Buna “ayıklama” deniyordu.
Bu aşamada çok acıklı sahneler ortaya çıkıyor, özellikle küçük çocuklar annelerinden ayrılırken çocuklar ve anneleri çığlık çığlığa ağlayıp bağırıyorlardı.
Bu sırada annesi diğer tarafta kızından gizlenmeye çalışıyordu.
Kendisi genç olduğu için “sağa” ayrıldı, ailesinin kalanı ise ya çok yaşlı ya da çok küçüktü, o yüzden hepsi “sola” ayrıldılar.
Lili o gün, terk edilmiş bir Alman kışlasında bir resim albümü buldu.
Bir keresinde, Theresienstadt Toplama Kampı’ndan yaklaşık 200 çocuk Auschwitz’e gelmişti. Her birinin kolunun altında birer ekmek vardı.
Örneğin, Auschwitz’teki tutsaklardan biri olan Renee Firestone kampa geldiği ilk gün, demiryolunun karşı tarafında yaşlılar, çocuklar ve bebekler olduğunu görmüştü.
Auschwitz’ten kurtulanlardan biri olan Roman Frister’in yanına gelen yaşlı bir mahkum şöyle demişti: “Şuradaki dumanı görüyor musun? Auschwitz’ten kaçmanın tek yolu işte bu.”
Örneğin bir mahkum, Zdenka Ehrlich’e annesinin yanında olup olmadığını sorduğunda Ehrlich, annesinin sola ayrıldığını söyledi.