1. İnsan hayatındaki absürdizmin en güzel örneği, fiziksel olarak dört boyuta hapis insanoğlunun en tepesine dört boyuttan özgür bir beyin inşa edilmiş olması.
2. İnsanoğlu için dünyayı var eden tek şey 'beyin'. Diğer canlı türlerinde insana nazaran çok az gelişmiş beyin içgüdülerle destekleniyor ve dünya beyin&içgüdü birlikteliği ile var ediliyor. İnsanlarda içgüdü hemen hemen hiç yok.
3. Beyin analog bir organ, çalışması ve gelişimi bir türlü anlayamadığımız kanunlarla yönetiliyor. Bu kanunlar ona zamanı ve mekanı aşacak fırsatlar sunuyor.
4. Bu kanunlar tamamıyla atom altı dünyanın kanunları. Atom altı parçacıkların birbirleri ile etkileşimi sonucu ortaya son derece sihirli sonuçlar çıkıyor; 'Bilgi' ve 'Hayal gücü'.
5. Belirsiz kanunlarla çalışan ve gelişimini sürdüren beyin ile bizleri var eden tek sebep olan beyni çözümleme uğraşındayız, paradox.
Diğer tabirle, gayet evrensel kanunlarla yönetilen beyin ile dünyanın ve evrenin kanunlarını anlama uğraşındayız, evet, paradox.
Diğer tabirle, gayet evrensel kanunlarla yönetilen beyin ile dünyanın ve evrenin kanunlarını anlama uğraşındayız, evet, paradox.
6.
16. yüzyıla kadar kimsenin dünyayı değiştirmek gibi bir derdi yoktu. Çünkü dünya üzerine yeterli bilgimiz ve fikrimiz yoktu. Dünyanın bütün karalarını gösteren harita yeni yeni tamamlanıyordu ve dünyanın yuvarlak veya düz olduğu üzerine tartışmalar halen devam ediyordu.
16. yüzyıla kadar kimsenin dünyayı değiştirmek gibi bir derdi yoktu. Çünkü dünya üzerine yeterli bilgimiz ve fikrimiz yoktu. Dünyanın bütün karalarını gösteren harita yeni yeni tamamlanıyordu ve dünyanın yuvarlak veya düz olduğu üzerine tartışmalar halen devam ediyordu.
7. Dünyayı 17. yüzyıldan itibaren radikal bir şekilde değiştirmek istedik. Çünkü bu yüzyılda, Newton sayesinde dünyayı değiştirmeye gücümüzün yeteceği kanaatine vardık.
8. Newton fiziği bizlere kesin bir bilginin var olduğunu söylemekle kalmadı, aynı zamanda sahip olduğumuz aklımızla gerçek, doğru ve son bilgiye ulaşabileceğimizi de bizlere inandırdı.
9. İlkçağ filozofları da kesin bilginin varlığı ve ulaşılabilirliği üzerine bir ton laf sarf etmişti. Fakat Newton fiziği, matematik dilini ustaca kullanarak bu söylemlerin bir anlamda ispatını! gerçekleştirdi.
10. Newton ortaya koyduğu bilgilerden o kadar emindi ki, ‘Hipotez üretmiyorum’ demişti. Yani benim söylediklerim hipotez değil kanundur, benim söylediklerim son ve kesin bilgilerdir.
11. Newton’un fiziği sonraki onyıllarda düşünce dünyasında radikal değişimlere sebep oldu. Auguste Comte, ‘Bilmek için görmeli, önceden görmek için bilmeli, düzenlemek için önceden görmeli’ derken kesin bilgiye ulaşmayı ve bu bilgiyle dünyayı değiştirip düzenlemeyi kast ediyordu.
12. Karl Marx, ‘Filozoflar bugüne kadar dünyayı yalnızca değişik şekillerde yorumlamakla kaldılar, halbuki yapılması gereken onu değiştirmektir’ sözünü aynı imanla söylüyordu.
13. Kant, bütün felsefesini Newton’un kesin, son ve doğru bilgiye erişmiş olması üzerine kurguluyordu. Bütün bu düşünce adamlarının ulaşmak istediği nokta, son ve kesin bir bilgi ile insanoğlunun hayatını iyi yönlerde değiştirebilmek ve geliştirebilmekti.
14. Dünyayı değiştirebileceğini sanan insanoğlu, özellikle Avrupa'da, dinle gerekli cevapları bulamayınca felsefeyi dinin yerine koymaya karar verdi. Kesin bir bilgi dinden gelmiyorsa izm'lerden gelmeliydi.
15. İlk 18. yüzyılın ortalarında kapitalizm ile başlayan -izm salgını yayıldı. 20. yüzyıla kapitalizmin yanına komünizm, faşizm, nasyonal sosyalizm ve irili ufaklı birçok farklı izm eklendi.
16. İzm'ler kesin ve son bilgiye ulaşmanın ve bu bilgi ile dünyayı çok güzel bir yer yapmanın yolunun kendilerinden geçtiği hususunda iddialıydılar.
17. Lakin öyle olmadı. Yirminci yüzyıl insanlık tarihinin en karanlık yüzyılıdır. 100 milyon insan devasa silah endüstrisinin dehşet verici mobilizasyon gücüyle hayatlarını kaybetti.
18. Başlarda kapitalizm 1. Dünya Savaşını, sonrasında nasyonal sosyalizm ve faşizm 2. dünya savaşını tetikledi. Bu yüzyılda komünizm kapitalizm sıcak savaşının da kıyısından döndük.
19.
20. yüzyıl, Newton'un fitilini matematiksel ispat yolu! ile ateşlediği determinist düşüncenin ürettiği izm'lerin kana buladığı bir yüzyıldır.
20. yüzyıl, Newton'un fitilini matematiksel ispat yolu! ile ateşlediği determinist düşüncenin ürettiği izm'lerin kana buladığı bir yüzyıldır.
20. Geçtiğimiz yüzyıl yaşadığımız devasa çevre felaketlerinin sebebi nedir? Henüz tamamlayamadığımız yarım yamalak bilgi ve öngörülerle sınırsız zenginleşebilmek için doğaya saldırıp onu talan etmemiz değil midir?
21. Peki eksik doğa bilgilerimizle doğayı nasıl felaketlere sürüklediğimiz apaçık gözlerimizin önündeyken, yine eksik bilgilerle inşa edilmiş sınırsız güç peşindeki –izm’lerin (ve aynı zamanda hikayelerin, masalların, inançların...) insanoğluna verdiği zararı neden göremiyoruz?
22. Doğa hakkında kesin bilgilere ulaşamayacağımızı birçok kötü hadiseden sonra anlayabiliyoruz da, kendilerini en son ve en doğru bilgi diye pazarlayan izm’lerin (ve aynı zamanda hikayelerin, masalların, inançların...) son ve doğru olma iddiasına neden karşı çıkamıyoruz?
23. Cevap bu olabilir mi?
24. Etrafımızı sarmalayan, içerisinde yaşadığımız boyutları anlayabilmek ve ölçümleyebilmek için mezura ve saat kullanıyoruz. Halbuki ne 3 boyutu anlayabilmek mezura ile mümkündür ne de zaman boyutunu anlayabilmek saatle.
ARA NOT; Nefes alıp vermeniz de bu boyutlar içerisinde bir yaşam sürdüğünüz anlamına gelmez. İnsanların çok büyük bir yekünü yürüyen ölüdür.
25. Diğer canlılara kıyasla çok daha gelişmiş beyinlerimiz, genel inanışa ters olarak, aslında türümüzün en güçsüz tarafı. Öylesine bir organ ki, kendi kendisini mahvetmeyi amaç edinmiş.
26. Siyano bakterileri bir milyar yıl, dinazorlar ise yaklaşık 50 milyon yıl dünya hakimi olarak türlerini devam ettirdiler. İnsan türü 4,5 milyar yıllık dünya tarihinde en az ömre sahip tür olarak tarihe geçecek.
