1)11 Eylül 2001’de, ABD’deki ikiz kulelere düzenlenen saldırıyla, 3.Dünya Savaşı’nın başladığını biliyor muydunuz? Bu savaş en az yüz yıl sürecekti. 11 Eylül saldırısı ile çok şey elde edeceklerdi. Bir taşla kuş katliamı yapacaklardı. Bilgesel başlıyor.
2) Yıkılan kulelerin parçalarını inceleyen kimya profesörü Niels Harrit: “Parçaların içinde nano termik maddeler bulduk.Bu maddeler sadece uzay çalışmalarında ve askeri amaçlarla kullanılır ve hiçbir zaman teröristlerin eline geçemez. Geçse bile bu miktarda geçemez” dedi.
3) Anlaşılan bina yıkımında, temeline döşenmiş patlayıcılar kullanılmıştı. Uçak çarpması ile yıkılmadı. Binada çalışan, binanın içinden çok insanı kurtaran görgü tanıkları da patlamaların olduğunu söylemişlerdi. Dikkat buyurun.
4) İkiz kuleler 1960 yılında David Rockefeller tarafından başlatılan bir projeydi. Bu yapı son yıllarda büyük bir yük olmaya başlamıştı. Modern fiber optik internet teknolojisine uygun değildi. Verimsiz ve maliyetli bir asansör sistemine sahipti.
5) 11 Eylül saldırısından kısa bir süre önce milyar dolarlara sigorta ettirilmişti. Yani yıkılacağı biliniyordu. Bush daha kuleler yıkılırken suçluyu El Kaide ilan etmişti. Yani saldırı bahane edilerek, işgal edilip hâkimiyet kurulacak yerlerin mesajı verilmişti: ORTADOĞU-İSLAM.
6) 11 Eylül bahanesi ile ABD El Kaide ve Ladin'i yok etmek için Afganistan’a girecekti. Çin ve Hindistan’a sınır olacaktı. Afganistan’ın çevresindeki Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan, 11 Eylül saldırısı sayesinde ABD’nin yayılım alanı haline gelecekti. Proje işliyordu.
7) Usame’yi bulmak için girecekler ama çıkmayacaklardı. Ortadoğu’da birçok yeri işgal edecek ve çıkarları doğrultusunda bölme imkânına sahip olacaklardı. Kule yıkımı bunu sağladı. Büyük plandı. Gariptir Usame'yi hiç bulamıyorlardı. Neden? Burası önemli.
8) ABD’nin işine “bulunan Usame” değil, “aranan Usame” yarıyordu. Arama bahanesi ile her yeri talan edip sömürüyordu. Eğer hemen bulsaydı, bölgede fazla kalamazdı. Arama bahanesi ile Ortadoğu ve Asya'ya çöküp dizayn ediyorlardı. Bakın nasıl bir tiyatro oynuyorlardı anlatalım.
9) ABD Savunma Bakanı Rumsfeld, Ladin’in belki de hiç yakalanamayacağını söylemişti.Bir yandan da ABD Başkanı Bush, Ladin ölü ya da diri ele geçirilene kadar operasyonun devam edeceğini söylüyordu. Biri yakalanamayacak diğeri yakalanacak diyordu. İşgalin devamı için tiyatro yani.
10) Dedim ya, yakalanan Usame işlerine yaramazdı.Aranan Usame işlerine yarıyordu.Sonunda ABD işini bitirip düzenini kurunca, Usame’yi bulup öldürme numarası yaparak dünyayı uyutmuştu. Ladin olmazsa, İslam dünyasını terörist diye suçlayıp işgal için meşruiyet kazanamazlardı.
11) Bush döneminde halk savaşa karşıydı. Ama Derin Amerika’nın, Ortadoğu ve Asya’ya hâkim olmak için bu bölgelerde savaş yapması gerekiyordu. Bu büyük bir savaştı. Amerikan halkı buna hazırlanmalıydı. Kulelerin yıkımı ile halkını ve dünyayı bu işgale hazır hale getirdi.
12)11 Eylül saldırısı da halkı savaş için ateşledi. Halkı “Teröristlerle savaş ve onları yok et!” diyecek hale getirdi. Hollywood filmleri ile de halkı savaşa hazırlamayı unutmadılar. İkiz kuleleri yıkan gücün Derin Amerika olduğu artık netleşti. Peki planı nerede yapıldı?
13) 1997 yılına gelindiğinde ABD’de bir düşünce topluluğu kuruldu. Kurucuları arasında İsrail lobisi ABD derin devletinin en iyi elemanları vardı. Dick Cheney, Donald Rumsfeld ile Paul Wolfowitz gibi önemli isimler vardı. Bunlar derin Amerika’nın beyin takımındaydı.
14) Amerika’nın yeni küresel stratejisini belirlemek için kurdukları kuruluşun adı PNAC (Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi) grubu idi. Kuruluş “Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi” adlı bir plan üzerinde çalışmaya başladılar. Burada Ortodoğu ve Asya'ya yayılmak için büyük bir plan yapıldı.
15) Ve plan 2000 yılında raporlaştırdılar.Raporun tarihine dikkat edin, 11 Eylül 2001 ikiz kule saldırısından bir yıl önce. 76 sayfalık raporda ABD’nin “düşmansız” kaldığını ve hâkim olunacak yeni bölgeler için acil düşmana ihtiyaç olduğunu anlatıyordu.Düşman kim? Kaide ve İslam.
16) Öyle büyük bir olay olmalıydı ki, ABD bunu bahane edip Ortadoğu ve Asya’yı işgal edebilmeliydi. PNAC raporundan bir yıl geçmeden 11 Eylül 2001’de ikiz kuleler saldırısı gerçekleşti. Ardından PNAC grubundaki "Rumsfeld: küresel savaşı yürütecek olan Savunma Bakanlığı’na atandı.
17) Bir diğer PNAC üyesi Paul Wolfowitz, Savunma Bakan yardımcısı oldu. Tezgah kusursuzdu. İkiz kule yıkımını Derin Amerika'nın kurumu PNAC hazırlamış. Suçlu Kaide, Ladin ve İslam dünyası ilan edilerek işgale zemin hazırlanmıştır. ABD sonunda birçok sey elde edecekti.
18) İkiz kulelere saldırılaran uçakları kaçıran 19 teröristin isimleri ve nereli oldukları, FBI tarafından sonradan yayınlandı. Gariptir ki bu 19 kişinin çoğunun sonradan farklı İslam ülkelerinde yaşadığı ortaya çıktı. Olay burada deşifre oldu.
19) ABD, 15 istihbarat servisine yılda 40 milyar dolar harcamakta.İlk uçağın kulelerden birine çarpmasından 15 dakika sonra ikinci kuleye diğer uçak çarptı.Yaklaşık 40 dakika sonra da başka bir uçak Pentagon’a saldırdı. Bu arada istihbarat servisleri ve neden müdahale etmedi?
20) 2 Mayıs 2011’i gösteriyordu.
Amerika’ya ait güçlerin düzenlediği bir operasyonla, Usame bin Ladin’in, bir evde bulunup öldürüldüğü tüm haber kanallarında gösteriliyordu. Operasyon Usame'ye değil dünyaya yapıldı. Ladin falan öldürülmemişti.
21) Ladin'de böbrek yetmezliği vardı.Çok önceden ölmüştü.Ama Ladin'in doğal yollardan ölmesi ABD'nin karizmasını çizerdi. İntikam alınmamış olurdu. Sahte bir baskınla Ladin'i bulup öldürdük diyerek tüm dünyayı kandırdılar. Bölgede işi btti, artık Usame bulunup öldürülebilirdi.
22) ABD’nin elinde çatışma sırasında ölmüş bir Ladin cesedi yoktu. Ne yaptılar? Tüm dünya medyasına aceleyle şu yalanı yaydılar: “Usame’yi öldürdük ve cesedini denize attık” dediler. Hepimiz bu numarayı yedik. ABD de olmayan namusunu kurtarmış oldu. En sonunda ne oldu?
23) ABD Ortadoğu'yu işgal ederek dizayn etti. Enerji yollarının kontrolünü sağladı. İsrail'in güvenliği sağlandı. Çin,Rusya, Hindistan arasına girildi. 3. Dünya Savaşı için askeri, biyolojik, ekonomim, istihbarat üsleri kurdu. Dünyanın dizaynını yeniden başlattılar.
24) Sorun Ladin veya El Kaide değildi . Sorun petrol ve doğalgaz başta olmak üzere, enerji
kaynaklarının paylaşılması, sömürülmesiydi. Enerji kaynaklarını ele geçirmek için yapmayacakları iş, çıkarmayacakları kaos, öldürmeyecekleri masum ve
yazmayacakları senaryo yoktu.
25) Küresel Dünya Savaşı "ikiz kule saldırısı" ile başladı "virüs" ile devam ediyor. İkisi de büyük operasyonun bir parçası. Birbirine bağlı. Dünya bu savaşla birlikte yeniden dizayn ediliyor. 2001'den beri 3. Dünya Savaşının içindeyiz. Silah, virüs olarak değiştirdi.
26) Hiçbir şey göründüğü gibi ve haberlerde, TV'de anlatıldığı gibi değildir. İnstagram hesabıma da beklerim. Bilgi, düşünce, bilinç için: instagram.com/mustafa.guldag…
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1) 1980 Darbesini yapan Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'in Genelkurmay Başkanı iken özel kalem müdürü "Çevik Bir" idi. Kenan Evren darbeden sonra Cumhurbaşkanı olduğunda başyaveri Çevik Bir oldu. Çevik Bir aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nın komutanı oldu.
2) 1983 yılında Çevik Bir Tuğgeneral olunca Kenan Evren ile ilişkisi hiç bitmedi. Dostluğu devam etti. Kenan Evren, 1980 Darbesinin en etkili Paşası idi. Çevik Bir de 28 Şubat 1997 Darbesinin en etkili Paşasıydı. Çevik Bir "Kenan Evren'den çok şey öğrendim" diyecekti.
3) Kenan Evren darbeyi yapınca ABD üst düzey yetkilileri "Bizim çocuklar işi başardı" diye ABD Başkanına haber etmişlerdi.
Çevik Bir, 2002'de bir ABD dergisine yazdığı makalede "28 Şubat Darbesini İsrail için yaptık" diyecekti. Darbeden önce sık sık ABD'yi ziyaret etmişti.
1) DEAŞ ile İslami kavramlara operasyon çekildi. Kafa keserken "Allahuekber" diyor, bayraklarında "tevhid" yazılı, kendilerine "İslam devleti" diyorlardı. Küreselci medya DEAŞ ile dünyanın ve Müslümanların bu kavramlardan nefret etmesini sağladı. Planlıydı. Dikkat buyurun.
2) Bu sebepele DEAŞ sadece silahlı mücadele ürünü değil "psikolojik operasyon" ürünüydü. Küreselci medya şimdi de TALİBAN'ı göstererek İslam'ı hedef alıyor. Aynı operasyona devam ediyor. Bu örgütler üzerinden İslam'ı hedef almak en başından planlanmıştı. Unutmayın.
3) Sizlere silahları, bombaları gösterirlerken "psikolojik savaşı" unutturuyorlar. Bu coğrafyada en büyük işgal zihinlere yapılmıştır. Hala da devam ediyor. İslam'dan nefret ettirme operasyonu bir yerden düğmeye basılmışçasına DEAŞ ve TALİBAN üzerinden devam ettiriliyor.
1) Taliban heyeti ilk kez Çin'in başkenti Pekin'de üst düzey bir ziyaret gerçekleştirdi. Taliban heyeti, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile bir araya geldi. Taliban, örgüt aklı düzeyinden hızla stratejik politika yütütebilen devlet aklına geçmeye başladı.
2) Taliban sözcüsü Süheyl Şahin: "Çin, dev ekonomisi ve kapasitesiyle büyük bir ülke. Afganistan'ın yeniden inşasında büyük rol oynayabilir" ifadelerini kullandı. Böylece Çin'e göz kırpıldı. Taliban bunlarla devlet aklı oluşturup hızla devlet politikası kurmaya çalışıyor.
3) Çin, Afganistan'da bulunan özellikle lityum gibi 3 trilyon dolarlık rezervi olan madenlere göz dikmiş durumda. Bu sebeple Çin Taliban'ın yönetimi tamamen ele geçirmesi durumuna karşı Taliban ile anlaşma niyetinde. Maden çıkarma işi Çinli bazı şirketlere verilmişti bile.
1) DSÖ'nün ilk başkanı Dr. Brock Chisholm:
"Kurulacak dünya yönetimini gerçekleştirmek için insanı bireyselleştirip, vatanseverlik duygularını, dini dogmaları ve aile sadakâtini insanların düşüncelerinden silmemiz zorunludur" demişti.
DSÖ'yü bu iş için programladı. Kim bu adam?
2) Chisholm, gençken Yale Üniversitesi'ne girip çocuk ruh sağlığı üzerine okudu. Bu sürede çocukların "milli, ahlaki, dini" önyargılarından,bağlardan kopup bağımsız olarak yetiştirilmesi gerektiğine dair güçlü tezini, görüşünü geliştirdi. Aileleri de buna teşvik etti. Bak şu işe.
3) Bu görüşlerinden dolayı hayat boyu tepki aldı. Bu iş için gizli seçilmişlerden olduğu besbelli. Zaten Yale Üniversitesi gizli seçilmişlerin en önemli yetiştirme karargâhlarındandır. Dinden, ahlâktan, vatan şuurundan arındırılmış Yeni Dünya Düzeninin yeni nesli için görevliydi.
1) Osmanlı'nın son döneminde Rum ve Ermeni örgütler devleti ve güvenlik güçlerini oyalamak ve tehdit etmek için birçok yerde orman yangınları çıkarmıştı. Böylece devlet tehdit edilip devlet aklı oyalanmıştı. PKK da 1990'da orman yakma eylemi başlattı.
2) PKK, orman yangınları ile Türkiye'yi tehdit etmek için "Ateşin Çocukları" adında kendine bağlı bir birim kurdu. İlk hedef olarak Türkiye'nin ekonomisini tehdit etmek için turizm bölgelerinde orman yangınlarını başlattılar. Sitelerinde bizzat itirafta bulundular.
3) PKK, sosyal medya ve sitelerinde:
"Ateşin çocukları Türkiye'nin turistik bölgelerindeki sabotajların sorumluluğunu üstleniyor. Türk rejimi başka bir dilden anlayana kadar ateş seliyle onlara diz çöktürmenin zamanı gelmiştir" açıklamasını yaptı. Temizlendikçe çırpınıyorlar!
1) FETÖ dünyanın en büyük şantaj mafyalarından biridir. Tüm etkili kişleri tehdit edip teslim almak için büyük bir kaset, belge arşivi kurdu. Futbol, müzik, tarikat, siyaset, sanat, iş adamı, eğitimci, yazarlara kadar herkesin olduğu geniş bir arşiv. Arşiv Pensilvanya'ya taşındı.
2) Bu kaset, belge, montaj arşivini kullanarak birçok kişiyi teslim alıp halâ kullandığını düşünüyorum. Son zamanda en büyük operasyonu kendine rakip olarak gördüğü tarikat, cemmat ve dini yapılara yapmaya başlamıştı. Cübbeli Ahmet olayı bunun bir başlangıcıydı.
3) Türkiye'deki İsmailağa, Menzil, Süleymancı, İlim Yayma, İHH v.b büyük dini yapıların açık ve eksiklerini arşivleyip alttan alta şantaj ve tehdide başlamıştı. Cübbeli Ahmet olayı ile bu plan patlak verdi. FETÖ, ne kadar dini yapı varsa sindirip bu alana hâkim olacaktı.