'Kutsal Aile' anlamına gelen La Sagrada Familia Bazilikası sırlar ve şifrelerle dolu. Bir kiliseden çok daha fazlası olan bu mabet; Mimar Antonio Gaudi'nin tamamen sadaka ve bağışlarla inşa edilen Barcelona'daki muhteşem eserlerinden. +
Lezzetli yemekleri, muhteşem mimarisi, güzel havası ve zarif sakinlerinin yanı sıra, Barselona Gaudi'nin binalarıyla tanınır. Casa Vicens, Palau Güell, Park Güell, Casa Milà, Casa Batlló ve diğer eserleriyle şehre damgasını vuran Gaudi'nin La Sagrada Familia'sı ise bir şaheser.
Sagrada Familia'yı ilk ziyaret ettiğimde, şimdiye kadar bildiklerimden benzersiz ve farklı olan mimarisi beni büyüledi. Paris için Eyfel Kulesi ne ise, Barselona için Sagrada Familia odur. Renkleri, geometrisi, heykelleri, şifreli mesajları ve yüksekliği dikkatinizi hemen çeker.
Gaudi, "doğada düz çizgiler ya da keskin köşeler yoktur... bu nedenle binaların düz çizgileri ya da keskin köşeleri olmamalıdır" ve "bazı yerlerdeki rengin ana hatları ve strüktürleri oluşturmada büyük değeri olduğunu unutmayın'' der. Sagrada Familia bunun çok iyi bir örneğidir.
Sagrada Familia yalnızca sadaka ve bağışlarla finanse edilmiş. Günümüzde buna ek olarak gişe gelirleri eklenmiş. Gaudi anıtın inşasını ölümünden sonrası için bile planlamış. Bugün tüm İspanya'da en çok ziyaret edilen anıt yapı La Sagrada Familia. Detaylara yakından bakalım+
Sagrada Familia'nın tasarımı, mimarın ölümünden sonra bile inşa edilmesini sağlayacak şekilde yapılmış. Planlandığı gibi 2026 yılına kadar tamamlanırsa, Antoni Gaudí'nin ölümünün üzerinden yüz yıl, ilk taşın atılmasının üzerinden ise 144 yıl geçmiş olacak!
Gaudi, büyük projesinin bittiğini görecek kadar yaşayamayacağını biliyordu. Bu nedenle işi devralacak mimarların nasıl devam edeceklerini bilmeleri için eskizler ve planlar bıraktı. Ancak, İspanya İç Savaşı sırasında hepsi yandı ve o zamandan beri inşaat onlarsız devam etti.
Sagrada'nın hepsi farklı anlamlar taşıyan üç farklı cephesi var; Parçaların her birinin farklı nesillerin mimari tarzlarını yansıtacak şekilde bağımsız olarak inşa edilmesini istedi. Doğum Cephesi, Gaudi hayattayken inşa edilen tek cephe:
Doğa ve yaşamın yaratılışı ile ilgili unsurları gösteren bu cephe İsa'nın doğumuna adanmış. İkincisi, İsa'nın çarmıha gerilmesini temsil eden Tutku cephesi, üçüncüsü, halen yapım aşamasında olan Zafer cephesi, Tanrı'ya ölümden, nihai yargıdan ve şandan geçen yolu temsil ediyor.
Detaylarında onlarca sır ve şifrenin saklı olduğu Sagrada Familia'nın içinde tek bir düz çizgi yok, her şey doğanın mimarisini taklit ederek inşa edilmiş. İsa'nın çilesi, masumların katliamı gibi birçok detayla duvarlar sizinle konuşan görsel bir hafıza alanı oluşturuyor.
Sagrada, inşaatı herhangi bir hükümet veya kilise fonu tarafından desteklenmediği için Expiatory / Kefalet Tapınağı adını da almış. La Sagrada Familia Gaudi'nin rüyasıydı ve bağışlar yalnızca bu hayali inşa edip gerçek kılmak için kullanıldı.
Tutku Cephesinde, toplamın her zaman 33'ü verdiği ilginç bir rakam tablosu / sudoku var! 33 Hz.İsa'nın öldüğü yaş ve aynı zamanda masonlukta da en üst dereceyi ifade ediyor. Sarılıp birbirini öpen iki kişi ise İsa ve Mecdelli Meryem. Sagrada Familia'nın gizemlerinden biri:)
İsa'nın Mecdelli Meryem (Maria Magdelena) ile evlenmesi, çocuklarının olması ve soyunun devam ediyor oluşu Dan Brown'un da kitabında işlediği ve Hristiyanlığı kuşkusuz sarsan bir iddia. 33'lük rakam karesi İsa'nın Hristiyanlığa göre 33 yaşında ölmesini simgeliyor ama fazlası var
33 rakamı aynı zamanda masonluğun da en üst derecesi! Bence burası dünyadaki en büyük masonik tapınak. Zaten İsa'nın Mecdelli Meryemden sonra da Lazarus'un kız kardeşleri Meryem ve Marta'yla da nikahlandığı iddiası ana akım Hristiyanlık öğretisi ile tamamen zıt bir iddia.
15 sayıdan oluşan 4x4 bu sihirli karedeki sabit 33 sayısı, merdivenlerin toplamının 33 olduğu Park Guëll'de de yer almakta. 33 sayısının bir masonun ulaşabileceği en yüksek rütbe olduğunu belirtmiştim Gerçekten de Gaudi muhtemelen bir masondu. Tıpkı çocukluk arkadaşı Eduard gibi!
Diğer bir iddia ise Gaudi'nin 12 havarinin varlığını inkar etmek, küçümsemek için kasıtlı olarak 12 sayısını gizlemiş olduğu. Bu bana çok makul gelmiyor. Her durumda, bu matematiksel kare, Gaudi'nin Sagrada Familia'ya getirdiği bir gizem olmaya devam ediyor...
Bazilikadaki kulelerinin de dini bir anlamı var! Bittiğinde Sagrada Familia'nın 18 kulesi olacak: 12'si Havarilere, 4'ü Evanjelistlere, biri İsa'ya ve biri Meryem'e adanmış, en yüksek kulesi 170 metre yüksekliğe ulaşıyor. Bitiminde erişeceği yükseklik de rastgele belirlenmemiş+
Sagrada Familia’nın yüksekliği Gaudí tarafından çok çalışılıp, ince bir hesapla ayarlandı. Gaudi'ye göre hiçbir şey Doğa'dan daha görkemli ve güçlü olmamalıdır. Gaudi, bir insanın eserinin Tanrı'nın işini aşmasını uygunsuz buluyordu. Bunun bir kibir olacağını düşünüyordu.
Gaudi'nin uzun zamandır başyapıtının yüksekliği hakkında düşünmesinin nedeni budur. Sonunda Sagrada Familia'nın en yüksek kulesi olan Torre del Salvador'un (“Kurtarıcının Kulesi”) 170 metre yüksekliğinde, yani Montjuic Dağı'ndan 1 metre daha kısa olmasına karar verdi.
La Sagrada Familia'nın inşaatının ilk günlerinde Gaudi, Sagrada Familia Okulları binası olarak adlandırılan alana bir okul inşa etti. Okul, babaları gece gündüz tüm Avrupa'nın en görkemli yapılarından birini inşa ederek geçirirken, inşaat işçilerinin çocukları içindi.
La Sagrada Familia'da inşaat ilk başladığında, basit bir Roma Katolik kilisesi zannedildi. Daha sonra bir katedral olarak ortaya çıktı ve daha sonra 2010 yılında Papa Benedict XVI onu bir bazilika ilan etti. Katedral piskopos makamı olduğu için bu yapıya verilen bir değerdi.
Sagrada Familia'nın inşaatçılarına vefa taşlara aktarıldı!
Sagrada Familia'nın birçok cephesinden birinde, taşa gömülü yüzlerden oluşan bir koleksiyon bulunur. Bu yüzler, bazı bağışçıların yanı sıra bu büyük eserin işçilerinin yüzlerinin kalıbı ile yapılmış.
La Sagrada Famila'nın içi ve dışını iyi dolaşabilmek için yarım gün hatta belki biraz daha fazla zaman ayırmak gerekiyor.
Mabedin dışı ayrı, içi ayrı büyüleyici. Arada mola vererek ama hakkını da vererek gezmek lazım:)
İsa'nın çilesi ve arkada şifreli kapı. Romalıların Kudüs'te Hz.İsa'ya ve takipçilerine yaptığı eziyetler Sagrada Familia'nın duvarlarına ustalıkla işlenmiş.
Şifrelerle dolu semboller kapısında hiyeroglif dahil birçok kadim alfabe ve simgelere yer verilmiş. Mesajları biz sıradanlardan çok anlayana tabi:)
Alfa ve Omega sembolleri... İsa İncil'de ''Alfa ve Omega, yani başlangıç ve son benim'' der. Bronz kapı ise yine sayısız ince mesajlar ve İncil'den ayetlerle dolu.
Sadaka sahnesi. Aslında her biri kısa / uzun Hristiyanlığın önemli kıssalarının ifadesi bu heykeller.
Tüm cephelerde ayrı bir hikaye gizli
Yine tartışmalı bir sahne... Yıkanan bebek İsa mı yoksa İsa ile Mecdelli Meryem'in çocuğu mu?.. Altta Jesus yazısı görünmekte.
Bu muhteşem eserin mimarı Antoni Gaudi çok ciddi maddi sıkıntılar çeken, uzun bir süre kendisine değer verilmeyen bir mimardı. At arabasının çarpması sonucu öldü. Yaralanınca sokak serserisi bir evsiz zannedilecek kadar üstü başı, saçı sakalı kötü durumdaydı. Hastanede tanındı.
Sagrada Familia'nın ana kapısı
Tutku Cephesi, İncil Kapısı'ndan detay:
Sagrada Familia'nın kapılarına kazınan şifreler, mesajlar, isimler karşısında saatler geçirebilirsiniz.
Tutku / Çile (Passion) Cephesi'nde Getzemani Kapısı. Hz.İsa Kudüs'te Romalıların ve Ferisilerin eline geçmemek için Getzemani bahçelerinde saklanıyordu. Yahuda İskaryot'un bir miktar gümüş para karşılığında Ferisilere ve Romalılara yerine ihbar edip bildirmesi ile yakalanmıştı.
Sagrada Familia'ya işlenen karmaşık sembolizm, tüm detayları tek bir temaya bağlar: Doğa. Aslında, katedralin iç sütunları ağaçlara benziyor ve onlara hangi açıdan baktığınıza bağlı olarak şekil değiştiriyormuş gibi görünüyor!
Gaudí'nin bu başyapıtının tamamlandığını görmeden öldüğü iyi bilinir, ancak çoğu kişi Gaudi'nin her zaman baş mimar olmadığının farkında değildir. İnşaat 1882'de başladığında, mimar Francisco de Paula del Villar y Lozano vardı ve Gaudi onun yanında küçük bir işe başlamıştı.
Yılda yaklaşık 3 milyon ziyaretçiyle, Gaudi'nin UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak sınıflandırılan başyapıtı, ziyaretçi sayısı olarak Granada'daki Elhamra'yı ve Madrid Prado Müzesi'ni geride bıraktı. Halen İspanya'da en çok ziyaret edilen anıt yapı, Barcelona'nın gururu.
V'esselam
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Struma Faciası
Karadeniz'de 103’ü Çocuk, 769 insanın ölüm yolculuğu
24 Şubat 1942. Şile açıklarında nazilerden kaçan, aç ve çaresiz 769 Romanyalı Yahudi, Struma adlı motoru çalışmayan bir gemide çaresizce Karadeniz’in soğuk ve hırçın sularında gece boyunca sürüklenmektedir.+
Balkan savaşlarında kullanılan, motoru 1830 yapımı köhne geminin kapasitesi 100 kişidir. Motoru çalışmayan, telsizi olmayan ve çapa zinciri kesilmiş halde Karadeniz'de sürüklenmekte olan gemide gece sabaha karşı korkunç bir patlamayla sarsılır. Struma vurulmuştur...
Gemiyi 1.118 metre uzaktan torpido ile vuran bir Rus denizaltısıdır. Aynı denizaltı bir gün önce Türk kargo gemisi Çankaya’yı da batırmıştır. Zaten deniz üstünde zor duran Struma hızla batar ve 769 Yahudinin 768’i feci şekilde can verir.
İstanbul'un çok iyi turşucuları var. Soğuk günlerde daha da güzel görünür göze. Mesela 1913'te kurulan Asri Turşucusu... Adile Naşit & Münir Özkul'un Neşeli Günler'indeki turşucu işte burası. En iyi turşu sirkeyle mi yoksa sarımsakla mı kurulur kavgalarının verildiği turşucu:) +
Beşiktaş Köyiçi'nde Soydan... Çocukluğumdan bu yan gittiğim tek turşucu. Tezgahtaki arkadaşın ''Suyu nasıl olsun? Acı / Orta / Tatlı... sorusu hiç değişmez:)
1795-1818 yılları arasında geçerli kalan, 22 maddelik ve dili Türkçe olan antlaşma gereğince, ABD 23 yıl boyunca Osmanlılara başlangıçta bir defalığına 642.000 altın ve yılda 12.000 Osmanlı altını (21.600 dolar) vergi ödedi.
Osmanlı garp ocaklarını oluşturan Kuzey Afrika'daki Libya, Tunus ve Cezayir toprakları ''dayı'' adı verilen idareciler tarafından yönetiliyordu. Bu topraklara gönderilen Osmanlı denizcileri çoğunlukla Ege ve Akdeniz illerindeki denizcilerden seçilirdi.
Buradaki denizcilerin Osmanlı ile anlaşması olan gemileri yağmalaması yasaktı ancak herhangi bir anlaşması olmayan diğer gemilerin yağmalandığı ciddi bir korsanlık faaliyeti yürütülüyordu. Özellikle de Cezayir'deki Türk korsanlar çok etkiliydi.
Tarihçi Homeros’un ‘Arabia Felix’, ‘Mutlu Arabistan’ olarak nitelendirdiği Arap Yarımadası, güneybatı Asya ile kuzeydoğu Afrika arasında uzanan dünyanın en büyük yarımadalarından biri. Suudi Arabistan ise yarımadanın en büyük ve bence en güzel ülkesi+
Dünyanın bu özel coğrafyası gerçekten şaşırtıcı sürprizlerle dolu. Üç tarafı denizler ve okyanus ile çevrili olan Arap Yarımadası'nın kültürel mirası ve doğal zenginliklerini en iyi görebileceğiniz yer Suudi Arabistan'dır. Çöller, masmavi ve cam gibi denizler, vadiler ve dağlar..
Suudi Arabistan Arap Yarımadası'nın en büyük ülkesi. Ülkenin batısı Kızıldeniz kıyıları, doğusu ise Arap Körfezi'nin sahilleriyle çevrili.Kinde Krallığı, Himyeriler ve Nebatiler bu olağanüstü toprakların kadim medeniyetleri.Mimarisi, müziği ve sanatlarıyla büyük bir dünya burası.
Batı Afrika'da Togo, Fildişi Sahili ve Gana'ya gitmiştim. Gana'nın başkenti Akra'nın sahilinde Jamestown adlı bir liman ve balıkçı barınağı var. Aslında pek de tekin bir yer değildi ama üç kişi olmanın cesareti ile daldık içeri.+
Burası Atlantik köle ticaretinin yapıldığı dönemin önemli köle sevkiyat limanlarındandı. İçeride iki yüz yıl öncesine kadar kullanılagelen ve kölelerin ''depolandığı'' bir yapı vardı. İçine girip dolaşmaya başladık. Müslüman köleler için ayrı bir ''depo alanı'' yapılmış.
Bu deponun bir kısmını kendilerine mescit edinmiş köleler. Mescidin duvarına da kuşak halinde bir ayet yazmışlar. Günümüze de az bir kısmı ulaşmış bu yazının. Kalan bu kısımdan çözüp anladık hangi ayet olduğunu ve tamamladık. Âl-i İmran Suresi, Ayet:103'tü yazılan.