"Başarılı olanların, para kazananların tamamı ruhunu satıyor." muhabbetinin başarısız insanlar için bir başa çıkma stratejisi olduğunu düşünüyorum. Çoğumuz için ruhumuzu satmadan, haysiyetimizden ödün vermeden maddi açıdan başarılı olmanın yolları var.
Tabi bazıları için bu daha zor. Antikapitalist biri için bunun hemen hemen hiç yolu yok. Belki bir yolu kooperatif formatında iş kurmak olabilir.
Yüksek sanatlardan haz alanlar için de bu biraz daha zor. Genelde ya sanatciliktan vazgeçmeleri ya da istemedikleri şeyler yapmaları gerekiyor.
Ruhunuzu şaşmamak için ne yapmanız lazım? Özellikle başlangıçta ayıya dayı dememek gerçekten zor. İlk olarak bu durumu en aza indirmenin yollarını aramanız ve bu aşamayı çabucak anlatmanız için bir yol haritası yapmanız lazım.
Belli bir aşamaya geldikten sonra istemediğiniz türden işleri kabul etmemeye, müşterinin/patronun her dediğine he diyip geçmemeye çalışmalısınız. Çabuk is bulabilecek durumdaysaniz şunlar şunlar olursa is değiştireceğim gibi katı kurallarınız olabilir.
Ben yaşam koçluğu ve felsefeyle uğraşıyorum. Ruhumu satmamak için kendime koyduğum birkaç kural var. Asla kişi olarak nefret ettiğim insanlarla is yapmayacağım. Asla siyasi/fikirler bağımsızlığımı tehlikeye atacak işlere evet demeyeceğim.
Asla savunmadığım popüler fikirleri satmaya çalışmayacağım. Asla networking gibi amaçlarla bir yaşam koçu olarak çalıştığını düşünmediğim yaklaşımları eleştirmekten (NLP teknikleri gibi) kacinmayacagim.
Asla yeri geldiğinde büyük isimleri eleştirmekten ve iş benzeri bağları yeri geldiğinde koparmaktan cekinmeyecegim.
Bütün bunlari yapmakta istediğim kadar başarılı miyim? Hayır. Ama üzerinde çalışıyorum. Vicdanımın rahat olmasını hiçbir şeye değişmem.
Şaşmamak değil satmamak
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
"Görelidirler" ile kastedileni anlamadım. Epistemik açıdan mı görelidirler? Yani hiçbirimizin karara varmasının mümkün olmaması anlamında? Yoksa ontolojik anlamda ve doğruluk açısından mı görelidirler? Yani konuyla ilgili hiçbir objektif doğru mu yok?
İyi niyetli bir şekilde yaklaşırsam ilkinin kastedilmesi lazım. Ama ilk tez bile problemli, çünkü bu görüş yanlış anlamıyorsam evrenden yola çıkarak yaptığımız bütün çıkarımların aynı epistemik güce/geçerliliğe sahip olduğunu varsayıyor.
Diğer alanlarda yaptığımız çıkarımlarda böyle bir görelilik yoksa özellikle felsefi/teolojik çıkarımlar hakkında bunun olmasını beklemek için bir gerekçemiz var mı? Olduğunu sanmıyorum.
Pair-bonding bir tür olduğumuz için açık ilişkinin problemleriyle başa çıkmaya çalışmamız -ortada daha az riskli bir alternatif varken üstelik- akıntıya karşı kürek çekmek anlamına gelirdi.
Bu konudan şurada bahsetmiştim. Risklerden bahsettiğim için "İnsan biyolojisi açık ilişki yaşamayın diyor" dediğim ya da ahlaki bir eleştiri yaptığım düşünülebilir. Ancak kastettiğim bunlar değil.
Yanlış anlaşılabileceği için KİMSE AÇIK İLİŞKİ YAŞAMASIN DEMEDİĞİME dikkat çekiyorum tekrar. Bunu demiyorum, ama mutlu olmak istiyorsanız muhtemelen açık ilişki yaşamamanız lazım.
Genç erkeklere uzun vadeli ilişki yaşamak istemeleri halinde önerilen temel şey "kendinizi geliştirmeye odaklanın ilişki aramaya değil" oluyor ve bu çok doğru.
Kadınların bir erkekte aradığı pek çok şey var. Bunlardan bazılarını erkekler de arıyor kadınlar da (geçinilebilir biri olmak, sadık olmak, zeki olmak vs.).
Özellikle kadınların aradıklarıysa şunlar:
1. Kaynak sağlayabilecek olmak 2. Kaynak sağlamaya istekli olmak 3. Koruyabilecek durumda olmak 4. Korumaya istekli olmak 5. Bağlanmaya (commitment) istekli olmak
Evrimsel psikoloji inanılmaz bir bilim. İstisnasız herkesi ama herkesin hoşuna gitmeyecek şeyler var EP literatüründe.
1. Kumbaya kafasındaki lib-sola akrabalık ilişkisi olmayan toplumsal organizasyonlarda (hatta kısmen onlarda bile) hiyerarşik ilişkilerin son derece muhtemel olduğunu gösteriyor.
2. Feministlere cinsiyet rollerinin erkekler tarafından kadınların başına örülmüş bir çoraptan ibaret olmadığını ve hepimiz için en azından bazı rollerin faydalı olduğunu gösteriyor.
Yaşama nedeniniz olarak gördüğünüz değerler neler? Yazın. Her biri konusunda ne kadar tatmin hissettiğinize ve her birinin sizin için ne kadar önemli olduğuna 1'den 10'a kadar puan verin.
X değerinden tatmin düzeyiniz 2 diyelim. 5'e çıkarmak için neler yapmanız lazım? Somut olarak atabileceğiniz adımlar neler? Bu adımları atmanızı engelleyebilecek şeyler neler? Bu engeller konusunda önceden nasıl önlemler alabilirsiniz?
2. Değerlerinizi hayatınızda kilit kararlar almanız gerektiği zamanlarda kullanın.
Belki üniversite bölümünüzü, belki yaşayacağınız şehri, belki kariyerinizi seçmek istiyorsunuz diyelim. Değerlerinizin önem seviyelerine verdiğiniz 1-10 arası puanları hatırladınız mı?
Kişisel gelişime karşı iki, birbirine zıt, tavır var. Bir kesim kişisel gelişim kategorisindeki bütün içerikleri inanılmaz pozitif bir tavırla tüketiyor. Genelde okumuş kesim (beyaz yakalılar) dahil bu kesime. Bir kesimse kişisel gelişime aşırı düşman.
Bu düşman olan kesim genelde doğa bilimleri veya sosyal bilim eğitimi olan ya da bu alanlarla ilgilenen kişilerden oluşuyor.