Tarihçi Homeros’un ‘Arabia Felix’, ‘Mutlu Arabistan’ olarak nitelendirdiği Arap Yarımadası, güneybatı Asya ile kuzeydoğu Afrika arasında uzanan dünyanın en büyük yarımadalarından biri. Suudi Arabistan ise yarımadanın en büyük ve bence en güzel ülkesi+
Dünyanın bu özel coğrafyası gerçekten şaşırtıcı sürprizlerle dolu. Üç tarafı denizler ve okyanus ile çevrili olan Arap Yarımadası'nın kültürel mirası ve doğal zenginliklerini en iyi görebileceğiniz yer Suudi Arabistan'dır. Çöller, masmavi ve cam gibi denizler, vadiler ve dağlar..
Suudi Arabistan Arap Yarımadası'nın en büyük ülkesi. Ülkenin batısı Kızıldeniz kıyıları, doğusu ise Arap Körfezi'nin sahilleriyle çevrili.Kinde Krallığı, Himyeriler ve Nebatiler bu olağanüstü toprakların kadim medeniyetleri.Mimarisi, müziği ve sanatlarıyla büyük bir dünya burası.
Suudi Arabistan'ın batısı Kızıldeniz kıyıları, doğusu ise Arap Körfezi'nin sahilleriyle çevrili. Kinde Krallığı, Himyeriler ve Nebatiler bu olağanüstü toprakların kadim medeniyetleri. Mimarisi, doğası, müziği ve sanatlarıyla büyük bir dünya burası ve sanılandan da çok daha yeşil!
Ülkenin doğu kıyıları ve güneyi ülkenin en çok petrol rezervlerine sahip. Petrolü dünyanın sayılı rafinerilerine sahip olan ve %100’ü Suudi Arabistan’a ait olan Aramco şirketi idare ediyor. Suudiler dünyanın en büyük petrol ve petrokimya ürünleri üreticisi ülkelerinden.
Suudi Arabistan'ın kurucusu 1932 yılında kral olan Abdülaziz bin Suud. Sürgünde bulunduğu Kuveyt'ten genç yaşta ayrılıp Arap Yarımadası'nın en geniş yüzölçümüne sahip ülkenin kurucusu olmayı başarmış önemli bir lider ve devlet adamı Abdülaziz bin Suud.
Suudi Arabistan coğrafi şartlara paralel olarak farklı iklimler barındırır. Taif, Abha ve Tebük'te bazı yerler 3.000 metreye yaklaşan rakımlarıyla çölün yakıcı sıcaklığından uzak kalırken, iç bölgeler kuru ve sıcaktır, sahil kentleri ise sıcakla birlikte yüksek nem de içerir.
Suudi Arabistan genel olarak kuzeyde Tebük (El-Ula) güneyde Necid, batıda Hicaz ve doğu yakası olarak dört bölgede incelenebilir. Mekke, Cidde, Taif, Medine ve Yanbu kentleri Hicaz Bölgesi içinde yer alır. Burada Kızıldeniz sahilleri inanılmaz güzelliktedir.
Derin vadilerle birbirinden ayrılan dağların zirvesindeki Taif serin ve temiz havasıyla karşılar sizi. Dünyanın en güzel kokulu gülleri, üzümden muza, incirden kayısı ve nara hemen her meyve Taif'te yetişir. Dağların arasından kıvrıla kıvrıla çıkarken maymunlara rastlarsınız.
Yazın sıcağın en şiddetli olduğu günlerde Mekke 47-48 dereceyken Taif'te hava 25-27 derece olur. Akşamları güzel bir esinti çıkar. Dağların etrafında bolca kartal, şahin uçar. Vadilerinde de zengin ve bakir bir doğal hayat vardır. Abdullah bin Abbas Camii ve kabri de Taif'tedir.
Cidde ülkenin batı yakasının en önemli ticaret ve kültür şehri. Korniş adı verilen sahil şeridi, buradaki çağdaş sanat eserleri ile dolu parklar ve biblo gibi güzel sahil mescitleriyle Cidde çok güzel bir şehir. Cidde limanı ve endüstri tesisleri de çok gelişmiş durumda.
Kızıldeniz sahilleri cam gibi berrak suları, pudra gibi ince ve beyaz kumları, olağanüstü su altı zenginliği ile adeta tropikal bir yeryüzü cenneti sunar. Dünyanın en lezzetli balıklarını bu sahillerde yersiniz. Cidde Balık Hali, Tokyo Balık Hali'nden bile çok daha zengindir.
Abha, el-Ahsa, el-Wajh, Yanbu sahillerine bir kere giderseniz hep gitmek istersiniz.Buralar kalabalık insan kitlelerinin, acımasız turizmin henüz girip bozamadığı birer doğa harikaları.Özellikle Abha yeşilin, çiçeğin bin bir tonunu cömertçe sunan baş döndürücü güzellikte bir yer.
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad. Geniş otobanları, yoğun bir iş hayatının yaşandığı gökdelenleri, tarihi kalesi ve kapalıçarşısı ile Riyad ülkenin en hareketli şehirlerinden biri. Aynı zamanda Suudi Arabistan'ın uluslararası iş, finans ve ticaret merkezi konumunda Riyad.
Riyad Kapalıçarşısı taze ve yöresel baharatlar, egzotik aromalı kokular, geleneksel kıyafetler, yerel lezzetler sunan küçük restoranları ile burada mutlaka görmeniz gereken bir nokta. Riyad yakınlarındaki Deriyye'de ülkenin kuruluş temellerinin atıldığı tarihi bir mekân.
Dünyanın en güzel atlarının ülkesi de burasıdır. Riyad'dan bir saat uzaklıkta, çölün ortasındaki Arap Atı Yetiştirme Merkezi'ni unutamam. Burada sadece binmek ve yarıştırmak için değil, sırf güzelliği için yetiştirilen çok özel Arap Atı ırkları bulunuyor. Müthiş bir yer.
Riyad'da beni evinde güzel bir akşam yemeği ile misafir edip ağırlayan değerli sanatçı dostum Ali er Ruzaiza ülkenin en tanınan ressamlarından. Eserleri birçok devlet başkanına ve krala hediye edilmiş. Evinin kapısını dahi bir sanat eseri olarak kendi yapmış Ali Bey.
Ülkenin doğu yakasının en önemli şehirlerinden biri olan Dammam'a sıcak bir ağustos ayında gitmiştim. Havaalanında muhteşem kokusuyla Arap yasemini çiçeklerinden bir kolye hediye edilmişti bana. Dammam ülkenin endüstri şehirlerinden. Yazın hayat genellikle alışveriş merkezlerinde
Riyad'ın sembolü olan ve gazoz açacağına benzetilen gökdelenin en üst katında ufak bir mescit ve seyir köprüsü var. Tüm şehri buradan görmek mümkün.
Kuşkusuz Hicaz'ın kalbi Mekke ve Medine. İslamın bu iki kutsal beldesi her sene milyonlarca ziyaretçiyi ağırlıyor. Dünyanın onlarca farklı ülkesinden, onlarca farklı dili konuşan milyonlarca insan aynı anda burada bir araya geliyor. Bu organizasyonun yönetimi büyük bir iş.
Mekke'ye yaklaşık 400km uzaklıktaki Riyad, tıpkı Cidde gibi Suudi Arabistan'ın sanat ve müze merkezlerinden. Ülke sanatçılarının ürettikleri heykeller bu şehirlerde hemen her açık alanda bulunuyor. Riyad'da çağdaş sanat ve Ulusal Müze'de İslam sanatları açısından oldukça güçlü.
Mekke ve Medine'nin temizliği için büyük özen gösteriliyor. Hac ve umre organizasyonlarında ziyaretçiler ''Allah'ın misafirleri'' olarak kabul edildikleri için hem görevliler hem de Mekke & Medine halkı ellerinden gelen her yardımı yapıyor ziyaretçilere. Çok hatıram var böyle.
El Kasim Suudi Arabistan'ın en güzel hurmalarının yetiştiği yerlerin başında. Gittiğimde pek otel bulamamıştım ama oradakiler misafir etmişlerdi beni. Fotoğraftaki hurmalık buradan bir iş insanına ait ve yetişen tüm hurmaları her sene ihtiyaç sahiplerine ücretsiz dağıtılıyor.
Burası Bedir ve Bedir Şehitliği. Ziyaret kapalı olan bu şehitliği özel izinle gezebilmiştim. Bedir yaklaşık olarak Mekke ile Medine arasında ama Medine'ye daha yakın. İslam tarihinin dönüm noktalarından olan Bedir Savaşı burada yaşanmıştı.
Mekke iklimi ve coğrafyasıyla sert bir şehir. Granitten dağların arasında, sıcak, ibadetlerin sesli, koşturmalı olduğu bir yer. Medine ise Mekke'den sonra olanca genişliği, sükuneti ve daha ılıman havasıyla karşılar sizi. Hurma bahçeleri içinde geceleri serin ve çok güzeldir.
Medine Mescid-i Nebevi, Ravza-i Mutahhara, Kuba, Kıbleteyn, Gamame, Amberiye mescitleri, Uhud Şehitliği, Cennet'ül Baki, Hicaz Demiryolu Medine İstasyonu ile öne çıkar. Siyer, Medine tarihi ve İslam sanatları ile ilgili müze ve sergiler de dikkat çeker.
Medine'nin yaklaşık 400 km kuzeyinde Tebük bölgesinde, El Ula'da Salih peygamberin şehri olan Medain Salih, Ürdün'deki Petra'nın ardından en büyük antik Nebati uygarlığı yerleşimi. Çöldeki kayaları, dağ ve tepeleri işleyerek evler, saraylar meydana getirmiş bir Nebatiler.
Cidde'yi Mekke'nin sahili gibi görürsek Yanbu şehri için de Medine'nin sahili denilebilir. Şimdiye kadar yüzdüğüm en iyi yerler Cidde, Yanbu ve Yemen'de Aden ile Sokotra Adası sahilleri oldu. Özellikle Yanbu'da çok güzel tatil tesisleri var. Fiyatları da çok çok makul.
Suudi Arabistan'da mutlaka görülmesi gereken yerlerden birisi de Asir bölgesinin en önemli şehri Abha. 2.300 mt rakımdaki şehir için çiçekler şehri dense yeridir. Burada kendinizi bir anda Doğu Karadeniz yaylalarına gelmiş gibi hissediyorsunuz. Müzesi ve evleri ile Abha çok güzel
Asir'de bir başka harika yer de Rijal el Ma'a. Abha'dan 50 km kadar uzaklıktaki bir köy aslında Rijal al Ma'a ve farklı malzemelerle yapılmış, ilginç mimari özellikleri olan evleri, eski surları ile de meşhur. Ülkenin kültürel mirasını oluşturan çok önemli eserler var burada.
Suudi Arabistan'ın doğu yakası El Ahsa / El Hasa bölgesi olarak biliniyor. Hufuf, Katif, El Ayn ve Dammam doğu yakasının önemli yerleşimleri. El Ahsa ''yer altından akan suyun sesi'' demek. Bölgede tarih öncesi çağlardan yerleşim izleri olan çok sayıda arkeolojik alan da var.
Suudi Arabistan halkı için at, deve, şahin ve kılıç çok anlamlı ve değerli. Geleneksel değerleri yaşatmak için gösterilen çaba gerçekten oldukça fazla. Dernekler, kulüpler, üniversitelerin araştırma merkezleri ile bu değerler korunup yaşatılıyor. Şiire de çok önem veriliyor.
Ülke mutfağı da çok zengin. Balık kadar kabuklu deniz ürünleri de bolca tüketiliyor. Güneyde yemekler bol baharatlı. Hicaz mutfağı bize daha yakın. Ben en çok çölde deve sütü ve sade bedevi yemeklerini sevdim. Haşi (deve eti), haruf (kuzu tandır) ve D'ab (çöl keleri) favorim:)
Son birkaç yıldır S.Arabistan'ın en önemli gündemlerinden biri Akıllı Şehir NEOM projesi. Neom akıllı bir şehir inşa etmenin çok çok ötesinde bir proje. Nüfusuyla sorunsuz bir şekilde etkileşim kurmak için birinci sınıf teknolojinin algoritmik veriler ve gelişmiş yapay zeka ile+
beslendiği ilk bilişsel şehri inşası denilebilir proje için. Tebük'te gerçekleşecek olan projenin maliyeti 500 milyar dolar. İlk bölümü 2025'te bitecek. Tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarıyla desteklenen proje 26.500 km²'lik bir alanı ve 460km'lik sahil alanını kaplıyor.
Az bilinen yönleriyle genel bir S.Arabistan anlatımı yapmaya çalıştım. Aslında her şehir ve birçok konu tek başına bir zincir olur.Bu güzel ülkeye çok gittim ve hemen her yerini gezebilip, güzel dostlar edindim. Kızıldeniz'in bakir sahillerini ve Cidde'yi çok özledim:)
V'esselam
Düzeltme: İlk tweette tarihçi Homeros değil, Heredot olacak, dalgınlık:)
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1795-1818 yılları arasında geçerli kalan, 22 maddelik ve dili Türkçe olan antlaşma gereğince, ABD 23 yıl boyunca Osmanlılara başlangıçta bir defalığına 642.000 altın ve yılda 12.000 Osmanlı altını (21.600 dolar) vergi ödedi.
Osmanlı garp ocaklarını oluşturan Kuzey Afrika'daki Libya, Tunus ve Cezayir toprakları ''dayı'' adı verilen idareciler tarafından yönetiliyordu. Bu topraklara gönderilen Osmanlı denizcileri çoğunlukla Ege ve Akdeniz illerindeki denizcilerden seçilirdi.
Buradaki denizcilerin Osmanlı ile anlaşması olan gemileri yağmalaması yasaktı ancak herhangi bir anlaşması olmayan diğer gemilerin yağmalandığı ciddi bir korsanlık faaliyeti yürütülüyordu. Özellikle de Cezayir'deki Türk korsanlar çok etkiliydi.
Batı Afrika'da Togo, Fildişi Sahili ve Gana'ya gitmiştim. Gana'nın başkenti Akra'nın sahilinde Jamestown adlı bir liman ve balıkçı barınağı var. Aslında pek de tekin bir yer değildi ama üç kişi olmanın cesareti ile daldık içeri.+
Burası Atlantik köle ticaretinin yapıldığı dönemin önemli köle sevkiyat limanlarındandı. İçeride iki yüz yıl öncesine kadar kullanılagelen ve kölelerin ''depolandığı'' bir yapı vardı. İçine girip dolaşmaya başladık. Müslüman köleler için ayrı bir ''depo alanı'' yapılmış.
Bu deponun bir kısmını kendilerine mescit edinmiş köleler. Mescidin duvarına da kuşak halinde bir ayet yazmışlar. Günümüze de az bir kısmı ulaşmış bu yazının. Kalan bu kısımdan çözüp anladık hangi ayet olduğunu ve tamamladık. Âl-i İmran Suresi, Ayet:103'tü yazılan.
Bu kazı çok değerliydi. Çünkü Mekke döneminde vahyin önemli bir bölümü bu evin çatısı altında gelmişti. Nebininﷺ küçük bir mescidinin de olduğu bu evde Hatice(ra); Kasım, Abdullah, Rukiyye, Zeynep, Ümmü Gülsüm ve Fatıma'yı doğurmuştu+
Hatice(ra) annemiz ve Hz.Muhammedﷺ bu evde 25 yıl yaşadılar. Peygamberin, İbrahim dışındaki 6 çocuğunun tamamını Hz.Hatice bu evde doğurmuştu. Kazıya başlanmadan önce çok detaylı bir araştırma yapıldığı anlaşılıyor. Konu ile ilgili tüm tarih kitapları ve seyahatnameler taranmış.
Bu sayede gerekli izinlerin alınmasının ardından başlayan kazıyla ortaya çıkarılan evin bölümleri çok rahat belirlenmiş. Hz.Fatıma'nın(ra) doğduğu oda, peygamberinﷺ mescid alanı, mescidin nişleri / mihrabı, misafir ağırlama bölümü gibi alanlar ortaya çıkarılmış.
1989 yılında Mekke’de ender görülen, istisnai bir arkeolojik kazı gerçekleştirildi. Kazının arkasında dönemin güçlü isimlerinden, Suudi Arabistan’ın eski Petrol Bakanı, Mekke doğumlu Zeki el Yemani vardı. Zeki el Yemani 1973 petrol ambargosu ile Avrupa’yı dize getiren kişiydi.+
Yapılan kazı, Hz.Muhammed’in ﷺ eşi Hatice bint Huveylid’in evini açığa çıkarmıştı. Olabildiğince hızlı, adeta bir kurtarma kazısı gibi gerçekleştirilip tamamlanan çalışmanın ardından, bir kazı raporu niteliğinde de olan “The House of Khadijah bint Huwaylid adlı kitap yayınlandı.
Az sayıda basılan kitabın sponsorluğunu 2021 yılında Londra’da vefat eden, hem New York hem de Harvard üniversitesinden hukuk lisansı bulunan Ahmet Zeki Yemani üstlenmişti.
İstanbul Boğazı’nın iki yakasını birer yüzük taşı gibi süsleyen sahil mescitleri içinde Defterdar İbrahim Paşa Camii bahçesi, manzarası ve rengiyle hemen ayırt edilir. Defterdarburnu Camii ya da İhmal Paşa Camii adıyla da bilinir.+
Muallim Naci Caddesi’nden aşağı doğru inen yoluna servi ağaçları eşlik eder. İlk yapımı 1611 yılına tarihlenen cami II.Mahmud, II.Abdülhamid ve Cumhuriyet döneminde 1941’de ciddi onarımlar görmüş. 2011’de tekrar bir restorasyondan geçmiş.
İstanbul’un az bilinen, saklı güzelliklerindendir Defterdar İbrahim Paşa Camii.