Thread by @vedatyilmz

TEVRAT'TAKİ ÖNEMLİ BİR KAVRAM: KEDAR
Son nebinin Arapların içerisinden çıkması günümüze kadar gelen polemiklere konu olmuştur. Özellikle kitap ehlinden gerçeği gizlemeye çalışanlar, Tevrat'ta Arap ulusuna yönelik bir beklenti iddia ederler. Peki öyle mi? ⤵️⤵️ #HayırlıCumalar

Tevrat'ta "Kedar" kelimesi ilk defa İsmail'in (a.s) oğullarından bir tanesinin ismi olarak karşımıza çıkar: "İsmail’in oğullarının adları şunlardır: İlk oğlu Nevayot. Sonra Kedar..." (Yaratılış 25:13) İsmail (a.s) da bilindiği üzere Arapların atasıdır. ⤵️⤵️

Nebimizin de Kedar (bazı kaynaklarda Hadar şeklinde geçer) soyundan geldiği bilinmektedir. İslamî kaynaklarda nebimizin soyunun Adnan'a dayandığı yazar. Adnan, İsmail'in (a.s) oğlu Kedar'ın soyundadır. ⤵️⤵️

Tevrat'ta bir bölgenin, ülkenin veya ulusun o bölge insanlarının atalarından birisinin adıyla anılması olağan bir şeydir. Örn: "..bütün İsrail halkını topladı." (Yeşu 23:2). Burada "İsrail" kelimesi bir şahıs değil, ulus adıdır. ⤵️⤵️

"Kedar" kelimesi de bir çok pasajda İsmail'in (a.s) soyunu, yani Arap ulusunu ifade etmek için kullanılmıştır. "Arabistan ve Kedar önderleri müşterindi, mallarına karşılık sana kuzu, koç, teke verdiler." (Hezekiel 27:21) ⤵️⤵️

Hristiyanların önde gelen Kitab-ı Mukaddes sözlüklerinden "King James Bible Dictionary" "Kedar" bölgesinin Arabistan'da bizim bugün Hicaz dediğimiz bölgeye denk geldiğini açıklıyor. Tam olarak nebimizin yaşadığı bölge yani: ⤵️⤵️

Tevrat'ın Aramice tercümesi olan "Targum Jonathan" "Kedar" kelimesini doğrudan "Arabistan" ve "Arab" şeklinde çevirir. Bu tercümenin özelliği Tevrat'taki kavramları anlaşılması daha kolay, şerhli bir şekilde aktarmasıdır. ⤵️⤵️

Gelelim asıl meseleye. Bu kavram neden önemli? Tevrat'ta yer alan geleceğe yönelik bir takım haberlerde bu kavram kilit rol oynamaktadır. Örneğin; Yeşaya 42'de gelmesi beklenen kişiden bahsedilirken kullanılan ifadeler dikkat çekicidir: ⤵️⤵️

Hristiyanlar her ne kadar Yeşaya 42'de müjdelenen kişinin İsa (a.s) olduğunu iddia etseler de Kitab-ı Mukaddes bütünlüğü içerisinde bakıldığında tutarlı değildir. Çünkü İsa (a.s) uluslara gönderilmemiş, sadece İsrail ulusuna gelmiştir, Matta 15:24 şöyledir: ⤵️⤵️

O halde Yeşaya 42'de sözü edilen "uluslara" adalet dağıtacak kişi kimdir? Bunun cevabını aslında aynı bölümde bulabiliyoruz: "Bozkır ve bozkırdaki kentler, Kedar köylerinde yaşayan halk sesini yükseltsin. Sela’da oturanlar sevinçle haykırsın, bağırsın dağların doruklarından."⤵️⤵️

"Kedar köyleri" İsmail aleyhisselamın soyunun ikâmet ettiği bölgelerdir. "Sela" Medine'de bulunan ve bugün hala aynı isimle anılan bir tepedir. Bu pasajlarda anlatılan sahne adeta nebimizin Medine'ye hicret anını gözümüzün önüne getirmektedir. ⤵️⤵️

Bu pasajın devamındaki ifadeler de dikkat çekicidir: "Körlere bilmedikleri yolda rehberlik edeceğim, onlara kılavuz olacağım bilmedikleri yollarda, karanlığı ışığa, engebeleri düzlüğe çevireceğim.Yerine getireceğim vaatler bunlardır.Onlardan geri dönmem." Yeşaya 42:16. ⤵️⤵️

Allah'ın "körlere bilmedikleri yolda rehberlik" etmesi, daha önce kendilerine uyarıcı ve kitap gelmemiş bir kavmin içerisinden nebi çıkarmasıdır. "Kedar köyleri" yani Araplar, tam da böyle bir kavim idi. Kur'an'da şöyle buyrulur: ⤵️⤵️

Aynı bölümün devamındaki şu sözler de adeta Mekke müşriklerini ve onların başına gelenleri anlatmaktadır: "Oyma putlara güvenenler, dökme putlara, ‘İlahlarımız sizsiniz’ diyenlerse geri döndürülüp büsbütün utandırılacaklar.” Yeşaya 42:17. ⤵️⤵️

"Kedar" kelimesinin geçtiği bir başka pasaj da şöyledir: "Kedar’ın bütün sürüleri sana gelecek,
Nevayot’un koçları senin buyruğunda olacak." Yeşaya 60:7. Nevayot da tıpkı Kedar gibi İsmail aleyhisselamın oğludur. Burada da İsmail'in (a.s) soyundan bahsedilmektedir. ⤵️⤵️

Türkiye'deki Yahudi cemaati tarafından hazırlanan "Tora" isimli Tevrat tefsiri de İsmail aleyisselamın soyu olan Araplara yönelik Allah'ın bir vaadi olduğunu kabul ederler ve bu vaadin İslamiyetin ortaya çıkışıyla gerçekleştiğini itiraf ederler: ⤵️⤵️

İlk Twitte düzeltme: Özellikle kitap ehlinden gerçeği gizlemeye çalışanlar, Tevrat'ta Arap ulusuna yönelik bir beklenti olmadığını iddia ederler.