Osmanlı Devleti, 1400’lü yılların başında Balkanlarda hâkimiyetini sağlamış, fakat Anadolu’ya daha tam hâkim olamamıştı.+
Savaş başladıktan bir müddet sonra Yıldırım Beyazıt’ın yanında yer alan Anadolu beyliklerinden bazıları saf değiştirip Timur’un yanına geçti ve Osmanlı ordusunu arkadan vurdu.
Tekrar 1402 yılına geri dönelim. Savaş meydanında Yıldırım Beyazıt’ın oğulları da savaşıyordu. Onlardan biri de Çelebi Mehmet’ti. Oğullar kuşatmayı yararak kaçmayı başarmış, fakat Yıldırım Beyazıt+++
Savaşın galibi Timur ne yaptı dersiniz? Anadolu beyliklerine, kendi bölgelerinde yeniden hüküm sürme yetkisini verdi, geri kalan toprakları da Yıldırım Beyazıt’ın oğulları arasında paylaştırdı. +++
İşte kilit nokta burası. Olayın günümüzle bağlantısına geliyoruz. Çelebi Mehmet, devlet memurları ile askerin, aşiret ve tarikatlarla olan bağını kesti.+++
Çelebi Mehmet Ankara savaşında şunu görmüştü: Muharebe meydanındaki askerin devletten başka bir sahibi daha vardı.
Aşiret ve tarikat bağlantıları devlet bağından çok daha güçlüydü. +++
Her bir devlet memuru, aşiret ve tarikat yoluyla aynı zamanda bir başka emir-komuta zincirine bağlıydı.
Dışarıya karşı zayıf düşen devlet kaybedince, aşiretine ve tarikatına bakmaksızın vatandaşların tamamı kaybediyordu.
Çelebi Mehmet’in bulduğu yöntem aslında çok basitti. Devşirme sistemiyle 13-15 yaş arasındaki sağlıklı çocuklar toplanıyor ve devlet tarafından eğitiliyordu. Bunların bir kısmı yeniçeri ocağında yetiştirilip asker ve komutan yapılıyor bir kısmı ise Enderun’da+
Bu çocuklar çok küçük yaşta devşirildikleri için geçmişe yönelik aidiyet duygularını kaybediyor, devleti baba bilen yeni bir aidiyet duygusuyla devlete bağlanıyorlardı.
Bir aşirete veya bir tarikata bağlı değillerdi. Koruyacakları, iltimas geçecekleri, torpil yapacakları bir akrabaları dahi yoktu. Tek sahipleri devletti. ++
Devşirme sistemi zamanla bozuldu. Devşirmelerin merkezi olan Yeniçeri Ocağı 1826’da kaldırıldı. Bu ocağın kaldırılmasıyla birlikte tarikat ve cemaatler yeniden yavaş yavaş devlete sızmaya başladı.
Yüksek eğitim kurumları olan medreselerden tutun da adalet dağıtan yargı organı kadılıklara kadar aklınıza gelen her kilit nokta++
Yıkılan Osmanlı’yı, Çelebi Mehmet’in yaptığı gibi bu sefer Mustafa Kemal Atatürk kurtardı, devlet Cumhuriyet olarak yaşamaya devam etti. Atatürk devleti yeniden nasıl canlandırdı dersiniz?
Atatürk, bu uygulamalarla devleti tarikat ve cemaatlerin elinden aldı. Devletin emir komuta sistemini bu paralel yapılanmalardan temizledi. Tarikat ve cemaatlerin Atatürk düşmanlığı işte bu yüzdendir.
1924 yılından beri kaybettikleri gücü tekrar kazanmak için çalışıyorlar. 1946'dan sonra Truman Doktriniyle başlayan tarikat ve cemaatlerin güç kazanma dönemi, AKP Hükümetleriyle birlikte zirveye ulaştı. Bugün devlet tekrar onların eline geçmiştir.+++
Menderes döneminde ve akabinde başlayan komünizmle mücadele kampanyası ile maalesef yabancı istihbarat, Türk İslam inancının içine sızmayı başarmıştır. Yabancı istihbarat, Türkiye’de “guguk kuşu” taktiğini uyguladı. +++
Bu kitaplar zamanla bizim Osmanlı döneminden kalma kitaplarımızın yerini aldı. Çeşitli dernek, vakıf ve talebe birliklerinde bu kitaplarla yetiştirilen kadrolar bugün tarikat ve cemaatlerle birlikte devleti yönetiyor.++
Aslına bakarsanız tehdidin büyüğü bu da değil. Hatta FETÖ bile karşı karşıya olduğumuz tehdidin yanında solda sıfır kalır....
Bugün geldiğimiz nokta içler acısıdır. Devlet kadrolarında ilerlemek isteyen bir yargıç, bir komiser açıktan açığa “ben hakyolcuyum”, “ben közcüyüm”, ben şucuyum ben bucuyum diye bağırarak +++
Bu yöntemi kullanarak FETÖ de varlığı devam ettirmektedir.
Devlet memurunun sahibi olmaz. Özellikle istihbarat, yargı, silahlı kuvvetler ve emniyet mensuplarının sahibi kesinlikle olmaz; onlar birer kapı kuludur...
Oktay Sinanoğlu’nun önemli bir sözü var; “bir millet her nesilde yeniden doğar” diye. Son 17 yılda camiler, İmam hatip okulları, kuran kursları, yurtlar vs. aynı tekke ve zaviyeler gibi +++
Sır odalarında kimin kimi bademlediği bizi ilgilendirmez, çocuklarını o şer yuvalarına kaptıranlar düşünsün...Bizi ilgilendiren kısım, Türkiye’nin bekası için bu tarikat ve cemaatlerin kökünün “devletten” kazınmasıdır.
Bugün AKP’nin karşı karşıya olduğu
en büyük sorun budur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan artık bir yol ayrımındadır. Ya tarikat ve cemaatlerin devletten kökünü kazıyarak tarihe Çelebi olarak geçecek, ya da ...
O mahalleden gelen birisi olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşı karşıya olduğumuz bu büyük sorunu çözmesi bir başkasına göre çok çok daha kolaydır+
Şeyhine eğilen adamlarla varılacak nokta bellidir…
Osman Başıbüyük,
Sun Savunma Net,
29 Temmuz 2019
Timur/Moğol mu Türk mü? konusuna odaklanan arkadaşlara diyorum ki yazının bütününe odaklanın.
Timur ve Cengiz Han'ı bir çok kez Türk idiler diye paylaşmış Moğol İmp.da 18 Türk devleti vardı demiştik
Timur/Moğol mu Türk mü? konusuna odaklanan arkadaşlara diyorum ki yazının bütününe odaklanın.
Timur ve Cengiz Han'ı bir çok kez Türk idiler diye paylaşmış Moğol İmp.da 18 Türk devleti vardı demiştik
Daha önce Moğol imp. hakkında yazdıklarımı tekrar okusunlar. ⤵️⤵️⤵️