Gizemli kazının hikâyesi 2012’de işlenen bir polis cinayetine kadar uzanıyor. Tarihi M.Ö. 2000’lere kadar dayanan Tarsus’ta yapılan kazıyla ilgili olarak Aziz Paul’un İncil’inden, İmparator Dakyanus’un yeraltı şehrine kadar birçok söylenti dolaşıyor.
Mersin'in Tarsus ilçesinde trafik şubede görev yapan, aynı zamanda bölgedeki define kaçakçılığı şebekeleri konusunda emniyete bilgi veren polis memuru Mithat Erdal, 2012’de esrarengiz bir cinayete kurban gitti.
Definecilerin avlusunu kazdığı evi kiralayan Mithat Erdal’ın polis eşi Sibel E., 5 yıldır sürdürdüğü mücadelenin ardından 2016’da Cumhurbaşkanına bir mektup yazarak dosyanın tekrar açılmasını talep etti ve eşinin görev başında öldürüldüğünden şehitlik statüsü verilmesini istedi.
Bunun üzerine soruşturma yeniden başlatıldı. 82 Evler Mahallesi’nde bulunan evdeki kazı da böyle başladı.
Türkiye'nin gündemini uzun süredir meşgul eden kazı özel harekat polisleri gözetiminde gerçekleştirildi. Kazı süresince çalışmaların devam ettiği gecekondunun bulunduğu sokak giriş ve çıkışa kapatıldı. Mahalle sakinlerinin giriş çıkışına sınırlı olarak izin verildi.
Modern cihazların kullanıldığı kazıda, 24 saat esasına göre 20 kişi gece gündüz çalıştı. Kazıyla ilgili özel ekip ve kazıda görev alanların iaşe ve barınmaları da aynı yerde giderilerek dışarıyla bağlantılarının kesildi. Kazı bölgesinde güvenlik önemlerinin üst düzeye çıkartıldı.
Tarsus Kaymakamlığı ve Mersin İl Kültür Müdürlüğü’nce, BİMER üzerinden yapılan 2 açıklamada, daha önce kaçak kazı yapılan bu alanda mimari olarak herhangi bir kültür varlığı bulunmadığı belirtildi.
Yetkililerin aylarca hakkında açıklama yapmadığı kazı ilk kez Tarsus’ta yerel medyada gündeme geldi. Esrar perdesi, kazının medyaya yansımasıyla daha da büyüdü. Kazıyı TBMM gündemine de getiren CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, tam 5 kez bölgeye gitti, ancak içeri alınmadı.
Sosyal medyada kazıda ne bulunduğuyla ilgili birçok iddia gündeme geldi. O iddialardan bazıları şöyle:
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, olaydaki esrarın Hıristiyanlığın önemli isimlerinden Tarsuslu Aziz Paul’ün kayıp İncil’i ile ilgili olduğunu iddia etti.
Öldürülen polis Mithat Erdal, karısı Sibel Erdal’a kazı bölgesinde definecilerin kral mezarı bulduğunu söylemişti. Mithat Erdal, “Önemli bir kral mezarını kazıyorlar. İlçe Emniyet Müdürü görevlendirdi. Kaçakçılık Şube adına sızdım. Olup biteni rapor ediyorum.
Lahdin içinde altından 32 şamdan, kadeh, sikke gibi çok değerli hazine var. Dün akşam lahit kapağı açılmadan Kaçakçılık Şube benim ihbarımla baskın yaptı” demişti.
Sosyal medyada en çok gündeme gelen iddialardan biri de, kazı alanında tonlarca altın bulunduğuydu. Mahalle sakinlerinden birinin “Yaptılar, ettiler, gittiler böyle. Bütün olduğu gibi böyle hep çatlak. Evlerin altı boş. İki yaşlı nereye gideceğiz, kiralar pahalı.
Gizli yaptılar, gizli ettiler, götürdüler gittiler, ne oldu biz anlamadık. Bize, ‘Bir tehlike olursa size ev vereceğiz, ev olmazsa ev parası vereceğiz’ dediler. Kafile kafile geldiler, 20 kişi bir geldi, 20 kişi bir geldi” sözleri, bu söylentileri daha da güçlendirdi.
82 Evler Mahallesi’nde bulunan müstakil bir evde, özel harekat polisleri gözetiminde yaklaşık 1 yıl süren gizemli kazı Kasım 2017’de sonlandırıldı. Kazı alanının yakınında bulunan evlerin büyük bir kısmı zarar gördü, binalarda içli, dışlı irili ufaklı çatlaklar oluştu.
Mahalle sakinleri kazı bittikten sonra çatlakların devam ettiğini, mağdur olduklarını, devlet yetkililerinden yardım beklediklerini söylediler.
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Tarsus'da yapılan 'gizemli kazı'yı Ocak 2019’da Meclis gündemine taşıdı ve “Tarsus ilçesinde yapılan bu kazının MİT ve özel harekât polislerinin gözetiminde gizlice yürütülmesinin gerekçeleri nelerdir?
Söz konusu yapılan kazı sonucunda neler bulunmuştur? Kazı esnasında basında ve sosyal medyada iddia edildiği gibi Aziz Paul’un kayıp İncil’i, kral mezarı, altın, vs gibi tarihi ve kültürel açıdan değerli eşyalar bulunmuş mudur?
Recep Tayyip Erdoğan’ın Vatikan ziyareti esnasında Aziz Paul’un kayıp İncil’ini Papa Franciscus'a teslim ettiği iddiaları doğru mudur? Doğru ise kendi topraklarımızda çıkan bir değer, neden ve neyin karşılığında Vatikan’a teslim edilmiştir?” diye sordu.
Gizemli kazı ile ilgili iddialara Vatikan’ın Ankara Büyükelçiliği’nden yanıt geldi. Vatikan’ın Ankara Büyükelçisi Başpiskopos Paul Russell, “Vatikan’ın Tarsus’taki herhangi bir arkeolojik kazı veya başka faaliyete dahli yoktur” dedi.
Büyükelçi, Vatikan’ın Tarsus’taki olayla ilişkilendirildiği haberlerin “uydurma” ve "yalan" olduğunu söyledi.
Bir çok teori ve söylenti olsa da hala kazının neden yapıldığı ve yapılan kazıda ne bulunduğu açıklanmadı.
Kaynaklar: Sputnik, Habertürk, Hürriyet
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
60 Yıl Önce Polis Ekiplerine Şifreli Mektuplar Yollayan Zodiac Katili'nin Kim Olduğu Sonunda Bulundu
Tam 37 cinayetten sorumlu tutulan Zodiac Katili, FBI ajanlarını en çok meşgul eden seri katil olabilir.
Tam 60 yıl önce bir dizi cinayet işleyen ve üstüne de polis ekiplerine şifreli mektuplar gönderen Zodiac Katili, robot resmi olmasına rağmen yıllarca bulunamadı.
Yale Üniversitesi'nden psikolog Dr. Stanley Milgram tarafından yapılan bu deney, insanların otoriteye nasıl boyun eğdiklerini anlamak amacıyla 1961 senesinin Temmuz ayında yapılmıştır.
1961 senesinin Temmuz ayında yapılmıştır. Deneyin kilit noktası, deneklerin şahsi vicdanlarıyla çelişen unsurların varlığına karşı otoriteye nasıl boyun eğdiklerini gösterebilmektir.
Fahire Kara Batman Beşirili. 9 kardeşi ve 12 çocuğu var. 1990 yılında en küçük çocuğu henüz 9 aylık. işte bütün olaylar 1990 yılında başlıyor. Söz konusu yıl, Fahire Kara ve eşi Abdurrahman Kara, ikinci defa hacca gitmeye karar veriyorlar.
Fakat daha önce hacı oldukları için kuraya giremiyorlar ve Suudi Arabistan’a özel şirketler aracılığı ile aslında devletin haberi olmadan hacca gidiyorlar.
Vücudundaki Bütün Kromozomlar Zarar Görerek Ölen, Ölümü En Kötü Şekilde Deneyimleyen İnsanlardan Biri: Hisashi Ouchi
1999 yılında japonya'da gerçekleşen Tokaimura nükleer kazası sırasında yüksek dozajda radyasyona maruz kalan üç kurbandan biri olan 35 yaşındaki nükleer işçinin kaza sonrası vücudundaki bütün kromozomlar zarar görür.
Tedavi sürecinde her geçen gün vücudundan 20 litreye yakın su kaybetmeye başlayan kurbanın derisi yavaş yavaş iç organlarından ayrılmaya, organları tamamıyla durmaya başlar hatta kalbi 3 kere toplamda 49 dakika tamamen durur.
44 Gün Boyunca Tecavüz Edilen, Kum Torbası Gibi Dövülen ve Türlü İşkencelere Maruz Kalan Japon Kızın Tüylerinizi Ürpertecek Hikayesi
22 Kasım 1988'de hayatı bir anda tepe taklak olan Junko Furuta, onu kaçıranların elinde ölmeden önce sadece 16 yaşındaydı.
Rehin tutulduğu 44 gün boyunca sürekli tecavüz edilen ve türlü işkencelere maruz kalan Junko'nun başına gelenler, olayın yaşandığı dönem sadece Japonya'da değil, tüm dünyada büyük ses getirmişti. 'Beton Kaplı Liseli Kız' olarak bilinen Junko'nun hikayesini sizlerle paylaşıyoruz..