Profile picture
e. @elcinarabaci
, 47 tweets, 5 min read Read on Twitter
Beyefendi siz rahatsız mısınız? 7x 24 bilgisayar başında sizin keyfinize nöbetçi tarihçi mi bekleyeceğim? İşim var gücüm var, uykum var, uyanışım var. “Osmanlı askeriyesinin 1870’lerden 1922’ye kadar ürettiği resmî yazışmalar, yani Harbiye Nezareti (Savaş Bakanlığı) ve ona bağlı
Erkân-ı Harbiyye-i Umumiyye Riyaseti’nin (Genelkurmay Başkanlığı) evrakı” yok.
2.Ben soykırım çalışmıyorum. Özellikle bilinen nedenlerden ötürü bu konudan uzak durmaya çalıştım hatta, fakat 19. yy. çalışan her tarihçi bu konuya, o konuyla ilgili belgelerde getirilmiş kısıtlamaya toslar. Bu maalesef kaçınılmaz oluyor. Kendimden örneğe az sonra değineceğim.
Ondan önce: 3.Tarihçi Gültekin Yıldız’dan alıntıyla: “1923’den 1933’e kadar geçen 10 sene içinde Beyazıt’taki Harbiye Nezareti binasında kalan Osmanlı evrakının başına ne geldiğini bilmiyoruz.” file:///C:/Users/aliarabac%C4%B1/Downloads/Harbiye_Nezareti_Evrakini_Once_Yaktilar.pdf
4.Gültekin Yıldız da soykırım çalışmıyor. Askeri tarih çalışıyor adam, ama bu konuda Genel Kurmay’dan gelen kısıtlamalar, yok edilmeler, ulaşılamamalar, onu da kısıtlıyor:
5.“Cumhuriyet dönemi Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı belgeleri, üzerlerinden kaç sene geçerse geçsin kamuoyuna açılmadığı için konuyla ilgili erişebildiğimiz yegâne bilgi kaynağı Başbakanlık’ın Cumhuriyet Arşivi’ne intikal etmiş yazışmalarıdır.”
6.O intikal de seçilmiş maalesef. Çünkü çoğu kez, böyle ana evrağa ulaşamazsın, ama ona referans verilmiş, cevap niteliğinde yazılmış, cevaba cevap gelmiş belgeye ulaşabilirsin. Bu konuda örneklere de az sonra değineceğim.
Fakat bu konuyla hiç uğraşmadan kendi belgelerine ulamaya çalışan Yıldız’ın macerasıyla devamla:
7.“Bugün İstanbul’daki Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde evrakı mevcut olmayan iki nezaretten biri Adliye, diğeri 1876 sonrası Seraskerlik ve Harbiye’dir.+
8.+Osmanlı askerî tarihi üzerine yoğunlaşmış bir araştırıcı olarak yıllardır izini sürdüğüm Harbiye Nezareti evrakının Cumhuriyet’in ilanı sonrasında başına ne geldiği hakkında elde ettiğim ilk ipucu,
yine Muallim Cevdet Bey’in Başvekâlet Müsteşarlığı’na hitaben yazdığı 8 Ekim 1933 tarihli 2. Mektuptur.
9.“Muallim Cevdet’in bu kez resmî bir sıfatı haiz şekilde kaleme aldığı bu metin, Harbiye ve Adliye nezaretlerinin evrakının 1933 sonlarında nasıl göz göre göre yok edildiğini ortaya çı- karmaktadır”. Arşivin başına gelen işler için 115-116. Sayfalara bakarsınız.
10.Tüm bu imha işleminden sonra bile Genelkurmay arşivi belgelerine ulaşım zor. ATESE arşivinde kimin çalışabileceği gayet sıkı denetime tabîdir. Araştırmacının akrabalarından suça karışmış olup olmadığı dahil olmak üzere konuyla araştırmayla ilgisiz bir alay soru cevaplarsın
11.Genelkurmay arşivinden çıkmış bir fihrist var. Ama hal böyleyken o fihristte mevcut görülen belgelere dahi ulaşılamıyor:
12.“Bu arşivin depolarında 100. yıldönümünde hâlâ kaba tasnif ile 5776 dosya içinde bulunan 1. Dünya Savaşı belgeleri, bürokratik engeller ve zorluklar ile sivil asker araştırmacılara “sadaka kabilinden” gösterilmektedir.” Bunu da bu işlerle uğraşan her tarihçi bilir.
Dahası s. 119.da
13.“Oysa harekât konularından istihbarat meselelerine, propaganda ve sansür faaliyetlerinden esirlere, ordunun lojistik sisteminden sağlık hizmetlerine, kara kuvvetlerinden ilk hava birliklerine, amele taburlarından aşiret isyanları
ve Ermeni Tehciri’ne pek çok husus bu belgelerin sağlayacağı veriler sayesinde aydınlatılabilir”, diyor Gültekin…haklı tabii.
14.Bunun dışında İTF’nin ileri gelenlerinden Dr. Nazım, Dr. Bahaddin Şakir, EGM Erzurumlu Aziz’in ITF Merkez-i Umumi’ye ait evrakın önemli kısmını, parti binasından alıp götürdüğü, bunun gibi savaş dönemi +
Posta Telgraf müdürü Haşim’in Divan-ı Harb-i Örfi yargılamalarındaki (1919-1922) sorgusu sırasında “Harbiye Nezareti’nden gelen bir emirle, tüm şifreli telgrafları “behemehal” yaktıkları Takvim-i Vekâyi’de görgü tanık ifadeleriyle yayınlanmış kayıtlardır.
15. Tek tek Takvim-i Vekayi sayı, sütun bilgisi veremeyeceğim, çok merak ediyorsunuz referanslarına Tehcir ve Taktil: Divan-ı Harb-i Örfî Zabıtları kitabından referanslara bakarsınız, sayfa no: 92.
16.BOA arşivinde çıkan bazı telgrafta “tel.i imha edin” kaydına, imha edilmesi atlanan telgraflarda zaten rastlanıyor.
Mesela: Dahiliye Nazırı Talat imzasıyla Van, Trabzon, Erzurum, Bitlis, Mamuretülaziz, Diyarbekir ve Sivas vilayetleriyle, Canik Mutasarrıflığı’na 22 Haziran 1915’te gönderilen telgraf:
Vilayetiniz ve livanızdan cenuba sevk edilen Ermeniler’den münferiden ve ve müctemian (ayrı ayrı ve topluca) ihtida edenlerin (Müslüman olanların) alıkonması ve müctemi (toplu) bulunanların vilayet ve liva dahilinde dağıtılması ve tebligatımızın icab edenlere hususi surette
18. + tehimi (özel olarak bildirilmesi) ile işbu TELGRAFNAME KOPYASININ TELGRAFHANEDEN AHZ ETTİRİLEREK (alınarak) IMHASI…” (BOA, DH. ŞFR. 54/100, 9. Ş. 1333 – 9 Haziran 1331-22 Haz. 1915)
19.Benzer emrin bulunduğu atlanmış şifreli telgrafların BOA referans kayıtlarına, Nevzat Onaran, Osmanlı Ermeni ve Rum Mallarının Türkleştirilmesi (1914-1919) da bulabilirsiniz. Hepsini tek tek yazamam haliyle (s. 420-421)
20.Aynı kitapta Takvimi Vekayi’den alıntılanan 1919 Yozgat Techir Davası 2. Duruşması kayıtlarında, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal’in “Harekat-ı askeriyeye müteallik (ilişkili) olan şeyler yakılmıştır. Esasen harekat-ı askeriyeye dair olan telgrafı yırtınız emri almıştık” beyanı
(s.421, ref. No.ya bakarsınız)
21.Aynı politika neticesinde 1910larda devletlerarası ikili ilişkilerde önemli bir çok belgenin nedense kayıp olduğundan bahsediyor Onaran. Belgenin kendisi yok, yukarıda belirttiğim gibi, ona referans veren başka belgelerden var oldukları biliyor.
22.Mesela Osmanlı-Alman İttifak görüşmesiyle ilgili belge yok, ama imzalanma sonrasına ait belgeler var (Onaran, 423). Son derece kritik olan bu belge neden yok acaba?
23.Bunlar herkesin bildikleri. Konuyu BOA araştıranların başına gelenlerle ilgili olan röportajların linkini de koyarım, ama link beğenmiyorsunuz…neyse  Kendi başıma geleni söyleyeyim ki 19.yy. Tanzimat sonrası Osmanlı çalışan her tarihçiden teyit edilebilir bilgidir:
24.1858’de Osmanlı Arazi Kanunnamesi’nde cümle Osmanlı mülkünde hane hane her evde yaşayan insanın mal varlığına, gelir durumuna ilişkin vergilendirme için kayıt tutuldu. Kayıtlar bir defter ve tapu kadastro haritası şeklindedir.
25. Talihliyseniz çalıştığınız bölgenin 1860-90 arası çizilen Tapu Kadastro haritasına ulaşabilirsiniz, ama kimin, hangi ailenin üstünde ne emlakı tapulu olduğuna ilişkin defterler yok.
Şehirlerimizin, Osmanlı Vilayetlerinin Arazi Kanunnamesi’nden sonra çıkan tapu kayıtlarını araştırmacı göremiyor.
26.Bu kayıtlar ne Osmanlı Arşivinde ve Tapu Kadastro Arşivi’nde araştırmacıya veriliyor. Katalogda yok. 15.yy. kadar geri giden tapu kayıtlarına Tapu Kadastro arşivinde bulabilirsiniz, Arazi Kanunnamesi sonrasına “bizde değil” diyorlar  Çok enteresan değil mi? Neden acaba?
27.Kendi ailenizle ilgili bir miras davası şu bu söz konusu olduğunda ancak çok özel izinlerle yalnız kendi aile emlakınızı görebilirsiniz. Ötesi netametli konulara giriyor.
28.Ben Tapu Kadastro Arşivinde “bizde yok” dendiğinde saf saf inanmıştım. Sonra Meltem Toksöz Hoca’nın bir eserinde Adana’da Ermenilere kayıtlı bazı emlakın kayıtlarını gördüm ve TKA referanslıydı. Hemen Hocayla irtibata geçtim.
29.Dedim “Hocam, bana yok dediler bu kayıtlar için, siz nasıl aldınız?”. Meltem Hoca evrakın kazaen kendisine bir gidişine verildiğini, fark edilir edilmez aynı gün içinde arşivden kovulduğunu, +
o gün görebildiği çok kısıtlı sayıda evraka ancak ref. Verebildiğini, bu konudaki tecrübesini ayrıca yazacağını bildirdi.
30. Merak eden, Meltem Toksöz Hoca Boğaziçi Üniversitesi’nde, gider kendisiyle konuşur tecrübesiyle ilgili.
Bu belgelerin neden verilmediği belli. Ben tamamen alakasız bir konuda, kamusal kullanımda olan arazinin nasıl özel mülkiyete geçtiğine bakmam lazım Bursa özelinde, ama bunlara ulaşamıyorum.
31.Telefon edip sordum Tap. Kad. Arşv.’ne “bak yok demiştiniz, ama Meltem Hoca almış”, dedim, görevli kem küm ettikten sonra, belgelerin ancak izin alabilmiş (yani seçilmiş tabii ki) tarihçilere verildiğini söyledi. Araştırmacının bile seçildiği yerde belgeler elbet seçiliyor.
32.Bununla birlikte yurtdışında arşivlerde bu konuda araştırma yapanlara bol bol belge var. Araştırmasanız da, başka konular için sıradan baktığınız, okuduğunuz, tasnif bile edilmemiş konsolosluk raporlarında, misyonerlerin görgü tanıklıklarında kayıtlara tosluyorsunuz.
33.Bu konuda üç gündür yazışmaktan cidden bezdim. En başından zaten meselenin twitter’dan çözülmeyeceğini biliyordum ve söyledim. Eleştirim altına yazdığım Kemal Karpat alıntısınaydı. Daha fazla sizin keyfinize bu konuya mesai harcayamam, zaten twitterdan öğrenemezsiniz.
34.Kimsenin tarihçi olmasını, ziv ziv arşiv gezip belge kayıtları indirmesini, analiz etmesi zaten beklenemez.
35. Ama bu konuda literatür son derece zengin. Ancak Türkçe kaynaklarla kendinizi kısıtlarsanız al gülüm ver gülüm, birbirinize çalar söylersiniz, tabii ki yabancı dil bileceksiniz mukayeseli okuma yapmak için. Bu kadar.
Missing some Tweet in this thread?
You can try to force a refresh.

Like this thread? Get email updates or save it to PDF!

Subscribe to e.
Profile picture

Get real-time email alerts when new unrolls are available from this author!

This content may be removed anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just three indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member and get exclusive features!

Premium member ($3.00/month or $30.00/year)

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!