Bu tam bir cahil cesareti.
Atatürk’ün yanında Cumhuriyet’i kuran kadrolara sahip Galatasaray’a “fetöcülük” iması yapmışlar.
Üstelik, Atatürk’e suikastten idam edilmiş bir isme Başkanlık yaptıranlar yapmış bunu.
“Fenerbahçe Başkanı Dr. Nazım Bey” sayfasını açalım.
Bugün olduğu gibi, geleneği olmadığı için güce hep yakın duran kulübün-kabul etmesi halinde- ideal başkan adayı idi...
Örgütçü yeteneğiyle İttihat Terakki’yi iktidara taşıyan isimlerden Dr. Nazım için ise Fenerbahçe, gençleri partisine kolaylıkla devşirebileceği bir araçtı.
Başkanlığı kabul etti ve 2 yılı aşkın bir süre Fenerbahçe Başkanlığını yürüttü.
O dönemde Fenerbahçe’nin güçlenmsi, lokal, yat, malzeme sahibi olması şaşırtıcı değil.
Yine şaşırtıcı olmayan, 1918’de Fenerbahçe başkanlığını bırakmasının nedeni yurtdışına kaçmasıydı...
Bir Alman denizaltısıyla Almanya’ya kaçan, ülkeyi savaşa sokup kaybeden ekibin sorumlularından biri olarak...
Milli Mücadele sürerken İttihat Terakki’nin tüm liderleri gibi yurtdışındaydı.
Zaferin ardından siyasete karışmaması şartıyla dönmesine izin verildi.
4 yıl sonra da Atatürk’e düzenlenen suikast planındaki rolü nedeniyle idam edildi.
Çünkü bir köşeye çekip oturmamıştı.
İktidarı alan Atatürk’e karşı, Milli Mücadele döneminde devre dışı kalmış İttihat ve Terakki’nin yeniden örgütlenme faaliyetinin içine girmişti.
Neydi bu faaliyetler?
İT’nin beyni sayılan Enver-Talat-Cemal üçlüsünün ölmesinin ardından geride kalan 3 liderden biriydi Dr. Nazım. Diğer ikisi Cavit Bey ve Kara Kemal’di...
İşte bu geride kalanlar, 1923’teki seçime girecek yeni bir parti için çalışmaya başlamışlardı..
Cavit Bey’in Büyükada’daki evinde yapıldı ilk toplantılar...
Bu dar kadroda, yaşayan en önemli İT üyeleri vardı: Cavit Bey, Kara Kemal, Dr. Nazım, Sarı Efe Edip...
ve Partiyi de kurdular. (1924, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası)
Partinin kurucuları Ziya Hurşit, İttihat ve Terakki’nin eski Maarif Nazırı Şükrü Bey gibi eski İttihatçılar ile eski İkinci Grup üyeleri idi.
Her zamanki gibi, Büyükada “merkez komite” perde arkasında kalmayı seçmişti.
Mecliste muhalefete ve güçlenmeye başladılar...
Ama Tunceli isyanı sonrası durumu gören ve zaten eski bir İT üyesi olduğu için arkasında yatanı bilen Atatürk, hem İstanbul’daki yandaş gazetelerini ve hem de o partiyi kapattırdı.
Bu durumda İttihat Terakki’ye göre tek çareleri kalmıştı: Atatürk’ü ortadan kaldırmak....
1923 toplantısına katılan Edip Bey’in de dahil, diğerlerinin de haberdar olduğu bir suikast planı örgütlediler.
Kapatılan partilerinin kurucusu işte o Ziya Hurşit, 2 yıl sonraki suikast Planının da örgütleyeniydi.
Tam bir İttihat Terakki işi bir plan ve suikast....
Dr. Nazım’ın ve İttihat Terakki’nin “fedaileri”nin uzmanlık alanı...
Suikast girişiminin elebaşısı Ziya Hurşit yakalndığında anında çözüldü.
Edip Bey de çifliğindeki hazırlığı hemen anlattı.
Dr. Nazım neden mi tutuklandı?
Sonu İzmir suikastine kadar giden o toplantıların notları ve alının kararların metinleri evinde bulunmuştu.
Zaten tümü İT’nin içinden çıkmış iktidar, hazırlığın nasıl başladığını, kimin planlayıcı olduğunu iyi bilecek kadar işin içindeydiler.
Doktor Nazım, 26 Ağustos 1926 Perşembe gecesi Ankara Cebeci’de idam edildi.
Cevat bey de...
Bir roman kahramanı olacak kadar fedailik işlerinin içinde olan Kara Kemal, tam yakalanacakken intihar etti...
Ziya Hurşit de idamla cezalandırılanlardan biriydi.
İşte böyle bir başkana kulüplerinde 2 yıla yakn Başkanlık yaptıran bir kulüp, bugün çıkıp Galatasaray gibi, Atatürk’ün yanında yer alıp Cumhuriyet’i kuran kadrolara sahip olmakla gurur duyan bir camiayı, ilkel bir yöntemle “fetöcülükle” suçluyorlar...
Gülemiyorum bile....
Sabah sabah tarih dersi çekilmez; biliyorum ama görünce o twiti dayanamadım..
İyi günler...