1- 2008 Türkiyesini hatırlıyor musunuz?
27 nisan Büyükanıt muhtırasına cesurca karşı gelinmiş, ard-arda "darbe planları" yargılanıyor, AKP kapatılmaktan son anda kurtarılacak, ilk kez eşi başörtülü biri CB olabilmiş..
2- AB uyum müzakereleri fasıl fasıl devam ediyor. Her sene onlarca demokratikleşme paketi açıklanıyor. Her ay 5-6 kez bakanlar AB toplantılarına gidiyor, bazı toplantılar Türkiyede yapılıyor.
2008 Ekonomik krizine rağmen dış yatırım, ucuz kredi, AB hibeleri tam gaz devam ediyor.
3- Dünya sıralamasında ilk 500'e giren üniversite ve zengin sayımız artıyor.. işsizlik azalırken her kesimi kapsayan sosyal politikalar uygulamaya konuyor.
Her yıl birçok vakıf-dernek-kurum köklü sorunların çözümü için çalıştaylar yapıyor, cesur raporlar sunuluyor..
4- Hatırlıyorum.. "İHH","Kimse Yok Mu", "TEMA" başta olmak üzere içerde-dışarda yardım çalışmaları organize ediliyor, Türkiye halkı bir şekilde iyilik organizasyonlarıyla kabuğundan çıkıyor. Afrikada-Asyada gıda-ilaç-okul-kuyu, Anadoluda eğitim-burs-kucaklaşma seferberlikleri..
5- Bürokrasinin azaltılması, Devletin küçültülmesi, e-Devlet yatırımları, Sağlık-İnşaat-Endüstri yatırımlarından öte, "Kalite Standartları" adaptasyonu, teknoloji transferi ve ihracatta atılım..
İşkenceye sıfır tolerans, yargıda kayıt sistemi, Kapkaç. ve Mafyalarla mücadele..
6- Hepsini sıralamak mümkün değil ama, "mahkeme suratlı" devletten, "hoşgeldiniz-iyigünler" diyebilen, rüşvetin marjinalleştiği,
Güler yüzlü devlete geçiyorduk sanki.
Cemaati sevmeyen bir arkadaşım demişti ki, "artık polisleri ailemden biri-arkadaşım gibi görüyorum, korkmuyorum"
7- Gülen, yeni bir ülkeye okul açıyor, THY sefer koyuyor, işadamları ticarete başlıyor,
ülkenin birbirine düşman siyasileri, gazetecileri, akademisyenleri, sanatçıları, "Türkçe olimpiyatları" vesilesiyle aynı salonda 3-5 saat alkış tutup, bir imkansızın imkanını yaşıyorlardı..
8- Halkı esnafı geçtim o günün duayen siyasetçi ve gazetecileri bile (bu gün "fetö" demeden lkonuşamayanlar);
bu gidişle 20-30 sene sonra, "BM salonunun yarısı, türkü çığırabilen, türkçe konuşan.. devlet başkanlarından oluşabilir" diyorlardı ki..
"birileri düğmeye fena bastı"
9- 2008 ortası,
"Rifai-Kadiri" dervişliğinde 4. yılım.
Cemaatle eski dostlar ve gönül bağım dışında irtibatım yok gibiydi.
33 gün süren yürüyüşte dost olduğum, şair bir esnaf;
laf arasında, biraz da endişeyle,
"biliyor musun, Fethullah efendiye operasyon yapacaklar" dedi!
10- ben "ihtimal vermiyorum" derken devam etti;
"3 gün önce beni de çağırıp fikrimi aldılar, "Gülene operasyon yapılsa kamuoyu tepkisi ne olur.." şeklinde sorular sordular, 7 merkez oluşturulmuş TR'de, vekillerin önemi yok, AKP'yi de devleti de bunlar yönetiyor dedi" !!!
11- Kurtlar vadisi günlerinde bu sözler kime ilginç gelirdi ki?
Yine de konuyu paylaştığım cemaatten biri, "bazı fırıldaklar dönüyor, Muhsin Yazıcıoğlu da buna benzer bilgiler söylemiş, uyarmış" mealinde şeyler söyledi.
Derken..
Mart 2009'da ilk işaret #MuhsinBaşkan öldürüldü.!
12- Öldürüldü diyorum, Göksundaydım.
Helikopter düştü haberi geldi, herkes canı burnunda, dağa tırmanacak, kayseri valisi "kurtarıldı yaşıyor" dedi..
Akşam AKP Maraş MV'si, (Reisin kaynı) Nevzat Pakdil geldi. Devlet el attı sandık.
Sevindik dağıldı herkes, dua ediyoruz..
13- Sabah parti merkezinde tekrar toplandık, güzel haberler duyacaktık, devlet el atmıştı..
derken, Pakdil'in gece boyunca ev ev dolaşıp, "Muhsin kaynımdır, inşallah sağdır, severim ama oylar bölünmesin" mealinde propağanda yaptığını öğrendiğimizde.. "lanet olsun" dedik.
14- Nereye mi varmak istiyorum?
Türkiyenin ortadoğuya, siyasal-ekonomik-hukuki anlamda örnek gösterileceği, müslüman bir ülkede laiklik ve demokrasinin nasıl başarılı sonuç veriyor olduğu tartışılan bir dönemde, bir/kaç "el", hangi hayalle/emelle süreci tersine çevirmeye başladı.
15- Sonrasında fişlemelerin başladığı, Akp içinde ve kritik bürokratik kadrolardaki cemaat vizyonuna yakın elitlerin aşama aşama etkisizleştirildiği, Hilafet havucuyla Suriyeden başlamak üzere demokrasi yerine savaş-silah-kabadayılık ihraç edildiği kirli-akçeli dönemler başladı.
16- Bir defa kirlenirseniz, kirli insan ve gruplarla iş tutmak zorunda kalır, çırpındıkça batar, "yola çıktıklarınızı yolda bulduklarınıza satarsınız.."
10 yıllık 3Y, 20 yıllık AB, 50 yıllık demokrasi, 100 yıllık eğitim, adalet ve kültür hedefleriniz bir anda tuz-buz olur..
17- Sonrası malum süreçler..
ve artık birkaç milyon trol, ağır insan hakları suçlusu ve hırsız dışında kimse ülkeyi kurtarılabilir görmüyor..
Yine de bir umut diyelim, sadıkane mücadele edenler baş göz üstüne.
Peki bunlar yaşanmasa,
2008 süreci devam ettirilebilse ne olurdu??
18- 2015'e kadar AB müktesebatına uyumlu hale gelir, belki 2020'ye AB'nin en büyük 2. ülkesi olarak girerdik.
AB'nin en büyük birinci, natonun en büyük 2. askeri gücü olarak etkin söz sahibi olmanın yanında, Edirneden Karsa, dünya devi firmaların üretim ve dağıtım üssü olurduk.
19- Hakkariden arabasına binen biri İspanyaya kadar serbestçe gezip ticaret yapabilir, dileyen dilediği üniversitede, dilediği laboratuvarda, dilediği teknolojiyi geliştirmek için dilediği kadar destek bulabilirdi.
Kimse ırkından-dininden-fikrinden dolayı tutuklanmazdı.
20- İşkence gibi aşağılık bir insanlık suçunu kimse konuşuyor olmazdı.
AB ülkesi bir Türkiye Azerbaycandan Tacikistana, Libyadan Yemene terörist ve uyuşturucu ihraç etmek yerine Demokrasi, Hukukun üstünlüğü ve teknoloji ihraç ederdi.
Asgari ücret şimdikinin 5-7 katı olurdu
21- Rüşvetin en ufağıyla ilişkilenen siyasetçiler istifa eder, hiçbir parti kapatılmaz ve millet vekili-gazeteci tutuklanmaz..
aleviden sünniye, Kürtden Türke, ateistten deiste inanç-renk-ırk-dil-cinsiyet ayıranı bırak soranlar bile ayrımcılık suçundan ceza alırdı..
22- Cemaat okulları Rusya-Çin-İsrail-İran dışındaki bütün ülkelerin en popüler ve dünyanın en büyük eğitim kurumları,
Türkçe olimpiyatları da Dünyanın en büyük kültürel kaynaşma şölenleri olurdu.
Muhtemelen Erdoğan ve Gülen'e #Nobel barış ödülü verilirdi.
23- Son bir ihtimali de koyalım;
AB'ye tam üyelik olmasa bile, o vizyonla
Ortasya, Ortadoğu ve bazı Afrika ülkeleriyle ortak demokrasi-teknoloji-eğitim ve İnsan hakları temelinde birden fazla paktın/birliğin kurucusu veya en etkili motor ülkesi olabilirdik.
24- Bu simulasyon üzerinden;
beka nedir hain kim, terörist nedir Zalim kim, barış nedir aydın kim, propağanda nedir müflis kim, ilericilik nedir gericiler kim, dindarlık nedir dinciler kim, Atatürk idealizmi nedir kemalist-ulusol kim..?
Son olarak;
kaybedilen nedir kazanan kim?!!
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
"GEÇ OLMASIN"
--yanlış anlama içerir, ya hepsini oku ya hiç başlama--
1- Sizi "Kot-Kola" "na-caiz" günlerine götürmeyeceğim.
Nedense hala kola içmiyorum ama kumaş pantolonum da hiç yok
Eşarp/sarık/takke/sakalla örtünene/örtünmeyene saygım aynı.
2- 2000 de 18 maddelik bir rapor sunmuştum.
Maddelerden biri özetle; programlar için saz çalan-söyleyen arkadaşlar arıyor, alkışlıyoruz.. lakin, biri enstrüman-şarkı-dans kursuna gitmek istese, en hafifiyle "vakit israfı" diye vazgeçirmeye çalışıyoruz..!
3- Klasik nurculardan farklı olarak Çağ ve Nesil serisi okunurdu, başkası yasak değilse de makbul değildi..
Medeniyet, adalet, hikmet, siyaset ve kavmiyet konularında kaynağımız Risale-i Nur, yöntemde Gülen, fıkıhta Ö.Nasuhi..
Elmalı tefsiri bile sonraki icat, vakit mi var ki ?
"dövmekten kim usanır"
Gülen'i Dövme Cinnetinden bazı notlar..
1- Bugün, "iktidarı eleştirene, sokağa çıkana terörist, hain" diyen ülkücü ve islamcı abiler, 70'li yıllarda; "neden silahlanıp sokağa çıkmıyorsun" diye Güleni dövmeye başlamıştı bir kere..
2- Şimdi boy boy okul-yurt-dernek-tv/gazeteleri, Soylu'dan Fidan'a direk telfn irtibatları,
RTE'yi mehdi ilan eden konferans-Whatsap grupları olan Nurcular;
70'lerde "dersane-yurt-gazete kuralım halkı ve siyaseti aydınlatalım" diyen Gülen'i, tahrifatçı Mit ajanı diye dövüyordu.
1- Gülen cemaatine yapılan devlet terörü ve soykırım bir yana, asıl üzerinde durulması gereken Saray ittifakı tarafından üretilen, hatta saray ittifakı tarafından üretilemeyecek kadar akla ziyan nefret söylemleri ve tukakaların halkın çoğunluğuna nasıl kabul ettirilebildiğidir.
2- Islamcılar cemaate dinsiz-kafir derken kemalistler dindar-islamcı olduğu için,
kürtler cemaate ırkçı derken, ülkücü ve ulusalcılar kürtlerle işbirliği yapmakla, bütün Türkiye bu gün bile Cemaat kadrosunu zeki-eğitimli kabul ettiği halde soru çalmak ve torpilci olmakla..
3- AKP'ye asrın en büyük hırsızlık sistemi diyen muhalefet, 17-25'te asrın en büyük soygun ve rüşvet operasyonlarında adı geçen güvenlik bürokratları cemaatle ilişkilrndirilip hapse atıldığı halde, Gülen cemaatini AKP'nin soygunlarına destek vermekle...