My Authors
Read all threads
1-Bugün de dedemin ani defterinden bir hikaye paylasacagim.

Basina "Fantezi" diye not dustugu, 1 Ocak 1945 tarihli hikayenin ne kadarinin gercek oldugunu bilmiyorum.
2-Biraz da Başka Telden (Fantezi) 1-1-945

Sevdiğim hoş meşrep bir arkadaşım;
-Hayatında geçirdiğin en büyük tehlikeleri söyle! dedi.
-Neden icap etti, ne münasebet şimdi?
-Söyle canım!
-Peki.
3-İkisi lisede iken geçti, birincide denizde boğuluyordum, kurtarıldım. İkincisi ise, bahçe değil de, mektebin ortasında futbol oynuyorduk, arkadaşımın çektiği şut arkamda bulunan duvarda bir pencerenin demir parmaklığına çarptı, ben bakmadan topun düşmesini beklerken,
4-demir parmaklık da yerinden kopmuş, arkama düştü: şakuli (düşey) düştüğü için bana çarpmadı. Üçüncüsü tramvaydan atladım, karşıya geçmek istiyordum, indiğim tramvay öbür hattan gelen tramvayı görmeme mani olduğundan fütursuz yürüyordum, tam hatta ayağımı basarken
5-tramvay hızla geçti, bir anlık gecikme canımı kurtardı. Dördüncüsü ve sonuncusu; Ergene tren köprüsünden hayvanla (dedem süvariydi) geçtim, yayaların geçmesine mahsus raylar arasına konan demir levhalardan bir çoğu tespit edilmemiş (sabitlenmemiş). Tam ortada hayvanın bastığı
6-levhalar kalkmaya oynamaya başladı. Hayvan da ürkmedi, levhaların ortalarına basarak muvazeneli (dengeli) geçti, ondan da kurtulduk.
-Bu kadar mı?
-Evet!
-Bunlar da bir şey mi?
Bu tehlikeleri, yahut tehlikelerimi, küçük görmesine adeta kızdım ve alaylı bir tavırla
7-Peki seninkini söyle de işitelim! dedim.
O mütevazi:
-Aşığım!
Ben hayretle:
-Anlamadım.
-Aşığım, seviyorum.
-Karını mı?
-Hayır!
-Çocuklarını mı?
-Hayır, hayır değil, onlardan başka.
-Tebeşir tahtasını mı?
Güldü.
8-Bir kızı!
-Ne kızı?
-Canım ne kızı olacak, anasının babasının kızı.
-Sen çıldırmışsın!
-Çıldırmadım ama, bunun sonu galiba öyle olacak.
-Kız senin evli olduğunu biliyor mu?
-Biliyor.
-E biliyor da seviyor mu?
-Canım ne bilmeden sevdi, ne de bildikten sonra.
-İyi etmiş!
9-İyi etti ama ben vazgeçemiyorum.
-Ölecek köpek cami duvarına işermiş, senin de ölümün yaklaştı herhalde.
-Karımın kulağına giderse o da şüphesiz gibi.
-Peki bunun büyük tehlike olduğunu bildiğin halde kurtulmak için niçin çalışmıyorsun?
-Çalışmıyorum, çalışmak istemiyorum,
10-

bu azapta da bir nevi zevk varmış.
-Çek öyle ise.
-Çekiyorum, çekeceğim ama senden bir ricam var!
-Nedir?
-Bana bir mektup yaz!
-Ne mektubu?
-Aşk mektubu!
-Allah Allah, sen çocuk musun, yaşını başını almışsın, kendin yaz.
-Ben yazacağım ama yazacağım mektubun şimdiye kadar
11-yazılmış aşk mektuplarına benzemesini istemiyorum.
-Öyle ise hiçbir şeye benzemeyen bir mektup yaz.
-Ha işte sana onun için geldim!
-Ben o kadar manasız adam mıyım be?
-Yok canım sen şöyle tıbbi aşki bir mektup yazabilirsin.
12-Vallahi pek becereceğimi sanmıyorum. Başkası olsa böyle eksantrik bir şeye de söz vermem ama, senin için biraz uğraşayım.
-Yalnız sen bana kızın halet-i ruhiyesinden biraz bahset bakalım.
-Bilirsin evleninceye kadar ömrüm kız, kadın arasında, arkasında, içinde, aleminde geçti.
13-Evlenmek bana bir sükunet getirdi. Artık dışarıya bakmak aklımdan geçmiyordu. Karım üçüncüyü dünyaya getirmeye hazırlandığı için onu annemin yanına gönderdim. Ben de bekar kaldım: Arkadaşlarla eski yerleri bir defa dolaştık, beni pek açmadı.
14-Gene eskisi gibi gönül krallığı yapmak sevdasında idim. Bir gün birisi bu fikrimi anladı, nasihat yollu „İnsan biraz zeki, güzelse otuzuna kadar dişi mahluklar arkasından bir şey beklemeden, istemeden gelir. Otuz-kırk beş arasında evlenmek ümidiyle, kapılanmak için gelir.
15-Ondan sonra da paraya, ölümünü beklemeye gelir. Yani güzellik azaldıkça, yaş arttıkça yerini para doldurabilir, gerisi palavra, sen de ikinci devreye girmiş bulunuyorsun. Sana gönül hevesi için iyi bir şey gelmez, artık onları unut!” dedi.
16-Bu söze canım sıkıldı, “şunlara göstereyim!” dedim. Herkese göstermekten gurur duyacağım, önüne gelene yüz vermeyecek, çok zeki ve o nispette de güzel bir kızla konuştum. Konuştum ama kız evli olduğumu anlayınca ayrılmak istedi ve bunu o kadar kibarca yaptı ki, o hali de
17-hoşuma gitti, inat ettim. O kaçtıkça kovaladım, o da bigane (ilgisiz) değil ama ne yapsın. Ailesine, arkadaşlarına hesap vermek zorunda. Sonra da sonu ne olacak diyor, direniyor. Bazen gönlünün sesine ve daha çok da kafasının emrine itaat etmek istiyor. Bedbaht olmaktan
18-korkuyor, beni seviyorsan karşıma çıkma, beni bırak diyor!
-Peki bir deneyeyim, yarın uğra, yazdığımı beğenirsen gönderirsin!
-Olur!
dedi ve gitti.
Düşünmeye başladım.
Bu ısmarlama orijinal mektuba şöyle başladım.
Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh.

Enjoying this thread?

Keep Current with Berk Birincioglu

Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just three indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!