,
8 tweets,
2 min read
Read on Twitter
Hiçbir burjuva rejimin taraftarı değilim. Bütün burjuva devletlerinin, isterse henüz mevcut bulunmayan en demokratiği olsun, nihayetinde bir burjuva devleti olduğuna ve bu devletin esas görevinin kapitalizmin istikrarlı devamını sağlamak olduğuna inanıyorum.
Ne var ki, faşizme gerçek dışı rol modelleri aramak, diktatörlüğe hiç var olmayan esin kaynakları bulup çıkarmak, bu modeller ve esinlerle hakikat arasındaki açı ne kadar genişse, o kadar saçma, anlamsız, ve hatta zararlı.
Demin okuduğum bir yazıda, Putin rejiminin “Erdoğan’ın ilham kaynağı olduğu,” “Erdoğan hükümetinin gelecek vizyonunu anlamak bakımından önemli veriler sunduğu” iddia ediliyor.
Rusya, tarihi, bugünü, siyasi rejimi, bunun tarihi ve sosyal dayanakları vb. ile ilgili şimdiye kadar söylemiş olduklarımdan başka daha pek çok şey söyleyebilirim. Ancak bütün bu söylenecekler, şu (açıkçası) saçma tespitler karşısında anlamsızlaşıyor.
Navalnıy Türkiye’de olsa örgüt yöneticiliğinden 15, hükümeti yıkmaya çalışmaktan ağırlaştırılmış müebbet, yasadışı toplantı ve gösteriden 4 sene, devletin manevi şahsiyetini tağgir etmekten 3-5 sene vb. yerdi.
Bu nasıl bir ilham kaynağı, nasıl bir rol modelliğidir ki, kendi yaptıklarıyla esinlendiği arasında ışık yılları var? Bunca şey yazarken böylesine somut bir farkı görmezden gelmek, ama yazmaya devam etmek, siyasi olarak bütünüyle liberal çerçöpün nüfuz alanında bulunmak demek.
Eksik kalmış; demin Aydın Sezer’in bir tweetini görünce fark ettim eksiği. Sözünü ettiğim yazıda Navalnıy’ın, oy hakkını savunan bir yurttaş girişimine önderlik ettiği savunuluyor; oysa Navalnıy, A. Sezer’in deyimiyle, “bildiğiniz ırkçı”. Doğru bu.
@threadreaderapp unroll
