işe.
3) Bu görüşlerinden dolayı hayat boyu tepki aldı. Bu iş için gizli seçilmişlerden olduğu besbelli. Zaten Yale Üniversitesi gizli seçilmişlerin en önemli yetiştirme karargâhlarındandır. Dinden, ahlâktan, vatan şuurundan arındırılmış Yeni Dünya Düzeninin yeni nesli için görevliydi.
1) Osmanlı'nın son döneminde Rum ve Ermeni örgütler devleti ve güvenlik güçlerini oyalamak ve tehdit etmek için birçok yerde orman yangınları çıkarmıştı. Böylece devlet tehdit edilip devlet aklı oyalanmıştı. PKK da 1990'da orman yakma eylemi başlattı.
2) PKK, orman yangınları ile Türkiye'yi tehdit etmek için "Ateşin Çocukları" adında kendine bağlı bir birim kurdu. İlk hedef olarak Türkiye'nin ekonomisini tehdit etmek için turizm bölgelerinde orman yangınlarını başlattılar. Sitelerinde bizzat itirafta bulundular.
3) PKK, sosyal medya ve sitelerinde:
"Ateşin çocukları Türkiye'nin turistik bölgelerindeki sabotajların sorumluluğunu üstleniyor. Türk rejimi başka bir dilden anlayana kadar ateş seliyle onlara diz çöktürmenin zamanı gelmiştir" açıklamasını yaptı. Temizlendikçe çırpınıyorlar!
1) FETÖ dünyanın en büyük şantaj mafyalarından biridir. Tüm etkili kişleri tehdit edip teslim almak için büyük bir kaset, belge arşivi kurdu. Futbol, müzik, tarikat, siyaset, sanat, iş adamı, eğitimci, yazarlara kadar herkesin olduğu geniş bir arşiv. Arşiv Pensilvanya'ya taşındı.
2) Bu kaset, belge, montaj arşivini kullanarak birçok kişiyi teslim alıp halâ kullandığını düşünüyorum. Son zamanda en büyük operasyonu kendine rakip olarak gördüğü tarikat, cemmat ve dini yapılara yapmaya başlamıştı. Cübbeli Ahmet olayı bunun bir başlangıcıydı.
3) Türkiye'deki İsmailağa, Menzil, Süleymancı, İlim Yayma, İHH v.b büyük dini yapıların açık ve eksiklerini arşivleyip alttan alta şantaj ve tehdide başlamıştı. Cübbeli Ahmet olayı ile bu plan patlak verdi. FETÖ, ne kadar dini yapı varsa sindirip bu alana hâkim olacaktı.