ALEMDAR’IN 2. SÜVARİSİ
ALİ DURSUN REİS VE
POP STAR TARKAN…
Gazi Alemdar Gemisi, Zonguldak'ın gururudur. Silahsız donanımlı olduğu halde, Kurtuluş Savaşı’ndaki ilk ve tek deniz savaşının kazanılmasını sağlayan, kurtuluş savaşının ilk ve tek deniz şehidi verilen gemisidir.
Gazi Alemdar; römorkör gemisi Zonguldak’ta kahramanlığa karıştığı için, İstiklal Madalyası ile onurlandırılması için halen çalışmalar devam etmektedir.
Alemdar Gemisi geçmişiyle ilgili ilçedeki tarihçilerin kütüphanelerdeki Osmanlıca ağırlıklı eserlerde yaptığı araştırma sonucu, geminin Ereğli’den Trabzon’a olan serüveninde katılan ikinci komutanının,
Tarkan’ın üst kuşak akrabası olduğu belirlendi. Güverte Üsteğmen Ali Dursun (Tevetoğlu) Reis Alemdar gemisinde görev yapıyordu…
Yerel tarih araştırmacı yazar Gürdal Özçakır’ın Ali Dursun TEVETOĞLU ile ilgili yaptığı bir araştırmada bazı bilgiler paylaşmıştı;
“Ali Dursun TEVETOĞLU Kurtuluş savaşında Anadolu hareketine katılmıştır.
Büyük ihtimalle ailesine bir zarar gelmesinden çekinerek eşi ve çocuklarını Karadeniz Ereğli’ye yanında getirerek Ortaköy de bir eve yerleştirmiştir.
Nüfus kayıtların da yaptığım araştırmalar sonucunda Tevetoğlu ailesinin kayıtlarını inceledim. Ayrıca Dr. Fethi TEVETOĞLU'nun Ankara’da yaşayan aile bireyleri ve eşi ile telefon görüşmelerim oldu.
Sanatçı Tarkan TEVETOĞLU ile ilgili bilgiler netleşti. Tarkan TEVETOĞLU evet bu aile ile akraba fakat sanıldığı gibi Gazi Alemdar Gemisi kahramanlarından Ali Dursun TEVETOĞLU’nun torunu değildir.
Onun dedesi Ali Dursun Kaptanın akrabalarından biridir. Aile İkizdere de iki kola ayrılmıştır. Tarkan’ın dedeleri ailenin diğer koluna mensuptur…”(Gürdal Özçakır-30 Mayıs 2014)
Ses sanatçısı Tarkan Ereğli’ye yaptığı ziyaretlerde, temsili müze Alemdar gemisinde incelemelerde bulunmuştu…
Yüksel Yıldırım-19 Ocak 2017
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Vahdettin’in Kuran ve Hadis Meallerini Yasaklaması
Padişah Vahdettin, işgal yıllarında sadece İstanbul’daki bazı tarihi camileri ve mezarlıkları işgalcilere satmakla kalmamış, Kuran ve hadis meallerini de yasaklamıştır.
Mustafa Kemal’in komutasındaki Türk Orduları'nın 13 Eylül 1921’de Sakarya Meydan Savaşını kazanmasından yaklaşık bir buçuk ay sonra işbirlikçi Padişah Vahdettin bir kararname yayınlayarak ayet ve hadislerin meallerinin gazetelerde yayımlanmasını yasaklamıştır.
23 Ekim 1921 tarihli kararnameyle yasak bildirilmiştir. Kararname 19 Ekim 1921’de imzalanmıştır.
Vahdettin Kuran ve hadis meallerinin yayımlanmasını yasaklayan kararname 23 Ekim 1921 tarihli Takvim-i Vekayi gazetesinde yayınlanmıştır. Kararnamede bu yasağa uymayanların
Bugün dostlarla kısa bir tarih gezintisi yapalım istedim. Geçen on gün ben 1920 yılının yani 100 sene öncesinin Meclis-i Mebusan ve Ayan Meclisi zabıtlarında dolaştım. Ali Fuad Paşa kitabım için.
İngilizlerin 16 Mart 1920 Şehzadebaşı Karakolunu basıp beş askerimizi uykuda şehit etmesi, 18 Martta da Meclisi basıp bazı mebusları Malta'ya sürmesi üzerine, Tunalı Hilmi ve Rıza Nur'un önergesiyle Meclis geçici tatile sokulmuştu.
En az 200 yıldır bir işgal söz konusu. Kanuni döneminde verilen kapitülasyonların, ülkemize hain emeller besleyenler tarafından derinleştirilip genişletilmesiyle ve içimizde besledikleri hainlerin marifetiyle adım adım işgal ettiler bürokrasiyi ve sosyal hayatı..
Suçlu aramadan önce suçu; kendi toplumsal aymazlığımızda, toplumsal cehaletimizde ve dayatılan Emevi itikadının, her gelişmenin önüne diktiği aşılmaz engellerde aramak gerek.
İdama mahkum edilmiş biri olarak, ülkesini yönetenden yıllarca kaçan İbni Sina; TIP konusunda yazdığı, 1850 li yıllara kadar Avrupa üniversitelerinde ders olarak okutulan dahiyane eserlerini bu kaçış sırasında yazmıştı.
La Turquie Kemaliste (Kemalist Türkiye), 1934-1949 arasında Türkiye Cumhuriyeti Matbuat Umum Müdürlüğü tarafından 49 sayı çıkarılan propaganda dergisi.
Türkiye'de gerçekleşen Kemalist devrimleri dünya kamuoyuna tanıtmak amacıyla dönemin matbuat müdürü Vedat Nedim Tör öncülüğünde üç ayda bir yayınlandı.
Fransızca olarak yayınlanan, az sayıda Almanca ve İngilizce makale de içeren dergi, Devlet Matbaası'nda basılmaktaydı. Dergideki Türkiye fotoğrafları kadrolu fotoğrafçısı Avusturyalı fotoğrafçı Othmar Pferschy tarafından çekildi.
Sanki bu ülkede daha önce “Hey Corç versene borç” ya da "Kaldıramazsan kaldırırlar" gibi şarkı sözleri yazılmamış gibi, sanki birbiriyle konuşan insanlar “Tamam mı” yerine “Tımam mı”, “Ben” yerine “Ban”, “Lütfen” yerine “Lütfeaan”, “Falan” yerine “Falan oldum” dememiş gibi ve
sanki gündelik konuşmada milyonlarca insan birbirine “Ok, Slm, Hy,” derken Türk müziği, Türk Dili ve Edebiyatı bozulmamış gibi neymiş efendim Tarkan “Geçecek” yerine “Geççek” dediği için Türk Müziği de Türk Dili ve Edebiyatı da büyük yara almış!
CUMHURİYET'TEN ÖNCE BU TOPRAKLARDA ŞERİAT OLDUĞUNU SANANLARA...
Üstteki fotoğrafta, solda Britanya bayrağı var. İngiltere bayrağı da değil, Britanya bayrağı. Yani İskoçya'yı, Galler'i, İngiltere'yi, Kuzey İrlanda'yı içine alan Birleşik Krallık bayrağı.
Fakat burası Liverpool değil, Dublin değil, Edinburgh değil. Burası Mersin. Cumhuriyetten önce vatanımızda dalgalanan bayraklardan biri.