My Authors
Read all threads
"Katılım ortaklığı" yapıısnda şöyle sorun var:
Diyelim A şirketi X işi yapmak için katılımcılar arıyor. İşi tamamlaması için 100.000 TL para toplaması ve bunu 5 yıl boyunca kullanması gerekiyor.

Yeterli katılımcı bulundu fakat içlerinde 20.000 TL sermaye koyan bir kesim ayrıldı.
Dolayısıyla henüz "kâr" doğmadı.

Bu durumda ayrılan katılımcı sermayeye neden "kâr payı" ödeniyor?

Bir hususta şu: Katılımcılar şirketin hangi işine yatırım yaptıklarını bilmedikleri için akit "muğlak"tır.
Katılım ortaklığı sistemi, para yatıran her kişiyle 2 hususta anlaşması gerekir ki, kâr ortaya çıksın:

1) Ortaklığa katılan kişiye hangi iş için ortak olduğu belirtilmeli;
2) O belirlenen işin hitamına kadar katılımcının payını çekmemesi gerektiği de baştan kabul edilmeli.
Katılım ortaklığı sistemleri bu ilkelere riayet etmiyor.
Diyelim ki X kişi 1 yıl vadeli olarak bir katılım ortaklığında pay aldı. 1 yıl içinde "kar almaya" başlıyor.

Bu, açıklanabilir olmadığı gibi piyasa koşullarında da gerçekçi değil.

Piyasada yatırım 1 yılda kâra çevrilmez.
Katılım ortaklığında pay sahibi olup da 1 ay sonra, 3 ay sonra vs. pay almaya başlıyorsanız aslında şirketin evvelden beri yürüyen ve ortak olmadığınız bir işinden pay alıyorsunuz demektir ki, bu durumda şu sorulmalıdır: Niçin önceki işin kârını sonraki katılımcılara dağıttın?
"Katılım ortaklığı" sistemi 2 gerekçeyle adaletli değil:

1) Katılım ortaklığına katılanlar hangi ortaklığın hangi işinden kâr bekliyor? Belirsiz faaliyete neden "katılım" isteniyor?
2) İş tamamlanmadan katılım ortaklığından ayrılana neden kâr veriliyor?
Kapitalist sistemde ekonomik krizlere karşı "İslâm ekonomisi teorisi" yaklaşımından bir çözüm beklenebilir mi? Sorun budur.

Sorun tartışılırken geçmişteki bir özelliğin hatırdan çıktığı söylenebilir: Osman Beğ, Karacahisar'ı fethedince gavurun pazarını feshetti yeni pazar kurdu.
Osman Beğ'in önemi şudur: Edebalı'nın damadı olan Osman Beğ, aslında kurduğu pazarla Anadolu ahilerinin ticaret merkezini teşkil etmişti.

Modern dönemde katılım bankacılığı pazarı belirleyemiyor ki, dağıttığı kâr da kendi faaliyetinin kârı olsun.
Ahiler kendi bölgelerinde çok gerekmede tüketim malı ithal etmiyordu.

Bugün katılım ortaklığı uygulamalarının tamamı tüketim toplumuna entegre olmuş bir toplumdan kâr payı ortaklığı yapmasını talep ediyor.

Ahilik, eskimeyen mal imal ederken kapitalizm eskiyen mala müşteri arar.
Türkiye'de eskimeyen mal imal etmenin bir yolunun bulunması gerekir.

Yani kapitalizmin esir aldığı tüketiciyi kurtarmanın en pratik yolu, piyasaya mal arzını çoğaltmak değil, kaliteli-uzun ömürlü malla azaltmak.
Ev içindeki eşyanın her iki senede bir değiştirilmesi "kapitalist kültür"dür.

Dindarlık bu kültüre direnemiyor.

Eski toplumun kültürü ise ev eşyasının miras konusu olacak derecede eskimezliği esasıyla üretilmesini hedefliyordu.

Düşünün ki, babasının çizmesini giyen oğul vardı.
Türkiye'nin kalkınma sorunu hep siyasi bir mesele olarak görüldü. Bu konunun "toplumsal" bir mesele olarak da düşünülmesi gerekir.

Dindarlık buna talip mi? Gördüğüm kadarıyla hayır.
Türkiye'de dindarlık liberal bir yöneliştir.

Zengin olmak istiyorlar.
Çok tüketmek istiyorlar.
Önceki elitlerin yerine geçmek istiyorlar.
Üstelik bu istediklerini de "İslâm davası" gibi sunuyorlar.

Oysa bu laik dönemle hesaplaşmak için sekülerleşmek anlamına gelir.
Evdeki eşyayı 2 senede bir, kapı önündeki otomobili 5 senede 1, oturduğu daireyi de 15 senede 1 değiştirmeyi kafasına koyan dindarlık "tüketim misyonculuğu" yapıyor.

Kapitalizm ile dindarlaşma arasında çok sıkı bağ var.
"Örtünerek her yere/mekâna girerim, her yerin özünü emerim"
80-90 arası dindarlığın evlerinde TV yoktu.
90'larla birlikte dindarlar TV programcısı oldu.

İşte bu evriliş tüketim toplumuna rıza üretimi idi.
Dindarlık bu toplumda yoksulluğun önüne geçmek istiyor mu?

Hayır istemiyor.
Niçin böyle söylüyorum?

Çünkü yoksulluğun önüne geçmenin en kestirme yolu halkın ticaretle, zanaatkârlıkla meşgul olması ve tüketici olmayan bir ekonomiyi hayatta tutmasıdır.

Dindarlık aksini istiyor.
Türkiye'de kalkınma, refah, terakki gibi kavramlar parti isimleridir ve devletten siyasi/ekonomik çözümler beklentisini ifade eder.

Almanya'da 7 asgari ücretle 2015 model 2. el bir araba alınabiliyor.
Türkiye'de aynı model 2. el araba için 60 asgari ücret gerekiyor.
Dindarlığın tüketimcilikten başka çözümler üretmesi ve teklif etmesi gerekirdi.

Örneğin
1) Eskimeyen mal imalatı.
2) Güçlü akrabalık sistemlerini devreye sokarak "ortaklaşa kullanım" modelleri.
3) Erken yaşta iktisadî hayata katılarak bir esnaf zümresi teşkil etme.

olmadı.
Dindarlığın otomobil, tüketim malları ve konut için bankalara borçlanmaması gerekirken, şu yola saptılar: "enflasyon oranında faiz caiz."
Eşyalarımı parçalanmaya yüz tuttuğunda değiştirdiğim için zaman zaman iğneleyici bakışlara muhatap oluyorum.

Fakat bunu kendisinden öğrendiğim babamın para için kimseye kul olmadığını izzetle yaşadığını gördüm.
70'lerde ilkokula giderken ahşap bir kalem kutusu kullanıyordum.

Teyzemin oğlu kullanmış, sıra bana gelmişti.
Ben de kardeşime devrettim. Sonra annem onu bir tanıdığına hediye etti.
70'lerde kağıt, kalem "fetiş" gibiydi.
Mal kıymetli idi.

Bereket, çok malda değildir.
Az malı iktisatla kullanmadadır.
Katılım ortaklığından tutumlu olmaya gelmiş oldum.

Söylemek istediğim şu:

Osman Beğ'in kurduğu pazar "ahi pazarı" idi. Bu pazar sadece gavurların pazarını def etmekte değildir; aynı zamanda Anadolu'daki üretim gücünü (ahileri) harekete geçiren bir etkiye sahipti.
Yûnus Emre niçin dağdan odun topluyor?

Bu mesele "ahilik" ile açıklanmadıkça sufizm paradigması Anadolu'daki fetihi anlamlandıramayacaktır.
Yûnus Emre dağdan doğru odun topluyor. Bu onun pazar mahkumiyetini kırdığını gösterir.

Düşünün ki bugün pazara bağımlı değilsiniz.
Yani? Hürsünüz.

Fütüvvet, hürriyettir.
Günümüzde dindarlık pazara mahkum.
Hz. Peygamber'in Medine Pazarı kurması, Mekke'de merkezileşen Arap kapitalizmine bağımlılığı kırmak anlamını taşıyordu.

Aynı mantık Anadolu'da Osman Beğ ve ahilerle (elbette Yûnus Emre ile) gerçekleşmiştir.
Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh.

Keep Current with lütfi bergen

Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!