Güçlü devletlerin ekonomisi askerî yayılma ile güçlüdür. Geçtiğimiz asırda İngiltere güçlü bir sanayi ülkesi idi. Bunun sebebi askerî yayılmadır.
Bugün ABD güçlü bir ekonomiye sahiptir. ABD'nin güçlü ekonomiye sahip olmasının gerekçesi askerî genişlemedir.
CHP-HDP-İYİ-Saadet-Gelecek-Deva gibi siyasi oluşumlar ülkenin askerî hamlelerini engellemeye dönük propaganda örgütleridir.
Bugün Fransa güçlü bir ekonomiye sahipse veya Rusya güçlü ise bunun gerekçesi ürettiklerini satabileceği pazarlara hâkim olmasıdır.
Türkiye'de AKP-MHP iktidarının gerçekleştirmeye çalıştığı şey de CHP-HDP-Saadet-İYİ-Gelecek-Deva gibi propaganda örgütlerinin engellemesine rağmen askerî olarak pazar arayışıdır.
İran ile ticaret yapamıyoruz. Bunun gerekçesi maliye bakanlığı değil, ABD'dir.
Arap ülkelerine ticaret yapamıyoruz. Bunun gerekçesi maliye bakanlığı değil, ABD'dir.
İslâmcılık Arap ülkelerindeki "diktatörleri" yıkmaya yönelik fikir üretiyor.
Oysa Fransa, İngiltere, ABD, Çin, Rusya Arap coğrafyasında pazar imkânlarını genişletmeye çalışıyor.
Dünyanın en büyük silah ithalatçısı ülke Suudi Arabistan'dır.
Demek ki ABD Arabistan'dadır.
Çünkü emperyalizm için ekonominin "iyi" sayılması için temel güdü o ülkenin pazar koşullarının korunmasıdır.
ABD-İngiltere-Fransa-Rusya, Osmanlı bakiyesi ülkeleri pazar kılmıştır.
Fortuna şudur: Büyük devletler ekonomilerini üreticilerinin ürettiklerine pazar sahası bularak yükseltirler.
Türkiye'de CHP-Saadet-İYİ-Gelecek-Deva-HDP gibi propaganda örgütleri ise şöyle diyor: "İçimize kapanalım."
İstanbul'un Fethi'ni Saadet-Milli Görüş kadroları hiç anlamamıştır.
İstanbul'un fethi sadece şehrin fethi değil, Türk'ün Batı kapitalizminin uç bölgesi olan en büyük pazarı yani İpek Yolu'nun düğüm noktasını İslâm'a açmasıdır.
İstanbul'un fethi bir ekonomik hamledir.
İstanbul'un fethi, Müslümanların İpek Yolu'nu ele geçirerek Batı'yı ekonomik olarak çöküşe sürüklemesidir.
Allah Resulü'nün Mekke'nin Fethi ile gerçekleştirdiği husus da Arap yarımadasındaki ticaret merkezini İslâm'a kazandırmasıydı.
İslâm'ın 622'den 750'ye dek geçen zamanda Cebelitarık'a kadar yayılmasının gerekçesi de pazarları ele geçirmesiydi.
CHP-Saadet-İYİ-Gelecek-Deva-HDP gibi propaganda örgütleri ne diyor?
"Türkiye pazarlarını genişletmesin. Doğu Akdeniz'de ne işimiz var? Libya'da ne işimiz var?"
Peki senin gitmek istemediğin coğrafyalarda ABD-Rusya-Fransa-İngiltere-Çin'in ne işi var.
Bu pazarları kaybediyorsun.
Arap ülkeleri Türkiye'ye ambargo uyguluyor.
Türkiye'de İslâmcılık Arap coğrafyasına yönelik olarak "Türk mallarını alın" diyecek bir medya kurabildi mi?
Milli Görüş "Batı ülkelerinin sanayileşme ile kalkındığı" propagandasına yenilerek fikir vermiştir.
Batı'nın Doğu üzerindeki ekonomik üstünlüğü sanayi ile değil askerî genişleme ile olmuştur.
Milli Görüş askeri genişlemenin ekonomiye etkisini İstanbul'un Fethi'nde görmeliydi.
Milli Görüş Türkiye'nin pazarlarını ancak askerî nüfuzla genişletebileceğini görememektedir.
Pazarların tamamı İng+ABD+FR+Rusya gibi ülkelerce askerî olarak kapatılmıştır.
O halde ağzınızla kuş tutsanız bu pazarlara giremezsiniz. Sadece askerî hamle ile girebilirsiniz.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
"Ekonomist" veya "finansal yorumcu" olarak söz söyleyen bir koro var.
Bu koro bir yandan "dövizi baskılayın, faiz artırın" demekte; diğer yandan "faizi beklenenden az artırırsan dövizi tutamazsın" şeklinde yorumlar yapmakta.
Düşük faiz politikasını küresel sermaye istemiyor.
Türkiye'de bazı partiler daha kurulurken IMF'ten para almayı "ekonomi programı" olarak kabul etti.
Şunu istiyorlar: Faiz artacak, Türkiye borç alarak kısmi bir rahatlamaya girecek ama Doğu Akdeniz'deki, KKTC'deki, Libya'daki, Azerbaycan'daki yürüyüşüne son verecek.
Kimi çevrelerin dövizin düşmesi için Türkiye'nin borçlanmasını hedef olarak milletimize önermesi, borç batağına saplanmayı ifade eder.
Osmanlı şehirlerinde "şehir hayvancılığı" kapsamında kalan bir hayvancılık modeli vardı.
Modern kent "hayvanseverlik ideolojisi" imal ederek "kedi-köpek çobanlığı" imal etti.
"Dana kemiği tüketen köpek", "tavuk ciğeri yiyen kedi"ler üstün hayvan olarak fetişleşti.
Osmanlı şehirlerinde hayvancılık "süt hayvancılığı" olarak insanların hem geçimlerini hem gıda arayışlarını karşılayan kanaat ekonomisinin bir parçası olarak varlık bulmaktadır.
Modern insanların hayvanseverleri "hayvan yiyen hayvan" (tavuk ciğeri yiyen kedi) ile tüketimcidir.
Modern insan "hayvan koruyucusu" olarak ortaya çıkmakta ancak korudukları hayvan (kedi, köpek) diğer bütün hayvanları bir alt kategori olarak tasnif etmektedir.
Modern insan tavukları hayvan hiyerarşisinde kedinin altında görmektedir. Kediler tavuk yamyamı olarak statülenir.
Türkiye'nin iktisadî krizlerinin bütün gerekçesi enerji açığıdır.
Ancak Türkiye'de HDP-CHP-Saadet-İYİ-Gelecek-Deva gibi partiler bu enerji açığının nasıl karşılanacağı konusunda zerrece ilgili değiller.
AKP-MHP iktidarının önemi Doğu Akdeniz'i Vatan'a katması+enerji arayışıdır.
Türkiye AKP-MHP iktidarı ile vatanın enerji ihtiyacını esas alan bir politikaya teksif oldu.
Oysa HDP-CHP-Saadet-İYİ-Gelecek-Deva gibi partilerin politik vizyonu yabancı sermayenin Türkiye'de yatırım koşullarının politik araçlarının temine yönelmektedir.
Türkiye er veya geç ihtiyacı olan enerjiye kavuşacaktır.
Doğu Akdeniz (Mavi Vatan) ve Karadeniz'de arayışlar bu kızılelmayı gerçekleştirmeye yöneliktir.
Türkiye'nin Libya-Suriye-Somali-KKTC'de gerçekleştirdiği çabalar da böyle okunmalıdır.