1-Milas İkizköy yakınındaki Akbelen Ormanı’nın Yeniköy-Kemerköy termik santrallarına kömür temini için kesilmesine karşı köylünün mücadelesi sürüyor. Yarın bilirkişiler bölgeye gidecek. İkizköylülerin sesini duyurmak için hazırladığım 2 flood’ı yaygınlaştırmanızı rica ediyorum.
2- Söze, bölgenin 40 yıldır madencilik faaliyetiyle talan edilmesinin müsebbibi olan iki kömürlü termik santraldan başlamak istiyorum. 2014'te özelleştirildiklerinde, Yeniköy Termik Santralı ömrünü doldurmuş, Kemerköy Termik Santralı’nın ise taş çatlasa 5 yıllık ömrü kalmıştı.
3- Hedef, 2,7 milyar dolara alınan bu 2 termik santralın ömrünün 25 yıl daha uzatılması, bölgede 25 yıl daha kömürden elektrik üretiminin sağlanması ve şirketlerin kâr etmesiydi. Bunlar Milas’tan çıkarılan kömürle işletilmiş santrallardı ve 25 yıl daha madenler işletilecekti.
4- Akbelen’in altında 30 milyon ton kömür var. Maden sahası Çamköy’e kadar uzayacak; kömür damarı oradan da güneybatı yönünde Karacahisar’a ilerliyor. MTA’nın çalışmaları alanda toplam 140 milyon ton kömür rezervi olduğunu söylüyor. Plan, bu alanı 25 yıl daha kömüre teslim etmek.
5- Ayrıca 2 termik santralda rehabilitasyon çalışmaları devam ediyor. Bunların emisyonları sanayiden kaynaklı hava kirliliği yönetmeliğinin sınır değerini bile karşılayamamasına rağmen, 2017’de 2 santrala da çevre izni verildi. Mevzuata uygun altyapı yok ama çevre izni var.
6 - Çalışmalar sonucunda, 2 termik santralın 5 ünitesinin toplam kapasitesi 200 MWe kapasite artışına sahip olacak. Mevcut ÇED yönetmeliğine göre, kapasite artışı da ÇED’e tabidir. Ama bu 2 termik santralda rehabilitasyonla ilgili ÇED süreci işletilmiyor.
7- Bu santrallara kömür sağlamak için İkizköy’de 5 ayrı kömür madeni ruhsat alanı zaman içinde birleştirilerek, 230 bin dönüm alan tek bir ruhsat altında toplandı (Ruhsat no: 86541). Yöre halkı yaptığı tüm bilgi edinme başvurularına “Bölge komple ÇED’den muaftır” yanıtını aldı.
8- Çünkü Yeniköy Kemerköy Termik Santrallerinin ilk projesi 1993’ten önce tarihli. Henüz çevre mevzuatı yerleşmemişti, ÇED yönetmeliği 1993’te yürürlüğe girdi. Ve tek bir maddeyle 1993 öncesi faaliyette olan işletmeler ve projeler ÇED kapsamı dışında bırakıldı.
9- 25 yıl daha işletilsin diye bu santrallar yenileniyor, kapasite artırılıyor. Kömür madenleri de 230 bin dönümlük arazi içinde istendiği gibi genişletiliyor. Ama hiçbir ÇED süreci işletilmiyor; yöre halkına “Siz 25 yıl daha kömür istiyor musunuz?” diye sorulmuyor.
10- İkizköy’ün 4 mahallesi var: Işıkdere, Karadam, Ova ve Akbelen. Işıkdere, 2017 yılında kömür madeni için kamulaştırıldı. Işıkdere’yi maden için yok eden bu kamulaştırma, çok büyük bir yoksulluğa, topraksızlaştırmaya, mağduriyet ve hak ihlallerine neden oldu.
11- Maden şirketi 2019’da çalışma sahasına Karadam, Ova ve Akbelen’deki 3000 dönümlük tarım arazisini katmak için köylülere ihbarname gönderdi; “Arazinizi bize satın. Yoksa kamulaştırma yoluna gidilecek” dedi. Akbelen Ormanı’nı çevreleyen alanın 1/2'si zeytinlik.
12- Haziran 2019’da köylüler bir araya geldi. “Işıkdere’de yaşananı gördük. Akrabalarımız çok mağdur oldu. Biz artık kömür için tek 1 dönüm bile arazi vermeyeceğiz” dedi. Bölgedeki yaşam savunucuları köylülere hukuki haklarını anlattı. Ve madene karşı direniş başladı.
13- İki termik santralın devamlılığı için 3 yeni proje gündemde.
* Santralın ömrünü uzatmaya yarayan 'rehabilitasyon' projesi.
* Akbelen’de 'yeni kömür ocağı' açma projesi.
* Yeni ocaktan çıkacak kömürü santrala ulaştırmayı sağlayacak 'taşıma bandı' yapımı projesi.
14- 3 proje de ÇED kapsamı dışında bırakılarak başlatıldı. Malum son 15 yılda maden kanununda yapılan değişikliklerle Türkiye’de madencilik dokunulmaz bir alan, maden ruhsatları kutsal belgeler haline geldi. Sürekli kanunda, maden şirketleri lehine değişiklikler yapıldı.
15- İkizköylüler, 3 proje için de entegre ÇED süreci başlatılması talebinde bulundu. Ama Muğla Valiliği bu talebi reddetti. Yerel halk da, 'ÇED süreci işletilmesine ilişkin talebin reddi kararının iptali’ için dava açtı. Halkın talebi, tüm bu projelerin ÇED’e tabi tutulması.
16- Mahkeme, bölgede keşif için bilirkişi olarak 3 maden mühendisini görevlendirdi. Yöre halkı ile avukatları, “Bu davada maden mühendisinin işi yok; bilirkişi heyetinde çevre, orman ve ziraat mühendisi ile iklim bilimcinin olması gerekiyor” dedi.
17- Mahkemenin bilirkişi olarak görevlendirdiği maden mühendislerinden birinin Yatağan Termik Santralı’nda çalıştığı tespit edilince, keşif iptal edilip ertelendi. ÇED davasında henüz keşif ve bilirkişi incelemesine yeniden karar verilmedi.
18- Bu arada, Milas Orman İşletme Müdürlüğü Akbelen Ormanı’nda damgalama yapmaya başladı ve bir gün kesime geldi. Belli ki köylü tarım arazilerini satmadığı için, şirket önce ormanı alıp madene katacak; orada kocaman bir ölüm çukuru olacaktı.
19- Akbelen Ormanı maden sahasına katıldığında, yeraltı suları ve dere yok olacak, arazisini satmasa da köylünün tarım yapma şansı kalmayacaktı. 2019’da tahsis söz konusu değilken, Orman İşletme Müdürlüğü ‘endüstriyel plantasyon’ adıyla kesim yapıyordu. Köylü şüphelendi.
20- İkizköylüler “O zaman önceliğimiz Akbelen Ormanı” dedi ve Orman İşletme Müdürlüğü’nün kesim yapmasına izin vermedi. Testerelerin, orman araçlarının önüne oturdular. İdari başvurular neticesinde Orman Müd. “Akbelen Ormanı endüstriyel plantasyon programından çıkarıldı” dedi.
21- Ama 2020 sonbaharında Akbelen Ormanı’nda yeniden damgalama işlemi başladı. Yani yeniden kesim başlayacaktı. Mart 2021’de kesim için son damgalamalar yapılırken, köylü eylemleriyle bunu durdurdu ve Mayıs başına kadar Orman İşletme Müdürlüğü’nün alana girmesini engelledi.
22- İkizköy Çevre Komitesi, “Hani burası kesim programından çıkarılmıştı?” diye sorduğu dilekçelere aldığı cevaptan öğrendi ki; Tarım ve Orman Bakanı imzasıyla, yani Bakanlık oluruyla 780 dönüm orman alanı maden şirketine açık ocak maden işletme izni dahilinde tahsis edilmiş.
23- İkizköylüler bu kez orman kesimine ilişkin maden izninin iptali için dava açtı. Eğer mahkeme, ÇED davasında yürütmeyi durdurma kararı vermiş olsaydı Bakanlık maden işletme iznini veremeyecekti. Ama yürütmeyi durdurma kararı çıkmadığı için, oldu bittiye getirilmeye çalışıldı.
24- Bu süreçte yerel halk ve avukatları sürekli olarak mahkemeye “Bakın siz yürütmeyi durdurma kararı vermezseniz iş işten geçebilir” diyerek talepte bulunsa da, mahkeme her iki dava dosyası için de “Daha sonra” dedi.
25- Mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı çıkmadığı için 17 Temmuz’da Orman İşletme Müdürlüğü kesime başladı. Köylü o gün kesimi durdurdu ve Akbelen Ormanı’nda çadır nöbeti başladı.
26- Maden şirketi 8 Ağustos’ta orman yangınlarını bahane edip Akbelen Ormanı’nda kesime girişince, İkizköylüler yine kesimi durdurdu. Ve yine “Yürütmeyi durdurmuyorsunuz ama kesime başladılar, 100’den fazla ağaç kesildi” diyerek mahkemeden yürütmeyi durdurma talebinde bulundular.
27- Bunun üzerine mahkeme 9 Ağustos’ta ÇED davasında, 11 Ağustos’ta ise orman kesimine ilişkin maden izninin iptali davasında yürütmeyi durdurma kararı verdi. Yürütmeyi durdurma kararlarının verilmesi yasa değişiklikleriyle epey zorlaştırıldığı için bu kararlar önemli.
28- Ama ÇED davasındaki yürütmeyi durdurma kararının neyi kapsadığı muallak. Davanın konusu, santralların rehabilitasyonu, yeni maden ocağı ve kömür taşıma bandı projeleri. Mahkeme kararının 3’ünü de kapsaması gerekirken, santralın ömrünü uzatacak rehabilitasyon projesi sürüyor.
29- Diğer yandan, maden sahasının genişletilmesi ve kömür taşıma bandı projeleri durduruldu. Artık maden sahasının genişletilmesine ilişkin kazma çakılmaması lazım. Ama Işıkdere’nin hemen bitişiğinde, üstelik arkeolojik kültür varlıklarının olduğu bölgede kazı yapmaya kalktılar.
30- Bu kazıyla ilgili İkizköylüler jandarmaya şikayette bulundu. Yürütmeyi durdurma kararına rağmen genişletme çalışmalarının sürmesi, Muğla Valiliğinin bu kararı denetlemediği anlamına geliyor.
31- Yarın (7 Eylül) orman kesimine ilişkin maden izninin iptali davası için, mahkeme heyeti ile bilirkişiler bölgede keşif yapacak. Mahkeme bilirkişi olarak çevre, jeoloji, jeoloji yüksek ve orman yüksek mühendisleri görevlendirdi.
32- Oysa köylüler bilirkişi olarak ziraat mühendisi, halk sağlığı uzmanı ve iklim bilimci de istemişti. Zira tarım arazileri var, ziraat mühendisi şart. Yeni ocakların açılması ve termik santralın ömrünün uzatılmasıyla iklimdeki olası etkilerin de değerlendirilmesi gerekli.
33- İkizköylüler, “40 yıldır başımızdaki kömür belasını 25 yıl daha çekmek istemiyoruz” diyor.Her evde bir kanser vakası var. 2-3 yaşındaki çocuklar astım ya da bronşit. 45 yaşında insanlar kalp damar hastalıklarından ölüyor. Bunların nedeninin kömür olduğunu çok iyi biliyorlar.
34- Zeytinliklerdeki verim, 25 yıl öncesine göre %10-15’lere düştü. Köylüler yıllar önce 100 ton zeytin aldıkları bahçelerinde şimdi 10 tonu zor bulduklarını söylüyor. Termik santralın dumanının içine uyanıyorlar.
35- Bu bilgiler için yaşam savunucusu @gumus_den ve Avukat @ARIFCANGI’ya teşekkür ederim. @gumus_den’in geçmişten bugüne bölgede yaşananları anlattığı kesitle bitirmek isterim:
36- “Muğla’da 40 yıldır süren bir kömür hegemonyası var. Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralları, Milas ve Yatağan’ın beşeri coğrafyasını belirlemiş yapılar. 40 yıldır kömür madenleri 50 bin dönümün üzerinde açık ocak maden işletmesi şeklinde çalıştırılmış.”
37- “3 santralın yarattığı çevre kirliliği muazzam. 1980-90’larda Yatağan tarafında termik santralın çevresel etkileri hava kirliliği anlamında gündeme gelmiş, halk duyarlılığı oluşmuş ve tepkiler olmuş. Ama “Filtre yaptık” denerek 10-15 yıl sonra bu tepkiler durdurulmuş."
38- "Kemerköy TS yapılmasın diye Türkiye’nin ekoloji hareketinin önemli kilometre taşlarından biri burada cereyan etse de, Özal’ın neoliberal politikaları çerçevesinde santral burada yapılmış. Özal’ın videoları var; 'Burada otel gibi termik santral işleteceğiz' vs vs diyor."
39- "Kömür madeni nedeniyle şu ana kadar yaklaşık 8 köy ve mahalleleriyle birlikte 12 yerleşim yeri tamamen yok edilmiş. En sonuncusu Işıkdere. İnsanlar taşınmak zorunda kalmış; topraksız kalmışlar. Yani bir tarım toplumunu zorla işçileştirmişler. Soma havzasında olduğu gibi.”
40- "30 yılı aşkın süre boyunca buradaki köy boşaltmalar, zorunlu göçler, kirlilik, tarıma etkileri, su kaynaklarının kirlenmesi ,yok olması gibi pek çok yaşamsal olumsuz etki aşikar, herkes tarafından bilinir olduğu halde, bu bir halk mücadelesine, bir karşı çıkışa yol açmamış"
41- "Yani İkizköy 40 yıl sonra, kapatılması gereken termik santral ve madenlerin önünde 'Biz artık elektrik için kömürden üretim yapmak ve insan onuruna yakışmayan yaşamı daha fazla sürdürmek zorunda değiliz' diyor."
42- "Maden şirketi 2,5 yılda 3. kez mülk sahiplerine “Arazilerinizi satın, yoksa kamulaştırılacak” diyen noter ihbarnamesi gönderdi. Ama şu ana kadar İkizköy’den de, Çamköy’den de, Karacahisar’dan da şirketle oturup pazarlık yapan tek köylü olmadı. Direnci oradan ölçebiliriz."
43- "Burada çevre mücadelesi çok güçlü bir kır hareketi olarak yeşeriyor. Yeni bir projeye karşı çıkmıyorlar. İkizköylüler, 40 yıldır burada ağlarını, siyasi ilişkilerini ve parasal ilişkilerini örmüş bir yapıya karşı mücadele ediyor. Buradan herkesin alacağı dersler var.”

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with melis alphan ♀

melis alphan ♀ Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @melisalphan

29 Jul
Orman yangınlarında mesele sadece yangın söndürme uçaklarının yetersizliği değil. Sorun çok:
1. Orman yangınlarıyla mücadelede uzman personel sıkıntısı var; yangın uygulama ve eğitim merkezleri yetersiz.
2. İdari ve teknik hataları en aza indirecek uygulamalar ve önlemler eksik+
3. Orman muhafaza memuru sayısı her geçen gün azaldığı için orman yangınları ile mücadele organizasyonunda sorunlar yaşanıyor. Teşkilatın her geçen gün artan ara personel ihtiyacının ivedilikle giderilmesi gerek.+
Yanan alanın olduğundan küçük rapor edilmesi kamuoyunda mesleki güvenilirlik dışında, orman yangınlarıyla mücadele eden personelin kahramanca çalışmasına gölge düşürüyor ve yapılan tüm çalışmaları itibarsızlaştırıyor.
Read 16 tweets
5 May
Amasra’da 2007’den beri termik santral yapmayı planlayan Hattat Holding, hukuka aykırı şekilde yapılmak istenen santrala karşı direnen Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır’a 1 milyon TL’lik tazminat davası açtı. Gelelim gerekçeye... +
Amasra’da Hattat Holding tarafından yapılması planlanan termik santral, Bartın Platformu tarafından yapılan 13 yıllık bir mücadele ile engellendi. Termik santralla ilgili 17 dava açıldı, bunların 14’ü kazanıldı, 3’ü de devam ediyor. +
Bartın platformunun eş sözcüsü Amasra Belediyesi ve Başkanı Recai Çakır hakkında açılan davanın gerekçesi, Hattat Holding'in ticari itibarını zedelediği iddia edilen mektubun Amasra Belediyesi tarafından kaleme alınıp holdingin ortaklık kurmak istediği Çinli şirketlere yollanması
Read 4 tweets
4 Sep 20
İstinaf mahkemesi, cinsel saldırıdan 4 yıl 2 ay ceza alan Klinik Psikolog ve Bilgi Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı Kurucusu Murat Paker'e yönelik şikayetçinin iddialarının doğru, eylemin sabit olduğunu gösteren bir karar verdi.
İstinaf mahkemesi, Paker’in 'sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı' suçunu işlediğine hükmetti. Paker'in 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar veren mahkeme, cezayı takdiren 1 yıl 8 aya indirdi; Paker'in duruşmadaki iyi hali ve sabıkası olmaması nedeniyle cezayı erteledi
Mahkeme Paker’in tutumu nedeniyle iyi hal indirimi verse de, Paker başından beri suçunu kabul etmek yerine inkar etmiş, gerçeğin aydınlatılmasına yardımcı olmamış ve danışanının özel bilgilerini -davayla ilgili olmayan tüm detaylarıyla mahkemeye açıklamış, etik yerle bir olmuştu.
Read 14 tweets
21 Aug 20
Çapaklı köylüsü, meyve-zeytin bahçeleri ve domates tarlaları ortasına kurulacak Biogaz Elektrik Santrali’ni istemiyor.
Şirketin hukuksuzca dozerlerle girdiği tarlalarından geçen ‘kaçak yol’da nöbet tutan köylünün coplanarak getirildiği hal. 😡 @egedegerli
Türkiye’nin her yerinde bir avuç köylü tarlasını, bağını, bahçesini, deresini, ormanını korumak için dozerlere bedenini siper ediyor; bu erdemin karşılığı şiddet, gözaltı, yargılama oluyor. Varı yoğu işlediği tarlası olan bu köylülerin sesi İstanbul’da, Ankara’da duyuluyor mu?
Kadına yönelik şiddette nasıl ki sosyal medyada sesini duyurabilen için adalet yerini bulabiliyorsa, çevre mücadelesinde aynı. Sesini duyurabilen için umut var; sesini duyuramayan için umut pek yok. O yüzden, Çapaklı köylülerinin sesini duyun, seslerine ses olun 🙏🏾
Read 8 tweets
16 Aug 20
Duygu Delen dosyasında gizlilik kararı verildi ama kamuoyu bu davadan 1 saniye bile gözünü ayırmamalı. 'İntihar' süsü verilen kadın cinayetlerinde başka türlü adalet yerini bulmuyor.
2016'dan 1 örnek👇
#DuyguİcınAdaletİstiyoruz
#DuyguİcinGizlilikKalksın
3. kattan düşen Özlem'in intihar ettiğini iddia eden savcılık, kovuşturmaya yer olmadığına karar verip dosyayı kapattı. Özlem’in olay sırasında evde olan erkek arkadaşı, tartıştıklarını ama düştüğü anı görmediğini söyledi. #DuyguİcınAdaletİstiyoruz #DuyguİcinGizlilikKalksın
Özlem’in kardeşi, savcılığa olayın ‘intihar değil, cinayet’ olabileceğini beyan etti. Üst komşu dedi ki: “Taşındıklarından beri erkeğin kadını darp ettiğini, ‘Öldürürüm, keserim’ diye tehdit ettiğini duydum.”
#DuyguİcınAdaletİstiyoruz #DuyguİcinGizlilikKalksın
Read 7 tweets
12 Aug 20
Geçtiğimiz günlerde, hastalarına cinsel tacizde bulunan itibarlı bir doktordan bahsetmiştim. O tweet'imden sonra geçtiğimiz yıllarda bu doktor tarafından taciz edilen 6 kadın daha bana ulaştı. Ama maalesef hiçbiri şikayetçi olmadığı için bu haberi yazamıyorum. Hukuken sıkıntılı+
Bu kadınların üç tanesi, yaşadıkları travmayı atlatabilmek için tedavi görmüş/görüyor. Hemen hepsinin yaşadıkları şey benzer. Karın ağrısı şikayetiyle de gitseniz, varis şikayetiyle de, şikayet ne olursa olsun adam eliyle kadınların vajinasını 'kontrol ediyor'.
Ayrıca bunu yaparken yanında bir hemşire bulundurmuyor. Ki bu kabul edilemez. Zaten bunu yapabilmek için yanına hemşire almıyor. Ve bu adam kadın hastalarını en az 20 yıldır taciz ediyor. Eğer bir kadın bunu yaşar ve şikayetçi olmaya niyetlenirse lütfen bana ulaşsın.
Read 6 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(