Halkın asıl problemi ekonomik krizleri hesaba katmayan tüketim yönelişleri ile tavır almasıdır.

300 bin TL'lik evi kredi ile 600 bin TL'ye almayı ve 10 yıl sonra %100 fiyatlamayı kabul eden bir tüketici tavrı aslında asgari ücretlinin konut sahibi olmasını engelliyor.
Konut kredisi kullanımının kendisi asgari ücretlinin aleyhine işleyen bir mekanizmadır.

Konut kredisi kullanımı aylık 5000-6000 TL kredi taksiti ödeyemeyecek kesimleri fakirleştiriyor.

Asıl tartışılması gereken tavır budur.
Karı koca dahi çalışsa 2 çocuk sahibi bir ailenin aylık 5-6 bin konut kredisi taksiti ödemesi için haneye giren maaş toplamının asgari 10.000 TL olması gerekir.

Görülüyor ki konut kredisi ile ev sahibi olma yönelişi aslında toplumun bir kısmını fakirleştiriyor.
Türkiye'de halkın geniş kesimlerinin "ekonomi çok kötü" sözlerinin geri planında kendi çektiği kredilerin artık daha aşağı gelir düzeyindeki kesimler tarafından kredi çekilerek amorti edilememesi problemi vardır.
Konut kredisi sisteminin en önemli kuralı emlâk fiyatlarının sürekli taleple yukarı çekilmesi ve kredilerin amorti edilmesidir.

Eğer emlâk yeni kredi müşterileri ile fiyatlanamazsa konut kredisi çeken kesim beklediği rantı elde edemez ve konut satılmaz. Yani konut fiyat yapmaz.
Bugün konut için gerçekleşen fiyat yapamama durumu nedeniyle otomobilde kredi çekerek rant arayışı başlamıştır.

Bu nedenle fabrikalarda sıfır otomobil bulunmuyor.

İkinci el otomobil aşırı bir fiyatlama görüyor.

Yakında aşırı fiyatlama nedeniyle otomobil alınamayacak.
Halkın "kredi çekeyim, konuta yatırayım. Nasılsa 10 yıl içinde fiyatlama nedeniyle kâr ederim" yönelişi bugün otomobile döndü.

Yarın 2. el otomobilin en ucuzu dahi 200.000 TL olunca 36 ay vadeyle araç almanın aylık bedeli 5-6.000 TL olacak.

Bu meblağ, 2 maaşla bile çevrilemez.
Türkiye'de 20 milyon konut borçlusu var.

Bu borçlu nüfusun 3 kişilik aile olduğunu varsayalım.

Demek ki 60 milyon nüfus borçludur.

Ekonomik kriz aslında halkın kredi çekerek 10 yılını borçlandırmasından beklediği konut rantının tıkanmasıdır.
Netice itibariyle ben sermayenin organik aydını değilim ve "enflasyon oranında faiz caizdir" şeklindeki bir görüşün hep karşısında durdum.
Türkiye'de muhafazakâr aydınların pek çoğu kredi çekerek ev aldılar.

Ancak bu modelin yürümesi için talebi diri tutmak zorundasınız.

Enflasyonu bastıran, konut kredisiyle 10 yılda borçlunun kredi maliyetini amorti edip bir de kâr ettiren yapı konuta talep kırılınca bozuldu.
Zaten öğrenci kredisi ile borçlandırılmış ve yaşı 25-27'ye gelmiş gençlik evlenmeyi reddedince konut sektörünün borçlandırma mekanizması durdu.

Mesleğini eline almamış gençlik 30.000 TL ve eğer yüksek lisans da yapmışsa 60.000 TL borçlu.

Nasıl evlenecek ve konuta borçlanacak?
25 yıllık yazarlık hayatımda "enflasyon oranında faiz, caizdir" yaklaşımını savunan muhafazakâr aydınlarla hep çatıştım.

Kentleşmenin bir küresel borçlandırma mekanizması olduğunu dile getirdim.

Fakat muhafazakâr aydınlar şöyle dediler: "Bırak şu Lütfi'yi, Sifonu çek."
Türkiye'de aydın kesimin konut kredisi ile kentleşme düzenine itiraz etmeyip "ekonomi çok kötü, dolar arttı" şeklind esöylem üretmesi karşısında gülümsüyorum.
Türkiye'de aydınlar 20 milyon konut kredisi borçlusunu gözetmeyen ve aileleriyle birlikte 60 milyonu borçlandıran konut kredisi-otomobil kredisi mekanizmasına dokunmayan analizleriyle "dolar arttı, ekonomi kötü" diyor.

2 maaşlı bir hanenin ortağının bankalar olduğu görülmüyor.
300.000 TL değerinde bir konuta geri ödeme olarak 600.000 TL borçlandığınızda şunu hesap etmeniz gerekir:

"10 yıl sonra bu daireyi 600 bin TL'ye satabilecek miyim?"

Satılamayacağı görülmektedir.

Zira 600 bin TL değerinde evi alacak kişi kredi çekerek kaç TL'ye borçlanacak?
Bugün 300 bin TL değerindeki konutu 10 yıl sonra 600.000 TL'ye fiyatlıyorsunuz.

Peki 600.000 TL değerindeki evi alacak bir tüketici ayda kaç TL kredi taksiti ödemelidir?
Bugün 300.000 TL kredi çeken biri 10 yıl sonra borcu bittiğinde aynı evi alacak başka bir ailenin 600.000 TL'ye borçlanacağını, aylık 10.000 TL kredi taksiti ödemesi gerekeceğini hesap etmeliydi.

Ekonomik kriz değil, faizle fiyatlanmış konut borçlandırması mekanizması krizi var.
Şimdi konutta yaşadığımız halkın kredi ile kâr-rant beklentisi yönelişinin tıkanması üzerine otomobilde aynı süreç başladı.

Yakında en külüstür araçlar 200.000 TL olacak.

Ancak bu kez vadeler 36 ay.
Son 10-15 yılda evlenen gençleri ebeveynleri "konut kredisi çek. Karı-koca ödersiniz" şeklinde yönlendirdi.

Konut fiyatları artık iki maaş toplamı 10.000'e varmayan ailelerin karşılayamayacağı düzeye çıktı.

Türkiye'de bazı muhalif siyasetçilerin "ekonomik kriz var" sözü yalan.
Aslında kriz kredi çekenlerin maaşlarının bankalara çekilmesinden kaynaklanıyor.

Yeni konutları alabilecek, borçlanarak konut sahibi olabilecek bir kesim kalmadı.
Türkiye'de enflasyon sıfır bile olsa konut kredisi ile kâr maksimizasyonu hesaplayan 20 milyon hane borçlusunun (reelde 60 milyon nüfusun) maaşlarını ellerine bile almadan kredi taksiti olarak banka hesaplarına yatırmaları ile ilgili bir dönemdeyiz.
Covid-19 nedeniyle "sanal paraya geçilecek" deniliyor.

Oysa konut kredisi yoluyla zaten maaşlarınız bir bankadan diğer bankaya geçerek dijitalleşti.

Yani Türkiye 20 milyon konut borçlusu ile zaten kripto para icat etti.
Türkiye'de muhafazakâr aydınlar "Lütfi mi? Sifonu çek" derken yazılarıma sağır/kör olurken, meydana çıkan konut kredisi borçluluğunun kitleselleşmesi hakkında da söz edemiyor.

"Yıllardır enflasyon oranında faiz caizdir" diyen bir aydın grubundan bu beklenebilir mi?
Türkiye'de 20 milyon kredi borçlusu var. Ailelerin artık 3 nüfus olduğunu düşünürsek 60 milyon eder.

Bankalar 80 milyon nüfusun 60 milyonunu konut ve otomobil kredisi borçlusu yapmıştır.

Demek, borçlandıracak bir kesim kalmamıştır.

Aslında ekonomik kriz yok. Borç krizi var.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with lütfi bergen

lütfi bergen Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @BergenLutfi

5 Nov
İsmet Özel'in "Hz. İsa ile Hz. Muhammed arasında bir peygamber vardı" ifadesi aslında İslâm tarih felsefesini tamamen değiştirecek bir ifade olduğu halde pek çok okuyucusu için "bu metin istisnai bir metindir, ona takılmayın" şeklinde değerlendiriliyor.
İsmet Özel "Hz. İsa ile Hz. Muhammed arasında bir peygamber vardı" demekle İslâm tarih felsefesi açısından bir hususu ikrar etmiş oldu:

Hz. Peygamber'den önceki peygamberlere kavimlere gönderilir.
İsmet Özel Asya bozkırlarında "Türk" adında birileri vardı ve muhtemelen onlar bir peygambere intisap etmişlerdi demekle aslında Hz. Peygamber öncesi bir Türklüğü de zımnen kabul etmek zorunda kalmıştır.
Read 4 tweets
5 Nov
İsmet Özel "Bir İstiklâl Yürüyüşü" kitabında Türklere Hz. İsa ile Hz. Muhammed arasında bir peygamber gelmiş olabileceğini yazarak "töre"ye de vurgu yaptı.

Böylece Türk'ün "soy Türklüğü" olarak da ele alınabileceğini ima ederek Kalın Türk kitabıyla çelişti.
İsmet Özel, "İsa (as) ile Hz. Muhammed (asv) arasında bir peygamber vardı" diyerek Türk'ün SOY - Kavim olabileceğini yazmış ve Kalın Türk kitabıyla çelişmiştir.

(Bir Akşam Gezintisi Değil Bir İstiklâl Yürüyüşü c: I, 2012: 422-423)
İsmet Özel bir de şunu yazmıştır:

"Asya bozkırlarında yaşayan bazı insanlara çok eskiden beri Türk denirdi (...) Bazıları derler ki: Türk kelimesi török'ten geliyor. Ben bu fikre rağbet ediyorum. Töresi olan demek."

İsmet Özel bu görüşle Türkçenin tarihini 2000 yıla çıkarıyor.
Read 9 tweets
5 Nov
Batılı bilgi disiplini covid-19 karşısında çaresiz ise, bu çaresizlik onun yerleşme düzeninden yani kent sisteminden kaynaklanıyor. Geleneksel toplumda bir hastalık/salgın lokal karantinalarla atlatılabiliyordu.
Yok eğer covid-19 bir laboratuvarda "imal edilmiş" ise Batılı bilgi disiplini daha büyük töhmet altındadır. Çünkü böyle bir durumda pandemi küresel ölçekte bir soykırıma dönüşmüş oluyor.
Batılı uygarlık tasavvuru yeryüzünün tamamını kentlileştirerek covid-19'un metropolleri ve ülkeleri "kapatması"na meydan veriyor.
Read 4 tweets
3 Nov
26 milyon genç "okusun adam olsun" diye Türkiye nüfusunun % 75'i (T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre) kentlerde yaşıyor

cevreselgostergeler.csb.gov.tr/kentsel---kirs…
(T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre)

2017 yılında kentsel alanlarda yaşayan nüfus oranı; Türkiye’de %74,4, AB-28 ülkelerinde ise %76,4 olup, bu oranlar dünya ortalaması olan %54,3'ün oldukça üzerindedir

cevreselgostergeler.csb.gov.tr/kentsel---kirs…
Türkiye'de gençlik ister istemez tarıma, zanaata, hayvancılığa, esnaflığa dönecek.

Gençler okuma sürecinde 70.000 TL borçlanıp ailesine de 150.000 TL para harcattığını görecek.
Read 11 tweets
3 Nov
Bu arkadaş "dövizin baskılanmasının Türkiye'de üreticinin üretimden kopmasına neden olduğu"na dair görüşümü yaptığı yorumla "gömmüş". Image
"Tarıma uygun konumuyla birçok avantajı barındıran Türkiye, temel tarımsal ürünlerde bile ithalatçı bir ülke hâline getirilince, “geçinemez olan” çiftçi, “kentlere göçerek” köyleri, tarlaları boşalttı." gozlemgazetesi.com/HaberDetay/253…
2000 yılında 94 milyon dönüm buğday ekim alanına sahip Türkiye’de bu rakam 2014’te 74 milyona geriledi. 2002 yılındaki buğday üretimi 69 milyon nüfusa karşılık 19,5 milyon ton iken 2014 yılında bu üretim nüfus artışına rağmen 19 milyon tonda kaldı. gozlemgazetesi.com/HaberDetay/253…
Read 4 tweets
2 Nov
Boris Johnson, ingiltere’de 5 Kasım tarihinden 2 Aralık’a kadar sürecek olan 4 haftalık ulusal çapta sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini duyurdu.

Bu şu demektir: Batı'da ekonomik anlamda kaos var.
Türkiye'de gençlik Batı'daki ekonomik kaosu görmüyor.
Belçika Kilitlendi...Yeni Tedbirler Açıklandı...
Read 4 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!