Yazıdan bir bölüm. 24 yaşındaki Jennie'ye şunu demişler. 'Aynı odada bir sen bir de Hitler olsa, seni boğarak öldürürüz.' Lezbiyen olan Jennie'nin Hitlere rahmet okutan suçu trans bir kadınla cinsel ilişki yaşamayacağını söylemesi.
Bu da başka bir hikaye. Chloe, o kadar baskı altında kalmış ki en sonunda bir trans kadınla cinsel ilişki yaşamış. Şöyle diyor:
'Her anından nefret ettiğim için kendimi kötü hissettim, çünkü güya cinsiyete değil cinsiyet kimliğine çekim duymalıydık...'
Şunu söylemek lazım, özellikle genç arkadaşlara, lezbiyen veya değil, hiçbiriniz ama hiçbiriniz istemediğiniz biriyle cinsel ilişki yaşamak zorunda değilsiniz. Size aksini söyleyen hiçbir hareket feminist filan değildir. Dolaptaki erkek hakları savunucularıdır onlar.
Makaleye dönersek. Son bir hikaye. İsmi verilmeyen bir kadına terf denmiş, işini kaybetmekle tehdit edilmiş. En sonunda, bir trans kadınla bir eve gitmiş, penis gördüğünde fikri değişmiş. Ve tecavüze uğramış.
Bu da Stonewall CEO'sunun makaleye tepkisi. Hikayeleri anlatılan lezbiyen kadınlara zerre şefkat yok. Kadınların başlarına gelenlerin hiçbir önemi yok. Kadınlara tecavüz etmenin bir hak olduğunu söylemenin epey yakınındalar.
Umut Özkırımlı-Pınar Dinç olayı etrafında konuştuğumuz konulardan biri ne? NEPOTİZM. Gelin şu video üzerinden nepotizm ve süreklilik konusuna girelim. Çünkü herkes 1 kere hata yapar, hata tekrar edildiyse karakter özelliği haline gelmiştir.
Videonun tarihi 3 Haziran 2020. Ünlü ifşadan 2 gün sonra. Umut Özkırımlı’ya insanlar ‘çocuğu ölürken kadın taciz eden sapık’ yazdıkları mentionları yağdırırken, ani bir popülerlik yakalamış Pınar Dinç yeni sevgilisi ile ortak projesinin PR’ına girişmiş.
Yeni sevgili Ömer Turan, yani @OmerTuran76. Tabi burada bizim derdimiz kim kiminle sevgili olmuş değil. Nepotizm. Sevgililik ilişkilerinin çıkar amaçlı kullanılması. Kamuoyunu ilgilendiren ancak bu olabilir, birleşen eller değil, ortaklaşan cepler.
Ailemin bir tarafı mülteci, mültecilerle ilgili çalışmalara desteğim oldu, 2016 Temmuz'una kadar İstanbul'da Suriyelilerin en yoğun yerleştiği semtlerden birinde ve aralarında yaşadım. Ve sorunun biz zaten yabancı sevmiyorduktan fazlası olduğunu söyleyebilirim.
Başka bir örnekle anlatayım. Mesela AB bir ülkede Romanları öncelikli dezavantajlı grup ilan ediyor. Güzel. Bakılıyor ve en önemli sorunun barınma olduğu görülüyor. Güzel. Fon ayrılıyor ve Romanlar için sosyal konutlar inşa ediliyor. Güzel.
Geri kalan halkta Romanlara yönelik önyargı var mı? Elbette. Bu proje bu önyargıyı kırıyor mu? Hayır, aksine arttırıyor. Niye, aynı bölgedeki Roman olmayanlar da yoksulluk sınırına yakın yaşıyorlar. Haliyle bu barınma projesi nefreti arttırıyor.
O kadar ithal söylemler üzerine oturtulmuş bir düşünememe hali ki bu arkadaşın durumu, kendi kendine burada 'düşman güç' atadığı kadınlara etnik kimlik ve geçmiş atıyor. Onları 'beyaz' sanıyor.
Birincisi insanların iki farklı konu hakkındaki düşünceleri birbiriyle aynı olmak zorunda değil. Burada TERF ilan ettiğiniz kadınlar bir örgüt değil, farklı ideolojilere, etnik kimliklere, altyapılara sahip. Ve burada ayrı düştükleri konularda kavga da ediyorlar.
İkincisi TERF dediğiniz kadınlar arasında Kürtler var, Kürt olmasa bile mesela HDP destekçisi olan var. Mültecilerle/göçmenlerle çalışmış olanlar var. Ne hakla, insanların sözünü kafanıza göre değiştiryorsunuz.
Bu arada bu haberdeki rapor Mart'ta yayınlanmış. Rapor Afganistan'dan gelenler hakkında. Raporun dediği şu: buyrun gelin siyaseti gelenler için de bir güvenlik sağlamıyor, aksine risk yaratıyor.
Bu rapordan gelenlerin neden hep erkek olduklarının ve neden şu anda yığıldıklarının daha akla yatan bir açıklaması var. Gelenler insan kaçakçılarıyla anlaşarak geliyor. Bu az buz bir para değil. Zaten çok zorlu bir coğrafyadan geliniyor.
Gelenler aslında Avrupa'ya geçmek istiyor. Daha doğrusu kaçakçılar bunu yapabileceklerini söylüyor. İklim nedeniyle İran sınırından geçilebilecek ve Yunanistan'a geçilebilecek dönemler belli.
Türkiye dünyanın en yüksek sayıda mülteci/göçmen barındıran ülkesi. Bir sürü reflekse ırkçı diyebiliriz ama bu sayılara rağmen, kendisi bu kadar gerilimli bir toplumun bu kadar senedir durumu yine de çok iyi idare ettiği kanısındayım ben.
Gerçekten ilk başta korkulan kadar büyük olaylar olmadı. Ama gelinen noktada belediyeler perişan, mülteci/göçmenler perişan ve açıkçası herkes hak temelli söylemlerden bıkmış. Çünkü mesele mülteci haklarını aşalı çok oluyor.
Yani insanların bir de Afganistan'dan dalga geliyor deyince tepki vermesi anormal değil. Ama verilen tepki korkarım bir çözüm de değil. Çünkü bu iklim sorunlarıyla beraber bu göç dalgaları da yoğunlaşacak.