Kim West, oğlunu doğar doğmaz evlatlık olarak vermiş ve onunla yıllar sonra buluşunca oğluna aşık olmuş ve evlenmişler. Çocuk da yapmak istiyormuş. Medyaya da konuşurken daha mahrem detaylara girmiş ve "inanılmaz bir deneyimdi" demiş. Dünyada böyle aptal şeyler de yaşanıyor işte.
Bu 47 yaşındaki Malawi'li kadın ise oğlunun eğitimine çok para harcamış. Neden onunla başka bir kadın evli olsun ve ona yatırım yaptığım ter döktüğüm işlerden ve meyvesinden nemalansın? Bu olmayacak. Kürtaj yapan diğer kadınlara yetki vermemek için oğlumla evleniyorum” demiş...
Bu tür sapkınlıkların doğallaşma süreci üzerine bazı uzmanlar ve diyorlar ki;
Yüzlerce yıl önce lanetlenen birçok ilişki, toplumda yayıldıkça normalleşiyor. Kültür önce reaksiyon gösteriyor, sonra sindirmek istiyor, sindiremezse de sessizce LGBT gibi kabullenmek zorunda kalıyor.
Dünyada pedofili, zoofili, nekrofili gibi yüzden fazla fetiş ve eğilim var. Bunların her biri de ruh hastalığı ama bir şeye ruh hastalığı denmesi için onun "anomali" yapması yani sosyal toplum çoğunluğunu içerisinde çok az olması gerekiyor. Yani pedofili çoğalırsa normal olabilir
İnsanların bir şeyi "norm" belirlemesi için belirli aritmetik belirginlik lazımdır. %10, bir azınlık ya da din grubunu nüfus içerisinde kabullenilebilir azınlık yaparken bir diğer toplumda %20,kabullenilebilir azınlık olmakta. Cinsel farklılıkların da mantığı yüzdeseldir aslında
Matematik, hayatın içerisinde psikolojik bir algıda da vardır. Çevrenizde günde 1-2 suri ve afgana tahammül edersiniz ama bu sayı 10-20 olmaya başladığında rahatsız olursunuz. Sonra bunlardan biri bir suç işlese pogrom yani bir gruba karşı sosyal patlama oluşur. Her şey matematik
Batı toplumlarında da doğu toplumlarında da eşcinsellik oranları birbirine yakındır ancak dile gelmez ya da istatistiklere girmez.Örneğin Suudi Arabistan'ın ülke profilinde eşcinsel yüzdesine dair N/A yazar. Yani Not Available.Ulaşılamıyor. Çünkü kabul etmezler ülkedeki varlığını
Bu tür şeyler, istatistiki yanılgıdır. Yok dediğinde yok olmuyor, istatistiklerde gizli oluyor. Türkiye'de de var birçok sapıklık ama bunlar sapıklarca dile getirilmiyor. LGBT olanların %10'unu görebiliyoruz. Kalanı aramızda dolaşıyor. Pedofiller ise hiç dile getirmiyor eğilimini
Bir şey çoğaldıkça hak talep eder. Buna demokrasi değil, demografik hak kazanımı diyorum. %3 iken bir etnik partinin çıkardığı gürültü ile %13'ken çıkardığı gürültü bir değil. Hak kazanımlarında en önemli mesele, demografi, nüfus ve o hakkı dile getirenlerin sayısıdır. Unutmayın!
Geçtiğimiz günlerde de Elon Musk, bu sebepten nüfusun artması gerektiğini söyledi. Bunu söylerken bahsettiği şey aslında herkesin artması değil. Kendisini takip edenlerin çoğu beyaz anglosaxon olduğu için hitabın mecrası aslında orasıydı. Kendisi de G.Afrikalı beyazdır zaten.
Musk aslında bu görüşü dile getirirken suya sabuna dokunmadan dile getirdi. Çünkü beyaz ırk, her sene azalmakta. Oransal olarak azalmakta miktarda değil. Eşcinsellik, tek yaşam, az çocukluluk da buna tuz biber oluyor. Bu sebepten bu adamların nüfusa dair çıkışını böyle okuyun.
Kendisinin de çokça çocuğu var. 1980'lerde 450 milyonluk Afrika, günümüzde 1.3 milyardan fazla insanın yaşadığı bir yer. Afrika kıtasını Batı'nın geliştirmek istememesi biraz da bundan. Çünkü geleceğin patlayacak nüfus bombası Asya değil, Afrika'da bulunuyor. Çin de buna oynuyor.
Batı'nın yatırım yerine misyonerlerle gittiği kıtaya Çin hem yatırım hem borçlandırma ve mebzul miktarda sözde teknisyen nüfusla gidiyor. Afrika da çaresiz Çin'e kucak açıyor. Geleceğin en büyük savaşı su ve nüfus savaşı olacak. Yazın bunu. Üremeyenleri üreyenlerle vurma savaşı.
Bu akşam size farklı bir vizyon vermek istiyorum.
Garip gelebilir, ne alaka? diyebilirsiniz. Bu bilgiselinde Türklüğün önce denizlere sonrasında ise Okyanuslara açılması için Azerbaycan ve Orta Asya'daki akraba devletleri denizlerimize çekmekten bahsedeceğiz. Peki nasıl?
⬇️
Ama ortamda teksek ortamı şenlendirmek gerekir. Eğer kardeşlerimiz denizin tuzunu ve yosununu bir kez koklar, serbest deniz ticaretini bir kez tadarsa, milletçe Okyanuslara dek sürecek bir serüveni başlatmış oluruz. Şu anda ortam çok müsaittir. Sebebine sonra gireceğim.
⬇️
Coğrafyada bir ülkenin denize çıkışının olmaması o ülkenin serbest deniz ticareti yapamaması demektir. Alacağın satacağın her şey, komşularının insafına, izni ve müsadesine tabidir. O komşularla iletişimin ve siyasi, diplomatik söylemine de yansır bu. Gardın hep düşüktür
⬇️
Bunlar Avrupa ve dünyada halkın ucuz şehir içi kullanımı için yapılmış 5 bin euroluk araçlar. Elektrikli ve günde 70-80 km gidebiliyor. 3 saatte şarj oluyor. Halkı sevindirmek için bunlardan üretin, isim yapın. TOG, MOG kimde o araca verecek yarım milyon var bu şartlarda?
⬇️
Bu da biomega. Danimarka yapıyor. Tek doldurmada elektrikle İstanbul'dan Edirne'ye git üstüne bir de Kırklareli. 20 bin euro. Tam 300 km yol gidebiliyor. 16 kWh ile. Yanılmıyorsam tüm yolculuk size en fazla 20-25 liralara mal oluyor. Beğenin beğenmeyin artık gelecek budur.
⬇️
Bunları aldınız geldiniz aracınızı evinizin önündeki otoparka park edin dolsun. Bu şekilde projeler yapmalı TOKİ'lerimiz ama bizde beton daha önemli tabi ayrı. Yollarda tüm Avrupa'da bu dolum istasyonları artıyor artık. Biz hala içten yanmalı araç üretelim. Petrolümüz var ya..
⬇️
Haklar nüfusa göre elde edilir. En aptalca hakkı bile bir rakama ulaşmadan elde edemezsin. Dünyada varım diyeceksen, nüfusun olmalıdır. Her ekonomik kriz, gelip geçicidir. Çakılı ve yekpare haldeki nüfusunuz ise en etkili silahınızdır. Para gelir, gider. Nüfus varsa umut vardır!
İçinde bulunduğumuz dönemin iyi yanları da var kötü yanları da. En iyi yanını söyleyeyim. Hindistan'a bakın. Nüfus çok ama işe yarar kısım seçilip iyi yerlere getiriliyor. Onlar sayesinde ülke üretiyor, gelişiyor, süper güce oynuyor. Vasıfsız insana ekmek az. Kabul edeceğiz bunu
Zeki, kaliteli, eğitimli insan bir şekilde artık doğal seleksiyon kurallarına göre hayatta kalacak. Darwinci değilim ama gerçeğimiz budur. Seneler önce bir vasıfsız adamın 600 euro kazanması makul değil demişti birisi. Tepki vermiştim. Ne olmalı? Demiştim. 100 usd olmalı demişti
📢Dünyada insanların birbirini yönetmesini sağlayan belli başlı yalanlar vardır.Bunlardan biri de eşitliktir. Eşitlik, gerçekte asla yoktur.İnsan toplulukları birbirinden farklı dönemlerde medeniyet(şehirleşme) ve uygarlık (devletleşme) ve uluslaşma yaşarlar.Eşitlik hiç olmadı
⬇️
Peygamberin de belirttiği gibi,bilenle bilmeyen bir değildir.Bilenin bilmeyenle eşit olmadığını o da söylemiş. Kimlik kartları ve akıllı sistemlerin olmadığı dönemlerde insanların birbirinin soyunu ayırt etmesi için belli başlı ayrımlar söz konusu olmuş. Peki niçin gerekliydi?
⬇️
Milletlerin bir yöneten sınıfı bir de yönetilen sınıfı olur. Yönetilen sınıfı yöneten yaparsanız, eline bakkal dükkanı geçmemiş adamın eline holding vermiş olursunuz. Yönetim işi öteden beri bir sınıfın elinde pişmek, olgunlaşmak ve kültür isteyen karmaşık bir uğraş olmuştur.
⬇️
Bir kelebek için yapılmış dünyadaki en güzel şarkı olabilir. Tatar Türkçesinde bir klasiktir. Kübelek. (Kelebek demekmiş) Bu, Tataristan versiyonu. Fin Tatar versiyonu daha slow gidiyor...
Bu da Finlandiya Tatarlarının versiyonu. Şakir Deniz Bedredttin'in "Başkarma" adlı müzik grubu gerçekten de 1990'larda harika işler yapmıştı. Grubu ülkemizde hiçbir milliyetçi davet etmediği için bilmemeleri doğal. @denizzone 'a da buradan selamlar diyelim
Müzikleri, Tatarların Finlandiya'da gururla var olmaları adına çok şey ifade ediyor. 2 bin kadar Fin Tatar, günümüzde Finlandiya'da dillerini yaz kamplarında öğrense ve çok iyi konuşamasa da yine var olmaya çalışıyorlar.Bashkarma grubu şarkılarını dinleyin
1 saat öncesi itibarıyla Bosna Hersek içindeki Sırp Cumhuriyeti meclisi, Bosna Hersek devlet yetkilerini Sırp Cumhuriyetine devredecek paralel kurumları oluşturma kararı almıştır.Bu sözde bir kurumsal yedekleme olarak yapılsa da savaş başlatacak kıvılcımdır.Bosna'da işler karışır
Tartışmaları biraz izledim. Burada yargı,savunma, güvenlik ve dolaylı vergilere dair yakın gelecekte tamamen bağımsız hareket edecek idarelerin organize edilmesi kararı alındı ki bu, resmen Dayton antlaşmasının açık ihlali. Boşnaklarsa yapıyı korumak için yine Avrupa'ya bakıyor.
Bosna Sırp Cumhuriyeti başkanı Dodik, muhalefeti dış mihraklarla irtibatlı olmakla suçladı ve her zamanki gibi kuru milliyetçi söyleme geçti. Konuşmasında birkaç defa muhalefete, yabancılara ve Bosna Hersek'teki üst yapıya salladı(kendisi de üst yapının parçası) bu klasikti zaten