Bu proje parça parça inşa edilerek 1901-1908 yılları arasında Şam-Hicaz etabı(Hicaz: Suudi Arabistan'ın Batı bölgesi, Mekke, Medine, Taif'i de içine alan batı bölgesidir) tamamen bağışlarla yapılmıştır.
Bu bağışı Sadrazam yapmıştı. Başta Sultan ll. Abdülhamid olmak üzere Dönemin devlet erkanı ilk bağışlarla projeyi başlatınca başta Mısır, Fas, Hint ve Rusyadaki müslümanlarda bağış yağdırmıştı. Mısır da hemen her ilçede yardım sandığı vardı...
Haydarpaşa garı ile başlayıp Hicaz'da ve daha sonra da Basra'ya bağlanacak bu mega projeyi yabancı devletlere imtiyaz vermeden yerli ve milli kaynaklar ve bağışlarla yapmaktı hedef.
Bunun 1.7 milyonu Şam-Hicaz arası inşaatların malzeme ve işçilik vb giderleriydi. (Dönemde Osmanlı bütçesi 18 milyon idi)
(323 km lik EL ULA-MEDİNE arası 1 Eylül 1908 de resmi törenle açıldı)
Tam 2666 adet kagir köprü ve menfez vardı.
Yine; 7 tane demir köprü,
7 tane gölet,
9 tane tünel,
HAYFA, DER'a ve MAAN'da 3 fabrika,
KADEM'de lokomotif ve vagonların tamiratının yapıldığı büyük bir imalathane inşa edildi.
Ve yine;
HAYFA'da bir iskele, yine büyük bir istasyon, anbarlar, dökümhane, işçilere mahsus binalar, boruhane ve işletme binası yapıldı.
MAAN'da bir Otel,
TEBÜK ve MAAN'da birer Hastane,
DER'a ve SEMAH da birer büfe ve çeşitli yerlerde 37 Su Deposu yapıldı.
Şamdan; pazartesi, Çarşamba, Cumartesi günleri saat 07.00 ile 10.00 arası, öğlenden sonra da 13.00 de kalkıyordu.
Medine'den de Salı, Perşembe ve Cuma günü yine aynı saatlerde kalkıyordu.
Daha öncevŞam-Medine güzergahı develerle 40 günde katedilirken Hicaz Demiryoluyla 72 saate inmiştir. Yine Bu mega projede sadece Osmanlı vatandaşları istihdam edilmiştir.
Başlangıçta İngilizler ve Fransızlara, sonra da denge unsuru olarak Almanlara verilen demiryolu imtiyazlarını sınırlayıp Milli imkanlarla yapmaya yönelmenin altında yatan,
Yine Berlin Anlaşması öncesinde Kıbrıs'ı İngiltereye bırakmamıza rağmen Ruslara karşı bizim yanımızda olmamaları, yine;
Yine İngilizler+Fransızlar+Ruslar gibi aralarında anlaşıp Osmanlıyı yok etmek istemiyorlardı.
Ruslar 1770 Çeşme baskını ve ardından 1774 Küçük Kaynarca Ant,
Küçük Kaynarca Ant.'yla Osmanlıdaki Ortadoksların hamiliğini, Osmanlı ise Rusyadaki Müslümanların hamiliğini kazanmıştı..
Haydarpaşa garı ,
Yukarıda bir kısmını aktardığım Osmanlı'da asırlarca süren acı tecrübelerden sonra milli anlayışa dönülmesi ile yapılan ilk milli projedir. Bu projeyi İstanbul'un simgesi yapıp Paris'in Eyfel Kuşesi gibi Turizmin gözbebeği yap-
Osmanlının ilk 250-300 senesinde kurulan kurumlar bozulana kadar Osmanlıyı ayakta tutmuştu.
Bu kurumlardan bir kaçını aktarayım, günümüzün anlayışı ile ortak noktası var mıymış birlikte görelim...
Çünkü Kadı bir yıllık görev süresindeydi, ve yine Muhtesib de bir yıl süreliydi. (Bu yüzden rüşvet ile yanlış kararlar alıp, birilerine iltimas geçilip şehrin ve komşuluk hukuku ihlal edilebilirdi.)
Yani bu ihalede Juri kim?
(Yıldırım beyazıt dönemi) Rüşvet alan Kadıları Samanlığa atıp yakıyordu. Baktılar ki ortada kadı kalmayacak mahkeme harcı alınıp kadıyı ve mahkemede çalışanları bu harcla doyurma kararı alındı. Yani döner sermayenin icadı başlar.
Örn: Çocuğa para verip bakkala gönderip fiyatı ve kiloyu kontrol edenler muhtesibler, ilkinde uyarı,
2. sinde ise PABUCUNU DAMA ATARLAR
Yani 'Narh" var.
NARH: ( Yani devlet tarafından belirlenmiş fiyatlar var, bunun üstünde satamazsın.)
Ve yine: Rüşveti önlemek için de MUHTESİB'den önden teminat akçesi alınıyordu.
Yani herkes Muhtesib de olamıyordu.
Sözü nereden geliyor:
Her şehirde kaç dükkan, kaç terzi, kaç fırıncı olması lazım gibi bir disiplin vardı Osmanlı da.
Örn: Eksik gramajlı ekmek üretip halkını aldatan bir Fırıncının Pabucu bir ihtardan sonra Dama atıldı mı, o kimse daha o işi yapamazdı.
Ahi teskilatı ve esnaf teşkilatıyla Muhtesib birlikte veriyorlardı
Yine; bir yerden bir yere de taşınamıyorsun. Örn; Edirne'den İstanbul'a teyzeni ziyarete geliyorken bile şimdiki Çekmece İlçesindeki ilk Karakola imza veriyorsun
Yine; İstanbul'a çalışmaya mı geliyorsun? O zaman git Beyazıd'daki filanca Han'da kal derlerdi. Kafana göre ikamet edemiyorsun, Şimdi ki gibi gelip dükkan da açamıyorsun...
Bu güzel kurumların temelini Yıldırım Beyazıt ve torunu ll. Beyazıt atmıştır ve Osmanlı bu sıkı kurallar ve disiplin üzerinde yükselebilmiştir.
Örn: Alfabe tartışmaları Sarayın dışındaki Anadolu müslüman halkın okuma yazmayı öğrenememesi yüzünden 1860 larda başlamış Latin alfabesine bu uzun tartışmalardan sonra geçilmiştir.
altayli.net/osmanlida-alfa…
MEVALİ, Arap Milliyetçiliğinde Arap olmayan müslümanlara verilen genel bir ad!
Ve, MEVALİ olanların herşeyleri Araplar için helal olarak kabul edilir!
Detaylarına girmiyorum burada ama Türkçülük tesadüfen çıkmamıştır ortaya...
Osmanlı da isyanlar bitmedi. En son Türkmenlerin yaylaklarını ellerinden alıp Çerkeslere verilmesiyle patlayan isyanı/ DADALOĞLUNU paylaşmıştım.