Kelime anlamı: Değer yargılarını başkalarına belli etmek, "ben de x'e inananlar grubundanım" sinyali yollamak.
Bunu zaten herkes yapar, çoğu iletişim (sözlü sözsüz) bir sinyal içerir. Mesela:
İki durumda da günlerden Cuma ve Allah'ın bu işle bir alakası var ama sinyalledikleri grup kimlikleri bambaşka. Ve özellikle ilki için, bu sinyal, birçok değer yargısı de belirtiyor.+
Yahut memetics perspektifinden bakarsak, çok yayılan değerler (meme'ler) çok sinyallenenler olmak zorunda. Basit bir adaptasyon.+
Mesela eşitliğe inanıyorsan, bunu herkese tebliğ etmek zorundasın. Sinyallemeye teşvik "built-in". Yani bu değeri kendine saklamak, değerin kendisine göre ahlaksızlık zaten.+
Sosyal medyada bu geri bildirim çok hızlı, herkese açık ve en önemlisi, tek bir rakamla ölçülebiliyor (RT sayısı gibi). Önceki çağlarda bu üç kriter de çok farklıydı.+
Bahçesine ABD bayrağı diken Amerikalıyı, hiçbir komşusu gelip "birader hangi ülkede olduğumuzu mu unutacağız" demiyor.+
Bu mantığa göre, şartlar sabit kaldığı sürece, bir ortamdaki başörtülü sayısı giderek artacaktır. (bunu test etmiş olan, somut verisi olan haber versin).
+
1) Virtue signalling, sosyal hayvanlar için gerekli.
2) Sinyallemenin giderek kuvvetlenmesi normal bir sonuç.
3) Sosyal medya bu süreci hızlandırıyor, en ateşlileri de aşırı ödüllendiriyor.
+
Oysa, virtue signalling'in bugünkü pratik kullanımı farklı: Sol değerlerin, sosyal medyadaki kültür savaşçıları tarafından abartılı biçimde sinyallenmesi.
+
Benim için "abartılı"nın ölçütü şu:
Tartışmada, sinyallemenin bir yan etki değil de asıl şey olması. Ve tartışmanın sonlandırılması.+
Şimdilik bu kadar.