My Authors
Read all threads
Su kaynaklarımız az
Olanı da dışarı gid.
80'li yıllarda DSİ Planlama Müd. görevliyken Dicle ve Fırat Nehirlerinin sularını yukarı kotlardan tüm Anadolu'ya yönlendirecek, önce doluluğu az barajları takviye sonra ülkemizi sulayacak bir proje hazırlamıştım!
Elzem bir çılgın proje Image
O yıllarda projemiz beğenilmiş ancak bazı yerlerin tünel açılarak geçilmesi ve maliyetinin yanında uzun bir süreci kapsayacağı gerektiği için ileri ertelenmişti.
Aradan 35 yıl geçti. Şimdi Tünel açmak çok kolaylaştı. Teknoloji ve kaynak artışı sebebiyle maliyetler azaldı.
Türkiye kuraktır.Nehirlerimiz su kaynaklarımız azdır. En verimli iki nehrimiz Fırat ve Dicledir. Önce Fırat suları Karasu ve Murat seviyesinden alınarak tüm yurda dağıtılabilir. Kuru ovalar bağlık bahçelik olur. Ülkemiz cennet olur paralar boşa değil milletimize gider. Image
Topraklarımızdan bereket fışkırır Köylerimiz yine zenginleşir Vergi olarak döner gelir devletimiz zenginleşir.
Bu projeyi 5-10 yıl sonra resmi ve sessizce tekrar gündeme getirmeyi bekliyordum ancak gereksiz bir kanala 200 katrilyon harcanmaya kalkılınca mecbur kaldım açıklıyorum Image
Bizim bu çalışmamız reddedildi. Ancak konu yıllarca DSİ'de konuşuldu. Genel bir konu haline geldi,Bşb. T. Özal'a kadar ulaştı ne olduysa ondan sonra oldu ve Türgut Özal Suriye'ye gitti ve hiç gereği yokken geçici anlaşmayla yıllık 500m3/sn saniye su vermeyi taahhüt etti !!!
Şu anda saniyede En az 500 - 1000 m3 suyumuz gözlerimizin önünde Suriye ve Irak'a doğru akıp gidiyor. Bizde öyle bakıyoruz. Halbuki bu suyun üçte ikisi bile ülkemizi kalkındırmaya Türkiyeyi zenginleştirmeye yeter. Image
Suyun Petrolden daha kıymetli olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
Su veriyorsak bedava petrol alalım..
Kaynak mı istiyorsunuz
Alın işte size dev kaynak!
Hiç bir ülke kaynağını diğer ülkeye bedava vermiyor.
Biz Suriye'ye bedava su veriyoruz üstüne birde 7 Milyon Suriyeliyi besliyoruz.
Değerli Arkadaşlarım
Biz Fırat Dicle Neh. Anadoluyu sulama projesini sunduğumuz da ki Türkiye de kanal Tünel açmak bu güne göre kıyas kabul edemeyecek kadar zor,kaynak yoktu.
Bakü'den Ceyhan'a boru hattı yapıldı.Neden kendi su kaynaklarımız ile güzel vatanımız buluşmasın Image
Değerli Arkadaşlarım,
Türkiye su kaynakları az ancak insan kaynakları ve yer altı kaynakları bakımından zengindir.
İnsan kaynaklarımız heba edilmekte, yer altı kaynaklarımız ise değerlendirilmemekte veya yanlış değerlendirilmektedir.
Önce kendi suyumuz ile refah bulalım. Image
Yaptığımız barajlar da doluluk oranı azdır. Bu sebeple önümüzdeki yıllarda susuzluk baş gösterecektir. Fırat ve Dicle tüm Anadoluyu hem sulamaya, hemde üzerinden Fırat ve Dicle üzerinden kurulacak bir şebeke ile barajlarımızın sürekli doluluğunu sağlayacaktır.
Tarih ile ilgili anlatımlarımız uzun bir bilgisel halinde oluyor ancak teknik konuları - Kanal İstanbul tepkisiyle olacak- yazmaya yeni başladığımız için bir iki paylaşım yaparak konuyu tamamlarız diye düşünüyoruz. Arkadaşlarımızın ilgisi için teşekkür ederim devam ediyorum.
Değerli Arkadaşlarım,

Batı bölgelerimizde su kaynaklarımız azdır. Ormanlarımız azdır. Yağış havzalarımız azdır. Batıdan doğuya gidildikçe yükseltisi artan Yaylalar ve bu yaylalar üzerinde yer alan dağ sıraları, yağış miktarını artıran önemli etkenler oluşturmuştur.
Doğu Anadolu yaylası hem su kaynaklan, hem de yağmur ve kar sularıyla beslenen oldukça zengin su şebekesine sahip bir bölge durumuna gelmiştir. Ne var ki, bu yüksek yayladan kaynaklanan akarsuların hemen hepsi sınırlarımızı aşarak Irak ve Suriye topraklarında denize dökülmektedir
Hızlı nüfus artışı ve kentleşme, gelişen tarım ve endüstri, suya olan ihtiyacı çok arttırmış, özellikle kurak ve yarı kurak bölgelerdeki ülkelerde bu ihtiyaç yaşamsal bir sorun haline gelmiştir. Bu gün bile gazetelerde Kuraklık haberleri bulunmaktadır.
80'li yıllarda bu Dicle ve Fırat Nehirlerinin sularını yukarı kotlardan tüm Anadolu'ya yönlendirecek, önce doluluğu az barajları takviye ile hem ileriki yıllarda artacak içme suyu ihtiyacımızı karşılayacak hem ülkemizi sulayacak bir proje hazırlamıştım!
İlginç bir toplum mühendisliği ile sanki biz Fırat ve Dicle'nin sularına dokunamazmışız gibi bir bilgi kirliliği ile milletimiz aldatılmaktadır.
Halbuki Nil nehri dahil tüm nehirler de suya sahip ülkeler kullanabildiği kadarını önce kendisi kullanmaktadır.
Tekrar ediyorum. Türkiye su kaynakları bakımından zengin değildir. En önemli iki kaynağımız Fırat ve Dicle'dir. Doğu Anadolu'da gözü olanlar bizim bu sulara dokunmamızı engelliyorlar. Ben bu durumu 35 yıl önce fark ettim ve bir proje hazırlayarak yetkili makamlara sundum.
Önce sularımız hakkında kısa bir bilgi vereyim.
Fırat nehri, Erzurum’un kuzeyindeki Dumlutepe'den çıkan karasu ile Van
Golu kuzeyindeki Aladağ’dan ve çevresinden kaynaklanan Murat nehrinin
Keban baraj golünde birleşmesiyle meydana gelmektedir
1263 km.’si Türkiye Sınırları içinde olan Fırat nehri 2780 km. uzunluğundadır. Fırat Türk topraklarında doğduktan sonra 28-30 milyar m3 su taşıma potansiyeline ulaşır. Fırat Nehri’nin taşıdığı suyun % 88.7’si, Türkiye’de; % 11.3’ü (4 milyar m3) Suriye’de oluşmaktadır. ImageImage
Fırat’ın akışına Irak’ın ise herhangi bir katkısı yoktur. Suriye, bu akımın %22-%30’unu kullanmak istediğini, Fırat’ın akışına hiç katkısı olmayan Irak ise nehir sularının % 43’ünü kullanmak istediğini beyan etmektedir.
Türkiye bu konuları tepki ve ciddiyetle masaya yatırmalıdır. Image
Dicle Nehri ise, Güneydoğu Toroslarda Maden Dağları kesiminde, Hazarbaba Dağı'nın güney tarafında, Yıldızhan yanındaki bir kaynaktan çıkar. Yıllık ortalama akımı 48 milyar m3 tür. Bunun 25 milyar m3’ü Türkiye’de (% 51.9); 23 milyar m3'ü Irak’ta (% 48.1) oluşmaktadır. Image
Dicle’nin akımına Suriye’nin katkısı yoktur. Dicle’nin akımına olan katkısı 23.43 milyar m3 olan Irak, bu nehrin sularından 45 milyar m3 yani %85’ini kullanmak istemektedir.
Türkiye bu afaki taleplere sessiz kalmakta Hayati önem taşıyan bu konu milletimizden kaçırılmaktadır.
500m3/saniye su, yıllık baz da 16 milyar m3 suya karşılık gelmektedir. Türkiye’den doğan ve ülkemiz sınırları içerisinde çıkan suyunun 30 milyar m3 olduğuna göre bu suyun yaklaşık % 57’sinin güneye bırakıldığını söyleyebiliriz.
Bu Türkiye bakımından vahim bir tablodur.
Atatürk Barajı'nın inşası sırasında 1987 yılında Türkiye, Suriye ile iki protokol imzaladı. İmzalanan protokollerden biri güvenlik ile ilgili olup, Suriye’nin terör örgütü PKK’ya desteğe son vermesi hakkındadır.+
Diğer protokol ise Türkiye’nin, nihai bir anlaşmaya kadar yılda ortalama 500metreküp/sn suyu Türkiye-Suriye sınırında bırakmasını içermektedir. Suriye ve Irak, 1990 yılında bu 500 metreküp/sn suyun yüzde 58’ini Irak’ın kullanımına bırakan bir anlaşma imzaladı.
Buna mukabil 1987 protokolü sonrasında devam eden 10 yılık süre içerisinde Suriye, PKK’ya verdiği desteği geri çekmedi. Çekmediği gibi Bilhassa Kuzey Irakta PKK yuvalandı ve evlatlar babasız kaldı yuvalara binlerce ateş düştü. Buna rağmen Irak ve Suriye hakkı olmayan suyu aldı ImageImage
Şu anda saniyede En az 500 - 1000 m3 suyumuz gözlerimizin önünde Suriye ve Irak'a doğru akıp gidiyor. Bizde öyle bakıyoruz. Halbuki bu suyun üçte ikisi bile Anadolu'ya çevrilse Türkiye cennete döner Dicle Fırat buları ülkemizi kalkındırmaya Türkiyeyi zenginleştirmeye yeter.
Kamooyu öylesine şartlandırılmış insanlarımız öylesine aldatılmış ki
Hemen"savaş çıkar"deniyor!
ABD on bun Km öteden gelip Irak Suriye toprakları ve petrolleri üzerinde hak iddia ederken biz suyumuzu neden veriyoruz ki Fırat ve Dicle Sularının kalanı Irak'a da Suriye'ye de yeter!
Değerli Arkadaşlarım,
Fırat Üzerinde Keban, Karakaya, Atatürk Birecik ve Karkamış barajları ve GAP bulunmaktadır. Dicle üzerinde Kralkızı, Hancağız, Ilısu, Batman, Dicle, Devegeçidi barajlarının yanında GAP kapsamında Silvan, Pamukçay, Ambar, Kuruçay, Başlar, Kıbrıs, Karacalar +
ve Bulaklıdere barajları ile vd ile Baraj sulama tesisi projeleri devam etmektedir.
Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde baraj ve sulama tesisleri yapmaya başlamamız, Suriye ve Irak’ta, ileride yeterince su alamayacakları endişesi hayli rahatsızlık yaratmış, Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği'ne başvurarak Türkiye’nin bu girişimlerinin önlenmesini istemişlerdir.
Halbuki Fırat ve Dicle üzerinde Türkiye’de yapılan barajlar, Türkiye için enerji üretimi, sulama ve dolaylı taşkın kontrolü, Suriye ve Irak için dolaylı enerji üretimi artışı, dolaylı sulama suyu artışı, dolaylı taşkın kontrolü ve rüsubat tutulması, amaçlarına hizmet etmekteydi.
Değerli Arkadaşlarım,
Konuya akşam devam edeceğiz
Özetle söylersek
Dicle ve Fırat sularından Anadolu'nun içme suyu ihtiyacının giderilmesi ve sulaması mümkündür.Kalan su Irak ve Suriye'ye yine yeter.Fırat ve Dicle Suları ile çorak topraklarımızda bağ ve bahçe tarımı yapılacaktır.
Bu konu bilinmeyecek ve bizi kaşif durumuna sokacak bir proje olmayıp Fırat ve Dicle Sularının boşa aktığını gören arkadaşlarımızın da göreceği ve önermeleri mümkün olan bir projedir. Image
Her ne kadar 1986 yılında DSİ’den kendi isteğimle ayrılmış olsam da DSİ hizmetleri inşaat imalat Proje ve Planlama konusunda komplike bilgi sahibi olan bir mühendis olarak yapılan işleri takip ettim.
Bu arada aynı zamanda Atatürk yolunda mücadele veren bir Türk Milliyetçisi olarak başımıza getirilmeyen kalmadı. Hayatımızın istikrarı bozuldu. Türk tarihi ile ilgili yürüttüğümüz faaliyetler son 20 yılımızın Mahkemelerde arada bir hücrelerde geçmesi sebebiyle yara aldı.
Derken biz bu projeyi teklif edeli 35 yıl su gibi geçti. Bilhassa 2000’li yıllarda itibaren teknolojik gelişmelere paralel olarak maliyetlerde ucuzladı. Mesela eskiden tabanca dediğimiz deliciler veya vagondiril adını verdiğimiz makineli deliciler vardı.
Bu alet elle delme yerine makine ile delme yapan ve çabuk bozulan bir makineydi. Fazla bir faydası yoktu. Önce Tünel aynasını çok sayıda yerinden deliyor sonra dinamit yerleştirerek patlatıyorduk. Ortalama bir veya 2 günde sadece 1 m – 1,50 m ilerleyebiliyorduk.
Hâlbuki şimdi tünel açmak çok kolaylaştı. Tünel açma makineleri ile 5 ile 20 m arasında ilerlenebiliyor. Ayrıca teknolojinin gelişmesine paralel olarak maliyetler azaldı. 35 yıl önce hayal bile edilemeyecek projeler bu gün kolaylıkla yapılabilir hale geldi.
Ancak eskiden olduğu gibi tecrübeli Mühendisler kalmadı. Projelerin oluşumuna çok acele karar veriliyor. Siyasi kararlar alınıyor. Bu sebeple çok büyük meblağlarda paralar çarçur olup gidiyor.
Su konusu şu anda en önemli meselemiz haline gelmektedir. Bu konu DSİ tarafından görülmekte ancak küçük, küçük ve çok yetersiz projeler üretilmekte su kaymaklarımız sınırlı olduğu için bu projeler nedeniyle bir başka bölgemiz veya projemizin su kaynakları zarar görmektedir. Image
Buna mukabil hızlı nüfus artışı ve kentleşme, gelişen tarım ve endüstri, suya olan ihtiyacı çok arttırmış, özellikle kurak ve yarı kurak bölgelerdeki ülkelerde bu ihtiyaç yaşamsal bir sorun haline gelmiştir. Bu gün bile gazetelerde Kuraklık haberleri bulunmaktadır. Image
Bu proje olmaz diyen varsa 35 yıl önce 29 yaşında genç bir mühendis olarak yaptığım çalışmayı tüm suluma sistemlerine uyarlayarak yeniden hazırlayabilirim. Hatta böyle büyük bir çalışmanın mühendislik hizmetlerini hiçbir gelir talep etmeden baştan sona yürütebilirim. Image
Değerli Arkadaşlarım,
Tekrar yazalım Su kaynaklarımız çok azdır. Suyumuz artmamakta şu anda dünyamız ısı artışının olduğu bir periyottadır. Isı artışının yüzlerce yıl süreceği görülmektedir. Bir damla suyun bile önemli olacağı bir zaman dönemine doğru yol almaktayız
Türkiye kuraktır. Nehirlerimiz su kaynaklarımız azdır.En verimli iki nehrimiz Fırat ve Dicle’dir.Önce Fırat suları Karasu ve Murat seviyesinden alınarak tüm yurda dağıtılabilir.Fırat ve Dicle Suları ile çorak topraklarımızda ovalarımızda bağ ve bahçe tarımı yapılır hale gelecektr
Diğer taraftan Fırat ve Dicle suları şu anda ülkemiz için olmazsa olmaz durumundadır. Tüm büyük şehirlerimizde su sıkıntısı vardır.
Hâlbuki Borularla barajlarımıza getirilecek sular en az 100 yıl süreyle şehirlerimizin su ihtiyacını kesintisiz karşılayacaktır.
Değerli Arkadaşlarım,
Twetter ve Facebookta yıllardır Türk tarihi ve Milli meselelerimizle ilgili paylaşımlarda bulunuyorum. 70’li yıllardan bu yana aynı konuda yazıyor anlatıyorum. Türk tarihi ve milli meselelerimiz ile ilgili yoğun bir çalışma içerisindeyim. Image
80’i 90’lı yallarda sadece bir mühendis olarak faaliyet göstermedim, Ercüment Kuran başta çok kıymetli Tarihçimiz ve Milli meselelerimiz konusunda değerli hizmetleri olan bilim adamlarımızla birlikte çalıştım Image
Halen “Türk Gözüyle Türk tarihi” adını verdiğimiz 16 cilt 12.000 sayfa yoğun tempolu bir çalışmanın içerisindeyim. Bu sebeple zaman zaman sizlerle bir arada olamadık. Bu sebeple mümkünse beni bağışlayın.(İnşallah bundan böyle haftada en az iki konu ile birlikte olacağız. ImageImage
Türkiye'deki büyük projeler yönettiğim halde 45 yıldır Türk tarihini ve milli meselelerimizi anlattım.Benim mühendis olduğum pek bilinmedi. Hatta bazı teknik konularla ilgili paylaşımlarım da “ Siz bildiğiniz konuyla uğraşın Tarih yazmaya devam edin” diyen muarızlarımız bile oldu
Hayatımı mühendislikden kazandım. Tarih ile ilgili uğraşılarımdan ve milli faaliyetlerimizden gelirim olmadığı gbi tüm kazandıklarımı harcadım. Ayrıca bu hizmetlerime laf edemeyenlerın iftirasına maruz kaldım.İleride kitap halinde sizlerle paylaşacağım büyük kayıplünü uğratıldım
Eğer şu "Kanal İstanbul" meselesi olmasaydı burada mühendis olduğumu açıklamayacaktım. Çünkü hayatımı “Milli Şuur sahibi Türk Gençlerinin Türkiye’yi yönetir hale gelmesi” idealine adadım. Bu sebeple Türk Tarihini ve milli meselelerimizi anlatıyorum. ImageImage
Hayatta benim ulaştığım en büyük onur değerli arkadaşlarımın bana "Taner Hocam" demeleridir. Bu sebeple tüm okurlarıma minnet, sevgi ve saygı borçluyum.
Tüm değerli Arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyor sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Image
Dicle ve Fırat Sulaması ile Türkiye’nin sulanması projemi 4-5 yıl sonra resmi ve sessizce tekrar gündeme getirmeyi düşünüyordum.Ancak gereksiz kanala 200 katrilyon harcanılmak istenilmesi üzerine yetkin bir mühendis olarak konuşmam gerektiği düşüncesiyle paylaşımları mı yaptım.
Su ihtiyacımız hesaplanırken en az 100 yıllık gereksinimlerimiz ve muhtemel kuraklık değerleri hesaplanarak hareket edilmeli Fırat ve Dicle Nehirlerine göre Batı’da kalan tüm illerimizin sulanması ile ilgili hazırlıklar planlama- proje ve hazırlıkları ivedilikle başlatılmalıdır.
Bu bakımdan Türkiye, ileride kendi ihtiyacını karşılamada sıkıntı yaratabilecek bir su paylaşımını şimdiden bir anlaşmaya bağlaması demek Türk milletini bu coğrafyada açlığa ve susuzluğa mahkum etmek demek olacaktır. ImageImage
Irak ve Suriye’ye verilen toplam 500 m3/saniyedir. Suyun debisinin arttığı dönemleri de eklersek 700m3/Sn civarında olmaktadır. Yıllık baz da 16-22 milyar m3 suya karşılık gelmektedir. +
Türkiye’den doğan ve bu sınırlar içinde kalan Fırat ve Dicle sularının ortalama 40-50 milyar m3 olduğunu düşünürsek, bu suyun yaklaşık yarısının güneye bırakıldığını söyleyebiliriz ki bu çok hem de çok yüksek bir su miktarıdır.
Irak Türkiye’ye göre çok küçük ve geri bir ülkedir. Üstelik birazdan anlatacağım gibi Irak su kullanmayı bilmemekte veya kendi hakline ihanet ederek Dicle Sularını ziyan etmektedir. Borulu sistemde Irak’ın tamamını sulamak için 8-10 milyar m3 su fazlasıyla yetecektir.
Irak topraklarında çıkan yaklaşık 24 milyar m3 su göz önüne alındığında Irak’ın içme ve sulama suyu için yukarı kotlardaki ihtiyaçların karşılanması için Türkiye’nin Dicleden 2 milyon m3 su bırakması fazlasıyla yeterli olacaktır.
Aynı şekilde Suriye içinde 3 milyon m3 su bırakılması fazlasıyla yeterli olacaktır. Bu durumda Irak ve Suriye için verilmesi gereken su 16 -22 milyar m3 değil 4-5 milyar m3 olmaktadır. Yani Irak ve Suriye’ye verilmesi gereken su miktarı 500m3/Sn değil 157 m3/Sn olmaktadır.
Türkiye’nin G.A.P. projelerini tamamlaması ve bizim önerdiğimiz Batı Anadolu’nun su ihtiyaçlarının giderilmesi için oluşturulacak yeni projelerin sonucunda Irak ve Suriye’ye gelen tatlı suyun eksileceği muhakkaktır. Image
Bu durumda Irak ve Suriye’nin yapacağı iş sulak alanlarında “buharlaşan”on’larca milyar m³/yıl suyla ve çok aşırı kirlettikleri için kullanılamaz hale gelen sularla ilgilenmeleridir
Irak ve Suriyenin kendi havzalarından çıkan sular 3 tane Irak ve Suriyeyi Sulayacak zenginliktedir
Şu anda saniyede En az 500 - 800 m3 suyumuz gözlerimizin önünde Suriye ve Irak'a doğru akıp gidiyor. Bizde öyle bakıyoruz. Hâlbuki bu suyun üçte ikisi bile ülkemizi kalkındırmaya Türkiye’yi zenginleştirmeye yeter. Image
Suyun Petrolden daha kıymetli olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Uluslar arası anlaşmaları gözeterek 160m3/Sn su verelim. Bir litre fazladan su veriyorsak karşılığında iki litre petrol alalım. Bu bizim yasal ve ticari hakkımızdır yeter ki milli menfaatlerimizi korumasını iyi bilelim.
Su şu anda dünyanın en önemli kaynağı durumundadır. Hiç bir ülke kaynağını diğer ülkeye bedava vermiyor. Biz Suriye'ye bedava su veriyoruz üstüne birde 7 Milyon Suriyeliyi besliyoruz. ImageImage
Irak’a su veriyoruz karşılığında bize terör ihraç ediyorlar. Kerküklü kardeşlerimize zulüm ediyorlar. Mallarına canlarına kastediyorlar. Irakta ABD'nin yaptığı soykırıma, dün bile İranlı komutanın ABD tarafından vurulmasına karşıyız. Ancak Irak Türklere karşı iyi davranmalıdır Image
Madem suyumuzu veriyoruz

1-Irakta PKK terörü bitmelidir.
2-Kerkük’te zulüm bitmelidir.
3-Irak’ın Kuzeyinde Kürt devleti kurulması macerasına son verilmelidir.
4-Suriye konusu bir an önce düzene sokulmalı ve Suriyeliler yurduna gönderilmelidir +
5-Bundan sonra Irak ve Suriye ile olan su münasebetlerimiz ciddi manada ele alınmalı Fazladan verdiğimiz her gram suyun karşılığı petrol alınmalıdır.

45 yıldır yoğun çalışma içindeyiz.
Bu işler böyle olmuyor diyenlerimiz den daha iyi bu işlerin yürüyeceğini görüyoruz.
“Su konusundaki haklarımızı aradığımız taktirde Su savaşları çıkacağı” söylendi. Savaş zaten çıkmış ABD 10.000Km öteden gelip Irak Suriye toprakları ve petrolleri üzerinde hak iddia ederken biz hakkımız olan suyumuzu neden veriyoruz ki.
Biz “suyu tamamen keselim” de demiyoruz.
Sadece “Hakları olan suyu hesaplayıp verelim” diyoruz. Fırat ve Dicle Sularının kalanı Irak'a da Suriye'ye de yeter. “Türkiye’nin kalkınmasını, emperyalizmin zincirlerini kırmasını” istemiyorlar tüm mesele budur.
Bu sebeple toplum mühendisliği –algı yönetimi – ile Fırat ve Dicle nehirlerine dokunursak haksız oluruz ve savaş çıkmasına sebep oluruz algısı yaratılıyor.
Halbuki biz suyu çok kısıtlı bir ülkeyiz.
Tabii ki önce kendi ihtiyacımızı karşılayacağız.
Bir diğer endişe ise "Çıkacak bir savaşta öncelikli olarak barajlarımızın bombalanacağı“ yönündeydi.
Suriye veya Irak bombardımanı veya füzeleri ile barajlarımıza taarruz ederse, Toprak veya kaya dolgu olarak yapılan Barajlarımız çabuk yıkılmaz +
Ancak Irak ve Suriye Türkiye'ye karşı böyle bir saldırıya cür'et ederse Türkiye'nin silah gücü AB'nin bile çekineceği duruma yükselmiştir. Anında Irak ve Suriye'nin tüm şehirlerini ve tesislerini yok edeceğini bildikleri için böyle bir ihtimalin söz konusu olacağını sanmıyorum.
Kaldı ki bu şekilde kötü senaryolar ile ülkemiz için hayati konulardan vaz geçmeyelim. Unutmayalım su altından çok daha kıymetlidir. Petrolün bile bir sürü alternatifleri var ancak suyun hiç bir alternatif yok.
Su berekettir.
Su hayattır. ImageImage
Türkiye Fırat ve Dicle'nin sularından faydalanmak konusunda çok geç kalmıştır. Fırat ve Dicle hem Türkiye’nin su ihtiyaçlarını hem de Irak ve Suriye’nin su ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek kadar büyük iki dev kaynaktır. Image
Fırat ve Dicle’den tüm Anadolu'nun sulanması projesi Türkiye için bir olmazsa olmazdır. Kuraklık giderek artmaktadır. Dicle Fırat Projesi Milli bir projedir
Olmazsa olmazdır
Kanal İstanbul gibi Çılgın bir proje değil,ülkemizin kalkınması ve refahı için olmazsa olmaz bir projedir. Image
Fırat ve Dicle Türkiye'nin içme suyu ihtiyacını ve sulu tarım yapılmasını sağlayacak,ülkemiz kurak bir hayattan bağlık bahçelik sulu hayata geçecek zenginleşecektir.
Üstelik bu kadar büyük bir proje için yapılacak tüm harcamaların tutarı Kanal İstanbul kadar olmayacaktır. ImageImage
Tüm değerli arkadaşlarıma sevgi ve saygılar sunarım.
Bundan böyle yine Türk tarihi ve milli meselelerimizi anlatmaya devam edeceğiz.
Hangi konuyla ilgili olursa olsun sorularınızı bekliyorum.
Sağlıcakla kalınız.
Değerli Arkadaşlarım
Mümkünse yazımızın tamamını okuyunuz okutunuz. Fırat ve Dicle Suları Basra körfezine doğru boşa akıp gitmektedir. Bu konu Türkiye'nin sulu tarım ile kalkınması, zenginleşmesi, emperyalizmin zincirlerini kırması insanca yaşaması için olmazsa olmaz bir projedir ImageImage
Tüm değerli arkadaşlarımdan istirhamım bu konuyu iyi okuyunuz. RT+RT ile okutulmasını yayılmasını temin ediniz. Tanıdığınız arkadaşlarınızı,kurum ve kuruluşları mente alarak yayılmasını sağlayınız.
Yürekten sevgiler saygılar selamlar. ImageImage
Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh.

Enjoying this thread?

Keep Current with TANERUNAL

Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just three indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!