,
8 tweets,
1 min read
Read on Twitter
Birikim yazarının, hesabı siyaseten verilmemiş eylemin faillerini “serserilik”le onore etmesiyle, Demirel’in “bana milliyetçiler cinayet işliyor dedirtemezsiniz,” sözleri arasında fark yok. Her ikisi de siyasi ikballerini bağladıkları hareketleri benzer sözlerle savunuyorlar.
Failleri belki pişman oldular yaptıklarından, bunu bilmiyoruz; kaldı ki bunlar sadece intikam arzusunun tatminiyle yetinilebilecek adli suçlar değil. Bu suçlar örgüt disiplin ve hiyerarşisi içinde işleniyor. O yüzden eylemcilerin kaç sene yattıkları vb. önemsiz ayrıntılar.
Gübresi devletle karşılıklı olarak serpilen bir nefret toprağında besleniyor o insanlar ve onların bu taraftaki muadilleri. Öyleyken, “sol”dan yükselen tepkiler genellikle şunlardan ibaret: (1) “savaştır heval”; (2) “evet ama milli baskı…”; (3) “ilk şiddeti devlet üretti…”;
(4) “Kürt halkının öfkesi kimi zaman kendiliğinden tepkiler doğuruyor…”; vb. Bütün bunlar, bu katliam ve cinayetleri örgütleten anlayış, kültür, ahlak ve ideolojinin meşrulaştırılmasına hizmet ediyor.
Devletin katliam örgütlemeye, orman yakmaya, cinayet işlemeye, provokasyon tertiplemeye, ve daha önemlisi bütün bunların gerçekleştirilebileceği iklimi yaratmaya hakkı yok ve bunları yapan, bu iklimi yaratan bir devlet, bu suçların hesabını da er geç vermek zorunda.
Ama aynı yöntemlerle savaşan bir güç, hele de “yurtseverlik” hatta “sol”culuk demagojilerine yaslanıyorsa, daha büyük suç işliyor demektir ve hesabı daha sert sorulmak zorundadır.
Kimi zaman yukarıdaki bahanelerden birine sığınıp bilfiil suçluyu dahi masum göstermeye kalkan, kimi zaman da suçu üreten iklimi görmezden gelip suçluyu “serseri”likle onore eden anlayışlar, sadece, kendi usullerince “bana milliyetçiler cinayet işliyor dedirtemezsiniz,” diyorlar.
Öyle diyorlar, çünkü kimisi bu gücün açtığı alanlarda ve örgütsel olarak epey çeşitlilik gösteren bu gücün saflarında yükselerek; kimisi de bu gücün organik ideologları haline gelerek kavuşmayı umuyorlar, başka hiçbir suretle erişemeyecekleri o siyasi ikbal hayallerine.
