Kommersant’taki yazıda Türkiye’nin Dağlık Karabağ’da Azerbaycan’ın kullanımına sunduğu Bayraktar TB2 SİHA’larına İngiltere’nin hayli teknoloji yardımı yaptığına özel dikkat çekiliyor.
Türkiye-İngiltere arasında son yıllarda artan silah ticareti de Rusların epey ilgisini çekmiş.
Sadece 15 Temmuz’un hemen akabinde İngiltere Türkiye’ye tek seferde 806 milyon sterlin tutarında silah ihracat lisansı onayı vermiş.
Yine 15 Temmuz sonrası Theresa May ile 100 milyon sterlinlik anlaşmaya dikkat çekilen yazıda Ankara-Londra hattındaki askeri projeler ele alınmış.
İngiltere-Türkiye-Rusya arasında tarihten günümüze hassas denge, ilişki ve algıları detaylandırmak için okunası bir analiz.
📍 Yazıdan anladığım, İngiltere’nin Karabağ’da Erdoğan’ı sahaya sürerek Moskova’yı sıkıştırmak istediği yönünde Ruslarda ciddi ve güçlü bir kanaat oluşmuş.
📍 Ruslarda oluşan bu kanaat doğruysa bir de şu var:
İngiltere, SİHA’lar ve yeni askeri teknolojilerini, Türkiye üzerinden Suriye ve Libya’dan sonra şimdi de Karabağ’da test edip Ukrayna vs. pazarlara satarak Rusya’ya karşı “kuş katliamı” yapıyor.
Taşeron kim, onu da siz bulun.
📍 Son olarak,
Ruslardaki bu kanaat gerçekten doğruysa, İsrail’in de Karabağ’daki savaşta SİHA satarak Bakü’nün yanında durmasıyla ilginç bir üçgen oluşuyor:
İngiltere-Türkiye-İsrail
Bu üçlü arasındaki 15 Temmuz günü ve sonrası ilişkiler ise sanırım özel bir ilgiyi hak ediyor.
📍 Murat Yetkin’in şahsi tanıklığıyla, Richard Moore’un 15 Temmuz’daki “ilginç merakı” da dursun şurada:
Ruslar Pandora’nın kutusunu açmaya karar vermişler!
Kommersant, Erdoğan iktidarının Dağlık Karabağ’daki “savaşı nasıl hazırlayıp hazırlandığına” ve “cihatçıları bölgeye ne şekilde yolladığıyla” ilgili müthiş detay ve iddialarla dolu bir analiz yayınladı.