Thread by @alicanteee

Basit bir check-in görevlisi ünlü iş adamının evlilik hayatının dibine nasıl dinamit koyabilir diyorsanız çayları koyun anlatıyorum

Efendim havacılığa ilk adım attığım zamanlar havalimanında çalışıyorum yolcu hizmetleri memuru olarak. Güzel bir cuma günü

Cuma günleri normalden daha kalabalık olur doğal olarak, hatta gereksiz bir de detay vereyim Koç Holding ceosu var kendisi İngiliz

Her Cuma Londra'ya evine gider Pazartesi sabah gelir işinin başına. Koltuk numarası dahi değişmez. Kontuara geliş saati falan dakika şaşmaz

Neyse biz bekliyoruz yolcuları, bu arada o günkü uçakta seyahat edecek yolcuların isimleri çok önceden gelir bize, biz de bakarız

Uçakta ünlü var mı vs. hatta o gün Fikret Orman var, gördüğüm en kibar güleryüzlü insanlardan biridir elimizi sıkmadan gitmez hiç bir zaman

Efendim o gün de uçak yarı yarıya dolu. Böyle olunca bize haber gelir uçağın belli bir bölgesine fazla ağırlık vermeyin dengeli dağıtın diye

Böyle olunca biz de kibar olan, pasaportu suratımıza fırlatır gibi atmayan yolculara jest amaçlı yanındaki koltukları boş bırakırız

Hatta benden size küçük bir tüyo. Valizinizin etiket yapışacak tutma yerini üste gelecek şekilde koyarsanız hatta bir de pasaportunuzun

ilk sayfasını açıp uzatırsanız imkanlar dahilinde her isteğinizi yaptırabilirsiniz. Neyse konuyu dağıtmayım ben ünlü iş adamı kontuara geldi

Yanımdaki arkadaşım hemen ''Aaa T. değil mi bu'' dedi. Baktım gerçekten o biz Fikret Ormanı görünce ona dikkat etmemişiz listeye bakarken

Neyse eşiyle beraber geldiler online check-in yapmışlar. Bu arada uçak Londra uçağı. T beyin eşi Londra'da kalıyor. T bey Amerika'ya devam

Valizleri verdiler hızlı bir şekilde ayrıldılar. 5 dakika sonra T. bey geri geldi.

''ya bir arkadaşımız gelecek son dakika olabilir yardımcı olursan sevinirim'' Tabii ki T. bey ne demek merak etmeyin dedim sonra ayrıldı.

Efendim bu arada biz Fikret Orman'la fotoğraf çektirmeler falan ufak sohbetler. o da transfer bitirmeye gidiyormuş o gün.

Artık kontuarı kapatmaya yaklaştı şimdi T. bey de rica etti ya bekliyorum arkadaşını. Sonuçta koskoca T. bey bize emanet etmiş

Neyse koşar adımlarla bir hanımefendi geldi. Direk T. bey geçti mi dedi. Evet dedim. O da online check-in yaptırmış valizini verdi

Ben anlatıyorum işte kapı numaranız şu aman geç kalmayın falan diye. Bu arada T. bey ve eşi business class uçuyorlar. Hanımefendi ekonomi

Hatta ekonominin en arka sırasına yapmış check-ini. Bu arada business yolcular ayrı bir salonda beklerler ve en son giderler uçağa

Tüm uçak yerleşir sonra business yolcular gelir tabii isteyen ilk önce de binebilir ama son dakika binme gibi bir opsiyonları mevcut

Bu arada sonradan gelen hanımefendinin son varış noktası da Amerika. Şimdi T. bey bize emanet etti ya bende dedim ki bir jest yapayım

Sen hanımefendinin 27A olan koltuğunu al. business classın hemen bittiği, ekonominin ilk sırasına yerleştir o sırayı da komple boş bırak.

Son durum şöyle oldu T. bey ve eşi 4A - 4C (business da B sırası olmaz işte bir gereksiz bilgi daha) arkasında o meşhur perde

Sonra 5.sırada sadece hanımefendi oturuyor. Neyse efendim boarding başladı bu kadın ilk sırada hemen geçmiş uçağa bizim arkadaşlar anlatmış

işte yeni koltuğunuz 5.sıra falan diye ama kadın dinlememiş tabi uçak da müsait gitmiş 27A ya oturmuş hemen

Neyse yolcular geçti son 4 dakika falan var biz salona telefon ettik T. beyi gönderin diye T. bey geldi eşi geçti sonra T. bey yanıma gelip

Bizim arkadaş geçti di mi uçağa dedi. Dedim ki geçmiş efendim sizi sordu zaten merak etmeyin. Süpersin sen çok teşekkür ederim dedi

T. Bey teşekkür etti yani boru mu. Lan ne kibar adam falan muhabbeti yapıyoruz biz neyse bitti yolcular. Böyle durumlarda son olarak

bizden bir görevli uçak içine gider herkes yerinde mi diye kabaca kontrol eder yolcu listesini de kabin amirine verir. Tabii ki o kişi benim

Efendim elimde liste muzaffer komutan edasıyla uçağa gidiyorum son kez Fikret Başkan'a (Galatasaraylıyım bu arada) iyi uçuşlar dileyeceğim

Fikret Başkan yerinde, T. Bey tamam eşi yanında adeta ingiliz kraliyet ailesi taç giyme töreni gibi hava öyle bir elitlik hakim

Aa o da ne 5.sırada hanımefendi yok. Ee o kadar jest yaptık T. beyden bi teşekkür daha almayalım mı hem belki şirkete teşekkür mektubu yazar

Kabin amirine dedim ki bu yolcunun yeri değişti 27 den 5.sıraya geldi.Gittim hanımefendiyi 27.sıradan kaldırdım amir yanımda 5.sıraya geldik

Bu arada hanımefendinin ingilizcesi orta seviye tükçesi ortanın altı. Sonradan öğrendim Beyaz Rus kendisi ama tip olarak bizi andırıyor

Önde ben arkamda hanımefendi gelidk 5.sıraya. Kadın güzelce yerleşti amir diğer el bagajlarını falan kontrol ediyor. T beyin yanına gittim

Efendim arkadaşınız en arkadan yapmıştı check-ini ben hemen arkanıza aldım havada amirden rica ederseniz business classa alabilir dedim

Ben bu cümleyi söylerken T. beyin bana bir bakışı var, ben o bakışı en son kurban bayramında kestiğimiz koyunun gözlerinde görmüştüm

Cümlemin bitmesiyle T. beyin eşi arkasına döndü ve o muhteşem cümleyi fısıldadı ''Bu oros*unun ne işi var burda ? ''

O an beynimde şimşekler çaktı ama ben hala olayı anlamdım başladım açıklamaya ''efendim hanımefendi sizin arkadaşınız son dakika geldi..

T bey benden rica etti ilgilenmem için'' falan bu arada T bey oldu mu sana bukalemun. Mor, beyaz renkten renge giriyor adam

Kadın bana bu sefer ''bu o... nereye gidiyor ?'' dedi dedim ki ''amerika''. Ben gözünden alev atan insanı ilk orada gördüm arkadaşlar.

Kadın olay çıkaramıyor çünkü avrupa merkezli havayolları hemen kara listeye alır kim olursa olsun. Ama kadın çıldırıyor benim jeton düştü

adama böyle ortalama ses tonuyla nasıl saydırıyor oturduğu yerden. adam da içinden bana hepsini iade ediyor tabi.

Bu bahsettiğim olay toplamda 5 dakikanın içinde gerçekleşiyor kapıyı kapatmamız lazım. En son T. beyin eşi vazgeçti uçmaktan

Bu uçaktan inersen seni rezil ederim diye T. beyi de indirmedi.Neyse kadını bir sonraki uçağa aldık vs. ama bagajları yüzünden gecikti uçak

T. beyin hin planı şu. Eşiyle güzelce londra'ya kadar gidiyor tabii bunlar business hiç arkayla muhatap olmaz wc falan hepsi önde

Sevgilisi de en arkada sessiz sakin. Londra da önden önden T bey inecek eşini pasaporttan yolcu edecek kendisinin devamı olduğu için

Terminalde belli bir yerden ayrılacak bu sırada uçaktan en son inen ve uygun bi yerde bekleyen sevgilisi ile buluşup Amerika'ya devam edecek

Tabii T. bey bu planı yaparken çok kritik bir noktada bir detayı gözden kaçırıyor. ''Ben''

Tabii T. beyin eşi indi uçaktan belirli prosedür işlemleri var refakat etmek zorundayım bu arada benim saçlar dökülmeye başladı stresten

kafamda sahneler canlanıyor işte ben eve giriyorum ışıkları açıyorum T. bey salonda ''hoşgeldin yav*ak'' falan diyor

Ne bileyim işe gitmek için servise biniyorum servisin önünü kesip beni alıyorlar falan ya neler neler geçiyor kafamdan anlatamam

Şirinler vardı hani mutlu mutlu şirin çileği toplarken bir anda gargamel basardı ya mekanı anında panik havası olurdu.Aynen o ruh halindeyim

T. beyin eşi sinirli fakat sükunetini koruyor. Bu arada benim elim inceden titriyor. Ne incedeni parkinson indi bana bir anda yalan yok

''Ne oldu dedi'' dedim ki ''kısmetse beni ne zaman vurdurur''

''korkma yaa g*tündeki donuna kadar bana muhtaç o. Hiç bir şey yapamaz zaten yapmaz da ilk vukuatı değil hem o tarz bir insan değil'' dedi

Sağolsun numarasını verdi ismimi aldı dedi ki benden habersiz dava olayları falan olur hemen beni arıyorsun.

Sonra da haberi geldi zaten yüksek bir meblağ ile boşanmışlar. Adamın zorla ayakta duran evliliğine resmen gelişine tekme attım bilmeden

Ara ara aklıma gelir kadının ''kim bu oros*u ?'' sorusundan sonra oros*u keilmesini hiç yadırgamadan ''Ee Amerikaaa'' diye cevap verişim.

Olayın kendisi yaşarken felaket gibiydi ama sonradan anı olarak anlatması keyifli oluyor tabi. Başınızı şişirdiysem kusura bakmayın :)

Bu arada belirteyim T. temsili isim. Kahramanımızın ismi T ile başlamıyor :))