Özellikle 45 yaş üzerinde Covid19 sebebiyle ölümlerin daha fazla olmasının sebebi olabilirmi?
İmmünosens terimi, artan yaşla birlikte bağışıklık sisteminin performansındaki kademeli düşüşü tanımlar.
Yaşlanma sırasında doğuştan gelen ve adaptif immün savunmada değişiklikler vardır. Bu değişiklikler klinik ortamda kolayca tespit edilebilir. Zayıflayan bağışıklık tepkisi çok sayıda hastalığa yol açabilir.
Aşağıdaki fizyolojik değişiklikler ileri yaşta bağışıklık sistemini karakterizedir;
📍 Timusregresyonu , böylece zaten 45 yaşından sonra artık T-lenfosit olgunlaşması gerçekleşmez
📍 çok yüksek sayıda efektör hücre
📍 çok sayıda B ve T bellek hücresi
📍 düşük zayıf T lenfositler (yaşa bağlı lökopeni))
📍 Sitotoksik NK hücrelerinin sayısı artar
📍 Interleukin-2 ve interleukin-4 salınımının azaltılması
📍 interferon γ oluşumunun artması
İmmünosensin kesin nedenleri çok karmaşık olabilir ve hala büyük ölçüde belirsizdir. İmmünosenessansın yaşlanma sürecinin nedeni mi yoksa sonucu mu olduğunu tanımlamak özellikle zordur. Ana neden, organizmayı uzun ömür boyunca etkileyen antijenlerin artan yüküdür.
İmmünosensin sonuçları;
•Osteoporoz
•Arterioskleroz
•Demans
•Alzheimer hastalığı
•Diabetes mellitus
Hepsi size bir şekilde tanıdık geliyordur.
Sars-CoV-2 enfeksiyonu aşırı immün aktivasyona yol açabilir. İlişkili masif sitokin salınımı genellikle şiddetli Covid-19 kurslarını enfeksiyonun kendisinden daha güçlü bir şekilde tetikler.
Bunun bir nedeni, enfeksiyonun potansiyel bir hedefi olan hücrelerin yaşlanmasına neden olması olabilir mi?
Hücreler virüsler tarafından saldırıya uğradığında, bu derin biyolojik değişikliklerle ilişkilidir. Diğer şeylerin yanı sıra, enfekte hücreler hücresel senescence durumuna yerleştirilir - erken yaşlanırlar.
Bu durum, diğer şeylerin yanı sıra, proinflamatuar sitokinlerin, hücre dışı matris aktif faktörlerin ve prokoagülatör mediatörlerin salınmasıyla karakterize edilen, senescence ilişkili salgı fenotipi (SASP) ile ilişkilidir.
charite Berlin çalışması bu fenomen durumu açıklamaya yardımcı olacaktır. Büyük bir SASP ile hücre yaşlanmasının Covid-19 hastalarında rol oynadığı ve organ hasarı ve Covid-19'un ciddi seyri üzerinde belirleyici bir etkisi olduğu hipotezini test ettiler.
Yapılan çalışmamızda ki. SARS-CoV-2, diğer virüsler gibi, enfekte hücrelerde birincil stres yanıtı olarak hücresel senescence neden olur (virüs kaynaklı senescence, VIS).
Örneğin Covid-19 hastalarında, covid-19 olmayan kontroller sırasında bulunmayan solunum mukozasında bilinen senescence belirteçleri yerinde tespit edilebilir. Enfeksiyonla yaşlanan bu hücreler, sonunda Covid-19 tipik zatürresi olan çığ benzeri bir enflamatuar reaksiyon başlatır.
Üst solunum yollarındaki VIS hücreleri, makrofajları çeken ve aktive eden bir dizi sitokin salgılar. Bu bağışıklık hücreleri de senescent bir duruma sokulr ve SASP benzeri formda enflamatuar maddeleri serbest bırakır.
Sonuç olarak, kan damarlarının endotel hücreleri gibi diğer hücre tipleri Akciğer de, ikincil bir senescence başlattı.
Ayrıca, nötrofil hücre dışı tuzakların (NET) oluşumu, yani esas olarak nötrofillerden DNA'dan oluşan hücre dışı lif ağlarının yanı sıra trombositlerin ve pıhtılaşma faktörlerinin aktivasyonu gösterilebilir.
Birlikte, bu sistemik ve lokal prokoagülatör etkiye sahiptir, bu da diğer şeylerin yanı sıra, akciğerlerde mikrotirombi riskini arttırır. Covid19 un karekteristik bir işaretidir.
Görünüşe göre, senescence hücresel stres programı, covid-19 pnömonisinin damar hasarı veya mikrotromboz gibi çeşitli karakteristik özelliklerine önemli ölçüde neden olan enflamatuar bir fırtınanın çok önemli bir parçasıdır.
Genel olarak, charite araştırmasının sonuçları, virüs kaynaklı senescence'ın organ hasarı ile birlikte Covid-19'a bağlı sitokin tırmanışının patojenik bir tetikleyicisi olarak düşünülmesi gerektiğini açıkça göstermektedir.
Ayrıca veriler, yeni bir terapi seçeneği olarak virüs bulaşmış hücrelerin hedefli senolizisinin geliştirilmesinin faydalı olabileceğini göstermektedir.
Berlin - Aşı Daimi Komitesi (STIKO) hamile ve emziren kadınlar için Covid19 aşılarını resmî olarak onayladı. Aşılamanın önünde her hangi bir yasal sorun bulunmamaktadır. Resmî yazı ile Almanya’da aşıdan sonra oluşabilecek yasal prosedürler de Sağlık Bakanlığı sorumludur.
Covid-19 karşı mRNA aşısının iki dozu, Comirnaty® (Biontech/Pfizer) üç ila altı hafta, Spikevax®'da (Moderna) dört ila altı hafta aralıklarla planlanmaktadır. Kadın-Doğum hekimlerinin önerileri bu süreleri uzatabilir.
İmmünolojik takvimde gebeliğin ilk 3 ayı ile son 8 haftasında tavsiye edilmemektedir. En uygun olanı hamilelik öncesidir. Emziren kadınlarda aşılarını yaptırabilir. Bir engel yoktur. Korkmayın 3 başlı 5 kollu birşeyler doğurmazsınız.
Aşılı olanlar kan bağışı yapabilirmi?? EVET
Anlaşılan bazı kesimlerin sosyal medyadaki yalanları kafanızı karıştırmış. Bilinçli olarak ortaya yayılan bu saçmalıklar daha fazla insana zarar vermesin. Kan bağışı hayat kurtarır.
Saçmalığın kaynağı⬇️
Bu gibi gönderiler Telegram ve Facebook'ta dolaşıyor ve ABD Kızılhaçı'nın Covid-19 aşısı olan kişilerden kan bağışlarını yasakladığını iddia ediyor. Yalan haber nasılmı?⬇️
Facebook ve Telegram'da, ABD KızılHaçı'nın aşılanmış kişilerin "aşı doğal antikorlarını tamamen yok ettiğiiçin" kan bağışı yapmasına izin verilmediğini söylediği iddiası dolaşıyor. Kaynak olarak, bazı katkılarda tv raporunun bir bölümü gösteriliyor.
Berlin: Bakın değerli ünvanlı copy pastacı troller birşey idda ediyorsanız gerçek kaynağı ile insanları bilgilendirmeye çalışın. Portekiz’de ki gerçek haber kaynağı ile aşıgıdaki linkte⬇️
Portekiz'de sadece 152 "doğrulanmış" Covid-19 ölümü gerçekleşti. Bu bir mahkeme tarafından doğrulandı. YALAN
Yayınlayan: Tkp.at, Journalistenwatch, Epoch Times gibi aşı karşıtı bloglar.
152 ölüm otopsisi yapılmayan yani nedeni bilinmeyen ölümlerdir. Mahkemenin sonradan bu ölümleri de covide bağlı ölümler sonucuna varmasıdır. Gerçek ölüm vakaları resmî kurumlar tarafından zaten açık ve şeffaf olarak açıklanmıştır.
Bizim çalışmanın tam tersi sonuçlar ortaya çıkmış Sn @mehmetceyhan23 hocam. Keşke araştırmanızın linkinide paylaşsaydınız. Bu Pandemi zamanında yapılan bütün çalışmalar çok değerlidir.
Freiburg, Heidelberg, Tübingen ve Ulm Üniversite hastanelerinin yapmış olduğu en geniş çapta araştırmanın ön sonuçlarına göre:
COVID-19 hastalığından iyileşen çocuklar, genellikle çok hafif ve hatta semptomsuz bir şekilde geçirse bile çok etkili ve kalıcı bir bağışıklık savunması geliştirirler. Çocuğun bağışıklık savunmasının yetişkinlerinkinden bile daha fazla olduğuna dair kanıtlar mevcuttur.
Tatilde olduğum için bazı sorularınıza yanıt verememiştim. Mesela bunlardan bir tanesi - mRNA enjeksiyonu lipid nanopartiküllerini vücuda yayar-Organlarda tehlikeli bir nanopartikül konsantrasyonuna" işaret ederek"Sağlık etkileri bilinmiyor diyen nanocu teyzenin saçma iddaları
Bir de bu saçmalıkları bu sözde Nobel adayı teyzeden alıntılayıp sosyal medyada yaymaya bilinçli bir şekilde çalışan bir kaç avanesi . Aslında bu şahsın baktığı yerler Legitim.ch, Tkp.at, RT German, Epoch Times gibi aşı karşıtı bloglar
Bu blogların dayanağı ise Japonya’da yapılan çalışmanın ön baskısının bir kısmını alıp sosyal medyada yaymalarıdır.Aşıların uzun vadede etkileri bilinmiyor saçmalığının ana kaynağı burasıdır.Bu blogların amacı medya fenomenleri gibi isim ve takipçi yapıp reklam gelirleri almaktır
Berlin: Almanya’da olası bir Sonbahar/Kış aylarında kötü senaryoya karşı hazırlıklar başladı. İlk olarak okullar açılmadan havalandırma sistemleri, öğretmen ve personelin aşılanması, hijyen malzemelerinin tedarik edilmesi planlı bir şekilde başladı.
Aynı zamanda hastaneler için ilaç ve malzeme tedarıği, yoğun bakımların düzenlenmesi gibi uygulamalar için ek bütçe oluşturuldu. Hastanelere yoğunluk fazla olmayacağı tahmin ediliyor. Fakat yinede açıl durumlara karşı önlemler alınacak.
Akıllı ülkeler ileride oluşabilecek kötü senaryolara karşı farklı planlar hazırlar. Umarım Türkiye’de de @saglikbakanligi ve ilgili diğer bakanlıklar planlar yapıyordur. Almanya’da RKI planları: